ankara patlamalarına kadar yaşanan süreci şöyle maddelemek mümkün ,
1- 2002 seçimlerinde halk yeni bir oluşuma şans vermek istedi ve malum partiyi seçti
2- özelleştirmelerin ve konjonktürün de etkisiyle ekonomide (sanal) iyileşme başladı. islamcı reformlara da ağırlık veren malum parti, halkın büyük çoğunluğunun desteğini kazandı. zengin kesim parasına para kattığı için, fakir kesim ise islamcı oldukları için kayıtsız şartsız destek verdi.
3- bu destekle beraber eğitim ve kültür seviyesi olarak 'goygoy'a müsait olan uzun adam çevresindeki güruhun dünya liderisin goygoyu ile bilinç altında yatan fikri açığa çıkarttı ; ' muhteşem sünni islam devleti'. kendisini de muhteşem sünni islam devleti halifesi olarak görmeye başladı.
4- uzun adam çocukluğundan beri kendisine öğretildiği gibi içten içe şii'leri kafir olarak görüyor ve onlardan nefret ediyordu. bu da suriye ve iran yönetimini düşman bellemesi için yeterli bir sebepti.
5- libya, mısır, ırak gibi ülkelerdeki isyanlarda treni kaçıran dünya lideri bu sefer kendisi bir şeyler yapmalıydı ve nihai amacı için suriye'deki şii yönetimini yıkmaya yönelik sünni kafa kesicilere maddi manevi destek sağlayarak isyanın başlamasına öncü oldu.
6- gelinen noktada şii yönetimi hesaba katılmayan rusya gibi ülkelerin desteğiyle halen devrilmediği gibi üstüne de her an kendini patlatmaya hazır 3 milyon tane göçmeni de kucağımızda bulduk.
7- şu anda ülkedeki olaylar tamamen kontrolden çıkmış durumadır. gerek milyonlarca suriyeli, gerek pkk, gerek yabancı ülke ajanları istediğini istediği zaman yapacak seviyeye sünni islam devleti fantezisinin sonuçları nedeniyle gelmiş durumdadır.
13 mart 2016 ankara patlaması
hikayenin gidisatini simdiden soyleyeyim size.
can kaybi sayisi ne yazik ki fazlasi ile artacak, hastanede bulunan yaralilardan bir kismi yasamini yitirecek.
ardindan ankara il emniyet muduru, ankara valisi ve icisleri bakani aciklamalar yapacak ama hicbiri istifa etmeyecek. sadece "yasanan bu aci olayi kiniyorum" diyecekler ve evlerine gidip pahali yemeklerini yiyecekler.
cumhurbaskani, basbakan, muhalefet liderleri yasanan aci olayi kinayacaklar, hayatini kaybedenlerin ailelerine bassagligi yaralilara da acil sifalar dileyecekler, sonra gidip evlerine yemeklerini yiyecekler. ben bu isi yapamiyorum galiba diyen kimse olmayacak.
gazeteler 10 / 15 gun boyunca bu olaydan bahsedecekler, bilmemkac kisi gozaltina alinacak bir o kadari da serbest birakilacak.
bizler konu edecegiz bir kac gun bu durumu, ardindan sözlükteki çıtır liseli kızlar basligina kayacak ilgimiz.
ertesi sabah bir uyanacagiz ki, hicbirimizin aklinda bu patlama yok, tipki daha oncekilerin olmadigi gibi. cunku genimizde balik geni var, kim bize ne yaparsa yapsin unutmaya cok meyilliyiz.
bari gelenegi ilk ben yerine getireyim.
yasamini yitirenlere allahtan rahmen, kederli ailelerine bassagligi diliyorum. yaralilara da allahtan acil sifalar temenni ediyorum.
okey.
can kaybi sayisi ne yazik ki fazlasi ile artacak, hastanede bulunan yaralilardan bir kismi yasamini yitirecek.
ardindan ankara il emniyet muduru, ankara valisi ve icisleri bakani aciklamalar yapacak ama hicbiri istifa etmeyecek. sadece "yasanan bu aci olayi kiniyorum" diyecekler ve evlerine gidip pahali yemeklerini yiyecekler.
cumhurbaskani, basbakan, muhalefet liderleri yasanan aci olayi kinayacaklar, hayatini kaybedenlerin ailelerine bassagligi yaralilara da acil sifalar dileyecekler, sonra gidip evlerine yemeklerini yiyecekler. ben bu isi yapamiyorum galiba diyen kimse olmayacak.
gazeteler 10 / 15 gun boyunca bu olaydan bahsedecekler, bilmemkac kisi gozaltina alinacak bir o kadari da serbest birakilacak.
bizler konu edecegiz bir kac gun bu durumu, ardindan sözlükteki çıtır liseli kızlar basligina kayacak ilgimiz.
ertesi sabah bir uyanacagiz ki, hicbirimizin aklinda bu patlama yok, tipki daha oncekilerin olmadigi gibi. cunku genimizde balik geni var, kim bize ne yaparsa yapsin unutmaya cok meyilliyiz.
bari gelenegi ilk ben yerine getireyim.
yasamini yitirenlere allahtan rahmen, kederli ailelerine bassagligi diliyorum. yaralilara da allahtan acil sifalar temenni ediyorum.
okey.
sivilleri hedef alan, kanlı pis bir saldırı. birçok ölen insanın olduğu fotoğraf paylaşıldı, o insanların yerine koydum kendimi, bir an varsın, bir an yoksun. allah bilir o anda akıllarında ne vardı, belki eve gitsem de akşam yemeğini yesem diyorlardı, belki ygs sınavından çıkan eğlenmeye giden gençler vardı, belki evine ulaşmak için kızılayı aktarma yeri olarak kullanıyorlardı, bilmiyorum. ama akıllarında ölüm yoktu.
hükümetin bizi korumak için ne yaptığına bakıyorum, iç işleri bakanı üniformalı polis diyor. araba arıyorlar son zamanlarda ankarada, ama iş bu duruma geldikten sonra kurtarmıyor, bu duruma getirmeyeceksin. getiriyorsan, sorumlusun.
diğer sorumlular için ise birşey demiyorum. onların inş hesapları öbür dünyaya kalmaz, bu dünyada layıkıyla bulurlar.
hükümetin bizi korumak için ne yaptığına bakıyorum, iç işleri bakanı üniformalı polis diyor. araba arıyorlar son zamanlarda ankarada, ama iş bu duruma geldikten sonra kurtarmıyor, bu duruma getirmeyeceksin. getiriyorsan, sorumlusun.
diğer sorumlular için ise birşey demiyorum. onların inş hesapları öbür dünyaya kalmaz, bu dünyada layıkıyla bulurlar.
artik hastaliklardan olunmuyor bu ulkede ya kor bir kursun gelip buluyor seni yada bomba yuklu bir arac kopartiyor seni sevdiklerinden hayattan.kimse sesini cikarmiyor herkes izlemekle mesgul iyiki orda degilmisizz bugunde ordan gececektim sans eseri hayattayim diye surekli mesajlar goruyorum peki orda olan insanlarin gunahi ne sen ben bugun orda degildik belki ama yarin hicmi evinden cikmayacaksin belki gelip senide bulacak bu lanet yada en sevdiklerinden birini artik izlemek kinamak yasaklar getirmek yerine baska birsey yapip olen insanligi ayaga kaldirmak zorundayiz yada olecegimiz gune kadar acaba hangi patlamada nerde olecegiz diye kuzu kuzu bekleyelim.lanet olsun yapana yaptirana bunlara sessiz kalanlara.
anasının amı artık evde tutmakta zorlandıkları yüzde elli eserlerini hala evlerinden izliyorlar mı vicdan azabı çekiyorlar mı? sanmam
evet istikrar evet
evet istikrar evet
birilerine yayın yasağı koyarak patlamalara engel olunamadığını, bilal e anlatır gibi anlatmak lazım...
güvenlikli bir sitede oturuyorum. 6 ayda 3 hırsızlık olsa ve güvenlik görevlisi "güvenlik zafiyeti yok" dese o görevliyi site girişindeki direğe oturturum
18.45'te güvenpark'ın gama iş merkezine bakan yanındaki yolda, otobüs duraklarının(çankaya, dikmen, oran, etimesgut vs. otobüslerinin durduğu) önünde, bomba yüklü bir araçla gerçekleştirilmiş saldırı.
sosyal medyada farklı rakamlar telafuz edilse de resmi makamların açıklamalarının dikkate alınması taraftarıyım. yaralıların durumuna göre sayının artması muhtemel ama 130'lu 140'lı rakamlar vermek insanları daha da telaşlandırmaktan başka bir işe yaramaz.
farklı kaynaklardan mit'e vaya güvenlik güçlerine onlarca bilgi gelir. gelen her bilgi değerlendirilerek istihbarata dönüştürülür ve ilgili birimlere/kurumlara yayımlanır. muhtemelen bu patlamaya yönelik bir istihbarat da hem güvenlik birimlerine hem de diğer ilgililere(tehdit bölgesindeki kamu kurumları, yabancı misyonlar vs.) bildirilmiştir. abd büyükelçiliği de bu bilgiyi vatandaşlarıyla paylaşmıştır. peki bu istihbarat neden bizlere de duyurulmadı? şöyle ki eğer alınan her bilgi doğru kabul edilip duyurulsaydı sokakta hiçbir günün hiçbir vakti insan bulmak mümkün olmazdı. bu sebeple bilginin yayılmasına dair mit'e yapılan eleştirilerin doğru olduğunu düşünmüyorum. ama...
istihbarat birimleri yine yeniden çuvallamıştır. ülkenin başkentinde, meclise ve emniyet genel müdürlüğüne 300m, başbakanlığa 200m, milli eğitim bakanlığına 100m mesafede bomba patlatılmıştır ve bunun önüne geçilememiştir. peki bunun önlenememesinin nedeni? aslında çok kafa yormaya gerek yok iki temel sebebi var: birincisi, istihbarat faaliyetlerinin yoğunlaşma alanları(yurtiçi muhalifler ve suriye), ikincisi kaliteli istihbarat elemanı eksiği. hatırlarmısınız, ergenekon davası kapsamında bir erzincan dosyası vardı(saldıray berk ve ilhan cihaner'in de adlarının geçtiği). cemaatle hükümetin kol kola olduğu yıllarda, saldıray berk'i hedef alan, saldıray berk'le birlikte birçok subay ve astsubay'ın da suçlandığı, neticesinde birçok istihbarat elemanının açığa çıkarılıp görev yapamaz hale geldiği bir süreçti. netice : yola döşenen mayın sonucu bir askerimizin şehit olduğu 26 nisan 2010 giresun saldırısı. kadrolaşmadan ve cemaat operasyonlarından büyük ölçüde nasibini alan mit, siyasi iktidarın kendisine yönelik isteklerinin de farklılaşması nedeniyle bu tür eylemlerin tespit edilmesine yönelik operasyonel faaliyetlerinde zayıflama yaşadı, sonuç ortada.
sorumlu kim? ülkeye milyonlarca mültecinin kontolsüz bir şekilde dolduranlar, çözüm sürecinde terör örgütü tarafından yapılan faaliyetleri sinemada film izler gibi izleyip bu olaydan rahatsızlığını belirtenlere "hain" damgası vuranlar, güvenlik kuvvetlerinin elini kolunu bağlayanlar...
sorumlu kim? aldığı sadakadan hallice yardım kesilmesin diye ülke hakkındaki tüm düşüncelerini rafa kaldıran halk(gerçi çoğunun rafa kaldırılacak düşünceleri dahi olduğunu düşünmüyorum), kişisel çıkarlarını diğer tüm değerlerin önüne koyan sözde türk aydınları, tepki sönümlemekten ya da etkisiz tepki üretmekten başka bir işe yaramayan basiretsiz muhalefet, ülke her geçen gün daha fazla dibe batarken aydınlık günleri getirecek alternatif hareketler üretemeyen türk gençliği...
peki sorumlu kim? aslına bakarsanız sorumlu hepimiziz. göstermediğimiz(ya da yeteri kadar göstermediğmiz) tepkiler, vurdumduymazlığımız, balık hafızasına rahmet rahmet okutacak toplumsal hafızamız, ülkenin daha iyi bir yer olmasına dair düşüncelerimizi söylemden eyleme geçiremeyişimiz ...
"daha kötü hallere düşmeyelim" diye dua etmek istesem de o tren çoktan kaçtı, "umarım düştükten sonra çabuk toparlanırız".
sosyal medyada farklı rakamlar telafuz edilse de resmi makamların açıklamalarının dikkate alınması taraftarıyım. yaralıların durumuna göre sayının artması muhtemel ama 130'lu 140'lı rakamlar vermek insanları daha da telaşlandırmaktan başka bir işe yaramaz.
farklı kaynaklardan mit'e vaya güvenlik güçlerine onlarca bilgi gelir. gelen her bilgi değerlendirilerek istihbarata dönüştürülür ve ilgili birimlere/kurumlara yayımlanır. muhtemelen bu patlamaya yönelik bir istihbarat da hem güvenlik birimlerine hem de diğer ilgililere(tehdit bölgesindeki kamu kurumları, yabancı misyonlar vs.) bildirilmiştir. abd büyükelçiliği de bu bilgiyi vatandaşlarıyla paylaşmıştır. peki bu istihbarat neden bizlere de duyurulmadı? şöyle ki eğer alınan her bilgi doğru kabul edilip duyurulsaydı sokakta hiçbir günün hiçbir vakti insan bulmak mümkün olmazdı. bu sebeple bilginin yayılmasına dair mit'e yapılan eleştirilerin doğru olduğunu düşünmüyorum. ama...
istihbarat birimleri yine yeniden çuvallamıştır. ülkenin başkentinde, meclise ve emniyet genel müdürlüğüne 300m, başbakanlığa 200m, milli eğitim bakanlığına 100m mesafede bomba patlatılmıştır ve bunun önüne geçilememiştir. peki bunun önlenememesinin nedeni? aslında çok kafa yormaya gerek yok iki temel sebebi var: birincisi, istihbarat faaliyetlerinin yoğunlaşma alanları(yurtiçi muhalifler ve suriye), ikincisi kaliteli istihbarat elemanı eksiği. hatırlarmısınız, ergenekon davası kapsamında bir erzincan dosyası vardı(saldıray berk ve ilhan cihaner'in de adlarının geçtiği). cemaatle hükümetin kol kola olduğu yıllarda, saldıray berk'i hedef alan, saldıray berk'le birlikte birçok subay ve astsubay'ın da suçlandığı, neticesinde birçok istihbarat elemanının açığa çıkarılıp görev yapamaz hale geldiği bir süreçti. netice : yola döşenen mayın sonucu bir askerimizin şehit olduğu 26 nisan 2010 giresun saldırısı. kadrolaşmadan ve cemaat operasyonlarından büyük ölçüde nasibini alan mit, siyasi iktidarın kendisine yönelik isteklerinin de farklılaşması nedeniyle bu tür eylemlerin tespit edilmesine yönelik operasyonel faaliyetlerinde zayıflama yaşadı, sonuç ortada.
sorumlu kim? ülkeye milyonlarca mültecinin kontolsüz bir şekilde dolduranlar, çözüm sürecinde terör örgütü tarafından yapılan faaliyetleri sinemada film izler gibi izleyip bu olaydan rahatsızlığını belirtenlere "hain" damgası vuranlar, güvenlik kuvvetlerinin elini kolunu bağlayanlar...
sorumlu kim? aldığı sadakadan hallice yardım kesilmesin diye ülke hakkındaki tüm düşüncelerini rafa kaldıran halk(gerçi çoğunun rafa kaldırılacak düşünceleri dahi olduğunu düşünmüyorum), kişisel çıkarlarını diğer tüm değerlerin önüne koyan sözde türk aydınları, tepki sönümlemekten ya da etkisiz tepki üretmekten başka bir işe yaramayan basiretsiz muhalefet, ülke her geçen gün daha fazla dibe batarken aydınlık günleri getirecek alternatif hareketler üretemeyen türk gençliği...
peki sorumlu kim? aslına bakarsanız sorumlu hepimiziz. göstermediğimiz(ya da yeteri kadar göstermediğmiz) tepkiler, vurdumduymazlığımız, balık hafızasına rahmet rahmet okutacak toplumsal hafızamız, ülkenin daha iyi bir yer olmasına dair düşüncelerimizi söylemden eyleme geçiremeyişimiz ...
"daha kötü hallere düşmeyelim" diye dua etmek istesem de o tren çoktan kaçtı, "umarım düştükten sonra çabuk toparlanırız".
19 yaşındaki kuzenimizi kaybettiğimiz hain saldırıdır.
şam'da cuma namazı kılmaya niyetlenip, memlekette her gün cenaze namazı kılmak
biraz sonra yayın yasağının geleceği patlama. istikrar çünkü.
patlamayı duyar duymaz arkadaşlarımı aradım . iyi olduklarını söylediler . üçüncü defa hayatta kaldılar .
siddekle kiniyorum seklinde aciklamalar birazdan gelir.
hdpkk da biz baros istoyoroz diyerek salya akitmaya baslar
hdpkk da biz baros istoyoroz diyerek salya akitmaya baslar
güney bölgelerinde süren operasyonlardan ayrı olmayan hadisedir. iş bu mertebeye vardıysa ; bedeli ne olursa olsun mücadeleye devam etmek gerekir. zira masaya oturulan örgütlerin silah depoladıgı, iyi niyeti istismar ettikleri herkesin malumu.
siyasi iradeyi demiyorum bile. çoktan ölmüştür.
türkiye cesetler ülkesidir.
siyasi iradeyi demiyorum bile. çoktan ölmüştür.
türkiye cesetler ülkesidir.
(bkz: cicisleri bakani)nin ne zaman cikip saldiriyi kinayacagini merak ettigim cok cok cok vahim olay. bir ankarali olarak kizilaya gittigimde patlamanin oldugu yerden gecmedigim tek bir gun yok. annem her sabah ve aksam ise gitmek ve gelmek icin guvenparktan dolmus kullaniyor. bugun patlamanin oldugu saatlerde cok yakin bir arkadasim bir yan sokaktaki bir kitapcidaydi. olaylardan sonra kimle konussam ya da ulasmaya calistigim kim varsa artik cinnet gecirmek uzere oldugunu, delirmenin icten bile olmadigindan dem vuruyor. toplum olarak cok saglikli olmayan ruh halimiz, bu olaylarin sonucunda tamamen bozulmanin esiginde.
bugun olen ben, ailemden biri ya da bir arkadasim olabilirdi. ama sunu cok iyi biliyiorum ki olen her can bizim.
isin cok daha vahim olan kismi tum bu olanlarin yine hicbirsey yokmus gibi unutturulacak olmasi. sanirim cok daha vahim ve kotu seyler bizleri bekliyor. cunku artik toplum olarak tepki verme reflekslerimiz iyice zayifladi hatta yok gibi birsey.
bugun olen ben, ailemden biri ya da bir arkadasim olabilirdi. ama sunu cok iyi biliyiorum ki olen her can bizim.
isin cok daha vahim olan kismi tum bu olanlarin yine hicbirsey yokmus gibi unutturulacak olmasi. sanirim cok daha vahim ve kotu seyler bizleri bekliyor. cunku artik toplum olarak tepki verme reflekslerimiz iyice zayifladi hatta yok gibi birsey.
çok güçlü bir patlama olduğu su götürmez bir gerçek. bilkent'ten bile çok net bir şekilde duyulmuştur, öyle ki, ben fakültedeydim ve bilkent center'da kahve içen bir arkadaşım direk beni arayıp fakülte civarında patlama mı oldu diye sordu !?
saglik bakanligi bir aciklama yapti ve yakinlarina ulasamayanlar alo 184'ü arasinlar dedi.
o 25 ölü sayısı katlanarak çoğalacak , daha önceki patlamalarda bu şekilde yapılmıştı zaten.. bu saatlerde oradaki otobüslerde minimüm 100 kişi olur iki tane otobüs kömür gibi olmuş , otobüs durağında cesetler üst üste yığılmış çevredeki kaç tane araç yanmaya başlamış , dükkanların cam çerçeve aşşağı inmiş eğer 80 90 ölü den aşağı bir sayı çıkarsa hiç bir şey bilmiyorum.
ankara valiliginin yaptigi aciklamaya gore 27 kisi yasamini yitirdi 75 yarali var.
ankara aylardir mezarlik kivaminda ve kimse bunu engelleyemiyr.
ankara aylardir mezarlik kivaminda ve kimse bunu engelleyemiyr.
kendi ülkene yayın yasağı yap , trt world hiç durmadan yayın yapsın.. http://www.trt.net.tr/anasayfa/canli.aspx?y=tv&k=trtworld
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?