ben küçükken çok salaktım

19 /
kyrlanas
kyrlanas aslında uslu bir çocukmuş ama azıttığı zamanda kendinden geçermiş,neyse gene bi gün yaramazlık yaparken dedesi "gel bak kyrlanas gofret vercem sana" demiş,kyrlanas da dedesinin yanına gitmiş.gofretin cepte olduğunu düşünen kyrlanas cebe diye dedesininkini kavramış ve bırakmamış, "ver gofreti" diye.

(bkz: utandım lan )
janisbaby
henüz 3 yaşımdayken doğan kardeşimi şiddetli bir şekilde kıskanırdım ama ailemi üzmemek için belli etmezdim, nasıl olsa bir ara öldürürüm kimse bişey anlamaz diye düşünürdüm.
kurabiye
lojmanın bütün çocuklarını ayartıp kaçırmıştım lojmandan dışarı ve eve bi daha dönememek üzere.yaklaşık 15 çocuk ve sonucu anlatamam, korkunçtu.
yine bir gün arkadaşlarımı ayartmıştım bir plan için. çünkü en sevdiğim arkadaşım duvar gazetesine karikatür çiziyordu ve çok kıskanmıştım onu, ayrıca onun üstün zekalı olduğuna dair söylentiler geziyordu etrafta.artık kıskanmanın ötesinde birşeydi hissettiğim.arkadaşlarıma parkta uygun yerlere saklanmalarını beni izlemelerini ve ben o masum arkadaşımı salıncakta deli gibi sallamaya başladığımda ortaya çıkıp etrafında dönmelerini ve şöyle demelerini istedim:"öleceksinnn"onlar da yaptılar ve hava kararmak üzereydi.evine gidene kadar onu öyle öleceksin diyerek kovalamıştık.tabi meğer evin önüne kadar ben kovalamışım tek başıma öleceksin diye. öbürleri satmışlar beni korkularından.
ırak, bomba atacak falan diyorlardı ve ben daha altı yaşındaydım.her gün aynı şey konuşuluyordu o zaman.kadınların yaptığı altın günlerinde bile. bir gün herkesin çanta hazırlayacağını duydum ve ben de bir oda dolusu oyuncağıma yiyeceklerin içinde olduğu çantalar hazırladım ve boyunlarına bağladım.
assassin
6-7 yaşlarındayken bizim evin karşısındaki bakkalın kapanmasını pencereden izlerdim/beklerdim.onlar darabaları çekerken bende evin perdelerini daraba niyetine çeker darmadağın ederdim.annemin bana kızmasına da bir anlam veremezdim.
nekropsi
küçükken parmağın kanamıştı. çoğu şey gibi (bunlara paslı şeyler de dahil) kanın da tadına baktım. yaptığım yorum şuyu:

+ lan! bu kan denilen şeyin içinde demir var.

yıllar sonra gerçekten öyle olduğunu öğrendim. şaşkındım tabi.

(bkz: ben küçükken salak mıydım)
instrument
ben küçükkene o kadar paylaşımcıymışım ki sormayın.
dedem bayramda para vermiş al yarısı senin yarısı da kardeşinin diye. o kadar iyi niyetliymişim ki almışım parayı ortadan ikiye yırtıp yarısını kardeşime vermişim. paylaşımcı olmak güzel birşey.
serpens
ilkokula giderken okulda çocuklar nefeslerini tutup yüzlerini kızartıyorlardı, bende eve geldiğimde acaba nasıl oluyo diye aynanın karşısına geçip nefesimi tuttum..uyandığımda hastanede kaşıma dikiş atıyorlardı..bayılıp kafamı yarmışım.
esmeralda
çocukken çekirdek içlerini tek tek avcumda biriktirip,sonradan hepsini ağzıma atmak.çok mutlu olurdum,hala da deniyorum ama çocukluğumda ki o sabrı bulamıyorum kendimde.
deltanous
90’lı yıllardı. banka ya da atm önünde bomba patlamıştı sanırım. ben ve en iyi arkadaşım ilgi çekmek ya da sansasyon yaratmak için onun en güzel oyuncak bebeğini atm’nin önüne koymuştuk. ardından gelen geçen yaygara çıkarsın diye ’’aa?? bombaa!!’’ diye ayar yapmıştık. gerçekten oldu 10 dakika sonra bariyerlerle çevrilmiş olan atm’nin önü 2 araba dolusu polis ve halkın garip konuşmalarıyla tam bir pazar meydanına dönmüştü.
totik
ilkokul ikinci sınıfta sınıf öğretmenimiz herkese nereli olduğunu sormaktaydı. sıra bana gelince mütiş cevabı vermişim.
annem türk babam karadenizli diye.
downinahole
şu ’’bir kalem, bir pergel, bir de çikolata alacağım’’ reklam filminin sürekli döndüğü dönemlerdi.acayip özenmekteydim o filmdeki erol adlı çocuğa. bir gün gözü iyice karartıp bakkala koştum cebimde bozukluklarla. bakkal kısaca bir süzüp ’’ne alcan’’ diye sordu. bir anda panik oldum. kalem, pergel,çikolata zihnimde arapsaçı oldu. bir süre bakıştıktan sonra elim sakız kutusuna gitti ve bir tane sakız aldım. cebimdeki bozuklukla ödeyip beklemeye başladım. yaklaşık 1 dakika sonra bakkal amca ’’daha ne bekliyon oğlum ’’ diyerek fena tersledi. yutkundum,ter bastı. o kadar hazırlandım söyleyemezsem ölürüm.ama gel gör ki, ’’bakkal amca alışverişimi yaptım,satış fişimi istiyorum’’ cümlesi bir türlü çıkmıyor. kırık dökük ve titreyen bir sesle ’’fiş veriyonuz mu’’ diyebildim yere bakarak.bir an duraklayan bakkal kahkahayı bırakıverdi orta yere ve ’’hadi yavrum git artık, annen bekliyordur’’ deyip kovaladı beni.eve gidinceye kadar utancımdan ağladım.çok kızdım kendime ’’sen nasıl erol un yaptığını yapamazsın’’ diye. o güne kadar çok güvenirdim kendime lakin bu olay sonrası biraz duruldum,adeta kendime geldim.
19 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol