aello

ilgisiz olan kız/kadın kişisi.

mantar yendiğinde olabilir.

güvendir. kişiye güven verir, fakat dürüst olabilmek için kişinin de kendisine güvenmesi gerekir.

televizyon izlemeyen kişileri oturtup izleten, üstüne dvdsini falan bile aldırabilen, aşırı komik çizgi film. hedef? stewie.

sabahın köründe insanı uykusundan eden ezandır, yanlışlıkla fazla erken kurulmuş alarm gibidir. ama bu erken uyandırmaları bile özlenir bir yerde.

öğlenlere kadar uyunur, sonra kalkılır, bütün gece uyanık kalınır, sonra yine öğlene kadar uyunur. bu sefer istense de erken yatılmaz, mecburen bütün gece ayık kalınır. pazartesi de böylece mundar olur.

düşündürücü. amerikadan böyle bir filmin çıkabilmiş olması şaşırtıcı, ’american beauty’ adını göz önüne alırsak. güzellik nedir diye sordurur, fakat bir takım şeylere farklı gözle bakmanın ötesindedir anlattıkları. film biter bitmez çalan because şarkısı cuk oturmuştur üstelik, başka şarkı koysalar olmazmış, 12den vurmuşlar. nihayetinde çok güzel bir film.

edit: bir de, "çok sapık, kafadan çatlak bunlar, ne biçim film" gibi yorumlar getirenler de halt etmiş. evet.

tüm gün yürüyen bünyenin başına gelebilecek olay. çok kötüdür, masajla falan gitmez. ama kasların çalıştığı, çoğaldığı anlamına gelir, ondan iyidir.

çok güzel yapmışlardır bu filmi. biraz kafa karıştırabilir ve geride bıraktığı sorular vardır. film 2018 yılında geçmektedir. odaklandığı konu skynet ve insanlık arasında geçen savaştır. şahsen beğendim, izlenilesi bir film. üstelik sosyal mesaj bile veriyor , nihayetinde aferim yapanlara.

:--------------------------------------------------spoiler--------------------------------------------------:
şimdi bir john connor vardır, bu skynet’e karşı savaşan biridir. fakat komutların tamamını o vermez. bir yerden sonra kendisine komut veren salak adama da karşı çıkar, ki bu sayede kurtuluşa yaklaşırlar filmin sonunda. neyse. bir de marcus wright adlı biri vardır filmde ki bu iyice akılları karıştırır. gizemli bir şekilde hafızası silinmiştir desem olmaz, tam olarak öyle de değil; adamı önce öldürüyorlar, sonra canlanıyor, ne olup bittiğinin farkında değil. meğersem onu yeniden yaratmışlar, kalbi ve beyni insana ait fakat geriye kalan her şey makine. bu yüzden hafızası silinmiştir dedim, bu durumun farkına filmin ortasına kadar kendisi de varmayacak. nihayetinde hapsedilen insanlar kurtarılır, alçak robotları inşa eden fabrika patlatılır, helikopterle patlama alanından uzaklaşılır. fakat bu sırada john çok yaralıdır, marcus da onu kurtarır. neyse çok bahsetmeyeyim, izlensin, görülsün, öyle daha güzel.
öptm tşk bye.
:--------------------------------------------------spoiler--------------------------------------------------:


edit: resmi web sitesi de şurada;http://terminatorsalvation.warnerbros.com/

insan üzerinde, parfüm sıkılınca da olur ama en güzeli banyodan sonra duyulan sade sabun kokusudur. bir de baharda çiçekler açtığında, akşam üzeri esen esintinin taşıdığı kokudur.

bir an melankomik açtı sandığım, çok şükür bir şey açarken başlığı buldu dediğim, sonra sicaksutorbasi adlı loserın açtığı gerçeğiyle karşı karşıya kalmamla birlikte yıkılmama sebep olmuş başlık açma şekli.

(bkz: class)

(bkz: beni tanıdılar sen kaç)

"i’m just a poor boy and nobody loves me" derken o kadar sevimli çıkar ki sesi, pek şeker olur o anda şarkı.

pek hoş bir queen şarkısı. sözleri şu şekildedir;

flash a-ah
savior of the universe
flash
he save everyone of us
flash
he’s a miracle
flash
king of the impossible

he’s for everyone of us
stand for everyone of us
he save with a mighty hand
every man every woman
every chill-he’s a mighty
flash

just a man
with a man’s courage
nothing but a man
but he can never fail
no-one but the pure at heart
may find the golden grail

güncel türkçede cinsel bakımdan erkeklerin zevkine hizmet eden sapık erkek alamına da gelir. bu yüzden ’oğlum olduuu!!’ gibi laflar etmemek lazım bir yerde, zira tanımı farklı yönden anlayan şahıs, er kişinin kendi zevkine hizmet eden sapık erkeği olduğunu falan sanabilir.

sarhoş olmak anlamındadır.

uyku getirebilir, ama hoştur yine de.

tazeyken çok güzeldir. mis gibi sürer insan. ama eskidi mi rezildir, yoğurt gibi olur. ne düzgünce sürülebilir ne de bir şeye benzer. bir de insanın kendi sürdüğü daha güzeldir. yani kuaförlerde falan yapıldığında da çok güzel olur ama insan kendinde daha bir özenir bözenir, ondan daha titiz bir şekilde sürülmüş olur. bordo ve o koyu şarap kırmızısı çok güzeldir oje için.

miyotonik keçiler olarak da bilinen bu keçiler myotonia congenita adı verilen bir genetik bozukluktan muzdariplermiş. "yani nedir?" derseniz: heyecanlandıklarında, korktuklarında kasları 4 - 5 saniyeliğine kitleniyor, oldukları yere yığılıyorlar. kitlenen kaslar gevşeyince de kalkıp hiçbir şey olmamış gibi koşmaya devam ediyorlar.. "bilimum yırtıcının peşine düşeceği bir hayvan için oldukça bahtsız bir bozukluk", "nesilleri kolayca tükenir bunların" gibi düşüncelere gark etse de pek öyle değil. bu genetik bozukluğa sahip keçiler diğer keçilere göre daha uzun kaslara sahip olduklarından, çiftçiler tarafından özenle yetiştirilip, korunup kollanmaktaymış.