farklı zaman ve mekanlarda geçen anılarının biriktiğini farketmektir.
büyümek
ayşe kulin şöyle yorumlamış bu eylemi: "hayatımın güzel günlerini senin eksikliğini hissederek ve seni özleyerek yaşayacağımı biliyorum. buna katlanmayı öğrendim. acaba büyümek bu mu?"
25 yaşına geldikten sonra ; oha ben geçen sene 15 yaşındaydım ya , triplerine girmektir..
büyümek...
büyümek...
annenizin ellerinde oluşan lekelere dokunup sevebilmektir büyümek..
büyüdükten sonra çocukluğumu hiç özlemedim. çocukluğunu özleyen biri büyük olamazdı. mahallemde arkadaşlar arasında bir tabu gibiydi çocuk olmayı istemek. delikanlılıkta denebilirdi bu duruma.
büyüdüğümde köşe başlarında bira içtim, esrar içtim, sigara içtim. kavgalara karıştım. tespih salladım, kelebek taşıdım. gençlik diyordu kimileri bunun adına. kimin umrunda. ben büyüktüm. barlara girebiliyor, ehliyetimi almış araba kullanabiliyordum. zaten hep başkalarının arabalarını kullandım. ama olsun başkalarının arabalarını kullanmak çok büyükçe büyüklüktü.
büyüğüm.
büyüdüğümde köşe başlarında bira içtim, esrar içtim, sigara içtim. kavgalara karıştım. tespih salladım, kelebek taşıdım. gençlik diyordu kimileri bunun adına. kimin umrunda. ben büyüktüm. barlara girebiliyor, ehliyetimi almış araba kullanabiliyordum. zaten hep başkalarının arabalarını kullandım. ama olsun başkalarının arabalarını kullanmak çok büyükçe büyüklüktü.
büyüğüm.
lazım olandır. farkına ilk varıldığında şaşırtır. biraz üzücü, biraz heyecanlıdır. çocukluğu anımsayıp üzülmektir, mutlu olmaktır, kafası karışmak ve özlemektir o günleri.
hem nazım da,
"şimdiden çekilecek acısı bunun,
duyulacak mahzunluğu şimdiden.
böylesine sevilecek bu dünya
yaşadım diyebilmen için... " dememiş midir? bu yüzden lazımdır, yaşadım diyebilmek için.
hem nazım da,
"şimdiden çekilecek acısı bunun,
duyulacak mahzunluğu şimdiden.
böylesine sevilecek bu dünya
yaşadım diyebilmen için... " dememiş midir? bu yüzden lazımdır, yaşadım diyebilmek için.
farkına varmaktır.
yuzlesmektir.
ancak büyüdüğünüz anda anlayabileceğiniz bir şeydir.
tad almazsın bazen yediğin düdüklü şekerden, uçan balonların en uzağına bakamazsın, uçsuz bucaksız gökyüzünde korkutan bir şeyler vardır bilirsin, büyüyorsan eger düştüğünde her zaman yanında birilerinin olmayacağını itiraf edemezsin kendine...
kaybettiklerin gelir göz önüne tek tek film şeridi gibi en sevdiğini kaybettikten sonra, sinemaya gitmek istemezsin eskiden yaşadığın filmelerin şeridi zihninde tekrar canlanmasın diye, çocukken çok güldüysen sadece onlardan bir kaç parça kalır ceplerinde, kirlenen bir dünya da piyon olursun... ders çıkartırsan oyun senin olur...
çiçekler açar, dört mevsim bizim zamanımızda farklı yaşanırken dogal olayken, kendi bedeninde yaşarsın bütün doğal afetleri...
kaybettiklerin gelir göz önüne tek tek film şeridi gibi en sevdiğini kaybettikten sonra, sinemaya gitmek istemezsin eskiden yaşadığın filmelerin şeridi zihninde tekrar canlanmasın diye, çocukken çok güldüysen sadece onlardan bir kaç parça kalır ceplerinde, kirlenen bir dünya da piyon olursun... ders çıkartırsan oyun senin olur...
çiçekler açar, dört mevsim bizim zamanımızda farklı yaşanırken dogal olayken, kendi bedeninde yaşarsın bütün doğal afetleri...
on sekiz, yirmi yaşlarına kadar yaşadıkça kendiliğinden olur, sonrasında da adını değiştirip yaşlanmaya dönüşür.
peter pan da olmayan eylem.
yerle gözleriniz arasındaki mesafenin gitgide büyümesidir ki bu yüzden artık küçükken bulduğunuz paraları bulamamaya başlarsınız.
bazı şeylerin asla olamayacağını, bazı hayallerinize asla ulaşamayacağınızı, bazı fikirlerin sadece hayal olarak kalacağını fark etmek demektir. büyümüş olanlar ne demek istediğimi sanırım anlamışlardır. şimdi henüz büyümemişler için şöyle açıklayayım: en yakın 2 arkadaşınla sırt çantalarınızı kapıp dünya turu yapamayacağını, o çok istediğin yurt dışındaki üniversitede asla master yapamayacağını, o içinde kalan kişiyle asla tekrar karşılaşamayacağınızı anlamaktır. bazı şeyleri yapamayacak güçte olduğunuzu fark etmektir. yapmak istediklerinin aslında çoğunun senin elinde olmadığını fark etmek, ve sorumluluk almak demektir. sanırım henüz büyümemişler de anlamışlardır. şimdi de türkçe bilmeyen ve henüz büyümemiş sözlük kullanıcıları için ingilizce, italyanca, fransızca ve almanca entryler:
(bkz: büyümix)
a$ık olmaktır.
viyaklamak yerine sessiz ağlamayı becerebilmektir.
komşunun kızı naciye ablaya "offf yavrum göte bak" demektir.
bayramda harçlık alamamaktır.
arkadaşlığa; "ali bana kalemini verdi ben de onla arkadaş olayım o vakit" bakış açısıyla değil de;
"ne olursa olsun,yanındayım" tadında bakmaktır.
yüzde "sivilce" yerine "mutluluk" aramaktır.
konuşmadan da anlaşmayı öğrenmektir.
para kazanmak uğruna daha az uyumaktır.
viyaklamak yerine sessiz ağlamayı becerebilmektir.
komşunun kızı naciye ablaya "offf yavrum göte bak" demektir.
bayramda harçlık alamamaktır.
arkadaşlığa; "ali bana kalemini verdi ben de onla arkadaş olayım o vakit" bakış açısıyla değil de;
"ne olursa olsun,yanındayım" tadında bakmaktır.
yüzde "sivilce" yerine "mutluluk" aramaktır.
konuşmadan da anlaşmayı öğrenmektir.
para kazanmak uğruna daha az uyumaktır.
ne kadar kucuk seyler icin aglardik...
bir tutam sac, bir oyuncak araba, bir bebek..
simdi buyuduk,
cok buyuk olaylar bile aglatamiyor bizleri
olumler, iflaslar , savaslar..
simdi daha mi gucluyuz
yoksa daha mi aliskin?
hayati ogrenmek alismak mi acaba?..
bir tutam sac, bir oyuncak araba, bir bebek..
simdi buyuduk,
cok buyuk olaylar bile aglatamiyor bizleri
olumler, iflaslar , savaslar..
simdi daha mi gucluyuz
yoksa daha mi aliskin?
hayati ogrenmek alismak mi acaba?..
herhangi bir cisimdeki hacim artisi, genisleme.
cikan ilk dis
ilk adim
ilk regl
ilk opucuk
(bkz: ilk ask)
ilk is
ilk cocuk
ilk beyaz sac teli
dokulen ilk dis
ilk adim
ilk regl
ilk opucuk
(bkz: ilk ask)
ilk is
ilk cocuk
ilk beyaz sac teli
dokulen ilk dis
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?