confessions

sercovi

- Yazar -

  1. toplam entry 154
  2. takipçi 2
  3. puan 8952

istanbullu olmak

sercovi
boğazın iki yakasının aşkına tanık olmaktır. arada kalan denizin vapurunda sigara içmektir, martılarla sohbettir simit tadında. küçük demli bir çayın buharıdır dakikalar. hızlı akan ışıkların büyüsüdür bünyede.
tekrar tekrar aşık olmaktır bir şehre.
tehlikeyle huzurun sevişmesidir sokakları. yokuşların sonunda denizi görme ihtimalidir soluk alışverişi. kimsesizlerin kimi olmaktır geceleri. olmaz dostlukların olurlarıdır şarabi sohbetleri. sıcak evlerdir kışları, soğuk sokaklardır. el üşümesidir yaz vakti korkuları, iğrenç sıcaklardır. bazen bir tablodur sureti, bazen bir tıbbi atık. ama her şeye ramen pis bir aşktır yedi tepesi birden. kışkırtıcı bir kıskançlıktır belki klavyeden çıkan tanımlar ama sokaklardır en nihayetinde yaşam ve istanbullu sokaklardadır ekseriyetle.
tanışınız..

apolitik

sercovi
sanıldığı üzre "siyasetle ilgilenmeyen" anlamı taşımaz zira siyaset hayatın her milisaniyesine nüfuz etmiş bir virüstür. apolitik birey seçilmiş bir yalıtılmışlığın inancında olsa da sözü edilen yalıtılmışlık egemen siyasi güç tarafından yaratılmış bir olgudur.
yani tarafsızlığın tarafında olmak en nihayetinde bir taraf olmak ise-ki şüphesiz öyledir kanımca-apolitik olmak da siyasi bir tavırdır. özellikle sindirilmiş toplumlarda görülegelen apolitizasyon stratejileri çeşitli üstyapısal etkenlerle desteklenerek büyük boy pizzayla insanların önüne sürülmüş gibidir.
ama unutulmamalıdır ki sunulan pizza sınırsız olduğu kadar yağlıdır ve kolestrol bünyeye zararlıdır!

29 ekim cumhuriyet bayramı

sercovi
son 84 yıldır ulaşılamayan "muhasır medeniyetler" sayesinde midir bilinmez, bindiğimiz alametin üstünde kutlanacak kırmızı beyaz bayram.
faşizmle burun buruna geldiğimiz şu günlerde buharlaşacak suyumuz olmadığının farkına varmamız gerek. kaynayan bir şey yok, kaynatılanlara bakmak lazım

bilgi sözlük

sercovi
ideolojik neşriyat.
yönetimden aldığım mesajlar ve genel uygulamalar itibariyle hasıl olduğum bu düşüncenin hassasiyetinin farkında olmakla beraber sait faik üstada sığınıyorum ekseriyetle
evet şu dönemin ne kadar hassas olduğunun hepimiz farkında olmalıyız ama hassasiyet tartının üstünde olabilmektir; objektifliğin nesnesidir ancak. herhangi bir kefeye bıraktığınız bir tüy dahi dengeyi bozmaya yeter.
önkabuller de en az önyargılar kadar sakıncalı kanımca.
hele ki konseptinin ilk iki maddesi aşağıdaki gibi olan bir sitede bunları konuşmak ayrı dert:
1-bilgi sozluk dahilinde asla ama asla siyaset yapilmaz, yapilamaz, yapmaya te$ebbus eden de fazla barinamaz..burasi bir bilgi ali$ veri$ merkezidir..siyaset arenasi degil..

2-bilgi sozluk dahilinde hic bir $ekilde ideolojik empoze yapilamaz..yapan ya da yapmaya cali$an ki$i tespit edildigi anda uyari bile almaksizin bilgi sozluk airlines ile suresiz bir tatil hakki kazanir..

tarafsızlık da bir taraf olmaktır ya hani bilgi sözlük de böyle bir taraf olmayı seçmiş sanırım. böyle bir oluşumda tarafsızlık tarafı terazinin üstüne denk düşüyor kanımca.
seçim yapıldıysa sorun yok ama farkındalıksa sorun, bir işe yaradığımı hissetmek istedim şu satırlarda.
ya kanatlarım çalışacak ya uçağınız.
yoksa bir ihtimal daha mı var?..

garip..

kadın dirdiri virviri

sercovi
bir derdiyoklar şarkısı.

ömrümü çürüttü gitti
kadın dırdırı vırvırı öööf ööf
beni her şeyimden etti abooo aboo

dır dır dır dır dır dır dır dır
vır vır vır vır vır vır vır vır
sabah dırdır akşam vırvır
sabah dırdır akşam vırvır
abooo dır dır dır dır
öööf vır vır vır vır

kadın dırdırı vırvırı öööf ööf
kadın dırdırı vırvırı abooo aboo

saçıma aklar düşürdü
çenesi başım şişirdi öööf ööf
en son sabrımı taşırdı abooo aboo

dır dır dır dır dır dır dır dır
vır vır vır vır vır vır vır vır
sabah dırdır akşam vırvır
sabah dırdır akşam vırvır
abooo dır dır dır dır
öööf vır vır vır vır

kadın dırdırı vırvırı öööf ööf
kadın dırdırı vırvırı abooo aboo

derdiyok’um dengin ara
özür dile kadınlara öööf ööf
çoğunda var aynı yara
kadın dırdırı vırvırı abooo aboo

dır dır dır dır dır dır dır dır
vır vır vır vır vır vır vır vır
sabah dırdır akşam vırvır
sabah dırdır akşam vırvır

abooo dır dır dır dır
öööf vır vır vır vır

kadın dırdırı vırvırı öööf ööf *
kadın dırdırı vırvırı abooo aboo

kadın dırdırı vırvırı öööf ööf
kadın dırdırı vırvırı abooo aboo

kadın dırdırı vırvırı öööf ööf
kadın dırdırı vırvırı abooo aboo

kadın dırdırı vırvırı öööf ööf
kadın dırdırı vırvırı abooo aboo

kadın dırdırı vırvırı öööf ööf
kadın dırdırı vırvırı abooo aboo

avrupali çocuk

sercovi
bir derdiyoklar şarkısıdır.

babam ana konu olur
iki ayrı insanız biz
o bir arabın kuludur
iki ayrı insanız biz

ben doğmuşum avrupada
bambaşka bir kıtada
bana göre dünya ada
iki ayrı insanız biz

bana diyor evde otur
ona göre töre budur
ben diyorum yaşam nedir
iki ayrı insanız biz

vardır bir kız arkadaşım
belki bir gün olur eşim
ona göre rezilmişim
iki ayrı insanız biz

bana diyor telemanyak
ona göre günah bakmak
hazır görev tabu yıkmak
iki ayrı insanız biz

bence saygı başka bir şey
dostça çözülmeli her şey
derdiyoklar’a der genç bey
iki ayrı insanız biz

mum

sercovi
bir bülent ortaçgil şarkısı:

sen içimdeki küçük mum
hala sönmedin, yanıyor musun?
gündüz aydınlıkta kaybolup
gece yatınca karşımdasın

en soğuk rüzgarlarda
en islak yağmurlarda bırakmadın beni
yalnız anlarımda korktuğum zamanlarda
vazgeçmedin benden

bana kızmadın unuttum diye
başarısız bir akşam üstü
tepem atmış bağırıyorken
dinledin çıt çıkartmadan

en gizli duygularda
en saçma sözlerde utanmadın benden
yalnız anlarımda üşüdüğüm zamanlarda
sen isıttın beni

ne zamandır birlikteyiz
kim öğretti kaçmamayı
yoksa ben mi yarattım
yaşlanmaya başladıktan sonra

en suskun günlerde
en güçsüz saatlerde sıkılmadın benden
yalnız anlarımdam ümitsiz zamanlarda
şarkı oldun bana

(bkz: bu şarkılar adam olmaz)

idare edemem anne

sercovi
bir şekerin-üstelik kalp şekilli olanından-bir çocuk hayatındaki önemini ya da açlığın ne kadar dayanılmaz bir şey olduğunu kanıtlayan video.
şeytan girmiş bu çocuğa, a aaa ayıp bağırılır mı öyle anneye evladım..
sabır.

muque

sercovi
bu kadarı fazla.
bu kadar mutluluk fazla mı diye düşünmeden edemiyorum artık. geçen her saniyenin birlikte olmakla alakadar olduğunu hissetmek garip gelmiyor artık. halbuki ne kadar farklı ve gırgıra açık bir şey değil mi? “hehe pis aşık” demek mümkün bize. ama aşık da ne ola ki?
aşk ne ki?
yeni tanımların gölgesinde geçen bir gece daha.. 19.00 oldu miladım. günler bu saatte başlamıyor muydu? hani kadıköy boğa’nın oradaki merdivenler değil miydi gözlerimizi açtığımız yer? akşam karanlığını aydınlatan ışıklar değil miydi ilk göz kamaşıklığımız? peki ya sigara? sigara içmez ki bebekler. ama ben bebek değilim. sadece heyecanım mı bu harf oyunları? bunlar oyun mu?
uff!
çok soru.
sıra cevaplarda..
mutlulukla mutlu olabilen birilerinin yanımızda olduğunu bilmek çok güzel. ya da mutluluğumuzun birilerini mutlu etmesi. ne çok kullandım bu kelimeyi, eskimez değil mi?
mutluluk..
eskirse eskisin be! bize kelime, bize cümle mi yok?! “kibrit” neden “mutluluk” kelimesinin yerini almasın ki?
“ultraslan baran”ı hatırla..
diyorum ya, birilerini varlığımızla, “biz”le mutlu edebilmişiz, daha ne yapabiliriz ki?
merdivenleri tırmanıyoruz yine, rüyalardaki merdivenlerden bunlar; itfaiyeciler anlamaz. ne telaş var basamaklarımızda ne de bir son. uzadıkça uzuyor uyku, tırmandıkça tırmanıyoruz yine. sana eskisi kadar aşık değilim elbette. kim bilir daha ne kadar geçecek önümüzden kediler, ne kadar dudu olamayacak her biri ve biz ne kadar daha içeceğiz esrarengiz sokaklarda.. seni sevmek umutlu bile değil; her umut son barındırır içinde. bir yere varmanın umudunu taşır insanlar, bir yere varamamanın bile bir sonu olmalı; bizim sonumuz olmasın..
başkalarını mutlu etmek için değil fakat, sadece sen-ben-biz olalım deyu, sadece yaşamak için yani. sincap gibi demiş ya usta, sincabın heyecanına katalım aşkı; yeni tanımlarda büyüsün bebeğimiz. adını baran koymayalım ama, övgüye değer bir isim olsun mesela.. “bu onların meyvesi” dedirtecek cinsten hani..
boğaz köprüsünü hızla geçerken otobüs kırmızıydı yine ışıklar. sınanma duygusunu derinden hissettim nekropsi eşliğinde; en az erciyes kadar şoktaydım ben de. çatı katı dairelerde yanıyordu loş ışıklar, tavan bildiğin çatı..
spot ışıklar, az eşya, muhtemelen iki beşer, ışıl ışıl karanlığıyla bir boğaz, birer kadeh şarap en kırmızısından.. çatı katı olsun evimiz, dudu rahat etsin mart aylarında, kızımız rahat etsin; sen benimle ol, biz boğazla. inadına köpek öldürsün şarabımız. sıkılmayız ya biz, olur da dışarı çıkmak istersek yine kadıköy’e gelelim olur mu? karanlık sokaklarında minnetler yağdıralım büyülü deniz kenarı semtimize. deniz bize vursun, dalgalardan alalım balıkların haberlerini. lüfer mevsimi geçmeden birer tek atalım sofrada. çatı katı balkonu da pek güzel olur sonbaharda.. sen, ben, rakı, balık; şişede bir garip orhan veli..
çok özledim yine seni..
3 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol