yönetmeni tony kaye dir.
american history x
filmi izledim ve hayran kaldım. ama arkama dönüp baktığımda aklımda kalan iki şey var; birincisi kahrolası pis zencinin kaldırımda suratının dağıtılması. ikincisi ise okşanası pembe götün bir ayı tarafından düzülmesi.
şu sonuncusu aklıma geldikçe deliriyorum. her çat sesi geldiğinde irkilmiştim yeminle.
şu sonuncusu aklıma geldikçe deliriyorum. her çat sesi geldiğinde irkilmiştim yeminle.
amerikadaki neonazileri konu alan ve şimdiye kadar en sevdiğim filmler içerisinde çok önemli bir yere sahip olan enfes yapıt.
amerikadaki alman milliyetçisi hınzır kişileri anlatır. edward derler bir herif vardır. karizma desen onda, hitabet desen onda, göğsünde de kocaman bir gamalı haç mevcut bulunmaktadır. bu bir gece kız arkadaşıyla şeyederken arabasına hırsız zenciler giriyor, bunlardan birini silahla öldürüp birinin de ağzını kaldırım taşına dayıyarak tekmelemek suretiyle kafasını kırıyor ve iki cinayet ile mahpusa düşüyor.
mahpusta en yakın arkadaşı bir zencidir. suçu, televizyon çalmak, ama tvyi çalarken polisler yakalıyor, o da tvyi yere düşürünce polis amcalar bu adamı eşşek sudan gelinceye kadar dövüyor ve zenci kardeşimiz de polise saldırmaktan içeri alınıyor.
aynı zamanda edward kardeşimiz uyuşturucuya karşıdır ve neonazilerin içinde uyuşturucu kullanılmasına da kıl olmaktadır. mahpusta karşılaştığı nazistlerin de uyuşturucu kullandığını görüyor. bu fikirlerin ne boktan fikirler olduğu kafasında yer ediyor. bırakıyor bu işleri, gelin görün ki mahpusta da aynı fikri savunanlar tarafından şişe geçiriliyor.
mahpustan çıkınca lider olması isteniyor ama o bunu kabul etmiyor. küçük velet kardeşi de neonazi olmuş çıkmıştır. buna üzülüyor. belalar yakasını bırakmıyor. küçük kardeşin öğretmeniyle görüşüyor. ve öğretmeni de genç arkadaşımızdan bu konuda bir ödev hazırlamasını istiyor.
sıkı durun; işte o ödevin başlığıdır, american history x
amerikadaki alman milliyetçisi hınzır kişileri anlatır. edward derler bir herif vardır. karizma desen onda, hitabet desen onda, göğsünde de kocaman bir gamalı haç mevcut bulunmaktadır. bu bir gece kız arkadaşıyla şeyederken arabasına hırsız zenciler giriyor, bunlardan birini silahla öldürüp birinin de ağzını kaldırım taşına dayıyarak tekmelemek suretiyle kafasını kırıyor ve iki cinayet ile mahpusa düşüyor.
mahpusta en yakın arkadaşı bir zencidir. suçu, televizyon çalmak, ama tvyi çalarken polisler yakalıyor, o da tvyi yere düşürünce polis amcalar bu adamı eşşek sudan gelinceye kadar dövüyor ve zenci kardeşimiz de polise saldırmaktan içeri alınıyor.
aynı zamanda edward kardeşimiz uyuşturucuya karşıdır ve neonazilerin içinde uyuşturucu kullanılmasına da kıl olmaktadır. mahpusta karşılaştığı nazistlerin de uyuşturucu kullandığını görüyor. bu fikirlerin ne boktan fikirler olduğu kafasında yer ediyor. bırakıyor bu işleri, gelin görün ki mahpusta da aynı fikri savunanlar tarafından şişe geçiriliyor.
mahpustan çıkınca lider olması isteniyor ama o bunu kabul etmiyor. küçük velet kardeşi de neonazi olmuş çıkmıştır. buna üzülüyor. belalar yakasını bırakmıyor. küçük kardeşin öğretmeniyle görüşüyor. ve öğretmeni de genç arkadaşımızdan bu konuda bir ödev hazırlamasını istiyor.
sıkı durun; işte o ödevin başlığıdır, american history x
izleyicisi olan bir ırkıçının da istediği sonuçları çıkartabileceği, ırkçılığın ne boktan bir tavır olduğunun da anlatıldığı, her şartta pek bir leziz olan filmdir.
edward abimizin karizmasıyla,hınzır gülüşüyle göz doldurduğu etkileyici arşivlik film.
her şey iyi güzel de ah be edward abi yazık ettiler sana duşta.yapılır mı lan senin gibi delikanlıya yapılır mı...
her şey iyi güzel de ah be edward abi yazık ettiler sana duşta.yapılır mı lan senin gibi delikanlıya yapılır mı...
kendini ilkgençlik çağı haliyle kabullenmiş bireyin, farkı görünce() bulunduğu ideolojinin asıl sorgulamasının gerçekleştiği, anafikrin sorgulanmak olduğu, güzel bir filmdir..
edward nortonun bir çimdik gibi hayatın ortasına atıldığı ve uyandırmasının bi hassiktir geçirttiği filmdir ayrıca.
sırf sorgulamanın, insan beynini yıpratması için ne gibi zorluklardan geçilmesi gerektiğini gösteren filmdir.
edward nortonun bir çimdik gibi hayatın ortasına atıldığı ve uyandırmasının bi hassiktir geçirttiği filmdir ayrıca.
sırf sorgulamanın, insan beynini yıpratması için ne gibi zorluklardan geçilmesi gerektiğini gösteren filmdir.
her insanın doğduğu andan itibaren zihin ceplerinin olur olmaz şeylerle dolması/doldurulmasını, nefretin nasıl da yorucu gereksiz bir şey olduğunu ve daha önemlisi nasıl da otomatikleşebildiğini çok çok iyi yansıtan harika bir film.
-----------------------------spoiler----------------------------
çene kirma sahnesini düsündükçe, hala içim bir tuhaf olur.
-----------------------------spoiler----------------------------
çene kirma sahnesini düsündükçe, hala içim bir tuhaf olur.
-----------------------------spoiler----------------------------
fazla irdelenmezse ırkçılık karşıtı, ırkçılığın saçmalığını yansıtan bir film. fazla irdelenirse, kesinlikle tam tersi.
dünya af örgütü ırkçılığı yok etmek adına bu filmin dünyanın her yerinde gösterilmesine destek vermiştir.
edward norton un 3 ayda 15 kilo kas yapmasına sebebiyet veren film.
bir muhabirin "bu kadar kısa bir sürede forma girmeyi nasıl başardınız?" sorusuna ise "markete gidip birsürü proteinli yiyecek ve içecek aldım ve bütün gün çalıştım" cevabını vermiştir.
bir muhabirin "bu kadar kısa bir sürede forma girmeyi nasıl başardınız?" sorusuna ise "markete gidip birsürü proteinli yiyecek ve içecek aldım ve bütün gün çalıştım" cevabını vermiştir.
edward norton un oyunculukta uctugu, dokturdugu film.
"you see this? it means not welcome!" repliği unutulmaz..
bir dönem amarikada yasaklanan filim.
edward norton un deli vücut yaptığı film.
edward norton un kaldırımdaki infazı muhteşemdi..
her faşist,ırkçı zihniyetin izlemesi,izleyipte bişeyler öğrenmesi gereken film.
arsivinizde mutlaka bulunmasi gereken bir film insanlarin fikirlerinin zamanla degisebilicegini anlatan dramatik bi sona sahip surukleyici bir sanat eseri.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?