pembenin degisik bir tonu. bu baligin renginden almistir adini da.
(bkz: somon rengi)
(bkz: kisa süreli bellek)
dopingin üçüncü dereceden akrabasidir.
kapsul seklinde olur bunlar, bünyeye aldiginiz andan itibaren deli gibi her seyi hatirlamaya baslarsaniz.
korku filmi seyredilirken; en can alici yerinde agiza girmekle girmemek arasinda bir ikilem yasanir ki film en az 3-5 arkadas ile izleniyor ise; birbirinden bagimsiz bir sekilde ayni hareketi yaptiklari farkedildigi an filmin korkusunun içine eder, yerini kahkahalara birakir. hiç tasvip edilmez o yüzden.
hem engellemeyip, hem houston kullaniyorsa iyi bir "kullanici" demektir.
ask...
yalniz olanlara;
ask bir kelebek gibidir, pesinden kostukça hep senden kaçar.
en iyisi birak uçsun, hiç beklemedigin bir anda gelip omzuna dokunuverir...
ask mutlu eder, bazen de üzer ama ask özeldir, askini hakeden birine sunarsan eger...
sevgilisi olanlara;
askin amaci birileri için "mükemmel insan" olmak degildir,
seni mükemmelliğe en çok yaklastiracak insani bulmaktir..
çapkinlara;
sevmedigin birine asla "seni seviyorum" deme..
içinde olmayan duygulardan varmis gibi sözetme,
kimsenin hayatina kalbini kirmak için girme,
sevgi dolu bakan gözlere asla yalan söyleme,
çünkü birine verebilecegin en büyük aci:
asik olmadigin birini kendine asik etmektir.
evli olanlara;
seven insan "senin hatan" yerine "özür dilerim" diyendir..
"neredesin" yerine "ben buradayim" diyendir.
"nasil yaparsin" yerine "niye yaptigini anliyorum" diyendir.
ve ask "keske" yerine daima "iyi ki" diyendir.
kalbi kırık olanlara;
kalp yarasi siz kanatmaktan vazgeçinceye kadar sürer,
ve ilaci, bu aciya alismak degil, ondan ders çikarabilmektir.
asik olmaktan korkanlara;
a$ka düs, ama tökezleme. anla, ama bekleme. paylas, ama isteme.
yaralan, ama asla aciyi içinde büyütme.
sevdigini fazla sahiplenenlere;
sevdiginin bir baskasiyla mutlu oldugunu görmekten daha aci bir sey varsa,
o da seninle mutsuz oldugunu görmektir.
askini itiraf etmeye çekinenlere;
sevdiginden ayrilinca ask aci verir, sevdigin seni terk edince daha da çok aci verir.
ama en acisi, onu ne kadar sevdigini bilmesine hiç firsat vermemektir..
dönmeyecek birini hala bekleyenlere;
hayatin en hüzünlü ani, deli gibi sevdigin insanin buna hiç degmedigini gördügün andir.
ve en büyük kaybin onun için harcadigin yillardir...
senin askini su gün haketmeyen, bil ki 10 sene sonra yine haketmeyecektir..
o yüzden birak, gitsin...
yalniz olanlara;
ask bir kelebek gibidir, pesinden kostukça hep senden kaçar.
en iyisi birak uçsun, hiç beklemedigin bir anda gelip omzuna dokunuverir...
ask mutlu eder, bazen de üzer ama ask özeldir, askini hakeden birine sunarsan eger...
sevgilisi olanlara;
askin amaci birileri için "mükemmel insan" olmak degildir,
seni mükemmelliğe en çok yaklastiracak insani bulmaktir..
çapkinlara;
sevmedigin birine asla "seni seviyorum" deme..
içinde olmayan duygulardan varmis gibi sözetme,
kimsenin hayatina kalbini kirmak için girme,
sevgi dolu bakan gözlere asla yalan söyleme,
çünkü birine verebilecegin en büyük aci:
asik olmadigin birini kendine asik etmektir.
evli olanlara;
seven insan "senin hatan" yerine "özür dilerim" diyendir..
"neredesin" yerine "ben buradayim" diyendir.
"nasil yaparsin" yerine "niye yaptigini anliyorum" diyendir.
ve ask "keske" yerine daima "iyi ki" diyendir.
kalbi kırık olanlara;
kalp yarasi siz kanatmaktan vazgeçinceye kadar sürer,
ve ilaci, bu aciya alismak degil, ondan ders çikarabilmektir.
asik olmaktan korkanlara;
a$ka düs, ama tökezleme. anla, ama bekleme. paylas, ama isteme.
yaralan, ama asla aciyi içinde büyütme.
sevdigini fazla sahiplenenlere;
sevdiginin bir baskasiyla mutlu oldugunu görmekten daha aci bir sey varsa,
o da seninle mutsuz oldugunu görmektir.
askini itiraf etmeye çekinenlere;
sevdiginden ayrilinca ask aci verir, sevdigin seni terk edince daha da çok aci verir.
ama en acisi, onu ne kadar sevdigini bilmesine hiç firsat vermemektir..
dönmeyecek birini hala bekleyenlere;
hayatin en hüzünlü ani, deli gibi sevdigin insanin buna hiç degmedigini gördügün andir.
ve en büyük kaybin onun için harcadigin yillardir...
senin askini su gün haketmeyen, bil ki 10 sene sonra yine haketmeyecektir..
o yüzden birak, gitsin...
bir kiz için, için için aglamaktan daha enerji kaybettiricidir.
(bkz: j ai quitte mon pays)
tek kelimeyle müthis bir sarki, böyle uzaklara götüren türden...
ne demek istedigini anlamaya çalismayin, kendinizden manalar yükleyin. iste o zaman derinlere dalmis oldugunuzun farkina bile varamayacaksiniz.
ne demek istedigini anlamaya çalismayin, kendinizden manalar yükleyin. iste o zaman derinlere dalmis oldugunuzun farkina bile varamayacaksiniz.
(bkz: j ai quitte mon pays)
enrico macias in 68li yillara ait hos bir sarkisi. hepimiz biliriz bu sarkiyi, türkçe söylenilmisini. sözleri:
les rues, les jours de marché piquantes et bariolées
parfumée doranges et de piments
un régiment doliviers bordé de citronniers
avec une maison devant
mes premières joies du coeur devant un champ de fleurs
sont marquées de roses et damitié
quand jévoque ces instants, je sens que mon accent
revient comme il était avant
on emporte un peu sa ville
aux talons de ses souliers
quand pour vivre plus tranquille
on doit tout abandonner
les arcades tamisées où les petits cafés
semblent sallonger sur les trottoirs
la vieille maison de pierre, le coin du cimetière
où dort notre page dhistoire
les couleurs de la montagne sous le ciel qui senflamme
par le feu tout proche du désert
cest autant de souvenirs, quon ne peut pas détruire
pourtant ils nous ont fait souffrir
que lon vive nimporte où, laccent nous suit partout
comme une ombre doublée dun miroir
on le porte comme un drapeau, planté sur chaque mot
depuis quon a pris le départ
on emporte un peu sa ville
aux talons de ses souliers
quand pour vivre plus tranquille
on doit tout abandonner
on emporte un peu sa ville
aux talons de ses souliers
et pour vivre plus tranquille
on doit tout recommencer
les rues, les jours de marché piquantes et bariolées
parfumée doranges et de piments
un régiment doliviers bordé de citronniers
avec une maison devant
mes premières joies du coeur devant un champ de fleurs
sont marquées de roses et damitié
quand jévoque ces instants, je sens que mon accent
revient comme il était avant
on emporte un peu sa ville
aux talons de ses souliers
quand pour vivre plus tranquille
on doit tout abandonner
les arcades tamisées où les petits cafés
semblent sallonger sur les trottoirs
la vieille maison de pierre, le coin du cimetière
où dort notre page dhistoire
les couleurs de la montagne sous le ciel qui senflamme
par le feu tout proche du désert
cest autant de souvenirs, quon ne peut pas détruire
pourtant ils nous ont fait souffrir
que lon vive nimporte où, laccent nous suit partout
comme une ombre doublée dun miroir
on le porte comme un drapeau, planté sur chaque mot
depuis quon a pris le départ
on emporte un peu sa ville
aux talons de ses souliers
quand pour vivre plus tranquille
on doit tout abandonner
on emporte un peu sa ville
aux talons de ses souliers
et pour vivre plus tranquille
on doit tout recommencer
(bkz: aux talons de ses souliers)
uçuk kaçık olarak da tabir edilir bu nitelikteki kisiler.
(bkz: deli dolu)
(bkz: uçuk kaçık)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?