(bkz: kış karpuzu)
küçük ve tatlı bir tür karpuz.
(bkz: ağdalı türkçe)
içinde her an tecavüze ya da uygunsuz bir sahneye rastlanılabilecek tramvaya verilen isim.
(bkz: gel buraya aptal şey)
kimisi tam maçın orta yerinde topunu alır evine koşar "bana ne bir daha gelmiycem davosa!" der, kimileri birbirlerine sürekli nota gönderip durur "ama ilk o başlattı!" der, işte bunlar politikacıdır; halklar adına konuşur ülkeleri yönetirler. söyledikleriyle bir ulusun kaderiyle oynayabilecek kadar yetkilidirler. ne yazık ki, bir çocuktan daha ileri olgunluğa sahip değildirler. belki iki çocuğun kavgasında olabilecek en büyük olay biri diğerinin bir yerini kanatır, ama büyük çocukların kavgasında halklar arada kalır, ezilir. bari bizler olgun olalım da, birbirimize düşman gözüyle bakmayalım onların baktığı gibi. bir israilliyle bir türk, bir arapla bir israilli, bir ermeniyle bir türk, bir batı trakyalıyla bir yunanlı dost olabilir, uluslar yönetildikleri adamlardan daha olgun daha kendine yakışan bir şekilde davranmak zorundadır, aksi takdirde düşmanlık hiçbir zaman eksik olmayacaktır.
mütekabiliyet ilkesi gereği, şimdi biz de israil elçisini mi alçakta oturtmalıyız. böyle mi oluyor, artık dış politika artık böyle mi yürüyor. bu kadar kısır döngüye sokulmasına sebep olan aptal politikacıları tutup direk kazığa oturtsak ya, israil li türk ayırt etmeden.
(bkz: o ne diyorsa ikiyle çarpın)
bunlara lokum bağlarsanız hemen geçer. güllü lokumu tavsiye ediyorum, harika oluyor.
recep tayyip erdoğan ın chp lideri deniz baykal a, "akp nin oyları %20 lere geriledi." tezi sonrası sarfettiği sözdür. aslında, haklı, uzun zamandır başbakan la hiç bu kadar aynı fikirde olmamıştım. şimdi adam haklı bir kere, ne diyor baykal, efendim işsizlik rakamları şöyle şöyle oldu; çarp abicim onu ikiyle. başka ne diyor sayın baykal? ekonomimiz yüzde şu kadar küçüldü; onu da çarptın mı ikiyle. ne var başka? işsizlik rakamlarını dile getiriyor mesela; çarp onları da ikiyle. ne etti hepsi, asıl olması gereken rakamlar oldu mu? eyvallah. tamamdır o halde. hükümet sözcülerinin yandaş medya ekonomistlerinin ıkına sıkına orasından kısıp burasından büzerek ufalttıkları bütün işsizlik rakamları, ekonominin yolunda gittiği söylemleri, başbakan ın yaptığı bir gafla boşa çıkmış oldu. bu millet de çok sevdiği başbakanı nı dinleyip gerçek rakamları artık göremiyorsa, ayıp eder.
bunu söyleyeni takdir etmek fikri; biraz düşündürücü. zaten olması gereken bu değil midir? aklı selim her bireyin isteği bu yönde olmalıdır. fakat olması gerekenden bir hayli uzak olduğumuz gerçeği göz önünde bulundurulduğunda, bunu söylemiş ideal müslüman vatandaşı, devlet üstün hizmet madalyasıyla onurlandırmak icap etmektedir. fakat kendisine yine de bir iki koruma tutmak lazım gelir; malum ülke şartları, tanık koruma programına dahil edip yüzünü değiştirirsek iyi olur, son olarak "aslında öyle demek istemedi" gibisinden bir basın toplantısı verirsek, vatandaşın belki hayatta kalmasını, evine ekmek götürebilmesini, çoluğuna çocuğuna kavuşmasını sağlayabiliriz. bir de unutmadan, kendisi bu cümlesini fatih, çarşamba gibi semtlerden geçerken yüksek sesle söylemezse, en doğru hareketi yapmış olur.
200 kat yavaşlatılmış formatta da izleseniz, hareketleri takip etmeniz mümkün olmaz. sudan ok yapan yay balığının havadaki sineği vurması kadar anlık, bukalemunun diliyle çekirgeyi yakalaması kadar çeviktir hareketler. genelde erken bir boşalım da söz konusu olabilir, er kişi taraflı.
(bkz: gergedan sevişmesi)
işyerinde iseniz kravatınızı çözüp evinizde ev işleriyle haşır neşirken ütüyü bırakıp -aman fişini çekmeyi unutmayın ki döndüğünüzde bir eviniz olsun- okuldaysanız defteri kitabı terk edip uçakla, otobüsle ya da bulduğunuz herhangi bir vasıtayla bodrum a yol aldırabilecek kadar tesirli bir parçadır. şarkı bittiğinde "neredeyim ben?" dersiniz, ama kendinizi bodrum da bulursunuz, oradan sonrasında da bodrum un güzelliği celbeder aklınızı, yine büyülenirsiniz. işte böyle bir şarkıdır bodrum bodrum. mazhar alanson un güzel yorumuyla bizlerin bodrum un büyüsüne "mazhar olmamıza" sebep olan, harika bir şarkıdır.
ayıptır, günahtır, yatacak yeriniz olmaz maazallah.
metallica nın mercyful fate şarkısında geçmektedir:
...
come, come into my coven, yeah-ee-yeah
and become lucifers child
...
...
come, come into my coven, yeah-ee-yeah
and become lucifers child
...
ing. şeytanın oğlu.
(bkz: lucifer s child)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?