03.04.2006 tarihinde abazan başlığını açarak mutluluktan uçmuş sözlük. üstüne onlarca da abazanla ilgili başlık açılmış, eğlenilmiş, coşulmuş. ardından bir sürü üye gelmiş, gitmiş. kimisi atılmış, tekrar üye olmuş. genel itibariyle görülmüştür ki atılan hiçbir yazar beğenmemiştir bu sözlüğü ve sallamamıştır da bu atılmayı. bu noktada insanın aklına ilk gelen şey "o zaman niye üye oldun lan yarraam" ya da "madem önemsemiyorsun, niye yarım sayfa yazı yazıyorsun hakkında aq" demektir. ama ben böyle dermiyim, demem tabi ki, böyle de terbiyeli bir insanımdır.
magazin programlarının bir numaraları eylemidir. genellikle popülerliğini yitireyazan mankencikler yapar bunu. çıkarlar "x benim sevgilimi elimden almaya çalıştı, y aslında ibne, z beni elledi" gibi kimseyi zerre ilgilendirmeyen şeyler söylerler. millet de bunları izleyip "aa öyle miymiş" diye konuşur. öte taraftan bankalar hortumlar falan filan...
(bkz: bunlar ilginç şeyler)
(bkz: bunlar ilginç şeyler)
mart ve mayıs dışındakilerin alayı cenabettir. allahtan bu aylarda yağış boldur da abdest imkanı olur.
makinaya katılım gerçekleşen gece sabaha kadar ekrana çıkacak diye beklediğimiz canlı. lakin olmamış, garip sebeplerden olay iptal olmuştur. yine de suçu kendisi atmamak için bir sebep yoktur.
(bkz: muque topsun olm)
(bkz: muque topsun olm)
mahalle maçında nispeten daha iyi top oynadığını iddia eden bireyin, kanıtlama girişimidir. lakin malum ülke türkiye, pek hoş sonuçlarla karşılaşılmıyor bu denemeler sonucunda.
sene 1995-6, fatih terimin daha saçları var. top oynuyoruz sokakta. sokak dediğim, bildiğin yol. arabalar geçiyor sürekli. taştan yapılma kalelerimimiz. sürekli tartışıyoruz, olm direk olsa çarpar girerdi, direküstü gol değil diye. derken işte o geliyor. aramızda en iyi top oynadığını söylenen çocuk. tabi yaşı büyük diye kimse karşı çıkamıyor. başlıyoruz maça. eleman iyi ya, takımları o kuruyor. başlıyor maç, top bende. deniz tarafına bakan kaleye hücum ediyoruz.* soldan bir orta yapıyorum ki bir tek hagi yapabilir böylesini. eleman içerde, top geliyor, eleman ters zıplıyor, ne oluyor aq demeye kalmadan eleman yerde, kafadan kanlar akıyor. hemen hastaneye yetiştiriyorlar. allahtan bir şey olmuyor elemana. o akşam babam diyor "evladım rövaşata iyi oyun göstergesi değildir" ama deli gönül dinlemiyor, anlamıyor. kafa kalın tabi almıyor, aynı denemeyi kendi de yapıyor ve daha kötü bir sonuçla kendini hastanede buluyor. o gün öğreniliyor işte kafanın kalın olması delinmeyeceği anlamına gelmiyormuş.
(bkz: bu da böyle bir anımdır)
sene 1995-6, fatih terimin daha saçları var. top oynuyoruz sokakta. sokak dediğim, bildiğin yol. arabalar geçiyor sürekli. taştan yapılma kalelerimimiz. sürekli tartışıyoruz, olm direk olsa çarpar girerdi, direküstü gol değil diye. derken işte o geliyor. aramızda en iyi top oynadığını söylenen çocuk. tabi yaşı büyük diye kimse karşı çıkamıyor. başlıyoruz maça. eleman iyi ya, takımları o kuruyor. başlıyor maç, top bende. deniz tarafına bakan kaleye hücum ediyoruz.* soldan bir orta yapıyorum ki bir tek hagi yapabilir böylesini. eleman içerde, top geliyor, eleman ters zıplıyor, ne oluyor aq demeye kalmadan eleman yerde, kafadan kanlar akıyor. hemen hastaneye yetiştiriyorlar. allahtan bir şey olmuyor elemana. o akşam babam diyor "evladım rövaşata iyi oyun göstergesi değildir" ama deli gönül dinlemiyor, anlamıyor. kafa kalın tabi almıyor, aynı denemeyi kendi de yapıyor ve daha kötü bir sonuçla kendini hastanede buluyor. o gün öğreniliyor işte kafanın kalın olması delinmeyeceği anlamına gelmiyormuş.
(bkz: bu da böyle bir anımdır)
tam kafa yarmalık madeni para. büyüklüğü her kafaya uygundur. yeterince sert atarsanız, kafayı ikiye bölebilirsiniz.
zaman uygun olursa katılınabilecek zirvedir.
(bkz: hız felakettir)
mircde tanışıp seviyeli sohbet etmiş kişiler arası ilişkidir.
yazılan uzun entrynin sonuna iliştirilen not. anlamı "yazarken götümden ter geldi, dört tuşa basarak yaptı sanma"dır.
materyalist aileler arasında gerçekleşebilecek türden kıs isteme işi. olayı ille de adabına uydurma çabasıdır.
yaşları 15-18 arasında değişen bireylerin 22-24 gibi göstermesi halidir. enteresan diyaloglara her an gebedir.
- askerden mi geliyorsun, öğrenci misin?
- öğrenciyim henüz.
- trakya üniversitesi mi?
- yok henüz lise 1.
- pardon, sınıfta mı kaldınız?
- yok abi ya. gayet iyi notlarım. sakallarım erken çıktı sadece.
- askerden mi geliyorsun, öğrenci misin?
- öğrenciyim henüz.
- trakya üniversitesi mi?
- yok henüz lise 1.
- pardon, sınıfta mı kaldınız?
- yok abi ya. gayet iyi notlarım. sakallarım erken çıktı sadece.
aileler yarışıyor programı ile hayatımıza giren, ancak son günlerde unutulmaya yüz tutmuş kalıp söz. yani nasıl olsa kaç kişiye sorulduğu asla bulunamaz diye rahatça sallanan da bir sözdür.
iltifat eden bireyin, aslında o an içinden geçtiği halde söyleyemediği sözler.
-necla, gözlerin çok güzel, bakarken dalıp uzaklara gidiyorum, birden söylediğin müthiş sözlerle kendime geliyorum.
meali: uykum geldi a.q
-necla, gözlerin çok güzel, bakarken dalıp uzaklara gidiyorum, birden söylediğin müthiş sözlerle kendime geliyorum.
meali: uykum geldi a.q
nescafenin çıkardığı aromalı içecekleri deneyen ve memnun kalmayan yazarın eski günleri yadettiği söz.
yazar kişisinin her tarafta gördüğü dahi anlamındaki de ayrı yazılır uyarılarından tırsarak yaptığı eylem.
uzun zamandır uzaktan bakışılıyordur. ilk zamanlar "lan gözü kaymıştır, hepimiz birilerine bakıyoruz sonuçta" duyguları içinde düşünülürken zamanla "acaba onda da bişeyler mi var" düşünceleri vücuda gelmiştir. hayat çok güzel gitmektedir. her gün onu görmek için aynı işler yapılır, aynı mekanlara, aynı saatlerde gidilir. tek istek bir görmektir. her görüş mutluluğu biraz daha artırmaktadır.
günler böylece geçer. bir gün arkadaş ekibiyle top oynarken gelir yanına platonikin. için hop hop eder oli. biz de oynayabilir miyiz derken içinden fışkırır evet cevabı. işte budur yani. sadece bir oynama isteğinden onlarca anlam çıkarılır ve en sonunda "o da hoşlanıyor a.q" sonucuyla mutluluğa yelken açılır. oyun boyunca hep onun yan tarafında olma isteği bulunur bünyede. her yanyana duruşta biraz daha mutlu olunur. her top gelişinde ona atılmak istenir ama zarar görür korkusu ile vazgeçilir.
artık tanışma olayı tamamlanmıştır. yolda görünce selam da verilir, kantinde karşılaşınca muhabbet de edilir. belki de artık beklenti vardır onda da. bir söz gerekiyordur sadece. ama olmaz işte. söyleyemez insan "hoşlanıyorum". sadece bakılır uzun uzun.
bir gün "bir şey mi söyleyeceksin?" der, "hoşlanıyorum senden" denir bir anda. düşünce ile konuşma balonları karışmıştır. her şey donar bu anda. cevap bekler konuma düşülür bu noktada. bir evettir tüm beklenen uzaklardan. tam ağzını açtığı sırada arkadaşı gelir, bir şeyler anlatır. "gitmem gerekiyor" der ve gülümser. bu gülümseme ısıtır içini. artık açmışsındır her şeyi. tek yapman gereken mutlu olmaktır.
günler böylece geçer. bir gün arkadaş ekibiyle top oynarken gelir yanına platonikin. için hop hop eder oli. biz de oynayabilir miyiz derken içinden fışkırır evet cevabı. işte budur yani. sadece bir oynama isteğinden onlarca anlam çıkarılır ve en sonunda "o da hoşlanıyor a.q" sonucuyla mutluluğa yelken açılır. oyun boyunca hep onun yan tarafında olma isteği bulunur bünyede. her yanyana duruşta biraz daha mutlu olunur. her top gelişinde ona atılmak istenir ama zarar görür korkusu ile vazgeçilir.
artık tanışma olayı tamamlanmıştır. yolda görünce selam da verilir, kantinde karşılaşınca muhabbet de edilir. belki de artık beklenti vardır onda da. bir söz gerekiyordur sadece. ama olmaz işte. söyleyemez insan "hoşlanıyorum". sadece bakılır uzun uzun.
bir gün "bir şey mi söyleyeceksin?" der, "hoşlanıyorum senden" denir bir anda. düşünce ile konuşma balonları karışmıştır. her şey donar bu anda. cevap bekler konuma düşülür bu noktada. bir evettir tüm beklenen uzaklardan. tam ağzını açtığı sırada arkadaşı gelir, bir şeyler anlatır. "gitmem gerekiyor" der ve gülümser. bu gülümseme ısıtır içini. artık açmışsındır her şeyi. tek yapman gereken mutlu olmaktır.
kızılderiliye yaklaşan aç insan repliği. anlamı "açım aq, tutmakla uğraşamam"dır.
bir an tanışılası hatta kanka olunası hatundur. belli mi olur ilerde bir tane de kankası için kaldırır, eline yapışmaz ya.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?