playstation 3 ile doğmaktır efendim, commodore 64 yerine..
(bkz: vurdurma vur yüreğim)
(bkz: yastayım)
bana faydası olmayan kilisenin papazını sikeyim felsefesinden hareketle, ben öldükten sonra kimin kabrime gelip kimin gelmediğiyle ilgilenmemem gayet olasıdır yani mantıklı şarkıdır.
kızgın yağda öldürmek suretiyle yapılır.
kişinin bir sıkıntısı varsa o anda ((bkz: promil)) karşısındaki sıradan trafik polisi bile aniden "komserim" oluverir.. "komserim taşaklarını ömeyim bırak gideyim" demek ister gönül lakin onun yerine poh poh perisinden medet umulur..
sozelcilerden farklı olarak kafası matematik, fizik, kimya derslerine basan kişidir. helaldir. ancak onların da paragraf okumada sıçtıkları gözlemlenmiştir, hele ki uzun paragraflarda
milföy hamurları buzluktan çıkarılıp hafifçe yumuşatıldıktan sonra içerisine yerleştirilen sosisleri suya koyup, yaş baş unutulup yapılacak eylemdir. çok eğlencelidir efendim, her ev hanımının rüyasıdır..
sık yapılan hatalar diyerek kısaca anlatabileceğimi sandığım ancak birinci entrye yazma şerefine nail olmam sebebiyle daha uzun anlatmam gereken durum. o dur ki, evliliklerinin tıkandığı noktada insanların lavabo aç olacağına inanarak yaptıkları işleme bu durumda çocuk yapmak denir ve kendisi evliliğin boşanma ile sonlanmamasına sebep olabilse bile gazap üzümünden yemişten beter eder insanı. bir insana karşı sevginiz bittiğinde ortak bir mal sahibi olarak bu duruma bir çözüm getirmek gibi bir saçmalığa delalet eder. bundan sonraki zamanlarda "çocuk olduğu için boşanmamak" devresine geçilmiştir ve belki de boşanmış bir ailede daha mutlu olabilecekken, sevgisiz bir evde büyümeye hapsedilmiş çocuk yetiştirilecektir.
hiç kimsenin boşanmak için evlenmeyeceği gerçeğini kabul etmesi gereken çocuklardır. ebevyenleri de her normal insan gibi aslında evli kalmak üzere bir yola çıkmış ancak envai çeşit sıralanabilecek sebep ile, belki de sebepsiz yere bir ilişkiyi yürütememiş kişilerdir. her ilişkinin başına gelebilecek bir şeydir bir gün sona ermesi, çok da dava edilmemelidir aslında. ancak "çocuk aklı" ile bakıldığında işler malesef bu kadar net olmaz, bulanık ve kaygan bir zemin oluşturur ebevyen boşanması, çocuklar üzerinde de kalıcı hasara sebep olabilir. bu sebeple bence esas üzerine durulması gereken evlilik kurtarmak için çocuk yapmak mantığı ve bunun önüne geçilmesidir. nitekim o evliliklerdir ki sonu boşanma olmasa bile bitmiştir, ölmemiş sürünmektedir ve asıl sorunlu olanlardır.
ayrıca bir oportunist yaklaşım ile annesi babası boşanmış çocuklar:
1. çift maaş alan işçiler gibidir, 2 yerden harçlık alır
2. imkanlar doğru orantılı ise 2 kere tatil yapar
3. ayrılığın verdiği vicdan azabı sebebi ile daha fazla sevgi/ilgi gösteren ebevyenlere sahip olurlar (en azından bir tanesi muhakkak daha ilgili olur)
4. fırsatları değerlendirebilirse daha rahat olurlar (babamda kalıcam diye çıkıp sabahlara kadar alemlere akmak şeklinde) (bu maddenin iyi bişi olduğunu savunmuyorum)
kesin bir gerçek olan ise anne ve babası birlikte ve mutlu olan çocuklara göre ilişkilere bakışı farklı olan çocuklardır. "ayrılık gerçeği" ile tanışmışlardır bir kere..
ayrıca bir oportunist yaklaşım ile annesi babası boşanmış çocuklar:
1. çift maaş alan işçiler gibidir, 2 yerden harçlık alır
2. imkanlar doğru orantılı ise 2 kere tatil yapar
3. ayrılığın verdiği vicdan azabı sebebi ile daha fazla sevgi/ilgi gösteren ebevyenlere sahip olurlar (en azından bir tanesi muhakkak daha ilgili olur)
4. fırsatları değerlendirebilirse daha rahat olurlar (babamda kalıcam diye çıkıp sabahlara kadar alemlere akmak şeklinde) (bu maddenin iyi bişi olduğunu savunmuyorum)
kesin bir gerçek olan ise anne ve babası birlikte ve mutlu olan çocuklara göre ilişkilere bakışı farklı olan çocuklardır. "ayrılık gerçeği" ile tanışmışlardır bir kere..
(bkz: meltem cumbul)
"kalça çıkığı" olarak bilinen ve doğumsal rahatsızlıklardan biri, hip displasia. eklemler arası uyumsuzluk diye basitçe açıklanabilecek ancak basitçe geçiştirilemeyecek hastalıktır. genellikle ameliyat gerektirir.
(bkz: kalça çıkıklığı)
(bkz: kalça çıkığı)
(bkz: dunya turk olsun)
(şimdi bu mantıkla bir türk dünyaya bedel ise, "dünya türk olursa başımıza gelebilecekler" diye başlık açıp altına insanların geyik yapmasına mahal verilmeli midir yoksa bu entrye burada son verip sinsi gibi uzaklaşılmalı mıdır?..)
(şimdi bu mantıkla bir türk dünyaya bedel ise, "dünya türk olursa başımıza gelebilecekler" diye başlık açıp altına insanların geyik yapmasına mahal verilmeli midir yoksa bu entrye burada son verip sinsi gibi uzaklaşılmalı mıdır?..)
vizontele izlerken anımsadığım, bahsi geçen filmde "vay ben duymadım.. yok benim haberim olmadı demeyin" diyerek anonsun sonlanması ile de yarıp geçiren eski zaman hatıralarından birisi. (belki de hala vardır da biz duymuyoruz)((bkz: orda bir köy var uzakta anonsunun sesi gelmiyo bu yana)..)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?