hayran ve hayret sözcüklerinin manasında "esrar sarhoşluğu" gizlidir.bir kişinin hayran olması ya da hayrete düşmesi,âdeta esrar içmişcesine kendinden geçme halini ifade eder.bir hadise karşısında hayrete düşmek ,yahut bir güzellik karşısında hayran kalmak,tam manasıyla esrar sarhoşu olmak sayılır.
nedim’in beytinde de görmek mümkündür.
aceb esrar-ı hayrettir bu ecza-yı cihân elhak
aceb terkib olunmuştur aceb ma’cun-ı hikmettir..
eskiden botanik ilmini iyi bilen bazı kişilere verilen ad.
(bkz: muhabbet)
osmanlıca:sarılmak.
osmalica:eski kaftan,eski elbise.
daha önce denenmiş,tecrübe edinilmiş manasına gelir.
eski bir reçete üzerine derlenmiş ilaç..kimin derlediği belli olmayıp anonim bir tekerlemedir.
aşk illeti bir illet-i şedidedir ki;ibtidası gözden,intihası yürekten..bir sîm-ten,nazik beden;ahu gözlerin süzüp,melek simasın bozup;yüreği tir tir titreyüp,nabzı fır fır atupdur..ol kimseye tabib ilâc edemez ve zinhar halinden fehmedemez.
ana ilaç budur ki:
azizim!
bir dirhem naz, iki dirhem niyaz;üç dirhem mahabbet,altı dirhem nezaket,yedi dirhem zarafet,sekiz dirhem şetaret;dokuz dirhem muanaka,on dirhem istigna.bu eczaları alup,içinden cefa çöplerin çıkarup,vefa havanında sahkedüp,mahabbet potasında hasret ateşiyle kaynadup kıvama geldikte indireler.akşam,sabah birer dirhem miktarı tayin edeler.eger andan ifakat bulmazsa sîne hammâminda hararet bastıkça ab ı zülalden içireler.gayetle mücerrepdür.hatta fakir bir kaç defa tecrübe etmişimdür.
gaflet olunmaya şahum!..
aşk illeti bir illet-i şedidedir ki;ibtidası gözden,intihası yürekten..bir sîm-ten,nazik beden;ahu gözlerin süzüp,melek simasın bozup;yüreği tir tir titreyüp,nabzı fır fır atupdur..ol kimseye tabib ilâc edemez ve zinhar halinden fehmedemez.
ana ilaç budur ki:
azizim!
bir dirhem naz, iki dirhem niyaz;üç dirhem mahabbet,altı dirhem nezaket,yedi dirhem zarafet,sekiz dirhem şetaret;dokuz dirhem muanaka,on dirhem istigna.bu eczaları alup,içinden cefa çöplerin çıkarup,vefa havanında sahkedüp,mahabbet potasında hasret ateşiyle kaynadup kıvama geldikte indireler.akşam,sabah birer dirhem miktarı tayin edeler.eger andan ifakat bulmazsa sîne hammâminda hararet bastıkça ab ı zülalden içireler.gayetle mücerrepdür.hatta fakir bir kaç defa tecrübe etmişimdür.
gaflet olunmaya şahum!..
insana arabeski sevdirecek cinsten bir şarkı..dinledikten sonra ise"müslüm dinlediğim günleri görmek de varmış kaderimde.itirazım var böyle kadere."nidalarının yükselmesi,hatta kişisel iletilere yansıması olasıdır.
bazı hatun kişilerimiz olayı abartarak gözlerde yaparlar aynı vurgu ve tonlamayı."ahanda altını çiziyorum buraya dikkat!"dercesine çizilir gözlerin altı ve üstü,sağı solu her neresiyse işte..
oysa abartmadan yapılsa ne kadar da hoş duracak..yavrucaklar ürkmeksizin bir hayat sürecekler güle oynaya..
oysa abartmadan yapılsa ne kadar da hoş duracak..yavrucaklar ürkmeksizin bir hayat sürecekler güle oynaya..
edebiyatçıların edebiyatçısı anlamına gelir.
yalnız kelimesinin kökü buradan gelir derdi vaktiyle bizim edibul udebamız...herkes tarafından bilinseydi bu gerçek,ya(l)nız kelimesi , ya(n)lız seklinde telafuz edilemez ve bu şekilde telafuz edilmesi düşünülemezdi.
(bkz: yalnız)
(bkz: yalnız)
namık kemal bir edebiyat meclisinde ciddi bir tartışmaya girmiş ve tartışma dönüp dolaşmış,dünyanın esasını teşkil eden ahlat ı erbaa bahsine gelmiştir.konuyu herkes biliyor ve tartışma iyiden iyiye kızışıyordu. o dönemlerde ahlat-ı erbaayi bilmeden şairlik iddialarında bulunmak düşünülemezdi. o sırada devrin müteşairanından diyarbakırlı deli naim,
-kemal bey,kemal bey!..diye sanki kendisinin de bu hususta önemli bir fikri varmış gibi ateşli ateşli bağırıp namık kemal’i susturur..mecliste gözler ona çevrilmiş ve tartışmanın yeni bir boyutu gelecek diye herkes pür-dikkat beklemeye başlamıştır..o sırada naim efendi gayet yumuşak bir sesle
-kuzum,ahlat-i erbaa ne demektir?
namık kemal bir şairden bu cehalet ve bu densizliği görünce hiddetle bağırmış:
-dört kere halt etmektir!...
-kemal bey,kemal bey!..diye sanki kendisinin de bu hususta önemli bir fikri varmış gibi ateşli ateşli bağırıp namık kemal’i susturur..mecliste gözler ona çevrilmiş ve tartışmanın yeni bir boyutu gelecek diye herkes pür-dikkat beklemeye başlamıştır..o sırada naim efendi gayet yumuşak bir sesle
-kuzum,ahlat-i erbaa ne demektir?
namık kemal bir şairden bu cehalet ve bu densizliği görünce hiddetle bağırmış:
-dört kere halt etmektir!...
tecavüz ettiği küçük kızlar için : "nasıl olsa kadın olmayacaklar mı?küçük veya büyük.ne farkeder?" diyebilen bir kişiliğe sahiptir demeyecegim zira bu adam kişiliksizin önde gidenidir.söylediklerini okurken agzim ayrildi resmen.bu nasıl bi zihniyettir.allah belasını versindir.
(bkz: languedoc)
fransa’nın bir bölgesi.
diger üç büyük şarap bölgesinden daha fazla şarap üretmesiyle meshur olan bölgedir..
demek ki neymiş?fransa, dört büyük şarap bölgesinden oluşuyormuş.
diger üç büyük şarap bölgesinden daha fazla şarap üretmesiyle meshur olan bölgedir..
demek ki neymiş?fransa, dört büyük şarap bölgesinden oluşuyormuş.
1999 yılında kariyerine başlayan arap şarkıcıdır..’ah ya omri’ sarkisi melodik olarak harikadır..
su da kendisidir.-->http://www.dinahayekonline.com/
su da kendisidir.-->http://www.dinahayekonline.com/
bilim: bilmek,öğrenmek,araştırmak ve uygulamaktır ; sarlatan ise bilmedigini bile bilememektir.
ing:muamma.
hiç bir " türk " evladı yoktur ki 10 kasım sabah 9 sularında ’tüyleri diken diken olmak’ hissiyatini yasamasin.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?