çığlık

0 /
lali berte
bir a hicri izgören şiiri.

bana kanlı mühürler kaldı
o tarih tacirinden
uçurumlar çığlıklar ve ölüm tarifleri

bildiğim tüm masallardan topladım acıları
yakama iliştirdim
yaşamak dedim adına sığınaklar emzirdim
bütün sözcükleri yüzleştirdim ateşle
anlatamadım günlerin cehennemini

ajans haberlerinde kirleniyor insanlık
bütün sevinçler çarmıhta hızla yaşlanıyor
çocuklar
bozguna uğramış aşk düşürmüş bayrağını
geceler unutmuş sevişmeleri

tanrılara bulaştırmak için bu cinneti
deliyorum aşkın ambargosunu
yeniden yollara vuruyorum kendimi

teninden soyunsun artık çığlıklar
şimdiki zaman’a çekiyorum bütün fiilleri
bakışlarında köprüledim uçurumları
uyak olup düşüyorum dünyanın gözlerine
taze bir çığlığım artık bu kontra mevsiminde
herkesin biraz "faili" olduğu
"meçhul" bir cinayetim şimdi

bana katliamlar kaldı
o tarih tacirinden
ağıtlar sürgünler ve muhbir suretleri

bütün yenilgilerimi temize çektim
ölüm boy veriyor artık
düşlerimle suladığım topraklarımda
gözlerine ayarladım tüm imgeleri
flavor of the week
leziz bir sahte şarkısı. sözleri şöyle;

yanlış zamanda yanlış yerdeydik
doğru zamanı denk getiremedik
yoruldum ben koşmaktan, biraz da sen gel artık
yoruldum ben çabalamaktan, biraz da sen gel artık

kaybetme kendini
bulursun belki benle
dur yüzleş kendinle
sakın vazgeçme
kaybetme

sıkılmadın mı kaçmaktan? yalanlarla yaşamaktan?
bırak gelsin onlar, dönme sakın arkanı
bırak gülsün onlar, boşver sen hatalarını
goetica
çığlık veya orijinal ismiyle skrik, 1893 tarihli bir tablodur. norveçli ressam edvard munch tarafından yapılmıştır. birçok eleştirmene göre munch’un en önemli çalışmasıdır. resim orjinali 84 cm x 66 cm boyutlarındadır. resimde ön planda ızdırap çeker gibi görünen bir figür, arka planda ise ekeberg tepesinden oslofjord’un görünümü yer alır; oslofjord göğü kan kırmızısı rengindedir.

munch daha sonraları resimden bir litograf da yapmıştır. resim özellikle modern kültür ve sanatta büyük bir etkiye sahiptir.

norveç’in başkenti oslo’da ressamla aynı adı taşıyan munch müzesi’nde sergilenmekteyken bir soygun sonucu ağustos 2004 tarihinde birkaç tabloyla birlikte çalınmıştır. çalındıktan iki yıl sonra 31 ağustos 2006 tarihinde ise bulunmuştur.

goetica
özürlü bellek, bir anda çağırınca yanına yitik aşkı, yengeç ayaklı saat kulesi dümen kırar: ateş çanları. söktü gözlerimden acıyı telaşlı sular, yadsıdı yalnızlık yalnızlığını. ah bir harita zavallığıma.

gül diye diken açıyorum dalda, bak külü ıslanıyor sevginin, ikinci kez yanmasın diye. son bir kez geçiyor düşümden yüzümü kıran gölgem, bildik ayrılıkların büyüdüğü. bir daha uykusuz kaldı yeryüzü.

evrende hangi eşyanın çığlığı gözlerime vuran?

sadece bir yıldız -yoksul çocukların uçurtması, anılarına çektikleri- içimde hüznümü kanatan.

(bkz: kaan ince)
cck
içindeki üzüntüyü acıyı hafifletmek istersin içindeki öfkeyi bastıramıyorsundur,ağzındadır öfken dudaklarını kıpırdatsan cıkcakdır, acarsın pencereyi derin derin nefes alıp içinde yankılanan çığlığın sesini dinlersin...
axin ciwan
çiğlik



bana kanlı mühürler kaldı
o tarih tacirinden
uçurumlar çığlıklar ve ölüm tarifleri

bildiğim tüm masallardan topladım acıları
yakama iliştirdim
yaşamak dedim adına sığınaklar emzirdim
bütün sözcükleri yüzleştirdim ateşle
anlatamadım günlerin cehennemini

ajans haberlerinde kirleniyor insanlık
bütün sevinçler çarmıhta hızla yaşlanıyor
çocuklar
bozguna uğramış aşk düşürmüş bayrağını
geceler unutmuş sevişmeleri

tanrılara bulaştırmak için bu cinneti
deliyorum aşkın ambargosunu
yeniden yollara vuruyorum kendimi

teninden soyunsun artık çığlıklar
şimdiki zaman’a çekiyorum bütün fiilleri
bakışlarında köprüledim uçurumları
uyak olup düşüyorum dünyanın gözlerine
taze bir çığlığım artık bu kontra mevsiminde
herkesin biraz "faili" olduğu
"meçhul" bir cinayetim şimdi

bana katliamlar kaldı
o tarih tacirinden
ağıtlar sürgünler ve muhbir suretleri

bütün yenilgilerimi temize çektim
ölüm boy veriyor artık
düşlerimle suladığım topraklarımda
gözlerine ayarladım tüm imgeleri






a. hicri izgören



narcotic
radical noise’un plan b albumunden sivas katliamına tepki olarak yazdıgı, en güzel sarkisidir. gaza getirir, hüzünlendirir...

güftesi;


işte cıglık’ın sözleri şöyledir;

sıcak kavuruyor alev alev
sivas aklımda ve o nefret
2 temmuz 93 anlamıyorum hâlâ
bu kadar kolay mı kıymak cana?
kimin için aktı bunca kan?
kimin için attı o kalpler

bakma gözlerim kin dolu
duyma sözlerim sitem dolu

ah yandı anadolu’nun bağrı,
öte denizden bir kahkaha sardı her yanı
kimin içindi bunca göz yaşı
kimi yüceltti kan dökmenin telaşı

yok yook yok artık
kardeş eli uzatana kan verene bakacak yüzümüz yok artık

7doors
5 yaşındayken, annesinin tüberkülozdan ciğerlerinin kanayarak ölmesine birebir şahit olan edward munch’un, bu olayın etkisini üstünden atamaması sonucu ortaya koyduğu başyapıttır.resimde kırmızı rengin baskın oluşu, dehşet içindeki ifade ve başın ellerle kavranılışı yaşadığı psikolojik durumun dışavurulmuş halidir.
carpediem
ciglik 1, 2 ve 3 ten olusan seri. katilin oldurme yontemlerinin garipligi ve yine katilin genelde esas kizin en yakinlarindan biri olmasi serinin uc filminde de tekrarlanmistir. katilin maskesi de apayri bir tat katmistir hayatimiza.
0 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol