confessions

yoshiesque

- Yazar -

  1. toplam entry 522
  2. takipçi 1
  3. puan 52708

deep house

yoshiesque
house muzigin 80’lerde chicago’dan cikan ilk dalgasi, genelde "deep house" olarak adlandiriliyor.. en buyuk ozelligi, sanirim disco, soul diva kadin vokallerinin on planda olmasi, uzuuun groove’lar, yumusak bir ton.

orhan kemal

yoshiesque
1914 ceyhan doğumlu bir yazardır.1970’de sofya da vefat etti.edebiyatımızdaki gerçekçi akımın öncülerinden oldu ve başarılı örneklerini verdi.bu gerçekçiliğinde zor geçen yaşamının da etkisi vardır.toplumsal yaşamın ikilemlerini acımasızlıklarını öykülerinde küçük ayrıntılarla suratlarımıza çarptı.yukarıdaki özelliklere sahip çikolata öyküsü hafızamda yer tutmuştur.

mehmet muzaffer

yoshiesque
birinci dünya savaşında ırak cephesinde çarpışan 6.ordu’ya bağlı 18.kolordu , 51.tümen 9.alay’dan istanbullu yüzbaşı mehmet muzaffer bey , felahiye muharebesinde boynundan ağır şekilde yaralandığında artık ölüm vaktinin geldiğini anladı..konuşamadığı için cebinden çıkardığı bir zarfın üzerine kurşun kalemle yazarak sordu :

" kıble ne yöndedir ?"

zarfın üzerine yazdığı ikinci cümle " kelime-i şahadet" oldu..

3. cümleyi kanlı zarfın üzerine yazdıktan sonra hayatını kaybetti..

bölük intikamımı alsın..

beşiktaş vapur iskelesi

yoshiesque
beşiktaş’ın tarihi yapılarından biri. yapılış tarihinin yanı sıra günümüze gelinceye değin geçirdiği onarım ve değişiklikler girişinde yer alan levha üzerinde yazmaktadır lakin saruman bunların hepsini aklında tutamadığından bu tarihsel bilgileri ilgilenen okuyucuya bırakmaktadır.

kinali kuzular

yoshiesque
trt’nin web sitesinde* bu diziyi tanitan sayfadan aynen alintidir:

japon eğitim sistemine ilgi duyan türk hükümeti, inceleme yapmak üzere pedagoglardan oluşan bir japon heyetini türkiye’ye davet eder. bu heyet ülkemizin çok değişik yerlerinde incelemeler yapar. tüm bu çalışmaların sonuçlarını sunmak üzere milli eğitim bakanı ile birlikte, başbakanı ziyaret ederler. japon heyetinin tespiti kısa ve kesindir:
"sizin gençlerinizde milli bilinç yok!"

bu sonuç, türk yetkililer üzerinde şok etkisi yapar. biraz şaşkınlık, biraz da hayret içinde sorarlar: "peki siz japonlar, gençlerinize milli bilinç verme adına ne yaparsınız? hangi programı, nasıl uygularsınız?" bunun üzerine japonlar oldukça ilginç ve bir o kadar da düşündürücü şu cevabı verirler:
"biz sizden aldığımız ’amin alayı’ (osmanlılarda çocuğun yaşı 4 yıl, 4 ay, 4 gün olunca eğitime başlanması töreni) ile eğitime giriş yaparız ve eğitime şok testler uygulayarak başlarız. bu çocukları uçak kadar hızlı giden trenlere bindiririz. çok katlı yollardan geçiririz. en üstün teknolojiyle ve robotlarla çalışan dev fabrikalarımızı gezdiririz. bu baş döndürücü teknoloji karşısında sarsılan ve şok olan çocuklarımıza deriz ki:
’gördüğünüz bu hızlı trenleri ve üstün teknolojiyi sizin atalarınız yaptı. eğer siz daha çok çalışırsanız, daha hızlı giden ulaşım araçları yapar, daha üstün teknoloji meydana getirir, daha gelişmiş ve modern fabrikalar kurarsınız.’

daha sonra bu çocukları hiroşima ve nagazaki’ye götürüp gezdiririz. ii.dünya savaşı’nda atom bombasıyla yerle bir edilen bu bölgeleri biz, gelecek nesillere ibret olsun diye aynen koruruz. atom bombasıyla hiçbir canlının ve bitkinin yaşayamaz hale geldiği bu yerleri çocuklarımız büyük bir dikkatle ve hayretle seyrederler. gördükleri onların taze hafızalarında hiçbir zaman silinmeyecek derin izler bırakır. ve yine deriz ki:
’eğer siz çalışmazsanız, vatanınızı korumaz, milletinizi sevmezseniz, birlik ve dirlik içinde olmazsanız; işte böyle düşmanlar sizin ülkenizi yine bombalar, yakar, yıkar ve yaşanmaz hale getirir. ama çalışırsanız, güçlü olursanız düşmanlar size saldırmaya cesaret edemezler. vatanınız yücelir, milletiniz yükselir. dünyadaki bütün insanlar size saygı duyarlar. artık çalışmak ve çalışmamak konusunda kararınızı siz verin…’

bu ikinci şokla çocuklarımız kendilerine gelerek iyi ve çalışkan bir japon olmaya doğru ilk adımı atarlar. böylece milli bilinci de kazanmış olurlar."

tam bu sırada orada bulunan yetkililerden biri: "iyi de bizim hiroşima ve nagazaki’miz yok ki" der ve bunun üzerine şu cevabı alır:
"sizin binlerce hiroşima ve nagazaki gibi değerleriniz var. bizimkilerden çok daha etkili tarihi bölgeleriniz var. i. dünya savaşı içinde meydana gelen ve bir metrekareye 6 bin merminin düştüğü, 250 bin gencinizin vatanı için can verdiği çanakkale zaferi’nin kazanıldığı bölgeler; çocuklarınız ve gençlerinizin şok olması için yeter de artar bile… dünyanın en gelişmiş ve en güçlü ordularına karşı türkler, olmazı olduruyor ve bütün dünyayı hayretler içinde bırakan bir zafer kazanıyorlar. inancın, azmin ve iradenin, tekniği yendiğini ispatlıyorlar. bütün dünyaya meydan okuyorlar. işte sadece bu olay, bu bölge ve bu zafer dahi gençlerinizin milli bilinç kazanmalarına yetecek niteliktedir. bu sebeple gençlerinizi gruplar halinde çanakkale’ye götürüp gezdirmelisiniz. her türk genci, çanakkale savaşları’nın olduğu bölgeyi mutlaka gezerek görmeli ve öğrenmelidir. daha sonra onlara demelisiniz ki: ’sizler birlik ve beraberlik içinde çalışmazsanız, güçlü ve kuvvetli olmazsanız, düşmanlar yine çanakkale’ye gelirler, ülkenizi işgal eder ve öz yurdunuzda hür yaşamayı size çok görürler…’"

işte bu kıssadan hisse çıkaran türkiye radyo televizyon kurumu, "70 milyonu çanakkale’ye götüremiyorsak, çanakkale’yi 70 milyona getirebiliriz" düşüncesiyle "kınalı kuzular"
adlı yapımı ekrana taşıyor.
26 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol