üzerine bu kadar kafa yorulması an itibariyle garip gelen bir durum... araba kullanıyorsunuz ve gözünüzde bir güneş gözlüğü var, durdunuz ve bir markete falan girdiniz, gözlüğü refleks olarak kafanıza geçirirsiniz... yani gözlüğü o an ne yapacağı konusu sistemli bir şekilde düşünülmemiştir herhalde.
sarhoş olmadık yeri kalmayan kimsenin değişik arayışlar sonucu düştüğü durum. bir de cesaret ister tabii.. mezarlık ve içki... çarpılma korkusu falan.
#363021
yaratıcılığın ne olduğunu bilmeyip, çirkin ve iğrenç tezahürata karşı sempatisi olan, iğrençliğe karşı koyulan tepkiyi de çekemeyen bazı taraftar yazarların eksi oklarına maruz kalmış bir entry olmuştur. şeyim de bile değil, bu entry ye eksi oy verenlere, yarrak lafı hoşuna giden insanlara diyecek bir lafım yok çünkü... onlara içinde bolca o kelimeden bulunan tezahüratlar, şarkılar diliyorum, o kadar...
yaratıcılığın ne olduğunu bilmeyip, çirkin ve iğrenç tezahürata karşı sempatisi olan, iğrençliğe karşı koyulan tepkiyi de çekemeyen bazı taraftar yazarların eksi oklarına maruz kalmış bir entry olmuştur. şeyim de bile değil, bu entry ye eksi oy verenlere, yarrak lafı hoşuna giden insanlara diyecek bir lafım yok çünkü... onlara içinde bolca o kelimeden bulunan tezahüratlar, şarkılar diliyorum, o kadar...
listede de görüldüğü gibi muscle museum’un söylenmediği konsere ait setlist.
museun 2001 yılı çıkışlı origin of symmetry adlı albümünden güzel bir şarkı.
arkada kalan, çoluk-çocuk ve torunlar için harika bir durumdur. ama bir de şu da var: adam 70 yaşındadır ve 100 yaşına kadar yaşayabilir. bu şekilde en az 20 sene falan paraya istediği gibi hükmedebilir. tabii fiziki zevk ve eğlencelerden uzak yaşar ama en azından ego tatmini bakımından istediğini yapabilir.
finişe 1 km kala motorun yanar inşallah.
çocuğunun kendi yeteneklerini dışa vurmasına engel olabilecek bir davranış.
kitaplara paradan daha fazla değer veren kişinin yapacağı iştir. ee tabii ki bu kişinin parası da fazladır. kitap aracılığıyla paraya, "nasıl eziyorum seni," mesajı verilir böylelikle.
her ortamın kıvamına zorlanmadan girebilen kişilere denen söz. biraz fırlama tiptirler.
son günlerde pek bir aktif olan havayolu şirketi. tarifeler mi ucuzladı nedir.
özellikle de günümüz türkiyesinde her alanda karşı karşıya kalınması muhtemel olan durumdur. herhangi bir konuda ihtiyacı olan yardımı ya da hizmeti hakkıyla elde etmek isteyen kişinin, bu mücadelesi sonucu, çeşitli engellerle, ya da sistemin çarklarının bir yerlerine girmesi sonucunda mağdur duruma düşmesidir ayrıca.
80 kuşağı sinema filmlerinin vazgeçilmez objesi olan disko toplarına uygulanması gerekilen amborgodur. efendim, bu disko toplarının artık boykot edilmesi vakti gelmiştir de geçiyordur. hayatımızdan çıkmalıdırlar.
diğer takım taraftarlarının da tezahüratın sapmışlığına içerleyip, başka bir hale getirdikleri tezahürattır.
(bkz: beşiktaş sen bizim köpeğimizsin)
(bkz: beşiktaş sen bizim köpeğimizsin)
bazen insanın sinirlerini uç noktaya vardırmayı başarabilen insan türü. tertemiz ayakkabılara bile yapışırlar, "abi boyıyalım mı" derler. "yok istemez" dersin, ama onlar hala yapışırlar, "üç-beş bi şeyler atarsın be abi" derler. boyacıya kanıp da ayakkabısını boyatan kişi, boyama işi bittikten sonra, boyacıya birkaç lira uzatır ama bu sefer de boyacı parayı beğenmez. o yüzden ayakkabı boyatmadan önce fiyatta anlaşmak da yarar vardır. ya da ayakkabı evde boyanmalıdır.
özellikle de yabancı rock gruplarının etkisine kapılan gençlerin sıklıkla başvurduğu durum. eğer bu kişinin yabancı dili yoksa anlamını bile bilmediği yabancı sözleri kağıttan bakarak ezberlemeye çalışır. ne gereği vardır.
özellikle türk pop müziği şarkıcılarında sıklıkla karşılaşılan durumdur. birkaç yıl önce arabeks söyleyen adam, diğer albümde dizden yırtık kot giyip, top sakal bırakabiliyordur. ve bu da onun imajı oluyordur. pop müzik şarkıcıları için de böyle bir durum vardır. onlarda ya saçlarını uzatırlar, ya da kısaltırlar...
köşe yazılarından hiçbir zaman 3-5-2 ya da "o nasıl oynadı", "teknik direktör nasıldı" gibi yorumlar yapmayan, farklı pencereler yaratan kişi. ama yazılarında amigoluğunu da konuşturuyor.
orkun uçar okuyucuları tarafından derzulya serisinin ikinci kitabı "sarı istila" beklenirken bir sürprizle okuyucuları şaşırtmış olan kitaptır.
belli bir süre boyunca düzenli olarak iddaa oynayan kişilerin en az bir kere başlarına gelmiş olması muhtemel bir durumdur. kişi oynamak istediği maç yerine, dalgınlık sonucu parmakların bir yana veya bir alta kayması sonrasında, başka bir maçı işaretler. şansı varsa yanlış işaretlediği maç işaretlediği sonuca göre biter ve bu hata sonucu nispeten daha çok para kazanır.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?