laf koyma sanatının tavan noktalarından biridir.
zara dergisi:mekiğin rotasından çıkması piyasalarda hareketlilik yaşandı uzay malzemeleri satan firmaların hisseleri değer kaybetti.
son derece hasta ruhlu alman diktatör kendisi birinci dünya savaşında savaştığı cephede ölmüş olsaydı(ki kıl payı kurtulmuşstur) milyonlarca insanın ölmesine neden olmayacaktı buda insanı düşündürmektedir bir insanın hayatı nasıl milyonların canına ve onlarca şehire mal olmaktadır.
yapan insanın ne kadar psikopat ve sadist olduğunu gösteren eylem ulan o kurbandan artık sevap alabilrmisin bre hayvan herif.
istanbulun belli bölgelerinde dağıtırlarsa bir temiz sopa yiyecek olan adamlardır.
kimdir bu kişilik dediğim yazardır.
utangaç yazarların ayakta kaldığını gösteririr.
ya abi bankaya iş baş vurusu yapmak istiyorum gibi gelecek planlama içeriği taşıyan cümleden sonra sarfedilen cümle.
o bir kadırgalı o bir abla o birkokulu öğücük virtiözü o bir güzel kadın o sabah sabah sinir bozan insan o seda sayan.
herhalde en büyük acılardan biridir çok uzun bir süre sizde ölmüş gibi olursunuz en acısıda herşeye alışıldığı gibi onu yokluğuna alışacak olmanızdır istersinizki hep acısı içinizde kalsın ama fayda yoktur ama çok sonraları bile hatırlayınca gözleriniz dolar.
en son gece saat 9da çatalcaya giderken yaşandı amcanın sorular şöyleydi
amca:nereye
ben:çatalca(gerçi otobusun yek gittiği yer)
amca : niye
ben:dedemlere gidiyorum
amca:işler nasıl(nasılda konu atlıyor)
ben:okuyorum amca
amca:nerde
ben:filanca universitede filan bölüm
amca:hmm iii
(bir süre sessizlik bu arada umutsuzca mp3 çaları çıkartmaya çalışıyorum)
amca:dedenlere niye bu saatte gidiyorsun
ben:hısıshjzız
amca:evladım ne oldu yoruldun herhalde
ben :hüleaaaaaaanannnnnnnnnnnn yeter be gebertecem yani(anca içimden)
söför:huop genç amca bişey diyor duymuyormusun amcaya hitaben amca müzik dinliyor
amca:niye bu saatte gidiyorsun
ben:amca okulum var anca bu saatte
ve bu geyikten anca uyuyarak kurtuldum uyandığımdaki ilk soru dedenin adı ne tanırım ben yerlisiyim çatalcanın
vallahi cinnet geçirmeme ramak kalmıştı.
amca:nereye
ben:çatalca(gerçi otobusun yek gittiği yer)
amca : niye
ben:dedemlere gidiyorum
amca:işler nasıl(nasılda konu atlıyor)
ben:okuyorum amca
amca:nerde
ben:filanca universitede filan bölüm
amca:hmm iii
(bir süre sessizlik bu arada umutsuzca mp3 çaları çıkartmaya çalışıyorum)
amca:dedenlere niye bu saatte gidiyorsun
ben:hısıshjzız
amca:evladım ne oldu yoruldun herhalde
ben :hüleaaaaaaanannnnnnnnnnnn yeter be gebertecem yani(anca içimden)
söför:huop genç amca bişey diyor duymuyormusun amcaya hitaben amca müzik dinliyor
amca:niye bu saatte gidiyorsun
ben:amca okulum var anca bu saatte
ve bu geyikten anca uyuyarak kurtuldum uyandığımdaki ilk soru dedenin adı ne tanırım ben yerlisiyim çatalcanın
vallahi cinnet geçirmeme ramak kalmıştı.
istanbul
türk televizyonlarının yeni reyting politikasıdır gereksiz her program her kişi polemiğe girip prim yapmaktadır esas hata bu primi yapmasına izin veren salaklardadır.
kolpadan ibaret olan satıcı sözü.
lan ne var bu cafede diyip merak ettiğim yerdir ama yanlız izmire bir cafe içinde gidilmezki be.
hitch filminde oynayan güzel oyuncu.
ben böle öğrenci işlerine dedirten bütün gün memurların king oynadığı ve kazak ördüğü tek üniversitede yine seviyorum be okulumu nedemişler marmaralı olmak sadece bir okulun öğrencileri olmak değil seçkin bir sınıfın üyeleri olmak demektir.
kabus gibi bir grup olan limp bizkitin coverladığı güzel şarkı dinlerken içimi bir hüzün kaplar nedense.
örnek olarak rachel ray şenay düdek.
kıza tüm kalbimizle güvendiğmizi ve ona çok değer verdiğimizi gösteren hareket yada uykumuzda gelmiş olabilir.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?