kimi insanı bazen çileden çıkarsa dahi, o me$akatli ama bir o kadar kısa insan yaşamından küçük bir kesit, küçük bir obje.
her ne kadar bayramlar eskisi gibi olmasa da mümkün olduğunca bu geleneğimizi ya$atmaya çalı$ırız.sanırım kültürümüzün yozla$masından olsa gerek, daha horozlar ötmeden bayram sabahı kapıda tüneyip o iğrenç zilin, zırıl zırıl çalmasına sebebiyet veren o küçük veletlere gün geçtikçe daha az tahammul eder olduk.
aslında o zilin çalmasındaki amaç, ya bir şeker ya da gönlümüzden kopacak 3-5 ytl paradır.zil deyip geçmemek gerek zira bu obje bayram sabahları kanlı canlı, yaşayan bir organizmaya dönüşmektedir.
öyle ki her çalı$ında " abi ne olur kapıyı aç bugün bayram " dediğini duyabilirsiniz.
yarı uyuyan bedeniniz pek uyanmak istemese de, nedendir bilinmez içinizdeki humanist " ulan götoş kalk çocukların parasını ver " diye bas bas bağırır.
bir hı$ımla içinizdeki humasiti bir kenara bırakıp, çocukların sabahın 8 inde çaldığı o iğrenç zile küfür ederek kapıya yönelir ve o zile basan veletleri paralamak istersiniz.
kapı açılır, kiminin saçları hafif jolelidir.kiminin örülü ve kimininde üç numaradır. küçücük masum yüzler, saf bedenler, etrafa ışık saçan gülücükler ile kapınızda beliriverir.
onlarda bilirler artık kimsenin doğru dürüst para vermediğini.onlarda bilirler ki türkiye’de yaşamak zordur.onlarda bilirler paranın şekerden daha menem bir şey olduğunu.titrek ve ezik bir sesle " bayramınız kutlu olsun " derler.
avucunuza ve gözlerinizin içine bakarak, acaba şeker yerine para verecek mi? diye hayıflanırlar.şeker verirsiniz almaya ü$enirler lakin adettendir diye alırlar.her şeyden önce onlar cocuktur ve sekeri de severler ama istihkaklarını alsalar dahi beklerler, beklerler ve beklerler.
(bkz: böyle yavşak bir zil işte)
bayram sabahı calan zil
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?