yesilvaditelliogullarinindir

cübbeli ya da cüppeli lakabıyla ünlenen istanbul, fatih doğumlu, komik bir din âlimi.
henüz 50 yaşında olmasına rağmen up uzun sakallarıyla ve yakasını bırakmayan hastalıklarının verdiği çökük görüntü yüzünden yaşlı bir hoca zannedilir.
kendisine cübbeli denmesiyle problemi yoktur ama "cüppeli" diyenin niyetini de bilir.

25 mart 2009 günü adına "helikopter kazası" denilen bir cinayete kurban gitmiş siyasi.
kaza olmaya olabilir hadi eyvallah, peki kazadan sonraki dangalaklıklar ? yarım saat sinyal alınan ve telefonda konuşan haberciye rağmen yer bulamamak?
muhsin yazıcıoğlu ve beraberindeki masum insanları karda, tipide ölüme terketmek?, kazaymış...

dünya ekonomisini tek başına batırıp-çıkartma potansiyeline sahip devasa ülke. 2015'e gelmişiz nüfus ne işe yarar diyenler kısa bi' araştırmayla ne demek istediğimi anlayacaktır.
garip bir rejimle yönetilmesi de bu sosyo-ekonomik faktörlerin bir sebebidir.

izmit menşeli bir helva çeşididir. çekme helva, tel helva gibi isimlerle de kullanılır.
farsça'da "yüne benzer" gibi bir anlama gelen "peşmek" kelimesinin türkiye'de "pişmaniye" şeklinde kullanılmasından ve koyun yününden gelen serbest çağırışım sayesinde bu isimle anılır olmuş.

scarface (1980) filminde başrol al pacino'nun canlandırdığı karakter. fotoğraflarıyla bile sanki gerçek bir mafya babası havası verebilen bir karakterdir.
tabi olay karakterde değil oynayanda olduğu için al pacino abimizin elini bir kez daha öpüyorum buradan.

kelime anlamı "aydınlanmak" olan türkçemize her zaman olduğu gibi batı dillerinden giren (zaten çoğunda aynı yazılıp okunuyor) bir kelime.
2000'lerde "internet şehir efsaneleri"nin de çokca yayılmaya başlamasıyla bu kelime yeni dünya düzeni (new world order) isteyen, mevcut dünya'da zaten dünya'yı istediği gibi yöneten gizli, köklü ve güçlü bir örgütün adını karşılar hale gelmiştir.
işbu illimünati dalgasına göre bu illimünaticilerin, masonlardan el almış ekseriyeti siyonist yahudi kökenli yahut evangelist hıristiyanlardan oluşan bir kadroya sahip oldugu inancı yaygınlaşmış ve özellikle müslümanlar arasında ciddi ciddi dillendirilen bir şey haline gelmiştir.
bu örgütün yönetici aileleri oldugu düşünülen abd'nin federal rezevrlerini avrupa'daki bütün bankaları yönettiğine inanılan 3 ailenin isimleri şunlardır; rothschild, rockefeller, morgan.

son iki yıldır federasyon tarafından hakkı yenmeye doymamış anadolu kulüplerimizden biri.
federasyon'un bu yaptığı zalimliğe itiraz etmenin dilencilikle, fakirlikle falan alakası yoktur, adalet ile alakası vardır fakat federasyon adalet diye bir kavramdan bi-haberdir.
federasyonun adaleti iş samsunspor gibi lobisi az anadolu kulüplerine gelinceye kadar şu şekilde işlemiş ve kimse de engel olamamıştır;
yüz yıllık kulüpler şike yüzünden uefa'dan ceza alırken federasyon tarafından 1 puanları dahi zai edilmemiş bjk aldığı türkiye kupası'nı kendi teslim etmek zorunda kalmıştır(gerçekten erdemli bir duruş sergilemişlerdi).

amerikan abc televizyonunda senelerdir yayınlanan "what would you do?" adlı örnek olayların oyuncular eşliğinde halka açık yerlerde kurgulanıp, oynandıgı ve gizli kameralarla halkın tepkisinin kaydedildiği formata sahip programın trt tarafından yapılan türkiye versiyonu.
format kopya oldugu gibi programın jenerikleri, geçişlerdeki grafileri ve hatta sunumda kullanılan cümleler bile kopya ya da direk çeviridir.
insanların verdikleri tepkileri abd ve türkiye arasında karşılaştırdığımızda ise anladığımız tek şey türk insanının iki kelimeyi bi' araya getirmekten ne kadar aciz olduğudur.

dünya'nın heryerinden kezban ve apaçilerin cirit attığı -sözüm ona- kullanıcıların birbirine sorular sorup cevaplar verebileceği bir web sitesi.
formspring'e rakip olarak 2010'da kurulan site yalandan kurumsallık peşinde koşmaktan hala bıkmamış ve hala güvenlikti, teknik destekti yok destek ekibimizdi falan filan diye mesnetsiz videolarla reklam yapıp güven tazeleme peşindedir.
aslında sitenin kurumsallıkla, amacına hizmet etmekle uzaktan yakından alakası olmadığı gibi ergenlerin takipçi ve beğeni kastığı arada bir de eski sevgilileri rahatsız ettiği saçma bir ortama dönüştüğü aşikârdır.

türk sanat müziğini sevme sebebi olan, zeki müren harici kim söylese güzel söylenemeyen eser. benim bulunduğum ortamda bu çalıyorsa içiyorumdur.

ülkemizin değişmez deneme tahtası olan eğitim sisteminde yüzlerce kere, çeşit çeşit denenip tabiri caizse yüzlerce kere de sıçan uygulama çeşididir.
"eğitimde reform niteliğinde proje" gibi ifadelerle süslenen bu projeler genelde hiç amacına ulaşmaz ve sonunda yavaş yavaş "pilot" olup, kaybolular.
"fatih projesi" gibi tamamen maddiyata dayalı bir proje pilot olarak kalırken, asıl reform niteliği taşıyan 4+4+4 gibi kritik bir sisteme ise "çat diye" geçilerek toplum aklıyla alay edilir.