popo ebatlarini devasa ölculere ulastirirken, zekâyi zerre tanecigi boyutuna/boyutsuzluguna getirebilir. dikkat etmek lazim.
sarkinin bestesi fena degil; ancak, bu fena olmayisini birden fazla dinlemenizde dile getirebiliyorsunuz. ilk dinlemede gayri ihtiyari "böggg"ler yükselse de yerini "fena degil"lere birakiyor sonra.
güftesine gelince: onu sev, bunu sev, sunu sev den ibaret, negzel. ha bir de kafa patlatiyor.
yalin in her geçen yil biraz daha saptirdigi orijinal adam profili son nokta olmus bu yıl, bu klipte. sanirim marjinal olayim demekten kaynaklanmis bu durum. ama ne yazik ki marjinal de olamamis zira petek dinçöz ün de, levent yüksel in de - ve daha aklima gelmeyen nice sarkicinin - vardi böyle sokak ortalarinda çekilmis klipleri. ha bunun farki klibin cekildigini gözümüze gözümüze sokmalari olmus, "bakın biz klip cekiyoruz!" edalariyla.
bu kliple orijinalligini tamamen kaybedis nedenlerini ele alalim simdi.
ilk 30 saniye harika, ona lafim yok; gülümseyisi falan hos olmus yani. taa ki gerindigi âna kadar. o nasil yapmacik bir gerinis! o nasil orijinallikten 360 derece bir sapiş? sen böyle degildin yalin! yalindin, sahtelikten uzaktin. zalimi, sahteyi söylerkenki "kendi"ligin nerede kaldi? olmadi yalin, olmadi.
onu geçtim. o garip gerinmenin hemen arkasindan yaptigin o çakis da neydi öyle? az daha belini arkaya dogru kırıp - ayse hatun önal kadar da olamadin ya yaziklar olsun!- birden, aniden, sanki karsidakinin çak yapacagindan haberin yokmus gibi davranip ellerini çarpsaydin ya! eminim daha gerçekçi olurdu.
hep o 54. saniyede karsina çikan kara kedinin yüzünden bunlar ama ben biliyorum.
dansçilar iyi çalismis rollerine belli.
yolun ortasina çamasir asma ritüeline yillardir bir anlam veremedigimden o konuya hiç girmiyorum zaten.
klip cekildigi cok belli, begenmedim.
begendigim yegane nokta, videonun sonunda bilmem kaç katli evin çatisinin duvarindaki kocaman yalin posteri. bu kadar.
http://tinyurl.com/mgoxfd
güftesine gelince: onu sev, bunu sev, sunu sev den ibaret, negzel. ha bir de kafa patlatiyor.
yalin in her geçen yil biraz daha saptirdigi orijinal adam profili son nokta olmus bu yıl, bu klipte. sanirim marjinal olayim demekten kaynaklanmis bu durum. ama ne yazik ki marjinal de olamamis zira petek dinçöz ün de, levent yüksel in de - ve daha aklima gelmeyen nice sarkicinin - vardi böyle sokak ortalarinda çekilmis klipleri. ha bunun farki klibin cekildigini gözümüze gözümüze sokmalari olmus, "bakın biz klip cekiyoruz!" edalariyla.
bu kliple orijinalligini tamamen kaybedis nedenlerini ele alalim simdi.
ilk 30 saniye harika, ona lafim yok; gülümseyisi falan hos olmus yani. taa ki gerindigi âna kadar. o nasil yapmacik bir gerinis! o nasil orijinallikten 360 derece bir sapiş? sen böyle degildin yalin! yalindin, sahtelikten uzaktin. zalimi, sahteyi söylerkenki "kendi"ligin nerede kaldi? olmadi yalin, olmadi.
onu geçtim. o garip gerinmenin hemen arkasindan yaptigin o çakis da neydi öyle? az daha belini arkaya dogru kırıp - ayse hatun önal kadar da olamadin ya yaziklar olsun!- birden, aniden, sanki karsidakinin çak yapacagindan haberin yokmus gibi davranip ellerini çarpsaydin ya! eminim daha gerçekçi olurdu.
hep o 54. saniyede karsina çikan kara kedinin yüzünden bunlar ama ben biliyorum.
dansçilar iyi çalismis rollerine belli.
yolun ortasina çamasir asma ritüeline yillardir bir anlam veremedigimden o konuya hiç girmiyorum zaten.
klip cekildigi cok belli, begenmedim.
begendigim yegane nokta, videonun sonunda bilmem kaç katli evin çatisinin duvarindaki kocaman yalin posteri. bu kadar.
http://tinyurl.com/mgoxfd
cumhuriyet halk partisinin genel baskanligina bir türlü yakistirmadigim/yakistiramadigim kisilik.
kaygisina olan askindan da bahsediyor olabilir.
sair burada:
saygim senin olsun, hatta köpegin olsun, saygi da neymis peheyt; yeter ki sen iste, saygida hiç kusur etmem; amma ve lakin benim ’ask’imdan kaygilarim var. saygili olunca sevecen mi beni? hi? seveceksen ne kadar sevecen ki? beni kaygilandirmayacak kadar sev ne olur.
demek istiyor olabilir.
edit: anliyacam diye çok kastim. evet.
saygim senin olsun, hatta köpegin olsun, saygi da neymis peheyt; yeter ki sen iste, saygida hiç kusur etmem; amma ve lakin benim ’ask’imdan kaygilarim var. saygili olunca sevecen mi beni? hi? seveceksen ne kadar sevecen ki? beni kaygilandirmayacak kadar sev ne olur.
demek istiyor olabilir.
edit: anliyacam diye çok kastim. evet.
dostun az kasarli olaninin makbullugu uzerine soylenmis onerme. ama izafidir tabii. ben tostu ketcapli severim misal.
bahsi geçen kisinin konustuguna pek rastlamadim ben. hayir varsa rastlayan söylesin. tamam ıııh larin arasinda bi seyler konusuyor gibi gelebilir bazen, ama ona da konusma denir mi bilinmez. bu sebeptendir ki yorumsuzum.
ha eger "deniz baykal ııh laması" olsaymis baslik, o zaman en az üç sayfa yazabilirdim düsüncelerimi.
ha eger "deniz baykal ııh laması" olsaymis baslik, o zaman en az üç sayfa yazabilirdim düsüncelerimi.
delilige vurmaktir bir nevi.
ne cok sert, ne cok yumusak davranmak yahut konusmak.
ileri geri, saçma salak, abidik gubidik anlamlarinda kullanilan bir ikileme.
(bkz: apir sapir konusmak)
(bkz: apir sapir konusmak)
(bkz: kia sorento)
bi iki yil öncesinin revaçta olan otomobil markasi.
söylenecek sözler söylenip bittiginde "nokta" diyemeyen bireyin, sözlerinin bittigini karsi taraf anlasin diye söyleme ihtiyaci hissettigi, nokta yerine geçen kelimeler bütünüdür.
(bkz: book crossing)
kendine elektrik şoku vermek; hem intihar eden, hem de intihar edeni seyreden için zevkli olabilir. tabii bunun için intihar edenin mazosist, intihar edeni seyredenin de sadist olmasi gerekir.
ing: paranoya.
(bkz: dogan kitap)
(bkz: ruhban)
(bkz: the thin red line)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?