coşkun yerli şiiridir:
gidi zehir zemberek hüzzam faslı ey!
kırılamayan döngü, kara serçe tufanı
kapanır üstünüze-bilmem mi- her akşam
dipsiz bir su küpünün gizli kapağı
boru değil birader, hüzzam faslı bu
silinir gider minderde bir çocuk sessiz
anne ağlar şarkıya, ev alaca aydınlık
bol acılı hayata açılan ilk tül perde
rakı faslı sonra, dayak faslı, fasulye
işsizlikler, kıskançlıklar, ucuz işporta
ve siz, ey tek göz konduları yüreğimin
gidi zehir zemberek hüzzam faslı ey!
1950 yılında istanbul’ da doğmuş, yazar, şair ve çevirmendir.
bazı şiirleri;
(bkz: bez ciltli bir kitapta)
(bkz: eskinin hükmü)
(bkz: hüzzam faslı)
(bkz: nergisli sone)
(bkz: nirvanalı sone)
(bkz: yumuşak sesli sone)
bazı şiirleri;
(bkz: bez ciltli bir kitapta)
(bkz: eskinin hükmü)
(bkz: hüzzam faslı)
(bkz: nergisli sone)
(bkz: nirvanalı sone)
(bkz: yumuşak sesli sone)
(bkz: yıldızlı şölen)
...ödlek olmak matrak birşey aslında. belki o kadar da ödlek değilimdir. ne bileyim? belki de biraz ödleğimdir, biraz da eldivenleri kaybolunca pek umursamayan biriyimdir. benim derdimde bu işte; bir şeyim kaybolunca hiç umursamıyorum; küçükken annem buna çok kızardı. bazı heifler kaybettikleri şeylerin peşinde günlerce koştururlar. kaybedince üzüleceğim bir şeyim olmadı hiç.biraz ödlek olmamın nedeni de bu belki.ama bu iyi bir özür değil. gerçekten değil. hiç ödlek olmamanız gerekir. birinin çenesine bir yumruk oturtmanız gerekirse, oturtmalısınız yumruğu. ama ben bunu yapamıyorum.herifin çenesine bir yumruk çakacağıma onu pencereden aşağı itsem ya da baltayla kafasını uçursam daha iyi. yumruk dövüşlerinden nefret ederim. dayak yemekten fazla çekinmem -dayak yemeğe de meraklı değilim,tabii- ama bir yumruk dövüşünde en çok beni karşımdaki herifin suratı korkutur. karşımdaki herifin suratına bakmaya dayanamam, derdim de bu benim. ikimizinde gözünü bağlasalar falan hiç fena olmazdı hani. gülünç bir ödleklik benimkisi, bir düşünürseniz, ama yine de ödleklik işte. kendi kendimi aldatmıyorum yani.
(bkz: çavdar tarlasında çocuklar)
(bkz: jerome david salinger)
jerome david salinger, 1 ocak 1919 tarihinde manhattan, new yorkda dünyaya geldi. salingerın babası polonyalı bir yahudi, annesi ise yarı irlandalıydı. ayrıca 1911 doğumlu bir kız kardeşi daha vardı. ilkokulu mcburney okulunda bitirdi. okulda bazı tiyatro oyunlarında yer alıyordu. bu yüzden ailesi onun oyuncu olacağını düşünmüştü. vallay forge military akademiyi kazandığı zaman baskıcı annesinden uzaklaşabileceği için çok sevinmişti. mcburneydeyken okul gazetesinde yazıyordu. bu dönem kısa hikayelerini yazmaya başlamıştı. yatılı okuduğu için geceleri hikayelerini gizli gizli yatağın içinde örtünün altında yazmak zorunda kalıyordu.
1936 yılında new york üniversitesini kazandı. bir dönem okuduktan sonra okula devam edemeyip babasının işine döndü. babası iş için onu viyanaya gönderdi. burayı hitlerin avusturyaya girmesinden bir ay önce terk etti. ertesi yıl collegevilledeki ursinus üniversitesine gitti. ancak burada da sadece bir okul dönemi kalabildi. 1939 yılında colombia üniversitesinde yazarlık okumaya başladı. okuldaki öğretmeni whit burnett, bir hikaye dergisinde editörlük yapmaktaydı. genç öğrencisinde büyük bir yetenek görmüş ve derginin bir sayısında onun öykülerinden birine yer vermek istemişti. böylece salingerın yayımlanan ilk hikayesi the young folk oldu.
1941 yılında oona oneill ile görüşmeye başlamıştı. ona uzun mektuplar yazıyordu. platonik aşkı, oana oneillin charlie chaplin ile evlenmesiyle son buldu. aynı yıl caribbean uzak yol gemisinde işe başladı.
1942 yılının ilkbaharında, abdnin ii. dünya savaşına girmesinden birkaç ay sonra salinger, amerikan ordusuna girdi. orduda havacılık eğitmeni olarak görev aldı. daha sonra görev aldığı u.s 4. piyade tümeninde savaşın çirkin yüzünü gördü. normandiya kampı döneminde ernest hemingway ile tanıştı. ardından fransız ve alman tutukluların sorgulandığı bir departmanda görev aldı. savaş bittiği zaman rulsal bir çöküntü içindeydi. hemingwaya bir süre yaşadıklarına bağlı olarak hastanede tedavi gördüğünü yazmıştı.
1951 yılında başyapıtı çavdar tarlasında çocuklar (gönülçelen) adlı kitabı basıldı. kitap başta eleştirmenler tarafından tutulmasa da okuyucuların ilgisini çekmişti. asi ve sorunlu bir genç olan holden caulfieldin ağzından yazılmış kitap bazı ülkelerde içerdiği argo dil yüzünden yasaklanmıştı. hiçbir zaman doğrulanmasa da salingerın bakış açısının kitaptaki karakter ile benzeştiği söylenmekteydi.
ardından 1961 yılında franny ve zooney, 1953 yılında dokuz öykü ve 1963 yılında yükseltinin tavan kirişini kıranlar adlı kitapları yayınlandı.
bir süre sonra tanınmaya başlayan salinger, toplumun ilgisinden kaçmak için new yorkdan new hampshirea taşındı. röportaj vermek istemiyor ve hayranlarına samimi davranmıyordu. yapılan bir biyografi çalışmasından yakınlarına yazdığı mektuplar da yer aldığı için dava açtı. dava sırasında yayımlanmayan birçok roman ve hikayesi ortaya çıktı.
2000 yılında ikinci karısından olan kızı margaret salinger dream catcher: a memoir adında bir biyografi yayımladı. agresif tavrı ve gözlerden uzak yaşamıyla tanınan salinger, 1980 yılından beri hiçbir gazeteciye röportaj vermemektedir.
1936 yılında new york üniversitesini kazandı. bir dönem okuduktan sonra okula devam edemeyip babasının işine döndü. babası iş için onu viyanaya gönderdi. burayı hitlerin avusturyaya girmesinden bir ay önce terk etti. ertesi yıl collegevilledeki ursinus üniversitesine gitti. ancak burada da sadece bir okul dönemi kalabildi. 1939 yılında colombia üniversitesinde yazarlık okumaya başladı. okuldaki öğretmeni whit burnett, bir hikaye dergisinde editörlük yapmaktaydı. genç öğrencisinde büyük bir yetenek görmüş ve derginin bir sayısında onun öykülerinden birine yer vermek istemişti. böylece salingerın yayımlanan ilk hikayesi the young folk oldu.
1941 yılında oona oneill ile görüşmeye başlamıştı. ona uzun mektuplar yazıyordu. platonik aşkı, oana oneillin charlie chaplin ile evlenmesiyle son buldu. aynı yıl caribbean uzak yol gemisinde işe başladı.
1942 yılının ilkbaharında, abdnin ii. dünya savaşına girmesinden birkaç ay sonra salinger, amerikan ordusuna girdi. orduda havacılık eğitmeni olarak görev aldı. daha sonra görev aldığı u.s 4. piyade tümeninde savaşın çirkin yüzünü gördü. normandiya kampı döneminde ernest hemingway ile tanıştı. ardından fransız ve alman tutukluların sorgulandığı bir departmanda görev aldı. savaş bittiği zaman rulsal bir çöküntü içindeydi. hemingwaya bir süre yaşadıklarına bağlı olarak hastanede tedavi gördüğünü yazmıştı.
1951 yılında başyapıtı çavdar tarlasında çocuklar (gönülçelen) adlı kitabı basıldı. kitap başta eleştirmenler tarafından tutulmasa da okuyucuların ilgisini çekmişti. asi ve sorunlu bir genç olan holden caulfieldin ağzından yazılmış kitap bazı ülkelerde içerdiği argo dil yüzünden yasaklanmıştı. hiçbir zaman doğrulanmasa da salingerın bakış açısının kitaptaki karakter ile benzeştiği söylenmekteydi.
ardından 1961 yılında franny ve zooney, 1953 yılında dokuz öykü ve 1963 yılında yükseltinin tavan kirişini kıranlar adlı kitapları yayınlandı.
bir süre sonra tanınmaya başlayan salinger, toplumun ilgisinden kaçmak için new yorkdan new hampshirea taşındı. röportaj vermek istemiyor ve hayranlarına samimi davranmıyordu. yapılan bir biyografi çalışmasından yakınlarına yazdığı mektuplar da yer aldığı için dava açtı. dava sırasında yayımlanmayan birçok roman ve hikayesi ortaya çıktı.
2000 yılında ikinci karısından olan kızı margaret salinger dream catcher: a memoir adında bir biyografi yayımladı. agresif tavrı ve gözlerden uzak yaşamıyla tanınan salinger, 1980 yılından beri hiçbir gazeteciye röportaj vermemektedir.
(bkz: j.d. salinger)
(bkz: islamofobi)
(bkz: cengaver)
(bkz: barometre)
içinde yoğun miktarda petrol artığı vardır.
grevle ankaranın sakarya caddesini ısıtmış güzel işçi topluluğudur. soğuk falan demeden nasıl dayanıyorlar diye soru sormamızı sağlarlar kendimize, soğuk var diye çıkmadığımız rahat evlerimizden destek veriyoruz. onu bile kabul ediyorlar. seviyorlar bizi. negzel.
(bkz: ikrah)
tevbe suresi 5. ayet birçok kuran tartışmasında anılır. çünkü içinde onları bulduğunuz yerde öldürün gibi bir anlam vardır.
cevaben;
bakara suresi 256.ayet:dinde zorlama yoktur.
yunus suresi 99.ayet:eğer rabbin dileseydi yeryüzündekilerin hepsi elbette iman ederlerdi. o halde sen, inanmaları için insanları zorlayacak mısın?
maide suresi 999.ayet:peygambere düşen görev ancak tebliğdir.
cevaben;
bakara suresi 256.ayet:dinde zorlama yoktur.
yunus suresi 99.ayet:eğer rabbin dileseydi yeryüzündekilerin hepsi elbette iman ederlerdi. o halde sen, inanmaları için insanları zorlayacak mısın?
maide suresi 999.ayet:peygambere düşen görev ancak tebliğdir.
hz. muhammet(sav)in en sevdiği sebzelerden biridir.
zihinsel evrimi yalanlayan bir safsatadır. insan önce ülkücü sonra komünist olmalıdır.
(bkz: geriye doğru gelişmenin farklı halleri)
(bkz: geriye doğru gelişmenin farklı halleri)
(bkz: bal kabağı)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?