(bkz: şorolo)
zaten kelimedeki harflerin yarısı da yuvarlak. sahip olduğu anlama bu kadar yakın olan bir kelime daha var mı?
stephen kingin karanlık öyküler adlı öykü kitabından bir hikaye. aynı zamada genişletilmiş bir senaryosu da sinemaya uyarlandı. temmuz ayında abdde gösterime gireceği söyleniyor. koleksiyondaki iyi öykülerden bir tanesiydi. "neden 1408", sorusunun cevabı ise rakamların toplamında saklı.
penguendeki bu hafta yazdığı yazıya bakılırsa, ilk biletli stand-up gösterisine ramak kalmış yazar-çizer yetenek.
büyük bir çoğunlukla, yeni yeni bir ideolojiyi benimseme çabasında olup ya da takım tutar gibi bir fanatiklikle dünya görüşünü anti kavramlarla destekleme ya da aklama derdinde olan kimselerin hedef tahtası haline gelmiş kişi. merak ediyorum, acaba atsız yaşarken de kendisine bu derece bir tepki gösterildi mi? özellikle de son dönem gençliğinde moda olmuş bir isim haline geldi nedense? atsıza faşist, ırkçı ya da aşağılayıcı sözler söylemek bir takım rahatlamalar yaratıyor gibi görünüyor.
türkiyede akp iktidarından rahatsız olan kitlenin rahatsızlık sebeplerinin, akpnin kendi kadrosundaki kişilerin ağzından somut bir şekilde duyulmasına sebebiyet vermiş cümle. türkiye laik bir ülke, türkiyenin başında olacak isimler her şeyden önce bunun farkına varmalı. ülkemizin büyük bir çoğunluğu müslüman olabilir ama diğer dinlerdeki vatandaşlara da saygılı olunmalıdır. dindar bir cumhurbaşkanı derken yanlış anlaşılmalar da doğabilir. tabii hiçbirimiz saf değiliz ama, dindar derken müslüman olmayan diğer vatandaşlarımız da bir hak talep edemez mi? ah be kardeşim, ne diyelim bilmem ki! türkiyenin büyük bir oranı yeterli eğitimi görmemiş ve dini siyasete alet eden bazı kişilerin oyunlarına çabuk kanan ve "sözde" ezilmişin yanında olan seçmen kitlesi başımıza ne tür bir yönetim düşüncesini getirdiğinin farkında değil. bundan önce de aynısını -tek başına iktidar olmnasa da- erbakan ile yaşamıştık. sanırım bizim halkımız bu kafayla gittiği sürece daha çok yaşarız bu gibi durumları.
bu tip açıklamalar anayasasında "laiktir" yazan bir ülkenin yöneticilerinden hiçbir şekilde yapılamaz, akıl erdirmek mümkün değil. ya siyaset nedir onu bilmiyorlar, ya da bu ülkede biizm borumuz öter gibi bir anlayış içindeler. hangisi olursa olsun, böyle bir mantık ve zihniyet ülke için hayırlı değildir. zira bu tip yaklaşım ve tavırlar tabii ki ayrımcılık ve endişeler doğuracaktır. ama ne var ki, bu akp iktidarı maalesef hala da başımıza musallat olmaktadır. devlet yönetimi dini yaklaşımlardan uzak durmalıdır. ancak tabii ki akpnin ılımlı islam diye nitelenen ideolojisi içten içe tohumlanan endişeleri er ya da geç gün yüzüne çıkarmıştır. işte bülent arınçın açıklamaları da bunlardan birisidir.
bu tip açıklamalar anayasasında "laiktir" yazan bir ülkenin yöneticilerinden hiçbir şekilde yapılamaz, akıl erdirmek mümkün değil. ya siyaset nedir onu bilmiyorlar, ya da bu ülkede biizm borumuz öter gibi bir anlayış içindeler. hangisi olursa olsun, böyle bir mantık ve zihniyet ülke için hayırlı değildir. zira bu tip yaklaşım ve tavırlar tabii ki ayrımcılık ve endişeler doğuracaktır. ama ne var ki, bu akp iktidarı maalesef hala da başımıza musallat olmaktadır. devlet yönetimi dini yaklaşımlardan uzak durmalıdır. ancak tabii ki akpnin ılımlı islam diye nitelenen ideolojisi içten içe tohumlanan endişeleri er ya da geç gün yüzüne çıkarmıştır. işte bülent arınçın açıklamaları da bunlardan birisidir.
bağlaç olan "de"yi kelimeden ayırmayı bile öğrenememiş tuzluğumsu klon.
(bkz: bu kadar da olmaz dedirten klonlar)
(bkz: bu kadar da olmaz dedirten klonlar)
eleştiriye tahammülü olmayan kimselerin, internet aleminin en ayar eleştirilerinin yapıldığı güzide bir oluşuma karşı gerçekleştirmek istedikleri olası bir ön kesme icraatlerından birisidir. birkaç entry yüzünden on binlerce yazara ve yüz binlerce okuyucuya engel koymanın ne manası var? aaa pardon, bu adamlar youtube’a da erişim yasağı koymuşlardı değil mi? birden yaşadığım güzel ülkemin ne yaptığını bilmeyen anlaşılması zor yöneticilerinin nasıl bir düşünce yapısına sahip oluklarını unutmuşum.
o zaman şöyle diyelim de tam olsun:
<bkz hepimiz ek$i yiz>
o zaman şöyle diyelim de tam olsun:
<bkz hepimiz ek$i yiz>
beşiktaşın zaten kötü giden futbolunun en sonunda tökezlediği maç olmuştur. maçı zleyen kişileriçin sürpriz olmamıştır.
cumhuriyet tarihinin en büyük kalabalığının ankara sokaklarında oluşturduğu uyarı mitingini haber niteliğinde bulmadığı takdirde hemen yayın hayatına son vermesi gereken kanaldır. kişiel aıklama ve siyasi çıkar uğruna yapılan canlı yayın açıklamalarında normal yayın akışını keserken, bugün olanları göermezden gemesi de ne derece basiretsiz ve ona-buna muhtaç bir zihniyette olduğu ortaya koymuştur bana kalırsa. sadece ntv değil, diğerleri de... bu yüzden hakkında sahip olunan iyi düşünceleri de yıpratmıştır.
türk medyasının reçetesini de gözler önüne sermiş bir mitingdir. iktidar yanlısı-yalakası medya -ki bunlar yüksek bir orandadır- yayın akışlarında saçma sapan magazin programları ya da dizileri ekrana getirirken, türkiye tarihinin en anlamlı ve kalabalık mitingini görmezden gelmektedir. bu medya geçtiğimiz aylarda suikaste kurban giden gazetecimiz için sabahtan akşama kadar canlı yayın yapmıştı (olması gereken de buydu). peki aradan geçen bu kısa zamanda neler değişti de, bu çok daha büyük ve önemli bir anlam taşıyan kalabalığın tepkisini yayınlamaktan çekiniyorlar? bugün tv kanallarında ortaya çıkan görüntü ise en önde gelenlerden saydığımız bazı haber kanallarının bile ne süt yansın ne kebap tarzı ile bu büyük halk tepkisini görmezden gelmiştir. yazıktır, ayıptır.
cumhurbaşkanlığı makamının ne kadar önemli ve hassas bir makam olduğunun bazı kesimlerce daha iyi anlaşılması için son derece yerinde olan bir eylem. burada hangi demokrasiden söz ediyoruz? sadece akıllarınca kurnazlık yapıp da cumhurbaşkanı olabilmek için her türlü yolu deneyen bir siyasi partiye karşı halkı uyarmaktır burada amaç. beş sene önce yüzde otuz ile iktidara gelmiş, bu seneki seçimlerde ise bu yüzdede düşüş yaşaması muhtemel olan, türkiye cumhuryetinin (bu arada, entrylerinde küfürün ve argonun alasını yaza arkadaşların, konu türkiye olunca "tc" yazmaları da çok ironik bir yaklaşımdır sanırım.)sahip olduğu en "ben yaptım"cı-"her şeye ben sahip olmalıyım" hükümetinin; seneler öncesine uzanan ve hala da devam eden birçok yakışıksız görüntüler sergilemiş olması, tabii ki "türkiye cumhuriyeti" vatandaşlarını tedirgin etmektedir. ve burada da böyle bir miting yapması gayet normal bir durumdur.
tabii bazı kişileri rahatsız edebilir bu miting. cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi ne zaman böyle bir miting yapılmış ki... bu halk kör değil. olabilecekleri gördüğü için de bir şekilde tepki koymak ihtiyacı hissetti. burada anti demokratlık nerede? bu mitingi düzenleyenleri eleştireceğinize, on sene önce şeriatçıların dizlerinin dibince oturan, laik düzene küfür eden, müstakbel cumhurbaşkanı adayının çankayaya çıkması halinde olabilecekleri düşünün ve bunları dile getirin lütfen. zira bu daha önemli bir konu.
ayrıca u partinin neden cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi bir erken seçim kararı alamadığı da ortadadır. koltuk hırsı o kadar işlemiş ki kanlarına, yeterli çoğunluğu sağlayamayacaklarının korkusundan, cumhurbaşkanlığı seçimlerinin hemen sonrasında genel seçime gidilebileceğini ve burada 4 kasımı beklemenin gereksiz olduğunu bile açıklayabiliyorlar.
atatürkün cumhuriyetinin nasıl bir anlayışa sahip olduğunu, umarız bu mitingle anlarlar.
tabii bazı kişileri rahatsız edebilir bu miting. cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi ne zaman böyle bir miting yapılmış ki... bu halk kör değil. olabilecekleri gördüğü için de bir şekilde tepki koymak ihtiyacı hissetti. burada anti demokratlık nerede? bu mitingi düzenleyenleri eleştireceğinize, on sene önce şeriatçıların dizlerinin dibince oturan, laik düzene küfür eden, müstakbel cumhurbaşkanı adayının çankayaya çıkması halinde olabilecekleri düşünün ve bunları dile getirin lütfen. zira bu daha önemli bir konu.
ayrıca u partinin neden cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi bir erken seçim kararı alamadığı da ortadadır. koltuk hırsı o kadar işlemiş ki kanlarına, yeterli çoğunluğu sağlayamayacaklarının korkusundan, cumhurbaşkanlığı seçimlerinin hemen sonrasında genel seçime gidilebileceğini ve burada 4 kasımı beklemenin gereksiz olduğunu bile açıklayabiliyorlar.
atatürkün cumhuriyetinin nasıl bir anlayışa sahip olduğunu, umarız bu mitingle anlarlar.
izmit dolaylarında bir durak ismi. yolculardan biri "mezarlıkta indir kaptan" deyince, ben de "ne oluyruz lan" demiştim. meğer mezarlık yanı aynı zamanda durk imiş. adam harbiden de mezarlığın yanında indi ve karanlık ortamın içinde esrarengiz bir şekilde kayboldu.evet.
irlandalı yazar. dişi vampir carmillanın öyküsünü 1872 yılında kaleme almışır.
dişi vampir.
tuğla gibi kitap, oku oku bitmiyor kardeşim.
insanın düşebileceği en ağır gafletlerin başında gelen böbürlenme davranışı. herhangi bir şekilde karşısındakini aşağı gören, böbürlenen kişinin içine düştüğü bir hastalıktır. çok yaygın bir hastalıktır. bir de yanına ego denen baskıcı dürtüyü aldı mı hiç çekilmez.
bir de bunların türkiye versiyonu vardı. onlar da kerkük saldırısını diyarbakır a yapılmış sayarız demişlerdi. açıklamaları nasıl da birbirine benziyor. nasıl da belli ediyorlar aynı mal olduklarını. biri dünyanın terörü olan abdnin yalakası ve abdsiz adım atamayacak bir yönetimin leşçisi, diğerleri ise (yerliler) türkiyenin en büyük belası olan terör örgütünün yardakçısı, utanmazın önde gideni... ikisi arasında 0.00001lik bir fark bile yoktur kısacası. efendim, konuştuklarıyla kalırlar, korumaya çalıştıkları etnik kökene çok büyük de kötülük yapıyorlar ama farkında değiller. çünkü beyinleri yok.
birbirlerini sevmeyen yazarların birbirlerinin başlıklarının altına girdikleri entryler ile öfke kusmalarından daha hoş bir davranıştır. dolayısıyla göze de hoş gelmektedir. yeter ki sevgi konuşsun be...
böylelerini ceza evine atıp da topluma kazandırmak adına girişimde bulunurlar bir de. sonuna kadar karşı olduğum idam cezasının, bunlar gibi insan görünümündeki aşağılık yaratıkların diğer potansiyellerine ibret olması için uygulanmasını istiyorum. bir de üç-beş sene ceza ya da af ile dışarı salarlar böyle asalakları, böyle adaletin ta...
nitelik ve ülke için yaptıkları değerlendirilirken "dönemin koşulları"nın dikkate alınması gereken yüce insan. ülkeyi işgalden kurtarmak ya da milli mücadele için milli bir bütünlük sağlamak, atatürk döneminde karizma ile olacak işler değildi. şüphesiz ki bunda insanlara verdiği güvenin ve ileri görüşlü olmasının katkısı da büyüktür. ancak, o zamanların manda yönetimlerinin sürdükleri sefaya sahip olmayan, savaş esnasında mermi bulmakta bile zorlanan bir ülkenin liderinin sorunu, karizmasını kenara bırakıp bir demokratik nizam oluşturmak değil, elinden ne geliyorsa yapıp refaha çıkmak ve egemenliğini korumaktır. evet, bunun için de ne gerekiyorsa yapmıştır. gerek milli mücadele dönemi olsun, gerekse cumhuriyetin ilk yılları olsun en iyi yönetim şeklini en doğru kararlarla almasını bilmiştir. bunun içindir ki, onun yüceliği ya da efsaneliği "karizma" gibi sıradan bir kelime ile ölçülemez. zira bu çok yüzeysel bir bakış açısı olur. çünkü onun komutanlık ve devlet adamlığı vasıfları çok daha önemli sıfatlara sahiptir. bu yüzden de her zaman ulu önder olarak kalmaya devam edecektir.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?