confessions

varsildakiyokluk

- Yazar -

  1. toplam entry 338
  2. takipçi 1
  3. puan 49570

sevinç eratalay

varsildakiyokluk
çok güzel bi sese sahip sanatçı.ali asker’in sürgünden dönüşünde suavi,musa eroğlu da dahil olmak üzere çok güzel bir konser vermişlerdir.

birgün yolum düşerse oralara
eski günlerin hatırına değil
sadece biraz çay biraz söylesi
biraz da rakı içecegim...

ay düşünce

varsildakiyokluk
ay düşünce denize
seni hatırlarım
ince ince yağan yağmur,
iskeleye yanaşan vapur
haydarpaşa garı
seni hatırlarım

ay düşünce denize
kalbim çarpar, telaşlı
bir kuş olur,
siyahlar içinde bir kadın
ve yakasında ipiri kırmızı bir gül
seni hatırlarım

ay düşünce denize
söylenmemiş sessiz
bir şarkıydım, tozup
giden bir ilk kar
solgun begonya
kalkmak üzere bir tren
seni hatırlarım

behçet aysan

kel

varsildakiyokluk
bu amcaların saçının kalan kısmını uzatanları vardır.saç sol ya da sağ taraftan bi tutam olmak üzere uzatılır,uzamış saç tersi yönüne taranıp -bak ben kel değilim saçım var! bilinçaltısıyla sergilenir.bu insanlar kendilerini kandırdıkları yetmiyomuş gibi bi de seni beni aldatmaya kandırmaya çalışırlar.bırak ne uğraşıyosun allah seni de böyle yaratmış tevekkül et oram buram sakat değil diye.ha bi de rüzgar vurur o saçımsı şey şaha kalkar amca indirir,saç kalkar bu döngü devam eder.amca cebelleşmekten yorulmaz,uğraşmaya devam eder ama mikail amcaya inat rüzgarın hasosundan efil efil esistirir.amca küfreder içinden,beddua eder,karamsarlaşır ama yine de yılmaz saçını uzatır rüzgar eser hayat böyle sürer gider.

su an

varsildakiyokluk
saatler birbiri ardına zamana akıyor.şu an yok şu an!şu anı yazarken,geçmişte kaldı işte.bugüne erişen ezel,ebede koşan bugün, bugünde yiten bugün.düşünüyorumda sen bunları okuyursun ve ben bu okuduklarını, bu okuduğun ana göre geçmişte yazıyorum(!) kum saatinden akan kum gibi sana akıyorum, sana süzülüyorum.dakikalar ilerliyor ömrümden, bir gece daha geçiyor.yazmaya devam ediyorum,hala ne yazacağımı bilmiyorum,hala nasıl ve ne için yazacağımla daha çok ilgiliyim ve artık ne yazmış olduğum ile de.

halkımizin gelini

varsildakiyokluk
bıçak canlandıran ayazda, türkü yakıp ısınıyorlardı...
güneşi emzirirdi gözleri...
çanakkale’nin en sıcak yeri onlardı...
bayraklarımızın üzerindeki sarı yıldız, kına olup aktı ellerine...
avuçlarına oturttular yıldızları...
yıldızın sarısından ab-ı hayat içiyorlardı...

halkımızın gelini
kınalamış elini
haydi halay çekelim
zılgıtlar sarsın bizi

mitralyöz mitralyöz
halay başı mitralyöz
zafer bizim olacak
can yoldaşım sana söz
(halkımız kazanacak
can yoldaşım sana söz)

vur ha vur ha vur ha vur
mitralyözle vur ha vur
sevdamız kurşun olsun
zulmün üstüne yağdır

idil can çiçek olmuş
toprak ona tutunmuş
hasreti vatan olmuş
kavgasına tutulmuş

söz: grup yorum-savaş ezgi

istanbul ağrısı

varsildakiyokluk
kanatlari parca parca bu agustos geceleri
yildizlar kaynarken
sangir sungur ayaklarimin dibine dokulen
sen
eger yine istanbul’san
yine kan kopuklu cehennem sarmasiklari buyutecegim

pancak pancak siirler tukurecegim
demek yine ben
limandaki direkler ormaninda butun bandiralar ayaklaniyor
kapi onlerinde boyunlarini bukmus tek tek kafiyeler
yahudi sokaklarini aydinlatan telaviv sarkilari
mavi asfaltlara cokmus
diz bagliyor
eger sen yine istanbul’san
kirli dudaklarini bulut bulut dudaklarima uzatan
sirkeci gari’nda tren cigliklariyle bicaklanip
intihar dumanlari icindeki haydarpasa’dan
anadolu ustlerine bakip bakip
aglayan
sen eger yine istanbul’san
aldanmiyorsam
yakalari karanfilli ibneler eger beni aldatmiyorsa
kulaklarimdan kan fiskirincaya kadar
yine senin emrindeyim
utanmasam
gozlerimi damla damla kadehime damlatarak
kendimi yani su bildigim atilla ilhan’i
zehirleyebilirim

sonbahar karanliklari tuttu tutacak
tarlabasi pansiyonlarinda bekarlar bugulaniyor
imtihan cigliklari yukseliyor universite’den
tophane iskelesi’nde diesel kamyonlari sarhos
direksiyonlarinin koynuna girmis bickin soforler
uykusuz dalgalaniyor

ulan istanbul sen misin
senin ellerin mi bu eller
ulan bu gemiler senin gemilerin mi
minarelerini kurdan gibi dislerinin arasinda
liman liman goturen
ulan bu mazot tukuren bu dovmeli gemiler senin mi
aksamlar yassildikca neden boyle devlesiyorlar
neden durmaksizin imdat kivilcimlari fiskiriyor
antenlerinden
neden
peki istanbul ya ben
ya misralarini dort renkli duvar afisleri gibi boy boy
gumruk duvarlarina yapistiran yolcu abbas
ya benim kahrim
ya senin agrin
agir kabaralarinla uykularimi ezerek deliksiz yasattigin
caresiz zehirle kusan cilgin bir yilan gibi
burgu burgu icime bosalttigin
o senin agrin
o senin

eger sen yine istanbul’san
yanilmiyorsam
koltugumun altinda eski bir kitap diye goturmek istedigim
sicilyali balikcilara marsilyali dok iscilerine
satir satir okumak istedigim
sen
eger yine istanbul’san
eger senin agrinsa igneli besik gibi her tarafimda hissettigim

ulan yine sen kazandin istanbul
sen kazandin ben yenildim
kulaklarimdan kan fiskirincaya kadar
yine emrindeyim
olsem yalniz kalsam cuzdanim kaybolsa
parasiz kalsam tenhalarda kalsam carpilsam
hic bir gun hicbir postaci kapimi calmasa
yanilmiyorsam
sen eger yine istanbul’san
senin isliklarinsa kulaklarima saplanan bu isliklar
gozbebeklerimde gezegenler gibi donen yalnizligimdan
bir tekmede kapilarini kirip ciktim demektir

ulan bunu sen de bilirsin istanbul
kac kere yazdim kimbilir
kac kere kirpiklerimiz kasaturalara donmus diken diken
1949 eylul’unde birader mirc ve ben
sokaklarinda mohikanlar gibi ates yaktik
sana taptik ulan
unuttun mu
sana taptik

attila ilhan

kızıldere

varsildakiyokluk
oy dere kizildere
boyle aki$in nere
bizde hal mi biraktin
sana can vere vere

dere bizim yerimiz
suyu alın terimiz
soyle nedendir dere
vurulur genclerimiz

dere sana ne ettim
her yanin yoksul-yetim
soyle dere ne zaman
kurtulur memleketim

dere boyle durulmaz
gence kur$un vurulmaz
sanma zalim olandan
bir gun hesap sorulmaz

a$ik ihsani

ilkay akkaya ’nın seslendirdiği harika şarkı.
7 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol