witchy

http://nyan.cat/ linkiyle ulaşabilinen bir sitesi var. devamlı aynı melodiyle yerinden ayrılmadan dans eder gibi hareket eden sevimli ve insan psikolojisinde derin yaralar açabilecek bir kedi. youtube’da sayısız videosu var. üstelik bazı insanlarda bağımlılık yapıyor ve sebepsizce gülme gibi durumlara sebep oluyor.
ayrıca site bu kediye ne kadar tahammül edebildiğinizi saniye olarak gösteriyo ve rekorunuzu twitter üzerinden paylaşabiliyorsunuz.

dile dolanan bir demet sağıroğlu şarkısı. sözleri de şöyledir,

dün seni aradım kalamış’ta
sokak sokak
ne kadar cadde varsa bizi tanıyan
sordum, yoktun
güneşin batışını seyrettim burundan
inanmazsan git bekir amca’ya sor
o da seni sordu
yine papatya verdi elime
her zamanki gibi başladım
seviyor....sevmiyor....
sapını da sayarsam
seviyor çıkıyor

nerdesin ah nerde
bunu kimse bilmiyor
bu ne biçim yalnızlık
bana çok zor geliyor

ah şu papatya falları
çaresiz yüreğim buna mı kaldı
ah şu papatya falları
başka bahara kaldı

la lo la lo la lo lay, seviyor....
la lo la lo la lo lay, sevmiyor....

unuttum diye yalan söyledim
bugün gibi aklımda vapurda simit alışın
işte o simidin susamları gibi
havaya savruldu ezildi binlerce anılar
şimdi anılarımı tekrar topluyorum

unutabilir miyim acaba seni
düşüncelerimi boğaza bıraksam
ve boğsam aklımı
ümidimi de kestim
zaten yalan söylüyor papatya falları

inatla başaramadığım eylemdir. çalışma masam hazır kitaplarım, not defterlerim hatta renkli kalemlerim var. ama olmuyor. içimde ki sınav korkusu bile ağır basamıyor. ilk sayfayı açıyorum ardından sözlüğe girip bir şey okuyorum ikinci sayfada facebooka giriyorum vicdan azabıyla çıkıyorum. ders değiştiriyorum saate bakıyorum bir saat geçmiş evet twitterı açıyorum, vicdan azabıyla kapatıp kitaba dönüyorum. aklıma şarkı geliyor onu arıyorum.aklıma şiir geliyor kütüphaneye saldırıyorum bir saat daha geçmiş meğersem, yazık bana. sonunda gözüm başucumdaki kitaba ilişiyor biraz okumak istiyorum, arada saçımı yapıyorum maksadım motive olmak, kahve yapmaya gidiyorum çok yoruldum uykum gelmiştir diyerekten. bakıyorum bir buçuk iki saat daha geçimiş, ne zaman geçti bilmiyorum. sonra gelip bunu buraya yazıyorum ve ders çalışmam gereken zamanda ders hariç her şeyi yaptığımı fark ediyorum. hoş oldu sanki, evet.

ben küçükken çok salaktım. bakalım ne olacak diye bir paket kibriti tek tek yakıp televizyon sehpasının altına atmıştım. iyi ki çabuk sönüyor şu kibrit denen şeyler.

hiç tanışmamış olmama rağmen, bir sözlükte tesadüfen hakkında yazılanları okuduğumda yazanlara ağız burun dalma gibi tepkiler göstermek isteyecek kadar benimsediğim jedidir kendisi.üstelik sözlüğün hikayesini okuduğumda da karşısında şapka çıkartmak istedim, evet.
(bkz: jediye yağ çekmek)

üzgünken melankolik, aşıkken romantik, sarhoşken eğlenceli olabilen eylemdir.

sözlükte başlığı görüldü anda bilgisayarla beraber mutfağa gidilip vakit kaybetmeden hazırlanılası enfes yiyecek.

multitap adlı grubun takım oyunu adlı albümünden hoş bir şarkı.
ben küçük bir anım
sen kaçak bir katil
çok yakın durunca
görmemek hata değil
sen benim uykumsun
ben senin hayalin
bende kaybolmazsın
hep açıksa gözlerin, hep açıksa ellerin
ellerin, gözlerin..
sonunu bilmek çok mu umrunda
duvarı gördün işte karşında
yine de gitmek varsa aklında
sen git, ben hep burdayım..
git yoldan çıkmak imkansız
bulacak şey yoksa sonunda
sorular gitsin cevaplarla
sen dön, ben hep burdayım..

alice in chains ve pearl jam ikilisinden, dinlemeye doyum olmayan şarkı.
alone
it’s been a long day at the bottom of the hill,
she died of a broken heart.
she told me i was living in the past,
drinking from a broken glass.

i’m alone (i never wanna be alone),
now i (now i) turn to face the cold.
i’m alone (i never wanna be alone),
now i (now i) turn to travel home.

i walked down to the other end of the day,
just to catch those last few waves.
i held out my hand and slowly waved goodbye,
i turned now my eyes up to the sky.

i’m alone (i never wanna be alone),
now i (now i) turn to face the cold.
i’m alone (i never wanna be alone),
now i (now i) turn to travel home.

she’ll come back to me (she’ll come back to me).
she’ll come back to me (she’ll come back to me).
all alone in this misery.
she’ll come back to me.

i held out my hands into the light and i watched it die,
i know that i was part to play.
my god, my time to die.
never want to spend my life alone

i’m alone (i never wanna be alone),
now i (now i) turn to face the cold.
i’m alone (i never wanna be alone),
now i (now i) turn to travel home.

’neden benim de olmasın?’ diyerekten yeni açtım, ufakcık daha
https://twitter.com/kivill3a

multitap’ın takım oyunu adlı albümünü kapatan şarkıdır. üstelik grubun 4. videosu da bu şarkıya çekilmiştir. sözleri de şöyledir ;

korkuyorsan sakın söyleme
sadece ben varsam içinde
her sabah güneşsem kapında
yok gerek odandan çıkmana
aşık bir ruhu kim susturur?
sonsuz kovuğunu kim doldurur?
gece olunca uykundan uyan
senin tadınla dolsun rüyam..
sessiz çığlıklar duysun karanlık
akıp gitsin aklım ardından..

belki de live young die free yazılır.

tabi ki bu lafım herkese değil, yalnız benim neredeyse tüm yaşıtlarım da dahil olmak üzere, araştırma yapmaktan aciz kulaktan dolma bilgilerle birbirine laf atmayı çok seven çabuk gaza gelen fakat ateşi kolay sönen nesildir. bir olay olduğu zaman biraz reklam için biraz da sürü psikolojisiyle facebookda profil resimleri değiştirilir gruplar açılır etkinliklere üye olunulur ve tabi ki bunlar güzel şeyler olabilir fakat bilgisayar kapatıldığında geriye bu duygulardan eser kalmaz ve 2 gün içinde her şey eski haline getirilir. ve gençlerimiz vatan kurtarmış edasıyla gerinerek gezerler. elinden geleni yapmak güzel bir şey ama bu kadar basite indirgemek hoş değil.

bu gün ilk bölümü gösterilen dizinin tnk grubuna müziği için (bkz: hey pardon)

(bkz: başlıkta kendini bulmak)

çok aşık insanın sevgilisi hep yanındaymış gibi hissetmesini sağlayabilecek veya kokudan ve neticede sevgiliden bıkmasını sağlayabilecek eylem.

en ızdırap verici duygunun ta kendisi. yemeden içmeden keser, hayata küstürür. olsun ya onu uzaktan sevmek de güzel gibi çaresizlik kokan cümleleri güzel hale getirir. insanı depresyondan depresyona sokar. nasıl geçtiğini ise kimse anlamaz bi bakarsın kaybolmuş.

eğlencenin televizyonu öldüren cinsi de olarak algılanabilir. örnek olarak kör ebe (televizyona çarpılır ve devrilir.) ya da evde su savaşı, ya da hadi evdeki elektronik her şeyi parçalayalım bakalım tekrar birleştirebilir miyiz oyunu.

sizi tek çocuk sananlara şaka yapmaya birebir. çok imreniyorum bende istiyorum.

markette alışveriş yaptıktan sonra marketin indirim kartı var mı sorusuna cevap, bir gün kötü kötü bakan kasiyerden dayak yicem hissediyorum.