(bkz: mehdi perinçek)
12 eylül faşizminin yarattığı anayasamızda sadece işçilere tanınarak darlaştırılan ve kullanımı için bin dereden su getirilen, dayanışma ve sair şekillerinin de yasaklandığı eylem biçimi.
bagbusın tekne, yat, bot gibi deniz araçlarında yapılanına verilen isim.
bir de bunların bagboat tiplemesi vardır ki akıllara zarardır.
bu slogandan maksat ne hrant dink üzerinden bir siyasal rant sağlama ne de onun etnik kimliğini yani ermeniliği bir biçime sokmaktır.her insanın bir etnik kimliği vardır zaten; önemli olan bu etnik kimlikleri yüceltmemek onlar üzerinden hayata at gözlükleriyle bakmamaktır.bu ülkede yaşayan herkes türktür nidalarını atan kişiler nedense bu slogandan irite olmuşlardır; halbuki tek neden ermeni olduğu için belirli düşünceleri savunup da öldürüldüğüne inanılan dinkin anısını yaşatmaktır.gaz bir toplum muyuz yoksa duyarsız bir toplum muyuz sorusu devleti her şeye rağmen koruma mantalitesiyle birleşince cevabını bulmaktadır.devlet baba döver de sever de mantığı yanlış olduğu kadar statükocudur da.o nedenle hepimiz birer abdi ipkeçi, hepimiz birer muaammer aksoy, hepimiz birer bahriye üçok , hepimiz ermeni, türk, türkmen, kürt, rum ve diğerleriyiz.burda anlatılmak istenen milliyetçilikten kurtularak hayata bakabilmenin kendisidir.
dünya düzeni eskisi yenisi adlı kitabı ile tanıdığım dilbilimci yazardır.ayrıca amerikan müdahaleciliği kitabı türkçede yayımlayan aram yayıncılık sahibi ve kendisinin yargılanmasına sebeğ olmuştur.beraat etselerde, bu yargılanma haberini ilk duyduğumda toplatılırsa bulamam ,kesin mantıklı şeyler söylüyor ki devlet yargılıyor bu kitabı diyerek kitabını satın aldığım yazardır.
bağalanamdığım ya da bağlanıp da düştüğüm yayınıyla sepulturk.
derin devletine toz kondurmayan türk milliyetçilerinin içlerini kıpır kıpır ettiren, ama kardeşçe yaşarız, biz ermenileri severiz yalanlarına bürünmelerine neden olan slogandır.hala bir cinayetin arkasında ermeni diasporasının ya da dış güçlerin olduğunu iddia eden zavallılar da yok değildir.nato ülkelerinde inşa edilen kontrgerillayı inceleseler, türkiyedeki birçok faili meçhule baksalar -ki ilginçtir hepsi solcudur bu maktüllerin- kafaları iyice bulanacaktır bu tosuncuklarımızın.hala hepimiz ermeniyizden ne anlaşılması gerektiğini anlamayan kişiler vardır ne yazıkki.bunlara denecek şey çok da dilim varmıyor.
ermeni ve türkiye bayrakları olacaksa neden olmasın diyeceğim öneridir.fakat bunu söyleyen kişilerin önce devletin içindeki kontrgerillayı açığa çıkarmasını talep etmekteyiz.
dini, türklüğü, asker cenazelerini şunu bunu kullanarak halkın duygularıyla oynamaktan geri durmadan kan üzerinden siyaset yapan milliyetçilerimizin hoşuna gitmeyen slogandır da.
bu olayı türk milliyetçileri yapmamıştır diyen faşistlere inat atılan slogandır.ayrıca arkasından atılan sol içerikli sloganlar sağcıların bu faşist saldırıdan nasıl memnun olup da ortalarda gözükmediğinin kanıtıdır.
kimi türkçüler tarafından farklı yerlere çekilmeye çalışılan slogandır.hepimiz ermeniyizden kasıt herkesain o kimliğe sahip olması değildir; bunu o şekilde anlamakla içine sıkıntı düşenler bu ülkede yaşayan herkes türktür dediklerinde diğer insanların ne hissettiğini belki anlayabilirler.hepimiz ermeniyiz sloganı hepimizin insan olmasını, her insanın barış ve kardeşlik içinde enternasyonalizm ilkesi ışığında yaşayabileceğine referanstır, her ne kadar birileri ısrarla reddetse de.
yıllık bütçesi birçok devletin bütçesinden büyük olan ve para spekülatörü soros tarafından kurulan enstitü.gürcistan’daki karanfil devrimi, sırbistan’daki halk devrimi ve ukrayna’daki turuncu devrimin finansörü olan -ki bunlara devrim denemez- , birçok ülkede çeşitli sivil toplum örgütlerini fonlayan kuruluştur.
21 ocak 2007 günlü birgün agzetesinde ufuk uras tarafından hrant dinkin katledilmesine ilişkin bir yazının başlığıdır.yazının tamamı aşağıdadır.
sevgili hrant, seni gozbebegimiz gibi kollamamiz gerektigi halde,
beceremedik, sana kiymalarini engelleyemedik.
agosun onunde sana kalkan olmaya calisan aydinlara inat, fasistler,
gazete onundeki eylemlerinde "bir gece ansizin gelebiliriz, " dediler
ve dediklerini yaptilar, gecenin karanligina siginmaya bile gerek
duymadilar.
senin katilin 301dir, milliyetciliktir desem, belki soyut kalacak
ama biliyorum oyle. mahkeme koridorlarinda, "isini
bitirecegiz, " "kafani koparacagiz, " diye tehdit edenler, simdi
arkandan siddete nasil karsi olduklarini anlatip, bizlerle alay
ediyorlar.
valilikte ayagini denk almani soyleyenler, simdi sucustu
yakalanmanin panigini yasiyorlar.
linc girisimlerini, "vatandas tepkisi," olarak gorup, onaylayan
baykal, konunun milliyetcilikle ilgisi olmadigini
soyleyip, "milliyetciler bana cinayet isliyor dedirtemezsiniz, "
masalini tekrarlamaktan hic utanmiyor. "cenazeye katilacak misiniz?"
diye sorduklarinda, hic sikilmadan "programima bakacagim, partime
danisacagim, " diyebiliyor.
"kurtlar vadisi" dizleri gibi, insan olmayi degil de kurt gibi
olmayi genclerimize telkin edenler, simdi kina yakabilirler.
hranti ve aydinlari hedef olarak gosterenlerin siyasi sorumlulugu
ortada, onu korumasi gereken devletin agir sorumlulugu var. bir avuc
ermeniye tahammul edememek, nasil bir akillara ziyan durumdur?
azinlik mulklerini talan edenler, sahiplerine hic dayanamiyorlar.
diyeceksiniz ki mahkemelerde onu dogru durust koruyamayanlarin, niye
boyle bir niyeti, derdi olsun? belki de haklisiniz.
bayezitta haberi duydugumda, kendim 15 dakikada agosta
olabilirken, cumhuriyet bassavcimiz bir saatin sonunda tesrif
edebiliyorsa, daha ne konusuyoruz ki?
senin cokkulturlu ve cok kimlikli turkiye ozlemini paylasamayanlar
tetikci bulmakta hic zorlanmadilar. bu ulkede nefret ekenler, seni
hemen ilk firsatta bicebildiler.
kadikoyde "birarada yasami savunalim" mitinginde alanda dolasirken
ne kadar umutluydun.
"bu ulkede guvercinlere dokunmazlar, " diyen yazini okuyunca, keske
dedim, keske yasasaydi da, hafta sonu bulusmamizda onu yine
uyarsaydim.
bayezit meydaninda hizla arabasini surup bir guvercini olduren
adamin umursamazliginin hikayesini seninle paylassaydim ve
deseydimki sana, "sevgili hrant, bu memleket, bu istanbul, artik
senin yurttaslarinin terk ettigi eski istanbul degil."
sevgili kizinin dedigi gibi, "alcaklar seni ancak arkadan
vurabilirlerdi. " onune cikmaya cesaret edemediler. fikrinin karsina,
fikir insa edemediler.
sen her davada oluyordun zaten, her kem soz seni bitiriveriyordu
zaten. hep toplumun kendisiyle ve tarihiyle yuzlesmesini istedin.
yuzsuzlugun alip basini gittigini gormek istemedin.
fasist guruhlar seni oldurduklerini saniyorlar. halbuki sen onlari
nefretleriyle basbasa biraktin.
kulagimda esinin, "keske gitseydik bu memleketten, keske sozumu
dinleseydin, " feryadlari.. . canim cok sikkin; siz aldirmayin bu
yazdiklarima ve her gun bagirmaya devam edin: "ne mutlu turkum
diyene," diye... eger gercekten kendinizi mutlu hissediyorsaniz.
sevgili hrant, seni gozbebegimiz gibi kollamamiz gerektigi halde,
beceremedik, sana kiymalarini engelleyemedik.
agosun onunde sana kalkan olmaya calisan aydinlara inat, fasistler,
gazete onundeki eylemlerinde "bir gece ansizin gelebiliriz, " dediler
ve dediklerini yaptilar, gecenin karanligina siginmaya bile gerek
duymadilar.
senin katilin 301dir, milliyetciliktir desem, belki soyut kalacak
ama biliyorum oyle. mahkeme koridorlarinda, "isini
bitirecegiz, " "kafani koparacagiz, " diye tehdit edenler, simdi
arkandan siddete nasil karsi olduklarini anlatip, bizlerle alay
ediyorlar.
valilikte ayagini denk almani soyleyenler, simdi sucustu
yakalanmanin panigini yasiyorlar.
linc girisimlerini, "vatandas tepkisi," olarak gorup, onaylayan
baykal, konunun milliyetcilikle ilgisi olmadigini
soyleyip, "milliyetciler bana cinayet isliyor dedirtemezsiniz, "
masalini tekrarlamaktan hic utanmiyor. "cenazeye katilacak misiniz?"
diye sorduklarinda, hic sikilmadan "programima bakacagim, partime
danisacagim, " diyebiliyor.
"kurtlar vadisi" dizleri gibi, insan olmayi degil de kurt gibi
olmayi genclerimize telkin edenler, simdi kina yakabilirler.
hranti ve aydinlari hedef olarak gosterenlerin siyasi sorumlulugu
ortada, onu korumasi gereken devletin agir sorumlulugu var. bir avuc
ermeniye tahammul edememek, nasil bir akillara ziyan durumdur?
azinlik mulklerini talan edenler, sahiplerine hic dayanamiyorlar.
diyeceksiniz ki mahkemelerde onu dogru durust koruyamayanlarin, niye
boyle bir niyeti, derdi olsun? belki de haklisiniz.
bayezitta haberi duydugumda, kendim 15 dakikada agosta
olabilirken, cumhuriyet bassavcimiz bir saatin sonunda tesrif
edebiliyorsa, daha ne konusuyoruz ki?
senin cokkulturlu ve cok kimlikli turkiye ozlemini paylasamayanlar
tetikci bulmakta hic zorlanmadilar. bu ulkede nefret ekenler, seni
hemen ilk firsatta bicebildiler.
kadikoyde "birarada yasami savunalim" mitinginde alanda dolasirken
ne kadar umutluydun.
"bu ulkede guvercinlere dokunmazlar, " diyen yazini okuyunca, keske
dedim, keske yasasaydi da, hafta sonu bulusmamizda onu yine
uyarsaydim.
bayezit meydaninda hizla arabasini surup bir guvercini olduren
adamin umursamazliginin hikayesini seninle paylassaydim ve
deseydimki sana, "sevgili hrant, bu memleket, bu istanbul, artik
senin yurttaslarinin terk ettigi eski istanbul degil."
sevgili kizinin dedigi gibi, "alcaklar seni ancak arkadan
vurabilirlerdi. " onune cikmaya cesaret edemediler. fikrinin karsina,
fikir insa edemediler.
sen her davada oluyordun zaten, her kem soz seni bitiriveriyordu
zaten. hep toplumun kendisiyle ve tarihiyle yuzlesmesini istedin.
yuzsuzlugun alip basini gittigini gormek istemedin.
fasist guruhlar seni oldurduklerini saniyorlar. halbuki sen onlari
nefretleriyle basbasa biraktin.
kulagimda esinin, "keske gitseydik bu memleketten, keske sozumu
dinleseydin, " feryadlari.. . canim cok sikkin; siz aldirmayin bu
yazdiklarima ve her gun bagirmaya devam edin: "ne mutlu turkum
diyene," diye... eger gercekten kendinizi mutlu hissediyorsaniz.
günümüz dünyasında ve ülkemizde themisin kemiklerini sızlatan, insanların inançlarını kaybettiği kavram.
yıllık bütçesi birçok devletin bütçesinden büyük olan ve para spekülatörü soros tarafından kurulan enstitü.gürcistandaki karanfil devrimi, sırbistandaki halk devrimi ve ukraynadaki turuncu devrimin finansörü olan -ki bunlara devrim denemez- , birçok ülkede çeşitli sivil toplum örgütlerini fonlayan kuruluştur.
bazı türkçülerimizin hoşuna gitmeyen söylemdir.hepimiz türküz dendiğinde anlamlı olan söz bu hale büründüğünde ne yazıkki etnik ayrımcılık ya da olayı farklı yerlere çekme gayretleri olarak yorumlanmaktadır.hepimizin insan olması ne yazıkki memleketimde türklük aşkından sonra gelse de ermeniyiz demekle o toplumun neler yaşadığını biraz olsun algılamaya çalışıyoruz.
hoşgeldin demek istediğim yeni bilgiçimiz.şimdiye kadar girdiği entryleri ilgiyle okumakla beraber, kalıcı olmasını da arzu ediyoruz.
birgün gazetesinde ara ara köşe yazarlığı yapan aktivist.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?