aello

çok güzel bir kız ismidir, tınısı filan hoştur yani.

(bkz: serena)

amerikan giyim markası. abercrombie gibi bir şeydir, aynı kalitededir desem yeridir. daha çok sörfçü tarzı, işte plaj havası falan vardır kıyafetlerinde. tek tiptir diğer markalar gibi ama parfümleri muhteşemdir. kapısından girer girmez mis gibi kokar.

amerikada kıymeti bilinmez bunun. hollister falan daha ünlüdür.

don’t you dur doğrusu. böyle dendi mi argo olur.

inanılmaz krem. güneş yanıklarına anormal derecede iyi gelir, dudak çatlaklarını iyileştirir, mikrop kampasını önler yaraların falan. amerikada mevcut değildir, ülkemizin kıymetini bilelim.

misal; alinin karnı acıkır, tarladan amcası ona domates getirir.

"dünyada görmek istediğiniz değişikliğin kendisi siz olun" sözüyle beni bir de edebi yönüyle vuran kahramandır.

okuması, ilginç fakat bir gerçek oluşu hüzün verici savaştır. 2 taraf vardır; müttefikler ve mihverlerdir.

müttefiklerde; birleşik krallık, ssbc, amerika birleşik devletleri ve fransa vardır.

mihverlerde ise; almanya, italya ve japonya vardır. bu tarafa mihverler adının verilmesinin sebebi ise, mussolininin "bizim ittifakımız dünyanın eksenini üstünden atacaktır" sözünden gelir. (mihver eksen demektir)
tabii bu taraflarda belirttiğim ülkeler sadece başlıca olanlardır.

savaş dünyanın iki önemli yerinde geçmiştir; pasifik bölge ve balkanlar bölgesi.
pasifik bölgedeki savaş daha çok japonya ve çin arasındadır. japonya, daha çok toprak ve kaynak için çine saldırmıştır. aynı zamanda japonyanın asıl amacı bütün asyayı almaktır. kendi ırkının en muhteşem ırk olduğunu düşünmektedir. bu azim yüzünden nankin katliamı gerçekleşir. bu katliamda 200.000 e yakın çin vatandaşı öldürülür. vahşettir.

sonra japonya yine kaşınır ve sürpriz bir saldırı ile pearl harbourı bombalar. 2.400e yakın insan ölür, bunun üzerine amerika da ben daha güçlüyüm demek üzere japonyaya atom bombası yollar. ilk bomba, little boy 6 ağustos 1945 günü hiroşima’ya düşer. 3 gün sonra da fat man 9 ağustosta yani, nagasaki’yi bombalar amerika. resmen sidik yarışıdır, masa başından "dünyayı kurtaran"(!) adamlar yüzünden milyonlarca masum insan katledilmiştir. hayvan bile olamazlar buna sebebiyet verenler.

gelelim balkan cephesine. "yaşam alanı" adını verir hitler burası için. hitler öylesine sapık biridir ki kara kaşlı kara gözlü her yahudiyi katletme çabasındadır, kendi siyah saçlı olmasına rağmen. faşizm en başında çelişmiştir bile. ilk önce gider danimarkayla norveçi kendi tarafına alır. sonra fransa ve hollanda. böyle böyle derken balkanları ispanya, irlanda ve isveç haricinde resmen kontrol altına alır nazi almanyası. bunu ya zorla, şiddet kullanarak yapar, ya da konferanslar aracılığıyla yapar. fakat sonra, berlin müttefikler tarafından ele geçirilince hitler önce köpeklerini zehirler. bunu yapmasının nedeni zehrin ne kadar sürede etki edeceğini görmesidir. sonra bu zehri önce karısına verir, sonra öldüğünden emin olmak için başına ateş eder. sonra zehri kendi içer ve kendi kafasına ateş eder.

savaşın sonucunda ssbc ve abd nazi kamplarında katledilen yahudilere özgürlüklerini verir, ki sonrasında israil varolur. 8 mayıs 1945te berlin bölünür.

tamamen faşizm, ırkçılık gibi ideolojiler üzerine kurulmuş bu savaş, milyonlarca insanı katletmiştir. neden? diye sormamak elde değil. düşündükçe insanın içi parçalanıyor. yazık ya!

(bkz: kemal)

allah kahretsindir bunu. teni fazlasıyla beyaz olan kimselerde genelde renk değişimi kahverengi değil kırmızı yönündedir. insan domatese göner resmen. omuzlar falan yandı mı insan ağır hasta gibi hisseder. psikolojik çöküntü yaratır, insan öksürmeye başlar filan. kol kaslarına kadar ağrı yapar, halsizleşir kişi, kısaca abartır her şeyi. fakat illettir orası bir gerçek. o güneş kremlerini de her 15 dakikada bir sürmesi lazımdır fazla beyaz tenli olan insanların.

(bkz: plak)

onun aslı bilgisayarın karşısına oturduktan sonra aleti çalıştırmaktır, işte ondan sonra değişik şeyler olabilir.

farkeder etmez üye olduğum ilginç sözlük. zirveleri nasıl olur hakikaten merak ettim ayrıca. ortalıkta tavuklar, kümes falan...

ingilizce azrail anlamına gelen sözcük.
(bkz: don t fear the reaper)

çok iş gerektirir ama acayip eğlencelidir. genelde çadırda uyku tulumlarıyla kalır insanlar ama camper denilen bir medeniyet vardır ki süperdir. bu şey karavan gibidir ama katlanabilir falan. içinde yatak, musluk, klima, mini buzdolabı vs her bir şey vardır. tek kötü şey börtü böcek boldur. her yerden fışkırır meretler. sivrisineklerin gazabına uğrar insan o spreylerden sıksa bile. öylesine açtır ki salak hayvanlar sprey mprey tanımaz sokar adamı, neyse. akşam olunca ateş yakılır, odunda pişen yemeğin tadı bambaşkadır, mistir, şahanedir. fakat arı gelmez bazı yerlerde, yoktur hatta. sebebini ben de bilmiyorum. gün içinde dikkat edilmezse güneş insanı kavurur, o yanıklar adamı mahveder, amandır. sonra komşu kampçılarla kaynaşılır, muhabbet edilir falan, güzeldir kısaca ama çok çok yorucudur.

rahatlaticidir.

(bkz: la havle vela kuvvete)

yeni yazar adayimiz, hosgelmis.

edit: nicki dua falan midir acaba dedirten comezdir ayni zamanda. merak ettim simdi bak.

melankomikin, bir tavuk icin simdiden vazgectigi yazarimizdir.