zülfü livaneli

siyasete karışmış olsa bile adam gibi adam denilebilecek sanatçılarımızdandır.muhteşem sesinin ardına birde söz yazarlığını ekleyince ortaya zülfü livaneli’nden başkası ortaya çıkamaz.

atv’nin sari sicak adli programina konuk sanatcidir su saatlerde. nerde eski zulfu livaneli dedirtir. kendisiyle beraber sesi ve nefesi de yaslanmistir fakat yine de ondan nefesim nefesine parcasini dinlemek guzeldir. soylemistir... soyleyecektir... zafer bayramina renk katan insandir...

kendisinde türk kanı olmadığı için türk milletini fazla sevmeyen atatürkün yaptığı devrimin üstüne devrim yapma taraftarı olan bir zaman atatürkün kurduğu ama şimdi o eski halinden eser olmayan partiden milletvekili olan sesini beğenmediğim halde bestelerine ve müzik kulağına hayran olduğum efendiliğiyle ön plana çıkan sanatçımızdır..

bugün siyasal bilgiler fakültesi’nde öğrencilerle söyleşi yapmış olan sanatçı, türkücü, yazar, yönetmen, siyasetçi, vs...
ayrıntılar için:
(bkz: zulfu livanelinin siyasala gelmesi)

evet sanatçıdır. siyaset ona hiçbir zaman yakışmamıştır. o kitap yazsındır, şarkı söyleyip beste yapsındır ve biz de binleri topladığı konserlerine gidelimdir. anıtkabir e karşı yiğidim aslanım ı söyleyelimdir. tatile çıkarken yolda akdeniz ezgilerini dinleyelimdir.

siyasetin icinde olmamasini ve sadece sanatiyla ilgilenmesini diledigim sanatci. en azından chp gibi solcu görünüpte solla alakası olmayan bir partiden uzak durmasını temenni ediyorum.

şarkı söylesin sadece. hoş artık onu da söyleyemiyor

barış, sevgi ve sevda dolu şarkıların sahipliğini eden sanatçıdır kendisi.

ayrıca
(bkz: karlı kayın ormanında)
(bkz: özgürlük)

mutluluk kitabıyla bir kez daha kendine hayran bırakmıştır beni...bir de o harika film mutluluk...

engereğin gözündeki kamaşma kitabı mutlaka am mutlaka okunmalıdır

deniz baykal’a itafen;

tayyip erdoğan’ın yüzde 34 oyla meclisin üçte ikisini ele geçirmesinin manivelası oldunuz.
daha önce refah partisi’nin belediyeleri ele geçirmesi de sizin oyları bölmeniz sayesinde gerçekleşmişti..
tayyip erdoğan’ların ve yine çok yakın dostunuz olan melih gökçek’lerin en büyük şansı sizdiniz.
chp’nin ise en büyük şanssızlığı oldunuz.
bu ülkenin sola şiddetle ihtiyaç duyduğu bir dönemde, bütün uyarılarımıza rağmen partiyi sağa çekmekte, kürtlerden, alevilerden, solculardan ayırmakta ısrarlı oldunuz.
erdal inönü, hikmet çetin, murat karayalçın, fikri sağlar, ercan karakaş, mehmet moğultay, seyfi oktay, celal doğan ve daha birçok sosyal demokratla el ele tutuşup halkın karşısına çıkmanız gerekirken; eski mhp’lileri, eski anap’lıları, idamla yargılanmış sağcı militanları parti vitrinine çıkarmakta ısrar ettiniz.
size defalarca "bir şeyin aslı varken kopyasına kimse bakmaz!" dememize rağmen, sol politikaları değil, mhp çizgisini tercih ettiniz.
sağcıları ve sekreterinizi meclis’e sokarken, ismet paşa’nın avrupa konseyi’nde komisyon başkanı olma başarısını gösteren torunu gülsün bilgehan’ı meclis dışında bıraktınız.
inanın ki bunları yazarken samimi olarak üzülüyorum. keşke haklı çıkmasaydım, keşke sizin tahminleriniz doğrulansaydı diyorum ama durum ortada.
yazık oldu deniz bey, hem size, hem partinize, hem de size inanan temiz yürekli sosyal demokratlara.
artık bundan sonra istifa etseniz de bir etmeseniz de.
bad el harab ül basra!

http://www.milliyet.com.tr

yakın zamana kadar çok sevdiğim, ancak bildiklerini akp iktidarı ile sonuçlanan seçimin sonrasına sakladığı ve dört yıl boyunca bunları kamuoyuyla paylaşmadığı için kendisine saygımın değil ancak sevgimin azaldığı sanatçı ya da artık tam bir siyasetçi demeliyim belki de. ne yani chp iktidar olsaydı, yine yutkunacak mıydı? bu ne demokrasidir, ne siyasi adaptır, ne de dürüstlüktür. eğer baykal seçmeni aldattı demeye getiriyorsanız, bunun en büyük ortağı da sizsiniz sayın livaneli demek isteğim, bu yüzden tamamen kargaşa ortamından pay kapma heveslileri arasına da girmiş sanatçıdır kendisi artık.

siyaset arenasinda yaptiklari yahut yapamadiklari ne beni ilgilendiriyor ne de bir fikrim var.beni ilgilendiren yegane yonu sanatsal yonu ve o yonu ile icimde inanilmaz bir degere sahip.

o tok sesi ile ne zaman gune$ topla benim icin dese tuylerim diken diken olur, etrafima bakarim bir kadeh raki bulsam da bu ustadi kadehim havada $erefe, $erefine diyerek dinleyebilsem diye.turkiye’de ki ozgun muzik arenasinin yeri doldurulamaz lideridir benim gozumde.agir ba$liligi, asla ama asla $imarmamasi, kendisine gosterilen sevgi ve saygidan kat be kat fazlasini kar$isindakine gosteren yegane sanatcidir turkiyede.ajdar anik gibi, banu alkan gibi, yeni tureyen yuzlerce popcular gibi zehirlerin bir nevi panzehiridir.

orantilamak gerekirse bir doz ajdar anik sesi ile cikita muz alindiginda, zaman gecirmeksizin uc doz zulfu livaneli gune$ topla benim icin alinmasi gerekmektedir.aksi takdirde beyinde olu$an hasar kalici olabilir.

beyaz show’da birazdan şişirilmekten dolayı patlayacak olan iltifata layik sanatçıdır...

basta çok yönlü olmak üzere birçok yönü ile benjamin frankline benzeyen edebiyatçımız, eski politikacımız, yorumcumuz.

2002 yazında bodrum’da tekneyle sahip olduğu villanın önünden geçmiştim. (zaten tekne dışında bir şeyle geçmek pek mümkün değil.) süper sessiz bir koyda yaptırmış evini ve bu evlerden orada sadece üç adet var. teknenin kaptanı söylemişti onun olduğunu. fiyatı da yanılmıyorsam, 500.000$ civarında bir şeydi. lehçe, "rower naszego profesora pelagda zyka polskiego" diye bağırıp kaçmıştım. anlamı, "vay ızdırıbanı sikiyim millet nerelerde yaşıyor" a denk geliyor..

gercek sanatci

kendisini tam bir kültür adamı yapmadığı iş yok. köşe yazarlığı,şarkıcılık ,yazarlık,besteleri ile tam donanım bir insan

muhtamelen oldukten sonra heykeli, yurdun dort bir tarafina dikilecek olan yazar, sair, politikaci, yorumcu, besteci, yonetmendir kendisi. sadece turkiye’nin degil dunyanin boyle kisilikleri ihtiyaci oldugu ise su goturmez.

o bizim kisa dedigimiz hayatta aldigi odullerden bazilari;
barnes & noble buyuk yazar odulu
san remo yilin bestecisi odulu
alman plak elestirmenleri birligi buyuk odulu
hollanda edison odulu
antalya’da iki altin portakal
balkan edebiyat odulu

ve ayrica mutluluk ayin kitabi secildi. nisan 2006, fransa

san remo ödülü sırasında italyan basınında yayınlanan karikatürden...karikatür iki italyan adamın zülfü livaneli hakkında konuşmasından ibarettir.ve bu karikatür ’’zülfü livaneli-unutulmayanlar ’’ albüm kapağında yer almıştır.

italyan adam1: ...come sara’ un cantatuore turco ? ( ’’türk sanatçı nasılmış ?..’’ )
italyan adam2: ...se la sofferenza crea poeti, dovrebbe essere bravissimo.. ( ’’şairi acılar yarattığına göre en iyisi olmalı...’’ )