ayrıca her çarşamba saat 16.00 da amatör çizer ve yazarları ağırlayarak eserlerine baktıklarını da yazmışlar dergide. samimiyet bu olsa gerek..
engin günaydın’ın "kahvaltı vakti" adlı köşesi, tarzı ve hatta bazı tepkileri ile alpay erdem’in yazılarını anımsatması inşallah geçidir. fakat bu yeni derginin, alpay erdem’in "ben" adlı köşesine rakip olarak engin günaydın’ı kullanmayacağını da düşünürsek, benim alpay erdem hastası olmam da bu testipitimde bir katalizör rolü oynamış olabilir.ir.irite edici bir şey bu...
edit: yiğit özgür döktürmüş ama
edit: yiğit özgür döktürmüş ama
(bkz: kabız)
(bkz: futbolcunun hangtime ı olur mu)
bence olur, benim aklıma yattı...
bence olur, benim aklıma yattı...
(bkz: hayır hayır o süpermen)
karaborsa bilet buluruz ümidiyle stat çevresine babamla gittiğim, başlama vuruşuna kadar adamlar ucuzlatır diye beklediğim ama en sonunda karaborsacıların ellerindeki son biletle maça kendileri girdikleri gün cereyan etmiştir. maça gidememenin burukluğu, eve dönüp televizyonun karşısına geçtiğimde takımımın geride olduğunu görünce artmış, son dakikalardaki heyecanla yerini kıçımdaki kurtlara bırakmış, maçın son düdüğüyle kendimi tekrar sokaklara attırmıştır.
olsa olsa eski sevgilidir o...
yeni bir şehre gelmektir. yeni okul, yeni ev, yeni arkadaşlar başlarda alışması zor olsa da sonradan düzene girer. yeter ki şehir deniz kıyısında olsun.
(bkz: lan reis i cumhur)
(bkz: polis copu)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?