birbirine giren şeydir..şöyle ki:
göllerdeki,denizlerdeki,hatta ıslak çamaşırlarımızda ki sular ,buharlaşarak havaya uçuyorlar ve bu birikimin adı bulut oluyor,içinden az sonra yağacak yağmur çıkacak ama.yağmur bulutun içine girmiştir.gökyüzü fazla bulut çokluğunu kaldıramayacağından yeryüzüne salıverecektir yağmurlarını sonra tekrar ırmak,göl hatta çamaşırlarımızdaki su olacaktır, tekrar buharlaşacak sonra...
sanırım artık sebanın gittiği yere yolcu..
(ara: sol)
kişinin yerilip,hakaret yağdırılmasından sonra "alınmadın de mi?"
sorusuna verilecek güzel bi cevap şekli.
sorusuna verilecek güzel bi cevap şekli.
para ustu yerine sakiz veren bakkalin amcasinin ogludur.
zakkum bitkisi vardır ki zıkkım buradan gelir.bu bitki büyüyünce ağaç olur mu bilemem fekat cehennemde yetiştigi iddia edilen bir bitkidir.dibinde hem de.zakkum kelimesi zamanla zıkkım a dönüşmüş,zikkim da zamanla büyüyerek agaç olabilir.
zıkkımın dibi de buradan gelir ya zaten.
zıkkımın dibi de buradan gelir ya zaten.
(bkz: hepimiz öğrenciyiz)
insani duyguların yitirilmesi halinde ortaya çıkması muhtemel duygu.
ya da hiç bi mantıki açıklaması olmadan iç güdülerle sevmek.
neyce olursa olsun sevmek ve sevilmek güzeldir,ama insan olarak.
(bkz: hayat sevince güzel)
ya da hiç bi mantıki açıklaması olmadan iç güdülerle sevmek.
neyce olursa olsun sevmek ve sevilmek güzeldir,ama insan olarak.
(bkz: hayat sevince güzel)
oyun gazetesi:game over
bir musluk bir havuzu 6 saatte doldurmaktadır.
bu esnada bir tren istanbul’dan yola çıkar.
12 havuz bakıcısı dolan havuzu günde 4 saat çalışarak,1 dakikada bir kovayı doldurmak suretiyle boşaltabilmektedirler.
istanbul’dan yola çıkmış olan trenin içi turşucuk dolu olup,6 numaralı kompartmanda bir ingiliz,bir fıransız ve bir türk bulunmaktadır.
türk,trene binmek üzere belediye otobüsüyle gelmiştir.otobüs,kadıköy’den yola çıktığında içinde toplam 32 yolcu bulunmaktaydı.
ilk durakta 4 kişi bindi,12 kişi indi,öbür durakta binen olmadı ama 8 kişi daha indi.inenlerden birinin ayağı bir çukura girdi.bu çukurda gündüzleri 90 cm yukarıya tırmanıp,geceleri, 40 cm geriye kayan bir solucan bulunmaktaydı.
trendeki fransızın elinde içinde 100 misket bulunan bir torba bulunmaktaydı.bu misketlerden 50 tanesi kırmızı,50 tanesi beyaz idi.
fransız torbayı ingilize uzatarak içinden bir kırmızı misket çekmesini istedi.ingiliz acaba kırmızı misketi bulabilmek için en az kaç misket almalıyım diye düşünmekteyken,havuz bakıcılarından birinin aklına bi şey geldi.
kovayı tartarak kaç günde havuzu boşaltabilirim diye düşündü.bir terazi bularak kovayı tarttı.kova,terazinin sağ kefesine konunca 20 kg,sol kefesine konunca 22 kg gelmekteydi.
kovanın gerçek ağırlığını bulabilmek için doğru tartabilen ağırlıklar bulunması gerektiğini biliyordu.ağırlıkların tanesi 50 kuruş idi.havuz bakıcısının cebinde 625 kuruş bulunmaktaydı.ağırlıklardan kaç adet alabilirim diye düşünürken ,kadıköy’den kalkan otobüs selamiçeşme’ye gelmişti.
otobüsün içinde aksi istikamette uçan bir sinek vardı. sinek dakikada 20 m uçabiliyordu.
otobüste bulunan bir öğrencinin aklına bu sineğin otobüsün ön camından arka camına kadar kaç dakikada uçabileceği şeklinde bir soru geldi.ancak cevabı bir türlü bulamıyordu,çünkü o gün bir sınava girmişti ve 4 yanlış bir doğruyu götürüyordu.toplam 80 soruluk bir sınavda öğrenci kesin doğru 52 soruyu yapabildiğini biliyordu.geri kalan 28 sorunun doğru olma olasılığı her soruda 5 şık olduğuna göre 1/5 idi.bu durumda kaç puan alabileceğini düşünmekteyken ,trenin makinisti treni otomotiğe bağlamış ve elindeki iskambil destesiyle oynamaktaydı.en çok 32 kağıt çekerek kaç kupa gelebilir şeklindeki olasılık sorusunu hesaplamaya çalışıyordu,ama hesaplamakta çok güçlük çekiyordu çünkü anesi ile kendi yaşlarının toplamı 62 idi.5 yıl sonra annesinin yaşı makinistin yaşının 2/7’si olacaktı.doğal olarak anneme ne hediye almalıyım diye aklı meşguldü.
bu durumda makinistin yaşı ile erenköy’de otobüste bulunan yolcu sayısının çarpımı havuzun hacmine bölünürse,ingiliz 4 kırmızı misket çekene kadar tren ankara’ya varabilir mi?(alıntıdır)
bu esnada bir tren istanbul’dan yola çıkar.
12 havuz bakıcısı dolan havuzu günde 4 saat çalışarak,1 dakikada bir kovayı doldurmak suretiyle boşaltabilmektedirler.
istanbul’dan yola çıkmış olan trenin içi turşucuk dolu olup,6 numaralı kompartmanda bir ingiliz,bir fıransız ve bir türk bulunmaktadır.
türk,trene binmek üzere belediye otobüsüyle gelmiştir.otobüs,kadıköy’den yola çıktığında içinde toplam 32 yolcu bulunmaktaydı.
ilk durakta 4 kişi bindi,12 kişi indi,öbür durakta binen olmadı ama 8 kişi daha indi.inenlerden birinin ayağı bir çukura girdi.bu çukurda gündüzleri 90 cm yukarıya tırmanıp,geceleri, 40 cm geriye kayan bir solucan bulunmaktaydı.
trendeki fransızın elinde içinde 100 misket bulunan bir torba bulunmaktaydı.bu misketlerden 50 tanesi kırmızı,50 tanesi beyaz idi.
fransız torbayı ingilize uzatarak içinden bir kırmızı misket çekmesini istedi.ingiliz acaba kırmızı misketi bulabilmek için en az kaç misket almalıyım diye düşünmekteyken,havuz bakıcılarından birinin aklına bi şey geldi.
kovayı tartarak kaç günde havuzu boşaltabilirim diye düşündü.bir terazi bularak kovayı tarttı.kova,terazinin sağ kefesine konunca 20 kg,sol kefesine konunca 22 kg gelmekteydi.
kovanın gerçek ağırlığını bulabilmek için doğru tartabilen ağırlıklar bulunması gerektiğini biliyordu.ağırlıkların tanesi 50 kuruş idi.havuz bakıcısının cebinde 625 kuruş bulunmaktaydı.ağırlıklardan kaç adet alabilirim diye düşünürken ,kadıköy’den kalkan otobüs selamiçeşme’ye gelmişti.
otobüsün içinde aksi istikamette uçan bir sinek vardı. sinek dakikada 20 m uçabiliyordu.
otobüste bulunan bir öğrencinin aklına bu sineğin otobüsün ön camından arka camına kadar kaç dakikada uçabileceği şeklinde bir soru geldi.ancak cevabı bir türlü bulamıyordu,çünkü o gün bir sınava girmişti ve 4 yanlış bir doğruyu götürüyordu.toplam 80 soruluk bir sınavda öğrenci kesin doğru 52 soruyu yapabildiğini biliyordu.geri kalan 28 sorunun doğru olma olasılığı her soruda 5 şık olduğuna göre 1/5 idi.bu durumda kaç puan alabileceğini düşünmekteyken ,trenin makinisti treni otomotiğe bağlamış ve elindeki iskambil destesiyle oynamaktaydı.en çok 32 kağıt çekerek kaç kupa gelebilir şeklindeki olasılık sorusunu hesaplamaya çalışıyordu,ama hesaplamakta çok güçlük çekiyordu çünkü anesi ile kendi yaşlarının toplamı 62 idi.5 yıl sonra annesinin yaşı makinistin yaşının 2/7’si olacaktı.doğal olarak anneme ne hediye almalıyım diye aklı meşguldü.
bu durumda makinistin yaşı ile erenköy’de otobüste bulunan yolcu sayısının çarpımı havuzun hacmine bölünürse,ingiliz 4 kırmızı misket çekene kadar tren ankara’ya varabilir mi?(alıntıdır)
en güzel ilham perisi.pencere kenarındaysan bi de,hava da karanlık ise; kalemlerin konuşturulacağı o muhteşem an..
(bkz: bilgiçlerin şiirleri)
(bkz: bilgiçlerin şiirleri)
böyle bi çabaya gerek yoktur. şöyle ki:
-koptum lan olm,demek kafidir.
-ehuehuehu
-hahahaha
-zuhahaha
-hohahooho
gibisinden gayet igrenç gülme sekilleri ve msn iconlari da varken...
-koptum lan olm,demek kafidir.
-ehuehuehu
-hahahaha
-zuhahaha
-hohahooho
gibisinden gayet igrenç gülme sekilleri ve msn iconlari da varken...
lafı dolandırmadan, söylenilmek istenilen şeyi direk söylemek.
yanlış anlamaktansa hiç anlamamak her zaman en iyisidir. boşver bu da geçeer,zamana birak yeter..
damadın bir öz ,bir üvey annesi var demektir. .iyi niyetlilerse şayet oh ne ala..fekat çoğu gelin bir kaynanayla başa çıkamazken ikisini birden idare etmek zordur muhtemelen.evler birbirinden 47625196 km. uzaksa no problem.
erkeklerin bir türlü anlayamadıkları ve asla anlayamayacakları şeylerdir.kizlar da zaten sadece "demek istemek"le kalirlar.diyemezler yani.ben öyle hayal ediyorum.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?