suppiluliuma

türkçesi: hapishane manyağı, bilemedin delisi.

- bak yazı tura atıcaz. yazı mı gelirse benimle çıkmak istersin yoksa tura mı?
+ dik gelirse necati...

(bkz: ahlaksız teklif)

yapılsa yapılsa misket kullanılarak yapılabilecek fantezik bir olaydır.
(bkz: ben yaptım oldu)
(bkz: şakacı)

aman, sakın ha birinin torbası/bavulu/çantası yan durmuş, kötü durmuş veya basamaktan düşmek üzere olsa dahi yerden alıp düzgün koyup adama/kadına iyilik yapmaya çalışmayın. zira otobüsteki teyzeler sizi hırsız sanabilir.

(bkz: greenpeace dururken ulku ocagına üye olmak)

(bkz: türksün di mi)

ilk okuyuşta insanı dumurdan dumura koşturan bugünün hürriyet gazetesinin 22. sayfasındaki bir haber başlığıdır.

"kıbrıs rum yönetiminde piyasaya çıkan ve 3 vitesli özelliği ile satış patlaması yaşayan uzaktan kumandalı vibratör, rum ordusunun telsiz frekanslarını kullanılmaz hale getirdi. türk ordusunu sorumlu tutan rum hükümeti, "aşk böceği 2" (love bug 2) adlı vibratörün "suçlu" olduğu keşfedilince ulusal güvenliği tehdit etme gerekçesiyle ürünü yasakladı..."

şeklinde bir paragraf ile başlamaktadır.

(bkz: rbs3 ak2 opp dffff 24 hui456 lpl swh ne lan)

ayrıcana da hoşgelmişlerdir.

(bkz: hakkında bu kadar çok entry girilince kenan evren cumhurbaşkanı oldu sandım)

gün itibarı ile kadıköydeki şampiyon kokoreçten hesabı ödemeyi unutarak çıktığı için garson tarafından sokak ortasında afişe edilmiş, bu sayede yerin dibine geçmiş ve geçmesi de gereken, utanmaz arlanmaz, sinsi mi sinsi bilgiç...

gün itibarı ile bunun ilk adımı atılmıştır. devamının gelmesini hepimize hayırlı uğurlu olmasını dileriz...

(bkz: lüzumsuzdu biz de söndürdük)

bu insanların çok az bir kesimi bundan gerçekten zevk alan, gerisi arkadaş edinebilmek, birbirine benzemek ve bir gruba ait olabilmek için siyah giyinip önüne gelene "ıyy renkli giyinmiş", "hırrs" cümleleri sarfederekten tiksinç bakışlar atabilen tiplerdir.

ayrıca, geçen hafta itibarı ile istiklal caddesinde pelerinle gezerken aniden önüme çıkarak ödümü bokuma karıştırmış tiplerdir...

(bkz: ohş)

bir galatasaray taraftarı olarak "horoz dövüşü" olarak nitelendirdiğim maç. ne de olsa bize giren çıkan yok. ikisi berabere kalacak da biz üstüne feneri yenecez de fener trabzonspora da puan kaybedecek de beşiktaş da bu arada bir mağlubiyet daha yaşayacak. biz de bu arada bütün maçları kazanacağız.. (bkz: yalan olur o)

bu nedenden ötürüdür ki, gayet rahat, arkama yaslanıp izleyeceğim, futbol kalitesi yüksek, bol gollü olası bir maçtır. her skor da bize yaramaktadır.

bu sabah itibarı ile yaptığım bir dalgınlıktır.

yatağımdan kalkmışım, dişleri fırçalamaya üşenmişim. colgate plax marka gargarayı da gözüme kestirmişim. koydum kapağa biraz, attım ağzıma. ağzımdakinin mavi renkli sıvı sabun olduğunu anlamam 5-6 saniye sürdü.

not: cici temzilikçimiz aldığı fazlaca sıvı sabunun artanını boş colgate plax şişesine koyduğunu söyleyebilrdi değil mi??

günlerden bir gün, yazlıkta dedemle tavla oynuyorum. zarlar bir elimde, diğer elimde de türk kahvesi. gayet güzel, zarları salladım, sıra atmaya geldi. dalgınlık işte(!), aynı anda da kahvemden bir yudum alma isteği geldi içimden. fakat, kahve yerine zarları ağzıma attığım için, o an itibarı ile bu keyfim bir anda sönüverdi. dahası, beynimde bir ses hala zar atmamı söylüyordu. ben ne yaptım? kahveyi de oyun tahtasına döktüm.

tabii ki dedem dumur...