(bkz: tecrübe bürosu)
soru cümlesi sandığım başlık olmuştur, bizlere em ve binketinin ne olduğunu ve farklarını açıklayacağını sanmış ve fakat yanılmışımdır evet.
"yalnız iki trajedi vardır şu dünyada;birisi istediğini elde edememek, ötekiyse elde etmek." (nitekim her iki durumda da hayal edilen ile tecrübe edilen birbirini tutmayacağından hayal kırıklığı kaçınılmaz olacaktır, oscar wilde haklıdır. yine bu durumdan bahseden başka bir başlık için (bkz: hayal edilen mi tecrübe edilen mi))
(bkz: rahibinden satilik rahibe)
http://international.disneylandparis.com/index.xhtml adresinden incelenebilir.
means what she means "yazdıklarımda simgesel anlamlar arayanların boynu altında kalsın"
ayırmak anlamına gelen ingilizce kelime.
aynı zamanda blackjack oyununda eline aynı karttan 2 adet gelen (2 tane 7’li mesela) split demek suretiyle ilk kartı 7 olan 2 ayrı ele sahip olur ve her iki el için ayrı ayrı konuşma-oynama hakkına sahip olur (ilk koyduğu kadar parayı da ikinci eli için koyar elbette).
aynı zamanda blackjack oyununda eline aynı karttan 2 adet gelen (2 tane 7’li mesela) split demek suretiyle ilk kartı 7 olan 2 ayrı ele sahip olur ve her iki el için ayrı ayrı konuşma-oynama hakkına sahip olur (ilk koyduğu kadar parayı da ikinci eli için koyar elbette).
yahoo gamesden online oynanabilen bir garsonluk oyunu. flo isimli karakterimiz, doğru zamanda doğru kişileri masalara oturtmak, sipariş almak, yemek servisi yapmak ile görevli. basit bir oyun gibi görünmekle birlikte, müşterilerin karakterleri ve sipariş süreleri gibi detayları göz önünde bulundurarak oynamak gerekiyor. eğlenceli. farklı farklı versiyonları da mevcut. oynamak isteyenler için adresi de şu;http://get.games.yahoo.com/proddesc?gamekey=dinerdash
fransız mastiff olarak da bilinen bir köpek cinsidir. kısa boylu ve gürbüz bir mastiftir ve kocaman, ağır, geniş ve kırışık bir kafası vardır. bu cinsi değerlendirirken kafa çok önemli bir etkendir. en iyi kalite erkek show köpeklerinin kafası 27-30 inches (68-75cm)dir. çenesinin alt dişleri çıkıntılı ve kuvvetlidir. yüzlerinde kırmızı ya da siyah maskeleri vardır. burun delikleri çok açıktır. üst dudakları kenarlardan sarkıktır. gerdanı sarkık ve gevşektir. genelde derisi kalındır. kulakları aşağı sarkıktır. ön bacakları kuvvetli ve büyük kemiklidir. sadece boynunda ayaklarının ucunda ve çene altında beyazlık olması gerekir, vücudun başka herhangi bir yerinde beyazlık olması hata kabul edilir.
yetiştiriciler bu köpeğin orjinal huyunu biraz yumuşatmışlar. günümüzde french mastiff iyi ve sakin bir mizaca sahip. aşırı derecede sadık, sabırlı ve ailesine bağlı. yabancılara karşı korkusuz, birinci sınıf bir koruma köpeği. bu cins, diğer köpeklere karşı çok saldırgan olabilmekte. diğer hayvanlarla sosyalleştirilmesi çok küçük yaşlarda yapılmalıdır. dogue de bordeaux horlar ve ağzından salyaları akar. erkek olanların diğer erkeklere tahammülü yoktur. korkutucu görünmesine rağmen çocuklar ve aile üyelerine karşı son derece naziktir. çok kuvvetli bir hayvan olması itibariyle köpek bakımı konusunda tecrübesiz insanlar için uygun değildir. fiyatı 1000-2000$ arasında değişmektedir.
boyu 58-75cm kilosu 55-65kg arasındadır.
yetiştiricilik yapmak için çok uygun bir cins değildir. doğumlar genellikle az sayıdadır ve genellikle sezeryan ile doğum yapmaları gerekir çünkü bebeklerin kafaları çok büyüktür. dişiler doğum sonrası bebeklerine çok düşkündür.
eğer yeterince dışarıda gezdirme imkanı varsa apartman dairesinde bakılabilen sakin hayvanlardır. (bu apartman dairesinin genişliğine göre değişebilecek bir bilgidir nitekim çok büyük olduğundan götü ile dağ devirebilme kapasitesine sahiptir.)
10-12 sene arasında yaşar.
kısa tüylüdür, çok sık taranması gerekmez.
geçmişte savaş köpeği, sürü bekçisi, koruma olarak kullanılmıştır.
(kaynak:http://www.dogbreedinfo.com/doguedebordeax.htm)
yetiştiriciler bu köpeğin orjinal huyunu biraz yumuşatmışlar. günümüzde french mastiff iyi ve sakin bir mizaca sahip. aşırı derecede sadık, sabırlı ve ailesine bağlı. yabancılara karşı korkusuz, birinci sınıf bir koruma köpeği. bu cins, diğer köpeklere karşı çok saldırgan olabilmekte. diğer hayvanlarla sosyalleştirilmesi çok küçük yaşlarda yapılmalıdır. dogue de bordeaux horlar ve ağzından salyaları akar. erkek olanların diğer erkeklere tahammülü yoktur. korkutucu görünmesine rağmen çocuklar ve aile üyelerine karşı son derece naziktir. çok kuvvetli bir hayvan olması itibariyle köpek bakımı konusunda tecrübesiz insanlar için uygun değildir. fiyatı 1000-2000$ arasında değişmektedir.
boyu 58-75cm kilosu 55-65kg arasındadır.
yetiştiricilik yapmak için çok uygun bir cins değildir. doğumlar genellikle az sayıdadır ve genellikle sezeryan ile doğum yapmaları gerekir çünkü bebeklerin kafaları çok büyüktür. dişiler doğum sonrası bebeklerine çok düşkündür.
eğer yeterince dışarıda gezdirme imkanı varsa apartman dairesinde bakılabilen sakin hayvanlardır. (bu apartman dairesinin genişliğine göre değişebilecek bir bilgidir nitekim çok büyük olduğundan götü ile dağ devirebilme kapasitesine sahiptir.)
10-12 sene arasında yaşar.
kısa tüylüdür, çok sık taranması gerekmez.
geçmişte savaş köpeği, sürü bekçisi, koruma olarak kullanılmıştır.
(kaynak:http://www.dogbreedinfo.com/doguedebordeax.htm)
(bkz: dog de bordeaux)
soğanlı bitkilerdendir. sonbaharda dikilir ve ilk baharda açar. toprağının nemli tutulması, güneş görmesi dışında pek bir talebi yoktur ve bu talepler yerine getirilirse size hoş görüntü ve süper koku verir. beyaz, pembe ve mor olanları mevcuttur. soğan halinde alıp sonbaharda kendiniz br saksıya ekmek suretiyle ilkbaharda gelişimini izleme şansına sahip olabilirsiniz.
(bkz: diary)
chuck palahniukin 2003 tarihli kitabı. türkçesi "günce" adı ile ayrıntı yayınlarından çıkmıştır.
intihar girişiminde bulunduktan sonra ölüden beter hâle gelmiş kocası hastanede komada olan, on iki yaşındaki kızına ve kayınvalidesine bakmaya çalışan misty kleinmanın güncesidir.
kitap arkasında şöyle diyor;
"her şey bir otopotre. her şey bir günce."
bu kitap bir günce. kalemi eline alan kişinin korkularına, sevinçlerine, hüzünlerine yapılan bir yolculuk. sıradan bir insanın sıradan yaşamı... belki de sıra dışı birinin zaman zaman peri masalına, zaman zaman kabusa dönüşen yaşamından kesitler sunan anı parçacıklar. sahte mücevherlerin ışıltısına kapılan bir kadının öyküsü bü. komadaki kocasının günbegün çürümesini izleyen, sanat, yaşam ve ölüm üçgeninde sıkışıp kalmış bir kadının. kimilerine göre basit bir garson, kimilerine göre ise her an bir başyapıt yaratabilecek büyük bir ressam. anakarayla bağlantısı her an yok olabilecekmiş gibi gözüken waytansea adasının gizemli öyküsü bu aynı zamanda.
her şey başka birinin yaşamını sürdürmeye zorlanarak bireyselliğini yitiren misty marie kleinmanın güncesinde saklı. bir tek kişi tarafından yazılmış bir günce bu. ancak gerek anlatıcı, gerek anlatılan hikaye açısından pek çok katman söz konusu.
chuck palahniuk, insanın ezeli ölümsüzlük arayışına tüyler ürperten bir bakış atarken, sanatın denetlenemeyen gücüne de saygı duruşunda bulunuyor. mistynin güncesini tuvale yansıtırken hiçbir detayı gözardı etmiyor. bizler, kimi zaman acımasızca vurulan fırça darbelerini izlerken, geçmiş, şimdi ve gelecek iç içe geçiyor. ben ve öteki arasındaki ayrım gittikçe silikleşiyor. gerçek ve hayal arasındaki karmaşık ilişki zihnimizi bulandırıyor. ve kişisel komalarımızdan çıkıp kolektif bir komaya giriyoruz hep beraber. kimin kimi kandırdığı belli olmayan bir oyun oynanıyor. kimin kurban olduğu belli değil. insan kendi yazgısını elinde tutabilir mi? yoksa zalim feleğin elinden oyuncak mıdır? yalan mı daha gerçek, gerçek mi en büyük yalan, belli değil. zira waytansea adası dört tarafı gerçeklerle kaplı bir yalan...
intihar girişiminde bulunduktan sonra ölüden beter hâle gelmiş kocası hastanede komada olan, on iki yaşındaki kızına ve kayınvalidesine bakmaya çalışan misty kleinmanın güncesidir.
kitap arkasında şöyle diyor;
"her şey bir otopotre. her şey bir günce."
bu kitap bir günce. kalemi eline alan kişinin korkularına, sevinçlerine, hüzünlerine yapılan bir yolculuk. sıradan bir insanın sıradan yaşamı... belki de sıra dışı birinin zaman zaman peri masalına, zaman zaman kabusa dönüşen yaşamından kesitler sunan anı parçacıklar. sahte mücevherlerin ışıltısına kapılan bir kadının öyküsü bü. komadaki kocasının günbegün çürümesini izleyen, sanat, yaşam ve ölüm üçgeninde sıkışıp kalmış bir kadının. kimilerine göre basit bir garson, kimilerine göre ise her an bir başyapıt yaratabilecek büyük bir ressam. anakarayla bağlantısı her an yok olabilecekmiş gibi gözüken waytansea adasının gizemli öyküsü bu aynı zamanda.
her şey başka birinin yaşamını sürdürmeye zorlanarak bireyselliğini yitiren misty marie kleinmanın güncesinde saklı. bir tek kişi tarafından yazılmış bir günce bu. ancak gerek anlatıcı, gerek anlatılan hikaye açısından pek çok katman söz konusu.
chuck palahniuk, insanın ezeli ölümsüzlük arayışına tüyler ürperten bir bakış atarken, sanatın denetlenemeyen gücüne de saygı duruşunda bulunuyor. mistynin güncesini tuvale yansıtırken hiçbir detayı gözardı etmiyor. bizler, kimi zaman acımasızca vurulan fırça darbelerini izlerken, geçmiş, şimdi ve gelecek iç içe geçiyor. ben ve öteki arasındaki ayrım gittikçe silikleşiyor. gerçek ve hayal arasındaki karmaşık ilişki zihnimizi bulandırıyor. ve kişisel komalarımızdan çıkıp kolektif bir komaya giriyoruz hep beraber. kimin kimi kandırdığı belli olmayan bir oyun oynanıyor. kimin kurban olduğu belli değil. insan kendi yazgısını elinde tutabilir mi? yoksa zalim feleğin elinden oyuncak mıdır? yalan mı daha gerçek, gerçek mi en büyük yalan, belli değil. zira waytansea adası dört tarafı gerçeklerle kaplı bir yalan...
1497-1543 yılları arasında yaşamış alman ressam. ailesinde bir çok ünlü ressam vardır ve kardeşleri gibi o da ilk resim eğitimini babasından almıştır.
"1526da ingiltereye giden alman ressam hans holbein henüz 29 yaşında olmasına karşın burada büyük başarı kazandı. bu dönemde yaptığı en etkileyici resimler devlet adamı, yazar ve hümanist thomas moreu tek başına ve ailesiyle birlikte gösteren iki portreydi. bunlardan yalnızca kopyaları, bir de taslakları günümüze ulaşmış olan aile portresi kişilerin diz çökmüş durumda gösterilmediği ilk kuzey avrupa grup portresiydi. bunun nedeni holbeinın dine saygısızlık etmesi değil, kişileri birer birey olarak yansıtma kaygısıydı."
1528- 29 tarihli ressamın karısı ve çocukları adlı resimde, koyu renk bir arka plan önünde yorgun bakışlı bir kadın ve iki küçük çocuk yer almaktadır. tüm doğallığı ile ele alınmış olan figürler, resim yüzeyini büyük ölçüde doldurmaktadır.
holbein 1533 yılında ünlü resmi elçiler (jean de dinteville ve goerges de selve)’i yapmıştır.
1540’da ingiltere kralı 8. henry’nin tören giysileri içinde portresi’ni yapmıştır. bu, onun portre konusunda kazandığı şöhreti ortaya koyduğu gibi saray aristokrasisinin, özellikle belli bir resim geleneği varolmayan ingiltere başta olmak üzere avrupa’nın her yerinde sanata verdiği önemi kanıtlar.
1543deki ölümüne değin ingilterede yaşamıştır.
"1526da ingiltereye giden alman ressam hans holbein henüz 29 yaşında olmasına karşın burada büyük başarı kazandı. bu dönemde yaptığı en etkileyici resimler devlet adamı, yazar ve hümanist thomas moreu tek başına ve ailesiyle birlikte gösteren iki portreydi. bunlardan yalnızca kopyaları, bir de taslakları günümüze ulaşmış olan aile portresi kişilerin diz çökmüş durumda gösterilmediği ilk kuzey avrupa grup portresiydi. bunun nedeni holbeinın dine saygısızlık etmesi değil, kişileri birer birey olarak yansıtma kaygısıydı."
1528- 29 tarihli ressamın karısı ve çocukları adlı resimde, koyu renk bir arka plan önünde yorgun bakışlı bir kadın ve iki küçük çocuk yer almaktadır. tüm doğallığı ile ele alınmış olan figürler, resim yüzeyini büyük ölçüde doldurmaktadır.
holbein 1533 yılında ünlü resmi elçiler (jean de dinteville ve goerges de selve)’i yapmıştır.
1540’da ingiltere kralı 8. henry’nin tören giysileri içinde portresi’ni yapmıştır. bu, onun portre konusunda kazandığı şöhreti ortaya koyduğu gibi saray aristokrasisinin, özellikle belli bir resim geleneği varolmayan ingiltere başta olmak üzere avrupa’nın her yerinde sanata verdiği önemi kanıtlar.
1543deki ölümüne değin ingilterede yaşamıştır.
(bkz: jan van eyck)
johannes de eyck olarak da bilinir. 1389 - 1441 yılları arasında yaşamıştır.
15. yüzyılda yeni gelişmekte olan yağlı boya tekniğini yetkinleştirmesiyle tanınır. çoğunlukla portre ve dinsel konulu resimler yapmıştır. resimleri herkes hayranlık duyulmuş ve birçok ressam tarafından taklit edilmiştir. "arnolfininin evlenmesi" en ünlü tablolarından biridir.
http://www.abcgallery.com/e/eyck/eyck.html sayfasından eserleri görülebilir.
15. yüzyılda yeni gelişmekte olan yağlı boya tekniğini yetkinleştirmesiyle tanınır. çoğunlukla portre ve dinsel konulu resimler yapmıştır. resimleri herkes hayranlık duyulmuş ve birçok ressam tarafından taklit edilmiştir. "arnolfininin evlenmesi" en ünlü tablolarından biridir.
http://www.abcgallery.com/e/eyck/eyck.html sayfasından eserleri görülebilir.
1571-1610 yılları arasında yaşamış italyan ressam. barok sanat akımının ilk büyük sanatçısı.
güçlü ışık-gölge kullanımı ve resimsel düzenlemeyi dramatik bir açıdan ele alışıyla barok sanatının en özgün uygulayıcılarından biri olmuştur.
eserlerinehttp://www.abcgallery.com/c/caravaggio/caravaggio.html sayfasından bakılabiliyor.
güçlü ışık-gölge kullanımı ve resimsel düzenlemeyi dramatik bir açıdan ele alışıyla barok sanatının en özgün uygulayıcılarından biri olmuştur.
eserlerinehttp://www.abcgallery.com/c/caravaggio/caravaggio.html sayfasından bakılabiliyor.
1933-1963 yılları arasında yaşamış italyan sanatçı. pek çok farklı malzeme ile eserler ortaya çıkartmış, fosfor ile kobaltklorid karıştırılmasından elde edilen bir boya ile yapılmış ve yıllar içerisinde renk değiştiren bir tablo, koton, fiberglas ve tavşan derisi gibi malzemelerden yapılmış eserler gibi.
1960 senesinde üzerinde kendi parmak izi olan haşlanmış yumurtalardan oluşan bir sergi açmış ve izleyiciler 70 dakika içerisinde tüm sergiyi yemiş.
1961 senesinde kendi bokunu 90 küçük kap içerisinde konservelemiş ve "artists shit" olarak satışa sunmuş. yıllar içerisinde, dünyanın pek çok farklı yerinde koleksiyoncuların yüksek fiyatlar ödeyerek aldığı eserlerden biri haline gelen bu kapların bir kısmı içerisinde biriken gazlar sebebi ile patlamış, bir kısmı halen sağlammış.
aynı yıl, sadece çıplak kadın ve erkeklerin bulunduğu "living sculptures" isimli bir sergi daha açmış.
"magic base" ismini verdiği çalışmasında ise "base" üzerine çıkan kişi sanat eseri haline geliyormuş ve böylece sürekli değişen bir mucize eser ortaya çıkartmış.
1963 yılında miyokard enfarktüsü sonucu hayatını kaybetmiş.
1960 senesinde üzerinde kendi parmak izi olan haşlanmış yumurtalardan oluşan bir sergi açmış ve izleyiciler 70 dakika içerisinde tüm sergiyi yemiş.
1961 senesinde kendi bokunu 90 küçük kap içerisinde konservelemiş ve "artists shit" olarak satışa sunmuş. yıllar içerisinde, dünyanın pek çok farklı yerinde koleksiyoncuların yüksek fiyatlar ödeyerek aldığı eserlerden biri haline gelen bu kapların bir kısmı içerisinde biriken gazlar sebebi ile patlamış, bir kısmı halen sağlammış.
aynı yıl, sadece çıplak kadın ve erkeklerin bulunduğu "living sculptures" isimli bir sergi daha açmış.
"magic base" ismini verdiği çalışmasında ise "base" üzerine çıkan kişi sanat eseri haline geliyormuş ve böylece sürekli değişen bir mucize eser ortaya çıkartmış.
1963 yılında miyokard enfarktüsü sonucu hayatını kaybetmiş.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?