şuan itibariyle istanbul’a indiği haberi düştü ajanslara. haber1903 sitesi kilitlenmiş durumda.
allen iverson
bugüne kadar türkiye ye gelen en önemli yabancı oyuncudur.
sportif başarısını bir yana bırakalım, bu adamda acayip bir şeytan tüyü var. nba tarihinde istisnasız herkesin sevdiği çok az süperstar vardır. dr j vardı böyle mesela, magic johnson vardı, majesteleri ni herkes severdi tabiki ama bu liste fazla uzamaz. hepi topu 6-7 kişi sayabilirsiniz. bugünün süperstarları bile, ne lebron ne kobe ne de bir başkası, bu denli büyük bir sempati toplayamamıştır.
bu adama hayran binlerce insan doğal olarak türkiye ye yönelecek.
sırf onun maçını izlemek için amerika dan kalkıp gelecek fanatikleri bile vardır emin olun.
dedim ya; işin sportif tarafını bir kenara bırakırsak, sadece pazarlama olarak bile harika bir transfer oldu beşiktaş a gelmesi.
sportif başarısını bir yana bırakalım, bu adamda acayip bir şeytan tüyü var. nba tarihinde istisnasız herkesin sevdiği çok az süperstar vardır. dr j vardı böyle mesela, magic johnson vardı, majesteleri ni herkes severdi tabiki ama bu liste fazla uzamaz. hepi topu 6-7 kişi sayabilirsiniz. bugünün süperstarları bile, ne lebron ne kobe ne de bir başkası, bu denli büyük bir sempati toplayamamıştır.
bu adama hayran binlerce insan doğal olarak türkiye ye yönelecek.
sırf onun maçını izlemek için amerika dan kalkıp gelecek fanatikleri bile vardır emin olun.
dedim ya; işin sportif tarafını bir kenara bırakırsak, sadece pazarlama olarak bile harika bir transfer oldu beşiktaş a gelmesi.
new yorktaki imza töreninden sonra 3 numaralı formasıyla fotoğraf vermiş, beşiktaşlı olduğu tescil edilmiştir.
hayırlı olsun.
hayırlı olsun.
beşiktaşla 2 yıllığına anlaşmış efsane basketbolcudur. beşiktaş quaresma ve gutiyle başlattığı yıldız transferlerine zirve yaptırmıştır.
basketbolla alakalı yerli yabancı bütün sitelerde, bloglarda beşiktaş ın teklifini büyük olasılıkla kabul edeceği yazıyor.
küçük dev adam
orqn gelirse beşiktaşlı olurum. diye açıklama yapmış.
mahallenin bütün çocukları olarak uzun siyah çorapları kesip kolumuza taktık oğlum biz yıllarca bu adam yüzünden.
mahallenin bütün çocukları olarak uzun siyah çorapları kesip kolumuza taktık oğlum biz yıllarca bu adam yüzünden.
menajeri beşiktaş la anlaşmaya yakınız. diye açıklama yapmış!
lan?!
lan?!
1996 draftında 1 numaradan seçilen, kariyerinde 1 mvp ödülü ve 4 sayı krallığı bulunan, ’crossover’ kelimesini her basketbol izleyicisinin aklına kazıyan adamdır.
gel gör ki zaten son 4-5 senedir hızlı bir şekilde dibe inen nba kariyeri bu sene itibariyle bitti gibi görünüyor. koskoca bir yaz boyunca kendisini kadroya katmak isteyen hiç bir takım çıkmadı. çin’ den cazip teklifler aldı, kabul etmedi. ve son olarak da türkiye’ den, beşiktaş’ tan yıllık 1.5 milyon $ lık bir teklif götürüldü kendisine.
iverson türkiye’ ye gelir mi?
bir kere bu paraya gelmesi çok mümkün gözükmüyor. çin’ den gelen teklifler 4 milyon $ civarındayken 1.5’ e evet demez herhalde. ancak beşiktaş teklifini biraz yukarı çekerse ( 2.5 milyon $ uygun olabilir ) işin maddi kısmında bir sorun kalmaz. tabi beşiktaş’ ın yabancı oyuncuların ücretlerini ödeme konusunda türkiye’ nin en sabıkalı takımı olması bu transferin yolunu tıkayan büyük bir taş olabilir.
işin bir de avrupa’ da kendini ispat etme tarafı var. iverson kadar inatçı bir insan nba’ de gördüğü bu muameleden sonra kızıp, hala bir şeyler yapabileceğini avrupada göstermek ve nba takımlarına cevap vermek isteyebilir.
eğer kendisine yapılan teklifler çin ve beşiktaş’ la sınırlı kalırsa bu seçime iverson’ ın basketbola olan sevgisi şekil verecektir. hala bir şeyler yapmak istiyorsa beşiktaş’ ı seçer. yorulmuşsa ve biraz daha az çalışıp biraz daha fazla para kazanmak istiyorsa çin’ e gider.
ya da hiç bir takımı tercih etmez ve evinde oturur. ki kendisinin basketbol kariyeriyle ilgili yapılan anketlerde büyük çoğunluk artık bırakması ve onu sevenlerin hafızalarında, yaptığı iyi şeylerle kalması gerektiği fikrinde.
gel gör ki zaten son 4-5 senedir hızlı bir şekilde dibe inen nba kariyeri bu sene itibariyle bitti gibi görünüyor. koskoca bir yaz boyunca kendisini kadroya katmak isteyen hiç bir takım çıkmadı. çin’ den cazip teklifler aldı, kabul etmedi. ve son olarak da türkiye’ den, beşiktaş’ tan yıllık 1.5 milyon $ lık bir teklif götürüldü kendisine.
iverson türkiye’ ye gelir mi?
bir kere bu paraya gelmesi çok mümkün gözükmüyor. çin’ den gelen teklifler 4 milyon $ civarındayken 1.5’ e evet demez herhalde. ancak beşiktaş teklifini biraz yukarı çekerse ( 2.5 milyon $ uygun olabilir ) işin maddi kısmında bir sorun kalmaz. tabi beşiktaş’ ın yabancı oyuncuların ücretlerini ödeme konusunda türkiye’ nin en sabıkalı takımı olması bu transferin yolunu tıkayan büyük bir taş olabilir.
işin bir de avrupa’ da kendini ispat etme tarafı var. iverson kadar inatçı bir insan nba’ de gördüğü bu muameleden sonra kızıp, hala bir şeyler yapabileceğini avrupada göstermek ve nba takımlarına cevap vermek isteyebilir.
eğer kendisine yapılan teklifler çin ve beşiktaş’ la sınırlı kalırsa bu seçime iverson’ ın basketbola olan sevgisi şekil verecektir. hala bir şeyler yapmak istiyorsa beşiktaş’ ı seçer. yorulmuşsa ve biraz daha az çalışıp biraz daha fazla para kazanmak istiyorsa çin’ e gider.
ya da hiç bir takımı tercih etmez ve evinde oturur. ki kendisinin basketbol kariyeriyle ilgili yapılan anketlerde büyük çoğunluk artık bırakması ve onu sevenlerin hafızalarında, yaptığı iyi şeylerle kalması gerektiği fikrinde.
memphis tarafından serbest bırakılmıştır.şampiyonluğa oynayan ve ilk 5 başlayacağı bir takıma gitmek istiyormuş kendisi.
bu adamı atsan atılmıyor,satsan satılmıyor.kenarda otursun ihtiyacım olunca oynatırım desen o hiç olmaz.uzun süredir bacağından sakattı ve bu sakatlık hakkında soru soran gazetecilere "bacağımda herhangi bir sorun kalmadı. ancak uzun süre oturduğum için kalçamda bir sorun var" demiş.böyle bir adam işte alıyorsan takıma mutlaka oynatacaksın,ya da hiç almayacaksın.
yeni sezon için memphis grizzlies ile anlaşan basketbolcudur.yaptığı anlaşmayla bu sene 3.5 milyon dolar alacak,geçen sene kazandığı 21 milyon doların yanında baya düşük bir miktar bu tabi.
sakatlığı sebebiyle sezonu kapattığı söyleniyor.tabi biraz nba ile alakalı olanlar bu sakatlık yalanına inanmazlar.asıl sebebin iverson un ilk beş başlamaması olduğu apaçık ortada.
başarılarla dolu kariyerine bir de şampiyonluk yüzüğü ekleyebilmek için detroit pistons a gitmiş fakat orada da başarılı olamamıştır.kariyerinin son döneminde kendisinden beklenmeyecek ölçüde bir düşüş yaşamakta.
kuskusuz ligdeki en iyi oyunculardandir,cigir acmistir.kendisi ile ilgili en sevdigim yani yurekli olmasidir,boyu standartlarin cok altinda,fizigi zayif ama o yuregi yok mu o yuregi,herkesten buyuk yapiyor onu.bir keresinde dudagi veya disi kaniyordu tam hatirlamiyorum,ve eger hakemler kanama gorselerdi onu oyundan alacaklardi,bu zat i muhterem de kimse durumu cakmasin diye bir mac boyunca kendi kanini yutmus ama neticesinde maci kazanmisti ve mactan sonra hastaneye kaldirilmisti,gecen sezonlari vucudunun muhtelif yerlerinde sakatliklarla tamamladi,yuregi haric her yeri sakat olan bu abimize saygi duymayalim da ne yapalim dostlar?
(bkz: the answer).
(bkz: the answer).
allen iverson (d. 7 haziran, 1975), amerikalı basketbolcu, denver nuggets için oynuyor.
nbade oynayan en popüler oyunculardan biridir. birçok rekoru vardır. dört kez nba sayı kralı olmuştur. kariyer sayı ortalaması 28 sayıdır. basketboldan önce amerikan futbolu oynamıstır.
iverson, 1996 nba draftında birinci sıradan seçilerek nbae dahil olmuştur. o draft nba tarihinin en iyi draftı olarak söylenmektedir. 2005 yılında orlando magice atmış olduğu 60 sayıyla kariyer rekorunu kırmıştır. kariyer asist rekoru 16, blok rekoru 3, top çalma rekoru 9, ribaund rekoru 11 dir. kariyerinde sadece bir kez triple double yapmıştır. la clippersa karşı 2002de 30 sayı, 10 ribound, 11 asistle gerçekleştirmiştir.
bazen saha dışında yaptığı olaylardan dolayı tepki almıştır. allen iversonın tiura adında bir kızı ve allen adında bir oğlu vardır. sports illustrated dergisini okumaktan hoşlanır. samuel l. jackson ve al pacino en sevdiği aktörlerdir. küçükken yaşadığı ev, hampton şehrinin kanalizasyon borularının tam üstündeydi. ne zaman kanalizasyon taşsa bütün pislik eve dolardı. biyolojik babası zaten hiçbir zaman ortada yoktu. annesi onu doğurduğunda henüz 15 yaşındaydı. geçim sıkıntısı içindeydiler, elektrik ve suları çoğu zaman kesikti. yiyecek bulamadıkları oluyordu. allen ezail iverson hayatının en değerli basketini o ortamdan sıçrayıp 2001 yılında amerikan profesyonel basketbol ligi nba’de mvp (en değerli oyuncu) seçilerek attı. forması abd’de en çok satılan beş formadan biri. üstelik çocukken bu sporu "yumuşak" bulduğu için basketbol oynamak istememişti. bir gün annesi ona air jordan model basketbol ayakkabıları aldı ve ağlayan çocuğunu zorla sahaya götürdü. beraber amerikan futbolu oynadığı birkaç arkadaşını gören iverson bir denemeyi kabul etti. pek çok arkadaşı basketbol sayesinde para kazanıp "ghetto"lardan kurtulmak istiyordu. en çok isteyen ise iverson’dı.
17 yaşında hapse girdi. lise yıllarında yerel bir yıldız olmuştu bile. bethel high’ın hem amerikan futbolu hem basketbol takımında oynuyordu ve iki takım da iverson sayesinde virginia eyalet şampiyonluğuna gidiyordu. tribünlerde, büyük çoğunluğunu siyah gençlerin oluşturduğu özel seyircisi bile vardı. ama bir maçta bu grup beyaz gençle kavga edince iverson’ı hapse götürecek olaylar başladı. kavga sırasında bir beyaz kızın kafasına sandalyeyle vurduğu gerekçesiyle mahkemeye çıkarıldı. 17 yaşındaydı ama yetişkinler için uygulanan prosedürle yargılandı.
iverson taraftarları, bu büyük kavgada sadece dört siyahın suçlandığını ve her şeyin, beyaz bir izleyicinin iverson’a siyahları aşağılayıcı bir ifade olan "nigger" diye bağırmasıyla başladığını iddia etti. iverson ise kavga başlayınca oradan uzaklaştığını söylüyordu: "ben bir kıza vuracak adam mıyım? bari adamın birine vurduğumu söyleselerdi!" ama iverson’ın bu kıza saldırdığını gördüğünü söyleyen pek çok tanık vardı. zaten uslu bir çocuk olarak tanınmıyordu. ve 5 yıl hapisle cezalandırıldı. cezaevinde geçirdiği dört ay iverson’ın hayatını değiştirdi. mahkumlar onu zaten tanıyorlardı ve korumalarına aldılar. annesi ve kız kardeşleri de iverson’ın arkadaşlarının korumasındaydı. o ise geleceğini düşünüyordu. ıyi bir öğrenci değildi. bu yüzden üniversitelere kabul edilmeyebilirdi. nitekim kentucky üniversitesi’nden gelen bir bursu kaçırmıştı. bu arada devreye virginia eyaletinin ilk siyah valisi doug wilder girdi, dört ay sonra iverson şartlı tahliyeyle serbest kaldı. ve siyasette ırk ayrımcılığı üzerine ülke çapında bir tartışma başladı. hırslı ve becerikli bu oyuncunun annesi, ondan yalnızca 15 yaş daha büyük. henüz reşit olmadan bir erken çocuk dünyaya getiren ann iverson, üstelik evli de değil o zaman...
yasadışı bir ilişkiden dünyaya gelen allen ezail iverson, hampton virginiada, 7 haziran 1975te çarpıcı bir yoksulluğun içinde doğar. onu annesi ann büyütür; babası alleni hiç görmez. babasıyla tanışması için, 22 yaşına dek beklemesi gerekir. gerçek babasının adı allen broughtondur ama iverson baba olarak michael freemanı tanır. freeman ise 1988e kadar newport limanında işçi olarak çalışır; o yıl başından fena bir kaza geçer ve bir dizi sıkıntı başgösterir, hırsızlık türünden suçlara bulaşır ve hapse düşer. allen iverson baba olarak tanıdığı freemanı bir ziyaretinde, yürekler acısı halini görür; ayakkabı diye giydiği şeyden ötürü üşütmüş, kemiklerine kadar morarmıştır. allen kendi ayakkabılarını çıkarıp ona verir ve evine yalınayak döner. freemanın kazasından sonra, annesi ann iverson da limanda çalışmaya başlamıştır ama aileyi çevirecek parayı kazanamaz. 1991e gelindiğinde allenin kardeşi ieisha doğar. kızcağızın sağlığı fenadır, pek sıkıntılı bir bebeklik yaşar.
allenin büyüdüğü, yetiştiği yoksulluk bu kertededir. çoğu günler su, elektrik yoktur; ısınmak için sokaktan bazı atıklar toplamak zorundadırlar. kendilerini, bulaşıklarını temizleyecek suyu, apartmanın bodrumundaki borulardan sızan suları eve taşıyarak elde ederler. henüz delikanlılık çağına adım atmadan önce, çoğunlukla evinde kalmamaya başlamıştır allen, uyumak için basketbol takımındaki arkadaşlarının evlerine gider, coachlarından yardım ister hatta kimi zaman spor salonunun sıralarını yatak olarak kullanır. başlarda allen basketbola pek ısınamaz. basketbolun yeterince "sert" bir spor olmadığını düşünmektedir. onun favori sporu amerikan futboludur. kendine sorarsanız, halen sporun hası, futboldur... okuldan döndüğünde, annesi ona müjdeyi verir: onu minikler takımı için basketbol kursuna yazdırmıştır. gönülsüzdür, annesi ilk gün onu zorla kursa götürür. orada fikrini çabucak değiştirir çünkü futbol takımından arkadaşlarının da aynı yerde olduğunu görmüştür çünkü... ve 9 yaşından bu yana, basketbol allen iversonun hayatındadır. lise yıllarında (hamptondaki bethel high school) hem futbol, hem basketbol takımındadır. daha junior iken virginia aaa futbol oyuncusu kategorisine adı yazılır.
allen hapisteyken coach dahil bütün takım, yakınları ve dostları, iversonun suçsuzluğunu, serbest bırakılmasını vurgulayan t-shirtlerle dolaşırlar. bu arada, mahkemede verdiği cevaplar nedeniyle, yakınları ona "the answer" (cevap) lakabını takarlar. bu lakabı halen başarıyla üzerinde taşıyan allen iverson, bizim liglerimizde ancak bir takımın kaydedebileceği kadar sayıyı tek başına tabelaya yazdırarak, başka bir yazıya konuk edeceğimiz kobe bryantın rekoruna bir gün sonra "cevap" vermiştir... hapiste olduğu sırada allen, kentucky üniversitesine kayıt yaptırma şansını da yitirir. yine hapiste iken, hep yaptığı gibi, sabah 5:30da uyanıp, şut çalıştığı için, bugünkü çizgisine ulaştığı anlaşılıyor. fakat bu hapis serüveni çok ibret verici anılarla doludur.
çıktıktan sonra gençlere lise diploması dağıtan bir merkeze yazılır ve haftanın beş günü, günde 6 saat sue lambiot adlı bir hanımdan ders alır. sonunda diplomasına kavuşur. bu sürede annesi, coach thompsonu (georgetown üniversitesi) ziyaret etmiş ve alleni kanatlarının altına almasını istemiştir. thompson, bir coach değil, baba figürü olarak allenin hayatına girecek ve onun başarısına doğrudan destek olacaktır. yakınları, thompsonun başına bela olacak bu problemli çocuğu neden himaye ettiğini sorarlar. ama o aynı kanıda değildir; thompson, allenda hatalar yapmış ama inanılmaz becerisi olan bir insan görmektedir çünkü... allen ağlayarak ailesinden ayrıldıktan sonra georgetownu sever ve sanat okuluna gider. resme karşı doğuştan yeteneklidir ve ilk olarak, efsane michael jordanın resmini çizip, kapısına asar... georgetowndaki oda arkadaşı da basketbolcudur, abd çapında ün kazanmış bir savunma oyuncusudur, 26.6 ile şehrin en skorer elemanı olmuştur ve bunlar sayesinde allen iyice gaza gelir. ailesinin yoksulluğu nedeniyle de bir an önce profesyonel olmayi şiddetle istemektedir. hem annesinin sıkıntıları bir yandan büyürken, bir yandan da ona bir kız çocuk veren kız arkadaşı tawanna turnera bakması gerekmektedir.
iverson özgürlüğüne kavuşunca georgetown üniversitesi’ne gitti. annesi, basketbol antrenörü john thompson’la konuşmuş ve oğlunun oraya kabulünü sağlamıştı. 1994 yılında girdiği üniversiteyi profesyonel olmak için 1996’da terk etti. ve philadelphia 76ers’a katıldı. ılk yılında takımın kötü performansına rağmen kalitesini gösterdi ve "yılın çaylağı" seçildi. bir sonraki sezon takımın başında larry brown vardı. genç oyuncularda kısa sürede büyük gelişme sağlamasıyla tanınan brown, sonraki sezon takıma sekiz sene sonraki ilk play-off’unu getiriyor ve nba doğu konferansı’nda yarı finale taşıyordu. iverson da en çok sayı atan oyuncu oldu.
boyu 1.83 cm, kilosu ise 74,8 kgdir. georgetown üniversitesinden 1996 yılında mezun olmuştur. kendisine özel üretilen reebok marka ayakkabı giymektedir. lakabı "the answer"dır. 25 aralık 2006da denver nuggetsa takas olmuştur.
nbade oynayan en popüler oyunculardan biridir. birçok rekoru vardır. dört kez nba sayı kralı olmuştur. kariyer sayı ortalaması 28 sayıdır. basketboldan önce amerikan futbolu oynamıstır.
iverson, 1996 nba draftında birinci sıradan seçilerek nbae dahil olmuştur. o draft nba tarihinin en iyi draftı olarak söylenmektedir. 2005 yılında orlando magice atmış olduğu 60 sayıyla kariyer rekorunu kırmıştır. kariyer asist rekoru 16, blok rekoru 3, top çalma rekoru 9, ribaund rekoru 11 dir. kariyerinde sadece bir kez triple double yapmıştır. la clippersa karşı 2002de 30 sayı, 10 ribound, 11 asistle gerçekleştirmiştir.
bazen saha dışında yaptığı olaylardan dolayı tepki almıştır. allen iversonın tiura adında bir kızı ve allen adında bir oğlu vardır. sports illustrated dergisini okumaktan hoşlanır. samuel l. jackson ve al pacino en sevdiği aktörlerdir. küçükken yaşadığı ev, hampton şehrinin kanalizasyon borularının tam üstündeydi. ne zaman kanalizasyon taşsa bütün pislik eve dolardı. biyolojik babası zaten hiçbir zaman ortada yoktu. annesi onu doğurduğunda henüz 15 yaşındaydı. geçim sıkıntısı içindeydiler, elektrik ve suları çoğu zaman kesikti. yiyecek bulamadıkları oluyordu. allen ezail iverson hayatının en değerli basketini o ortamdan sıçrayıp 2001 yılında amerikan profesyonel basketbol ligi nba’de mvp (en değerli oyuncu) seçilerek attı. forması abd’de en çok satılan beş formadan biri. üstelik çocukken bu sporu "yumuşak" bulduğu için basketbol oynamak istememişti. bir gün annesi ona air jordan model basketbol ayakkabıları aldı ve ağlayan çocuğunu zorla sahaya götürdü. beraber amerikan futbolu oynadığı birkaç arkadaşını gören iverson bir denemeyi kabul etti. pek çok arkadaşı basketbol sayesinde para kazanıp "ghetto"lardan kurtulmak istiyordu. en çok isteyen ise iverson’dı.
17 yaşında hapse girdi. lise yıllarında yerel bir yıldız olmuştu bile. bethel high’ın hem amerikan futbolu hem basketbol takımında oynuyordu ve iki takım da iverson sayesinde virginia eyalet şampiyonluğuna gidiyordu. tribünlerde, büyük çoğunluğunu siyah gençlerin oluşturduğu özel seyircisi bile vardı. ama bir maçta bu grup beyaz gençle kavga edince iverson’ı hapse götürecek olaylar başladı. kavga sırasında bir beyaz kızın kafasına sandalyeyle vurduğu gerekçesiyle mahkemeye çıkarıldı. 17 yaşındaydı ama yetişkinler için uygulanan prosedürle yargılandı.
iverson taraftarları, bu büyük kavgada sadece dört siyahın suçlandığını ve her şeyin, beyaz bir izleyicinin iverson’a siyahları aşağılayıcı bir ifade olan "nigger" diye bağırmasıyla başladığını iddia etti. iverson ise kavga başlayınca oradan uzaklaştığını söylüyordu: "ben bir kıza vuracak adam mıyım? bari adamın birine vurduğumu söyleselerdi!" ama iverson’ın bu kıza saldırdığını gördüğünü söyleyen pek çok tanık vardı. zaten uslu bir çocuk olarak tanınmıyordu. ve 5 yıl hapisle cezalandırıldı. cezaevinde geçirdiği dört ay iverson’ın hayatını değiştirdi. mahkumlar onu zaten tanıyorlardı ve korumalarına aldılar. annesi ve kız kardeşleri de iverson’ın arkadaşlarının korumasındaydı. o ise geleceğini düşünüyordu. ıyi bir öğrenci değildi. bu yüzden üniversitelere kabul edilmeyebilirdi. nitekim kentucky üniversitesi’nden gelen bir bursu kaçırmıştı. bu arada devreye virginia eyaletinin ilk siyah valisi doug wilder girdi, dört ay sonra iverson şartlı tahliyeyle serbest kaldı. ve siyasette ırk ayrımcılığı üzerine ülke çapında bir tartışma başladı. hırslı ve becerikli bu oyuncunun annesi, ondan yalnızca 15 yaş daha büyük. henüz reşit olmadan bir erken çocuk dünyaya getiren ann iverson, üstelik evli de değil o zaman...
yasadışı bir ilişkiden dünyaya gelen allen ezail iverson, hampton virginiada, 7 haziran 1975te çarpıcı bir yoksulluğun içinde doğar. onu annesi ann büyütür; babası alleni hiç görmez. babasıyla tanışması için, 22 yaşına dek beklemesi gerekir. gerçek babasının adı allen broughtondur ama iverson baba olarak michael freemanı tanır. freeman ise 1988e kadar newport limanında işçi olarak çalışır; o yıl başından fena bir kaza geçer ve bir dizi sıkıntı başgösterir, hırsızlık türünden suçlara bulaşır ve hapse düşer. allen iverson baba olarak tanıdığı freemanı bir ziyaretinde, yürekler acısı halini görür; ayakkabı diye giydiği şeyden ötürü üşütmüş, kemiklerine kadar morarmıştır. allen kendi ayakkabılarını çıkarıp ona verir ve evine yalınayak döner. freemanın kazasından sonra, annesi ann iverson da limanda çalışmaya başlamıştır ama aileyi çevirecek parayı kazanamaz. 1991e gelindiğinde allenin kardeşi ieisha doğar. kızcağızın sağlığı fenadır, pek sıkıntılı bir bebeklik yaşar.
allenin büyüdüğü, yetiştiği yoksulluk bu kertededir. çoğu günler su, elektrik yoktur; ısınmak için sokaktan bazı atıklar toplamak zorundadırlar. kendilerini, bulaşıklarını temizleyecek suyu, apartmanın bodrumundaki borulardan sızan suları eve taşıyarak elde ederler. henüz delikanlılık çağına adım atmadan önce, çoğunlukla evinde kalmamaya başlamıştır allen, uyumak için basketbol takımındaki arkadaşlarının evlerine gider, coachlarından yardım ister hatta kimi zaman spor salonunun sıralarını yatak olarak kullanır. başlarda allen basketbola pek ısınamaz. basketbolun yeterince "sert" bir spor olmadığını düşünmektedir. onun favori sporu amerikan futboludur. kendine sorarsanız, halen sporun hası, futboldur... okuldan döndüğünde, annesi ona müjdeyi verir: onu minikler takımı için basketbol kursuna yazdırmıştır. gönülsüzdür, annesi ilk gün onu zorla kursa götürür. orada fikrini çabucak değiştirir çünkü futbol takımından arkadaşlarının da aynı yerde olduğunu görmüştür çünkü... ve 9 yaşından bu yana, basketbol allen iversonun hayatındadır. lise yıllarında (hamptondaki bethel high school) hem futbol, hem basketbol takımındadır. daha junior iken virginia aaa futbol oyuncusu kategorisine adı yazılır.
allen hapisteyken coach dahil bütün takım, yakınları ve dostları, iversonun suçsuzluğunu, serbest bırakılmasını vurgulayan t-shirtlerle dolaşırlar. bu arada, mahkemede verdiği cevaplar nedeniyle, yakınları ona "the answer" (cevap) lakabını takarlar. bu lakabı halen başarıyla üzerinde taşıyan allen iverson, bizim liglerimizde ancak bir takımın kaydedebileceği kadar sayıyı tek başına tabelaya yazdırarak, başka bir yazıya konuk edeceğimiz kobe bryantın rekoruna bir gün sonra "cevap" vermiştir... hapiste olduğu sırada allen, kentucky üniversitesine kayıt yaptırma şansını da yitirir. yine hapiste iken, hep yaptığı gibi, sabah 5:30da uyanıp, şut çalıştığı için, bugünkü çizgisine ulaştığı anlaşılıyor. fakat bu hapis serüveni çok ibret verici anılarla doludur.
çıktıktan sonra gençlere lise diploması dağıtan bir merkeze yazılır ve haftanın beş günü, günde 6 saat sue lambiot adlı bir hanımdan ders alır. sonunda diplomasına kavuşur. bu sürede annesi, coach thompsonu (georgetown üniversitesi) ziyaret etmiş ve alleni kanatlarının altına almasını istemiştir. thompson, bir coach değil, baba figürü olarak allenin hayatına girecek ve onun başarısına doğrudan destek olacaktır. yakınları, thompsonun başına bela olacak bu problemli çocuğu neden himaye ettiğini sorarlar. ama o aynı kanıda değildir; thompson, allenda hatalar yapmış ama inanılmaz becerisi olan bir insan görmektedir çünkü... allen ağlayarak ailesinden ayrıldıktan sonra georgetownu sever ve sanat okuluna gider. resme karşı doğuştan yeteneklidir ve ilk olarak, efsane michael jordanın resmini çizip, kapısına asar... georgetowndaki oda arkadaşı da basketbolcudur, abd çapında ün kazanmış bir savunma oyuncusudur, 26.6 ile şehrin en skorer elemanı olmuştur ve bunlar sayesinde allen iyice gaza gelir. ailesinin yoksulluğu nedeniyle de bir an önce profesyonel olmayi şiddetle istemektedir. hem annesinin sıkıntıları bir yandan büyürken, bir yandan da ona bir kız çocuk veren kız arkadaşı tawanna turnera bakması gerekmektedir.
iverson özgürlüğüne kavuşunca georgetown üniversitesi’ne gitti. annesi, basketbol antrenörü john thompson’la konuşmuş ve oğlunun oraya kabulünü sağlamıştı. 1994 yılında girdiği üniversiteyi profesyonel olmak için 1996’da terk etti. ve philadelphia 76ers’a katıldı. ılk yılında takımın kötü performansına rağmen kalitesini gösterdi ve "yılın çaylağı" seçildi. bir sonraki sezon takımın başında larry brown vardı. genç oyuncularda kısa sürede büyük gelişme sağlamasıyla tanınan brown, sonraki sezon takıma sekiz sene sonraki ilk play-off’unu getiriyor ve nba doğu konferansı’nda yarı finale taşıyordu. iverson da en çok sayı atan oyuncu oldu.
boyu 1.83 cm, kilosu ise 74,8 kgdir. georgetown üniversitesinden 1996 yılında mezun olmuştur. kendisine özel üretilen reebok marka ayakkabı giymektedir. lakabı "the answer"dır. 25 aralık 2006da denver nuggetsa takas olmuştur.
boykins le beraber hücumda ne kadar efektif se savunmada bir okadar kötü bir ikili oluşturmuşlardır.rakip guardlar el kol sallayarak potaya girip ancak kendi beceriksizliklerinden sayı kaçırıyorlar.nasıl yapılır bilmem lakin acil önlem şart.
kariyeri boyunca maç başına 23.3 top kullanan, ve kariyerinin tamamı göz önüne alındığında şut yüzdesi %42 olan, yakın zamanda geçtiği denver’da da maç başına 20 şut ve %43’lük bir yüzdeyle hücum eden, üstüne üstlük de denver’a geldiğinden beri 8.3 asist ortalamasıyla oynayarak kariyerinin en yüksek asist ortalamasını tutturan kişi.
(bkz: bunu yapan insan olamaz)
denvera gidişiyle oyun şekline biraz çeki düzen vermesi beklenmişti bu kişinin ama hala aynı tas aynı hamam. yine süper yüzdesiz atıyo, yine bencillik yapıyo. 76ersdayken şut yüzdesinin düşük olmasını 50 top kullanmasına bağlayanların şimdi ne diyeceğini merak etmekteyim. zira kendisi maximum 20 top kullanmaktadır ve şut yüzdesi %20lerde gezmektedir.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?