**örümcek ağından elde edilen ipliklerden örülen kumaştan yapılan elbiseler kurşun geçirmez oluyormuş..
--ya,ya
ben gecenin içinde kanat çırpan terör,
ben gözlerini yaşartan soğan,
ben senin trenini raydan çıkaran makas,
ben anahtarı uzağa atan gardiyan,
ben tahıl kutusundaki sürpriz, (1)
ben sırtından boşalan soğuk terler, (2)
ben kabuslarında seni kamçılayan kanatlı kırbaç,
ben füme istiridyeyi fümeleyen duman,
ben senin sinüs dalgandaki en alt nokta,
ben sana f veren not eğrileri,
ben sana musallat olan hazır fast-food,
ben tam kafana inen su balonu,
ben ikinci makaradaki filmin sonu,
ben adalet arabasındaki taksimetre,
ben fiskeleyemediğin pire,
ben damarlarını tıkayan kolesterol,
ben begonyalarında iz bırakan sümüklüböcek,
ben seni kupür odası katında bırakan editör,
ben senin çanını çaldıracak saat temizleyicisi,
ben her dünyadaki her kültürün ihtiyaç duyduğu kahraman,
ben ayakkabına yapışan sakız,
ben seni gece saat 3’te uyandıran yanlış numara,
ben yargıç tulumunun üstündeki quartz taşı,
ben silinmez leke,
ben dahil olmayan piller,
ben senin veranda ışığını arayan pervane,
ben seni yolda bırakan bozuk buji,
ben senin alıcılarını bozan telsiz radyo operatörü,
ben ulaşamayacağın yerdeki bozuk lamba,
ben kullanılan her çekteki 10 dolar komisyon,
ben kolayca kurulan salıncak setindeki kayıp parça,
ben suçluların ayağında çıkan şeytan tırnağı,
ben gerçekten önemli bir randevu gününde oluşan sivilce,
ben elinin ulaşamadığı yerdeki kaşıntı,
ben garanti süresinin dolduğunu söyleyen tamirci,
ben otobüste yanında oturan acayip geveze,
ben ruhunun karatahtasını gıcırdatan tırnak,
ben dişine yapışan ıspanak,
ben şer bahçesindeki ot yolucusu,
ben hesabındakinden fazla tutan çek,
ben rezillik ayakkabısındaki çakıl,
ben çok imza atmaktan ucu kırılmış kurşun kalem,
ben bütün kadınların çıkmak istediği tek kariyer adamı,
karakanat ördek
gizemin cesur ördeği, doğrunun savunucusu.
gölgelerden çıkıp çullanır, karakanat gecenin sahibidir.
bir yerlerde bir kötü adam plan yapar, fakat onun da sırası geldi (3-2-1).
karakanat ördek (bir sorun varsa kö’yü arayın.)
karakanat ördek, haydi tehlikeli olalım!
karakanat ördek (karakanat ördek, karakanat ördek)
duman bulutu ve o ortaya çıkar, sürpriz ustası.
o gölgeli kıyafetin ardındaki hilekar zeka kim?
kimse kesin bilmez, fakat kötü adamlar şanssızdır, çünkü işte o geliyor.
karakanat ördek, dikkat et (bir sorun varsa kö’yü arayın.)
karakanat ördek, haydi tehlikeli olalım!
karakanat ördek, ayağınız denk alsanız iyi olur kötü çocuklar!
karakanat ördek
gizemin cesur ördeği, doğrunun savunucusu.
gölgelerden çıkıp çullanır, karakanat gecenin sahibidir.
bir yerlerde bir kötü adam plan yapar, fakat onun da sırası geldi (3-2-1).
karakanat ördek (bir sorun varsa kö’yü arayın.)
karakanat ördek, haydi tehlikeli olalım!
karakanat ördek (karakanat ördek, karakanat ördek)
duman bulutu ve o ortaya çıkar, sürpriz ustası.
o gölgeli kıyafetin ardındaki hilekar zeka kim?
kimse kesin bilmez, fakat kötü adamlar şanssızdır, çünkü işte o geliyor.
karakanat ördek, dikkat et (bir sorun varsa kö’yü arayın.)
karakanat ördek, haydi tehlikeli olalım!
karakanat ördek, ayağınız denk alsanız iyi olur kötü çocuklar!
karakanat ördek
**en ilginc olanida sudur; sen oturuyorken yaninda ayakta duran birisinin senin kolunda yardimiyla masturbasyon cekmeye calismasi...
**aslinda ilginc bir taciz sekli...aleni...
**aslinda ilginc bir taciz sekli...aleni...
ben seni hic sevmedim ki,
bir gece vakti dagdan bir ayi indi evimize,
sirf sana benziyordu diye sevdim.
ben seni degil, killarini sevdim,
soguk kis gecelerinde bizi sicak tutar diye...
ben seni hic sevmedim ki.......
gibi,gibi.....
bir gece vakti dagdan bir ayi indi evimize,
sirf sana benziyordu diye sevdim.
ben seni degil, killarini sevdim,
soguk kis gecelerinde bizi sicak tutar diye...
ben seni hic sevmedim ki.......
gibi,gibi.....
almanyanın birazda hakemin yardımlarıyla kurtardığı maç!!!
salma hayek in de başrolde oynadığı çok güzel bir film...frida (2002)...
http://www.imdb.com/title/tt0120679
http://www.imdb.com/title/tt0120679
-korkmak icin izledigim ama bir turlu korkamadigim, stephen king amcanin romanindan esinlenerek hazirlanmis bir film.
-hatirladigim replik; fun is fun and done is done.
(hala anlamis degilim.)
-hatirladigim replik; fun is fun and done is done.
(hala anlamis degilim.)
karakanat ördek jenerik şarkısı
ben gecenin icinde kanat cirpan teror,
ben gozlerini yasartan sogan,
ben senin trenini raydan cikaran makas,
ben anahtari uzaga atan gardiyan,
ben tahil kutusundaki surpriz,
ben sirtindan bosalan soguk terler,
ben kabuslarinda seni kamcilayan kanatli kirbac,
ben fume istiridyeyi fumeleyen duman,
ben senin sinus dalgandaki en alt nokta,
ben sana f veren not egrileri,
ben sana musallat olan hazir fast-food,
ben tam kafana inen su balonu,
ben ikinci makaradaki filmin sonu,
ben adalet arabasindaki taksimetre,
ben fiskeleyemedigin pire,
ben damarlarini tikayan kolesterol,
ben begonyalarinda iz birakan sumuklubocek,
ben seni kupur odasi katinda birakan editor,
ben senin canini caldiracak saat temizleyicisi,
ben her dunyadaki her kulturun ihtiyac duydugu kahraman,
ben ayakkabina yapisan sakiz,
ben seni gece saat 3’te uyandiran yanlis numara,
ben yargic tulumunun ustundeki quartz tasi,
ben silinmez leke,
ben dahil olmayan piller,
ben senin veranda isigini arayan pervane,
ben seni yolda birakan bozuk buji,
ben senin alicilarini bozan telsiz radyo operatoru,
ben ulasamayacagin yerdeki bozuk lamba,
ben kullanilan her cekteki 10 dolar komisyon,
ben kolayca kurulan salincak setindeki kayip parca,
ben suclularin ayaginda cikan seytan tirnagi,
ben gercekten onemli bir randevu gununde olusan sivilce,
ben elinin ulasamadigi yerdeki kasinti,
ben garanti suresinin doldugunu soyleyen tamirci,
ben otobuste yaninda oturan acayip geveze,
ben ruhunun karatahtasini gicirdatan tirnak,
ben disine yapisan ispanak,
ben ser bahcesindeki ot yolucusu,
ben hesabindakinden fazla tutan cek,
ben rezillik ayakkabisindaki cakil,
ben cok imza atmaktan ucu kirilmis kursun kalem,
ben butun kadinlarin cikmak istedigi tek kariyer adami,
ben karakanat ordek!
ben gecenin icinde kanat cirpan teror,
ben gozlerini yasartan sogan,
ben senin trenini raydan cikaran makas,
ben anahtari uzaga atan gardiyan,
ben tahil kutusundaki surpriz,
ben sirtindan bosalan soguk terler,
ben kabuslarinda seni kamcilayan kanatli kirbac,
ben fume istiridyeyi fumeleyen duman,
ben senin sinus dalgandaki en alt nokta,
ben sana f veren not egrileri,
ben sana musallat olan hazir fast-food,
ben tam kafana inen su balonu,
ben ikinci makaradaki filmin sonu,
ben adalet arabasindaki taksimetre,
ben fiskeleyemedigin pire,
ben damarlarini tikayan kolesterol,
ben begonyalarinda iz birakan sumuklubocek,
ben seni kupur odasi katinda birakan editor,
ben senin canini caldiracak saat temizleyicisi,
ben her dunyadaki her kulturun ihtiyac duydugu kahraman,
ben ayakkabina yapisan sakiz,
ben seni gece saat 3’te uyandiran yanlis numara,
ben yargic tulumunun ustundeki quartz tasi,
ben silinmez leke,
ben dahil olmayan piller,
ben senin veranda isigini arayan pervane,
ben seni yolda birakan bozuk buji,
ben senin alicilarini bozan telsiz radyo operatoru,
ben ulasamayacagin yerdeki bozuk lamba,
ben kullanilan her cekteki 10 dolar komisyon,
ben kolayca kurulan salincak setindeki kayip parca,
ben suclularin ayaginda cikan seytan tirnagi,
ben gercekten onemli bir randevu gununde olusan sivilce,
ben elinin ulasamadigi yerdeki kasinti,
ben garanti suresinin doldugunu soyleyen tamirci,
ben otobuste yaninda oturan acayip geveze,
ben ruhunun karatahtasini gicirdatan tirnak,
ben disine yapisan ispanak,
ben ser bahcesindeki ot yolucusu,
ben hesabindakinden fazla tutan cek,
ben rezillik ayakkabisindaki cakil,
ben cok imza atmaktan ucu kirilmis kursun kalem,
ben butun kadinlarin cikmak istedigi tek kariyer adami,
ben karakanat ordek!
darkwing duck(karakanat ordek) hala buyuk bir keyifle izleyebilecegim bir cizgifilm.. muhtesem
-politikacilar icin yalan detektoru.
-batmayan denizalti.
-kel basa simsir tarak.
-pilli saatler icin kurma kolu.
-batmayan denizalti.
-kel basa simsir tarak.
-pilli saatler icin kurma kolu.
her seyin bos olmasi.
1. davudun oglu, kudus krali vaizin sozleri.
2. boslarin bosu, diyor vaiz, boslarin bosu;
3. her sey bos. insan gunesin altinda cektigi onca zahmetten ne elde etti?
4. bir nesil gider ve bir digeri gelir, ve yeryuzu surekli var olur.
5. gunes de dogar, sonra batar ve yeniden dogdugu yere dogru acele eder.
6. ruzgar guneye dogru eser, sonra kuzeye doner; ve ayni donuslere yine baslamak uzere daima done done gider.
7. butun nehirler denize kosar, fakat deniz dolmaz; nehirler yoneldikleri yere daima yine yonelirler.
8. her seyin insanin sayabileceginden fazla isi vardir; goz gormekten bikmaz, kulak isitmekten yorulmaz.
9. olmus olan olacak olandir; yapilmis olan yapilacak olandir; gunesin altinda yeni bir sey yoktur.
10. "bak, bu yeni" denilen herhangi bir sey mi var? o sey gecen yuzyillar boyunca zaten vardi.
11. eski zamanlardaki seyler akilda kalmaz; ardi sira izleyen seyler de daha sonra gelenlerin hatirinda kalmayacak.
1. davudun oglu, kudus krali vaizin sozleri.
2. boslarin bosu, diyor vaiz, boslarin bosu;
3. her sey bos. insan gunesin altinda cektigi onca zahmetten ne elde etti?
4. bir nesil gider ve bir digeri gelir, ve yeryuzu surekli var olur.
5. gunes de dogar, sonra batar ve yeniden dogdugu yere dogru acele eder.
6. ruzgar guneye dogru eser, sonra kuzeye doner; ve ayni donuslere yine baslamak uzere daima done done gider.
7. butun nehirler denize kosar, fakat deniz dolmaz; nehirler yoneldikleri yere daima yine yonelirler.
8. her seyin insanin sayabileceginden fazla isi vardir; goz gormekten bikmaz, kulak isitmekten yorulmaz.
9. olmus olan olacak olandir; yapilmis olan yapilacak olandir; gunesin altinda yeni bir sey yoktur.
10. "bak, bu yeni" denilen herhangi bir sey mi var? o sey gecen yuzyillar boyunca zaten vardi.
11. eski zamanlardaki seyler akilda kalmaz; ardi sira izleyen seyler de daha sonra gelenlerin hatirinda kalmayacak.
ahdi atikin vaiz kitabinin ilk bir kac bolumudur.
vaizin suleyman peygamber oldugu rivayet edilir.
vaizin suleyman peygamber oldugu rivayet edilir.
-ve buyukannemin bile huylarini degistiren melanet.
-topun pesinden depar atip, calim yapip herkesi gectikten sonra her defasinda topla beraber avuta cikmak gibi bir sey galiba....
-kadini cekici yapan sey tabiki erkegin kendisi..
ayni familyadan oldugum (biz) erkekler olmasaydik, dunyadaki butun kadinlar cekicilikten carpanlarina arilsaydi bile ne farkederdi ki....
ayni familyadan oldugum (biz) erkekler olmasaydik, dunyadaki butun kadinlar cekicilikten carpanlarina arilsaydi bile ne farkederdi ki....
* birseyler yalarken gozleriniz kesinlikle acik olsun..kesinlikle...
*kesinlikle sevistiginiz kiz ev sahibinin kizi olmasin..kesinlikle...
(bir dosttan tavsiyeler.)
*kesinlikle sevistiginiz kiz ev sahibinin kizi olmasin..kesinlikle...
(bir dosttan tavsiyeler.)
-sen icerdeyken, vallahi ben disardaydim.. o yuzden hicbir seyden haberim yok...(yalanim varsa seyimi gor.. sey yani olumu gor.)
..bir modifiye de benden..
ben seni hic sevmedim ki.
bir gece vakti dagdan bir ayi indi eve,
sirf sana benziyordu diye sevdim,
ben senin killi milli olmani sevdim,
soguk kis gecelerinde bizi isitir diye.
ben seni hic sevmedim ki.
--temelde bir ayinin sevebilecegim pek fazla yonu olmadigi icin siirimi burada bitiriyorum.... ya..ya....
(soz aklima gelirse devamini yazacagim...)
ben seni hic sevmedim ki.
bir gece vakti dagdan bir ayi indi eve,
sirf sana benziyordu diye sevdim,
ben senin killi milli olmani sevdim,
soguk kis gecelerinde bizi isitir diye.
ben seni hic sevmedim ki.
--temelde bir ayinin sevebilecegim pek fazla yonu olmadigi icin siirimi burada bitiriyorum.... ya..ya....
(soz aklima gelirse devamini yazacagim...)
sartre
sartre , unutulmazlar arasinda yerini aldi... bazi dusunurler vardir. yeni dogrular icin onlarin yanlislarindan hareket etmelisinizdir. sartre bana gore boyle bir dusunurdu.
sartre ’in onemi dusuncelerinin gercekliginden mi geliyor. dogrusu bunu irdelemek, bir felsefe meraklisi olarak haddimi asmak olur. ancak su bir gercek ki, o “insan” uzerine dusunmustur. hem de cok kapsamli bir bicimde.
henuz 600 sayfayi asan temel yapitinin dilimize cevrilmedigini de parantez icinde belirtmeliyim.
bir eylem adami olarak sartre cok elestirilmistir. ihanet suclamalarina hedef olmustur.
onunla yapilan bir soylesiden kisa bir alinti.
ikinci dunya savasi sonrasinda, deneme, roman ve oyunlarinizda varolusculuk felsefesini savundugunuz siralarda parisin asirici ortaminda bir cok bohem sarkiciya, oyuncuya, muzikciye, dansoze, siyasal eylemlere, gazetecilere ve ogrencilere onderlik ettiginiz ileri suruldu. bu konuda ne dersiniz?
o donemde kimi orkestralarda calisan , gencler eserlerimi begenmisler. sonradan bu olgu kisisel felsefemle ilgili sanildi. iste bu kadar. ne var ki, beni amerikan pxlerinden tutunuz da kareli gomlek giyen genclere varincaya kadar tum genc kusaktan sorumlu tuttular. sacmaligin ta kendisiydi bu.
o donemde fransada sik sik karsilasilan kendine kiymalarda sizin "keder" ve "umutsuzluk" felsefesinin etkileri yok muydu?
olabilir. bu konuda benimle ilgili bircok soylenti cikti, yazilar yayimlandi. halkin kizginligina, "iki tarafli hain" olusum yol aciyordu: bir kentsoylu oldugum halde kentsoylulugu yeriyor, yasli olmama karsin genellikle genclerle iliski kuruyordum. evet, genclerle iyi geciniyorum; asil cevremi. onlar olusturuyor cunku. kirk yaslarindakiler ise, gencliklerinde benden yana olmus bulunsalar bile, artik tutmuyorlar beni. iste boylelikle iki kez hain sayiliyorum. hem kusaklar catismasinda, hem de sinif catismasinda... 1945 kusagi kendilerine ihanet ettigim kanisinda, cunku beni "letre et le nant - varlik ve hiclik"ile, "la nausé - bunalti"ile taniyor. marksist dusunceler one surmeden onceki beni... o doneme kadar marksizm beni ilgilendirmemisti. genctim, varlikli bir aileden geliyordum. gereksinmelere, calisma zorunluluklarina kapilmadan dunyayi elde ediverecegimi saniyordum.
ekim1976-milliyet sanat
benim acimdan sartre durusu ve tutarliligi ile kalici oldu. bir de gercek bir entelektuel olmasiyla kalitini turkce okuyan biri olarak degerlendirmek olanaksiz. ancak eylemine bakmak ta cok sey ifade ediyor.
1931-45 yillari arasinda lise ogretmenligi yapti.
1939 da askere alindi.
1940 yilinda , 1 yil esaret donemi yasadi.
1944 kendini butunuyle yazarliga vermek icin ogretmenlikten ayrildi.
ikinci dunya savasindan sonra toplumsal sorumluluk duygusu artti. sol egilimleri guclendi.
inanmis bir ucuncu dunyaci oldu.(soguk savas doneminde bati ve sovyet bloklari disinda yer alan bir konum)
1950 sovyet toplama kamplarini kinadi.
1956 macaristan isgali komunistlerle yolunu ayirdi
“temps modernes” degisinde somurgecilige karsi cikti.
cezayir savasi’na karsi cikan “121 ler manifestosu”nu imzaladi.
“bir davaya baglanmak bir soz degil , bir eylemdir” ilkesine uyarak sik sik sokak gosterilerine ve devrimci eylemlere katildi.
evlilik kurumuna sicak bakmiyordu. ancak 1929 da tanistigi arkadasi simon de beavoire ile yasam boyu (51 yil) suren bir iliskisi oldu.
sartre 1960’dan 1971’ e kadar gustave flaubert ile ilgili 4 ciltlik incelemesi “flaubert” uzerine calisti. ilk iki cilt 2 bin sayfayi asiyordu.
amaci marx’ in tarih ve sinif kavrami , bir yandan freud’ un insan ruhunun bilinmeyen yanlarini irdeleyen psykanalitik cozumlemeleri araciligi ile, flaubert’in butunsel yasam oykusunu sunmakti. (1972’de 3,cilt yayinlandi.- ailenin budalaligi)
onun felsefesi neydi; bunalti.. ozgurluk... kotumserlik...baskaldiris....idealizm...usdisicilik...ya da sacmalik...
varolusumuzu secimlerimizin olusturdugunu soylemiyor muydu? yaniti siz vereceksiniz.
onun insani; alabildigine ozgur, bir o kadar da sorumluydu...
cenazesine 25.000 kisi katildi.
sartre , unutulmazlar arasinda yerini aldi... bazi dusunurler vardir. yeni dogrular icin onlarin yanlislarindan hareket etmelisinizdir. sartre bana gore boyle bir dusunurdu.
sartre ’in onemi dusuncelerinin gercekliginden mi geliyor. dogrusu bunu irdelemek, bir felsefe meraklisi olarak haddimi asmak olur. ancak su bir gercek ki, o “insan” uzerine dusunmustur. hem de cok kapsamli bir bicimde.
henuz 600 sayfayi asan temel yapitinin dilimize cevrilmedigini de parantez icinde belirtmeliyim.
bir eylem adami olarak sartre cok elestirilmistir. ihanet suclamalarina hedef olmustur.
onunla yapilan bir soylesiden kisa bir alinti.
ikinci dunya savasi sonrasinda, deneme, roman ve oyunlarinizda varolusculuk felsefesini savundugunuz siralarda parisin asirici ortaminda bir cok bohem sarkiciya, oyuncuya, muzikciye, dansoze, siyasal eylemlere, gazetecilere ve ogrencilere onderlik ettiginiz ileri suruldu. bu konuda ne dersiniz?
o donemde kimi orkestralarda calisan , gencler eserlerimi begenmisler. sonradan bu olgu kisisel felsefemle ilgili sanildi. iste bu kadar. ne var ki, beni amerikan pxlerinden tutunuz da kareli gomlek giyen genclere varincaya kadar tum genc kusaktan sorumlu tuttular. sacmaligin ta kendisiydi bu.
o donemde fransada sik sik karsilasilan kendine kiymalarda sizin "keder" ve "umutsuzluk" felsefesinin etkileri yok muydu?
olabilir. bu konuda benimle ilgili bircok soylenti cikti, yazilar yayimlandi. halkin kizginligina, "iki tarafli hain" olusum yol aciyordu: bir kentsoylu oldugum halde kentsoylulugu yeriyor, yasli olmama karsin genellikle genclerle iliski kuruyordum. evet, genclerle iyi geciniyorum; asil cevremi. onlar olusturuyor cunku. kirk yaslarindakiler ise, gencliklerinde benden yana olmus bulunsalar bile, artik tutmuyorlar beni. iste boylelikle iki kez hain sayiliyorum. hem kusaklar catismasinda, hem de sinif catismasinda... 1945 kusagi kendilerine ihanet ettigim kanisinda, cunku beni "letre et le nant - varlik ve hiclik"ile, "la nausé - bunalti"ile taniyor. marksist dusunceler one surmeden onceki beni... o doneme kadar marksizm beni ilgilendirmemisti. genctim, varlikli bir aileden geliyordum. gereksinmelere, calisma zorunluluklarina kapilmadan dunyayi elde ediverecegimi saniyordum.
ekim1976-milliyet sanat
benim acimdan sartre durusu ve tutarliligi ile kalici oldu. bir de gercek bir entelektuel olmasiyla kalitini turkce okuyan biri olarak degerlendirmek olanaksiz. ancak eylemine bakmak ta cok sey ifade ediyor.
1931-45 yillari arasinda lise ogretmenligi yapti.
1939 da askere alindi.
1940 yilinda , 1 yil esaret donemi yasadi.
1944 kendini butunuyle yazarliga vermek icin ogretmenlikten ayrildi.
ikinci dunya savasindan sonra toplumsal sorumluluk duygusu artti. sol egilimleri guclendi.
inanmis bir ucuncu dunyaci oldu.(soguk savas doneminde bati ve sovyet bloklari disinda yer alan bir konum)
1950 sovyet toplama kamplarini kinadi.
1956 macaristan isgali komunistlerle yolunu ayirdi
“temps modernes” degisinde somurgecilige karsi cikti.
cezayir savasi’na karsi cikan “121 ler manifestosu”nu imzaladi.
“bir davaya baglanmak bir soz degil , bir eylemdir” ilkesine uyarak sik sik sokak gosterilerine ve devrimci eylemlere katildi.
evlilik kurumuna sicak bakmiyordu. ancak 1929 da tanistigi arkadasi simon de beavoire ile yasam boyu (51 yil) suren bir iliskisi oldu.
sartre 1960’dan 1971’ e kadar gustave flaubert ile ilgili 4 ciltlik incelemesi “flaubert” uzerine calisti. ilk iki cilt 2 bin sayfayi asiyordu.
amaci marx’ in tarih ve sinif kavrami , bir yandan freud’ un insan ruhunun bilinmeyen yanlarini irdeleyen psykanalitik cozumlemeleri araciligi ile, flaubert’in butunsel yasam oykusunu sunmakti. (1972’de 3,cilt yayinlandi.- ailenin budalaligi)
onun felsefesi neydi; bunalti.. ozgurluk... kotumserlik...baskaldiris....idealizm...usdisicilik...ya da sacmalik...
varolusumuzu secimlerimizin olusturdugunu soylemiyor muydu? yaniti siz vereceksiniz.
onun insani; alabildigine ozgur, bir o kadar da sorumluydu...
cenazesine 25.000 kisi katildi.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?