ben küçükken çok salaktım

galiba hepimiz fabrika ayarlarimiza donunce salak oluyoruz :d

ottan korkardim otlarin arasina giremezdim otesi mi var ?

seken kırmızı topumun arkasına düşüp kaybolmuştum.

inşaata topum kaçmıştı. sonra ne oldu diyen arkadaşlara cevabım "ben özel hayatımla gündeme gelmek istemeyen bir yazarım" olur.

mantar toplamaya giden ablaların peşine düşeceğiz ve keşif gezisi yapacağız diye, üçü kendimden küçük dört kuzenimi de peşime takıp, kendimle birlikte onların da kaybolmasına sebep olmuştum.

ben küçükken çok salaktım... oyun oynamayı bırakmamak için çişimi son ana kadar tutardım. kıpkırmızı olan yüzümü gören arkadaşlarıma da "kalbim sıkışıyor" derdim. kalbim sağlam çok şükür ama idrar yolları bozuk...

küçükken allahın taştan olduğunu düşünürdüm.insana benzer dev bi taş...cehenneme gidenleri yanında bulunan zincirli kuyuya attığını zannederdim. cennete gidenler ise bekleme salonu gibi bi yerde siyah deri koltuklara oturuyor diye düşünürdüm.

ben kucukken cok salaktim,erkek çocukları baba kız çocukları anne doğurur zannederdim.

küçükken çok salaktım.
allah bizim mahalledeki caminin içinde sanırdım.

çocuk doğurma işini kek yapar gibi bi kasede bişeyler karıştırıp fırına atıyolar sonra çocuk oluyo diye düşünürdüm.

ben küçükken çok salakmışım,hiç bilgi sözlükte yazıp haftanın begenilenlerine girecek okuyanı yaracak bise yapmamımış.

ben küçükken çok salaktım. halam benden 4 yaş küçük kuzenime hamileydi o sıralar. o akılla halam çocuk yapıp satıyor zannederdim.

annemle babamın düğün fotoğraflarına bakıp ben niye yokum burda beni niye götürmediniz bende gelecektim diye ağlarmışım.

lahmacunu ninja kaplumbaga pizzasi zannedip yerdim. boyle sevdim zaten.

küçükken küfür et dedikleri zaman küfür derdim.

#94452

ben küçükken çok salaktım,
gelinle damat düğünde dans edince gelin hamile kalıyor sanardım.

"hunharca" kelimesini, "hunlarca" şeklinde anlardım nedense. televizyonda duyduğum "hunlarca öldürüldü" sözlerinin de etkisiyle hunların çok barbar insanlar olduğunu düşünürdüm. bu arada barbarları da ayrı bir millet sanıyordum zaten o ayrı bir konu.. bir de tarkan’ın gerçek olduğunu, filminse hunlar zamanında çekildiğini sanırdım. hunlar hakkında bir türlü kafamda bir şeyler şekillenememişti. hatta sadece tarkan’ın değil, eski zamanları anlatan bütün filmlerin o filmin geçtiği çağda çekilmiş olduğunu düşünürdüm. o değil, bir arkadaşım evlerinin arka bahçesine uçak düştüğünü söylemişti ona bile inanmıştım..biraz daha anlatırsam kompekse gircem sanırım...

ben küçükken çok salaktım amerikan filmlerinin sonunda yazan ’the end’ yazısını ’ve son
’ olarak çevirirdim.

her gün yazlık sitemizin parkında oynardık. sitenin diğer bloğunda oturan 3 avusturya’lı kız kardeş vardı. üçü de sadece sarışındı o zamanlar. her gün denize gittikleri ve geldikleri saat belliydi. biz tüm gün parkta oynarken, bu kardeşlerden en küçüğü denizden gelir gelmez bornozuyla parka gelir. sonra bornozunu atar ve çırılçıplak koşardı. biz de korkar kaçardık. şimdi üçü de sarışın, incecik, mav, gözlü ve afet-i devran kıvamında.

şimdi en küçüğü gene parktan geçiyor, zamanında ne yaptığını hatırlamadan belki, ve arkasında beldenin yarısıyla beraber.

evet küçükken çok salaktım. geleceğe bir parça yatırım yapsaydım, o beldenin yarısında değil en önünde olacaktım.

seksi sadece opu$mekten ibaret sanardim, ho$uma giderdi. gercegi ilk ogrendigim zaman tiksinmi$tim. hele hele $eyi ogrendigim zaman.... neyse kalsin orasi.