confessions

max

- Yazar -

  1. toplam entry 951
  2. takipçi 1
  3. puan 56276

children of bodom

max
vivaldi den four season - summer ı çaldıkları videosunu izledikten sonra tapmaya başladığım gruptur.bende çalmaya çalıştım ama imkansız olduğunu anlamam çok da uzun sürmedi...

edit:olcak galiba lan.başını çalıom sanki...

türk beyniyle üretilmiş süper ingilizce cümleler

max
türk usulü ingilizce yazisma ornegi ve cevabi;

dear sir,
we send our company information attached to the mail (as pdf).
but the cost of operation you have foreseen is very low. this may take
more expensive. ıf you send drawings of your current product, we can find
the real cost including shipping.

kind regards.

işte türkün cevabı;

sugar brother (seker kardesim),
be a young man for two minutes (iki dakka delikanlı ol).
we put you in a man place , you become tempra (adam yerine koyduk hemen arkaniz kalkti).
no need to be artist (artizligin luzumu yok).
we know that this work takes much money, too (bu islerin cok para tuttugunu biz de biliyoruz).
no, why do you creating tension anymore , subtree? (hayir da , daha ne diye gerginlik yaratiyorsun ki , dallama?).
i eat all of you nobody understand. (alayinizi yerim haberiniz olmaz).
you not understand the word , you eat the grass where ı put you . (laftan anlamiyorsunuz , hala koyduum yerde otluyorsunuz)
no drawings mrawings my brother ! (proje mroje yok kardesim! )
you make 3 kurush work camel. ( 3 kurusluk isi deve yaptiniz)
i understand we can not understand with you . (anlasildi biz sizinle anlasamayacagiz. )
but , if you go with this head to army , you take nah as diploma. (ama, siz bu kafayla giderseniz askere nah alirsiniz teskere. )
here that much ! ( iste o kadar! )

hoppipolla

max
sigur ros un aşmış şarkısıdır.ahanda bu da sözleri;

brosandi
hendumst í hringi
höldumst í hendur
allur heimurinn óskır
nema şú stendur

rennblautur
allur rennvotur
engin gúmmístígvél
hlaupandi í okkur
vill springa út úr skel

vindur í
og útilykt af hárinu şínu
ég lamdi eins fast og ég get
meğ nefinu mínu

hoppa í polla
(í engum stígvélum)
(allur rennvotur)
rennblautur
(í engum stígvélum)

og ég fæ blóğnasir
en ég stend alltaf upp
viğ sjáumst tvö
í sjálfum mér

og ég fæ blóğnasir
en ég stend alltaf upp
viğ sjáumst tvö
hoppípolla...

sigur ros

max
izlanda lı muhteşem grup.tarzlarının ne olduğunu hala anlayabilmiş değilim.inanılmaz orjinal bir soundları var.ayrıca hoppipolla şarkıları kesinlikle intihar etmeyi düşünen bir bireyi o psikolojiden çıkartıp, vatana ve millete hayırlı işler yapmaya teşvik edebilmektedir...

izmir

max
izmir ne değildir?
izmir, kızların sinemaya gittikleri ya da âşık oldukları için öldürüldükleri, bunun için bir de gidip "dinen caizdir" raporu alınan şehirler gibi olmayacaktır...
ramazanda oruç tutmayanları aç bırakmayacak, "niyetli" olmayanları dövmeyecektir...
şehir çıkışlarına "iki yüzlülük otelleri" kurup erkeklerin ’günahlarını’ şehrin dışına taşıyıp sonra da cumaya gitmeyecektir...
izmir’de hiçbir zaman "bir erkeğin dinen kaç kadına sahip olması caizdir?" meselesi konuşulmayacaktır...
üniversite rektörlerinin kapkaççılardan, tecavüzcülerden beter muameleye tabi tutulmasına izin vermeyecektir...
kızların motosiklete binince ölümle tehdit edildiği yerlerden biri olmayacaktır...
kordon’da içtiği rakı için "günah benim kime ne!" diyerek, bir kez daha kadeh tokuşturacaktır...
ve daha bir sürü şey...

izmir nedir?
o topraklardan nice tanrılar geçti. geçip giderken uygarlıklar izmir’den, "kordonlu" bir şehir neyi sindirdiyse içine onları bıraktılar arkalarında.
bir bünyesi var bu şehrin; rakının yanında gitmeyeni hiç kaldırmadı. efkârlı bir gecenin, zeytinyağlı domates-biberin, kehribar üzümden yapılan şarabın, bereketli kadınlar gibi açılan incirin beğenmediği hiçbir şey kalamadı izmir’de.
balkonları yıkadıkça pembeleşen topuklarıyla kadınların şen kahkahalarını kısan ne varsa hiçbir iz bırakmadan gitti o şehirden. o kadınların yazları o ferah feza balkonlarda oturup eteklerini yelleye yelleye yaptıkları iyi niyetli dedikoduları azaltan ne varsa geçti bitti izmir’de.
çabuk efelenen, sonra çok çabuk barışan neşeli erkeklerin gönlünü daraltanların hepsi hasan tahsin’in bir kurşununa kurban gitti körfez’de. deniz gibi dalgalı kızların aklını, hayalini örten ne varsa kemeraltı’nın dehlizlerinde bir daha bulunmamak üzere yitti.
liseyi kırıp pasaport’a kendini dar atmış kızlı oğlanlı grupların ilk aşklarının tadını kaçıran ne varsa dalgalarla çarpıp iskeleye parçalandı. zeytin ağaçlarının gölgesinde kurulmuş, bin yıldır tadı hiç bozulmamış felsefe kuramlarını yok sayan ne varsa asansör’ün balkonundan uçup düştü asfalta.
çingenelerin sokak düğünlerinin neşesini kaçıranların adları, karşıyaka-göztepe maçlarının gürültüsüne gitti, duyulmadı bir daha.
karantinalı despina’nın içini sıkan adamlar kadife kale’den yuvarlandı, 1. kordon’da içilen keyif kahvelerinin telvesine saplanıp kaldı...

turn the page

max
orjinali nin metallica coverından kat kat daha iyi olduğu şarkıdır.zaten bir grup bir şarkıyı çok iyi coverlasa da önemli olan böyle bir şarkıyı yapabilmektir kanımca...
38 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol