goetica

pek $eker metropolis $arkısı.

nece konu$tum
ben nece sustum
kac gun gecti
ne diye yoruldum
uslu mu durdum
ussuz mu oldum
bunca akli evveli
ben mi dogurttum

kanka bu nasil bi trip

kor actim gozumu
bakmayi bilemedim
sig sulara yuzdum
boguldum beceremedim
aciktim
cigaradan bir duman cektim
dost dedim koynumda
ah stres besledim

kanka bu nasil bi trip

sanki sirattin ustunden
ilk once biz mi gececektik
bindigimiz tum dallari
boyle kolayca mi kesecektik
oysa biz bildik gunlerden
gecelerden geldik
kol kirilir yurek parcalanir
yen icinde kalir

(bkz: gel gör beni)

metropolis $arkısı..

gel gör beni
bu a$k neyledi
yine dönmedim
bak ölmedim

sen bıçak sırtı
kemiklerime dayalı
ben biley ta$ı
satılmı$ bir ruh sana

dar bu yol, gidilmiyor
bastığım yer bir var bir yok
gel de gör, zehir bu yol
kaç milattır anlayan yok
tepemde cellat zaman
elim kolum bağlı
koparsa kopsun ba$ım
zaten yerde aklım

ben bir seferi adam
sen o vazgeçilmez kadın
bak $imdi her şey talan
ömür yalan dolan

gel gör beni
bu a$k neyledi
gel gör beni
a$kın zehir gibi

(bkz: show no mercy)

ing. merhamet

(bkz: yapılabilecek bir $ey yoktu)

mükemmel kafabindunya eseri. binlerce özür ile arka arkaya dinlendiğinde bunyeye kalıcı hasar verebilmesi kuvvetle muhtemel.

the perishers $arkısı..

i’m having trouble sleeping
you’re jumping in my bed
twisting in my head
leave me

i’m having trouble breathing
you’re sitting on my chest
i sure could use the rest
leave me

it’s you
why’s it always you
and never me?
i’ve never dared to let
my feelings free
why’s it always you
and never me?
i’ve never cared
too much about honesty

i’m having trouble sleeping
i’m thinking of what you said
about the tears been shed
leave me

it’s you
now and always you
but never me
i’ve never dared to
let my feelings free
why’s it always you
and never me?
i’ve never cared
too much about honesty

isveçli müzik grubu. pek güzel eserleri vardır.

(bkz: let s write something down)
(bkz: trouble sleeping)

the perishers $arkısı....

let´s write something down
let us come clean
before you leave town
let´s write something down

i don´t want it all
i just want what´s mine
while you´re still around
let´s write something down

would you care to know
would you care to know
that i forgot someone like you
would you care to know
would you care to know
that it wasn´t hard to do

let´s write something down
let´s gather our troops
before you leave town
let´s write something down

i don´t wanna fight
i wanna make up
while you´re still around
let´s write something down

ilk bakı$ta ismi ile küfürmü$ hissi uyandırsa da pek güzel kent $arkısı.

kylan blev min vän
min ursäkt för att gömma mig igen
i musiken och ziggy blev min bror
när du fann mig satt jag hjälplös vid ett bord
jag som nyss föll till en obegriplig jord
du blev min räddning så obegripligt stort

att du vill vara min
att du vill vara min
att du vill vara min
att du vill vara min

du var aldrig rädd
för dom som kallat mig "en skada redan skedd"
du är musiken och ziggy han förstod
att jag som alltid varit stum behövde ord
jag som tvekat, jag som aldrig vågat tro
att jag har nånting så obegripligt stort

att du vill vara min
att du vill vara min
att du vill vara min
att du vill vara min

ett under att du ser mig
att du fortfarande ser mig
ett under att du ser mig
som någon som kan ge dig nånting
som får dig att vilja vara min

att du vill vara min

goe ki$isi sınıfta kalmı$tır, baba’dan tırstığı için okul bırakma kararındadır fakat bunu da bir $ekilde babasına söylemesi lazımdır.

goe : baba ben sınıfta kaldım, napiyim yani olmadı. bırakayım diyorum okulu. tekrar okumayayım hem sana da sorun olmasın. bu yani dü$üncem.

goebaba ba$ını öne eğmi$ oturmaktadır..yandan 3 numaralı karizmatik bakı$ını atar, nazik nazik gülümser, goe ki$inin yanağını buyuk bir sevecenlik ile sıkar ve..

goebaba : senin ağzına sıçarım.
goe :?!?&?

cilek aromalı süttür. hazır alınabileceği gibi evde de hazırlanabilir orgazmik içecekler kervanının böğründen kopup da gelmi$tir.

(bkz: muzlu süt)

ne idüğü belirsiz bir süt markası. hakkında fazlaca bir bilgim yok fakat muzlu ve çilekli süt’leri diğerlerinin yanında açık ara bir mükemmelliğe sahip.

yağmur, yaz yağmuru.

l i l â

içi hava dolu ağır vücutlar yükselirken
patlayan elektriğin itimat ettiği mahluklar
suyun döndürdüğü nehrin vals kıyısında
tığla örülmü$ kızlar korosu önünde
küçük çocuklar pi$irecekler acıkmı$ cinlere
ve mevsime sözü geçen dolunay
savurarak rüzgâra ölümün ih(ti)mallerini
cesedimi yeryüzüne pe$in ödeyecek!

eski caz cinayetinden beri suçsuz tutsağım
kaç $üpheye ikram edilerek üzüldüm üzüldüm
mü ay erir de akardı dünyaya tutunup,
karnı doyan cin artık çocuklara masal olurdu.
karnı doyan cin artık çocuklara engel olurdu.
bir postacı gibi gelirdi gece bo$ bulunup
kötü haberler yazardı mektuplarda imzasız, ürkütücü
fazlaca bizden ve esaretten sözeden
ke$fettiği toprak kendisinden
daha fazla ilgi çeken
fakir bir ka$iftim o dönmedolap kentinde:
ilk cin, içi hava dolu ağır vücutlar yükselirken
içi sonbahar dolu bir sevgili gibi
karama vururdu!
yüzümü bir kez sır verdiğim ayna ah ayna
yüzümü alıp nehre kaçardı, nehir aynada kururdu!

yalandı küçük çocukları kandırıp benim yediğim
eğer yüzüyorsam yalnızca derilerini
ü$üyeceklerse bir vedada
iyi ü$üsünler diyedir!

ve eğer
leylakların i$ine son veriyorsa a$k
taklitlerinden sakının diye!
mesela o limanın canlı hikâye sarrafı
mesela o belli belirsiz himaye
mesela gözlerine kur$un gibi sürülen o bordo
o ikiz karde$im ölümsüzlük
ve nükseden ormanlarım
ve o nükseden ormanlarımda bir davetsiz bıçakmı$casına
beden denilen kınından çekilip hayatına saplanan ruhum
ve o döne döne, tülleri omzuna çeki$tirerek gelen rüzgâr
olsun, sonbaharda gözkapaklarım dökülürmü$, ne çıkar!

unutulmu$ bir meleğin güncelerinde geçmi$ adın ilk kez
sana lilâ demi$ler sen lilâ olmu$sun
lilâ rengi bir leopar
lilâ rengi bir cengâver
lilâ rengi bir enderun kenti olmu$sun
sana ölmeye gelmi$ sevenler ve bilgeler
kalpleri ka$ık
fikirleri su;
bir bedevî diz çökmü$ dip akıntılarında
sana lilâ demi$ler lilâ diye çağırmı$lar
sen lilâ olmu$sun
bir lir, bir kemanı, gece olunca kıskanırmı$ yalnızca

tanrı her kı$ başlangıcında
bir melek kurban edermi$ kendine
sen: elleri mücevher olan
sen: bakı$ları vaaz olan
sen! hep bir ba$kalarında hep bir başka olan tanım!
seni severek seni daima ben tanımladım!
ne samansarısı ne annabel lee ne elsa
ve eğer senin hakikaten bir adın varsa
ve eğer senin bir adın olacaksa bundan sonra
ben bir $air olarak ta$ıdığım bu $erefli adı

bir sana bağı$ladım!

bir sana bağı$ladım ben bir sana tasvirimi
sen o çılgın gibi dörtnala atların sürdüğü faytonla
cehenneme yeti$mek zorunda olan!
sen o mah$eri tokatlayan güzel orospu!
sen o kalbimin tekrarı çıban!
sen o yatağımda üstünde sevi$tiğimiz çar$afla boğduğum
zencefil kokan, kekik kokan, pamuk kokan oğlum!

ne samansarısı ne annabel lee ne elsa
ve eğer senin hakikaten bir adın varsa
ve eğer senin bir adın olacaksa bundan sonra da
ben bir $air olarak ta$ıdığım bu sefil adı

bir sana bağı$ladım!
bağı$la beni çocuğum lilâ!
bağı$la beni!
hiç değilse bugün, bir sen bağışla!

children of bodom ti$örtü beraberliğinde çektiği halaylar ile türkü bar’a yeni bir tad getirmi$ çok sarho$tum hatırlamıyorum insanı. can’dır o can.

dun gece gerçekle$tirdiğimiz zirve’de hile ile angelus ki$isi ile bizi türkü barımsı bir yere götürmü$, türküleri bilemeyince fırça atmı$, sonradan içip kafalar güzel olunca halaylardan halay beğendiğimiz ceday. o değil de leylimley’de horon’un tadı bir ba$ka imi$.

kısa bir aksaklıktan sonra yeniden ben varım.