iki kalp
iki kalp arasinda en kisa yol:
birbirine uzanmis ve zaman zaman
ancak parmak uclariyla degebilen
iki kol.
merdivenlerin oraya kosuyorum,
beklemek govde gosterisi zamanin;
cok erken gelmisim seni bulamiyorum,
bir seyin provasi yapiliyor sanki.
kuslar toplanmislar gocuyorlar
keske yalniz bunun icin sevseydim seni
ictim o
ictim o bin yillanmis testiden, ictim, ictim,
ortuler arasinda yeryuzu begenisiyle
ayisigini paylasirdi bacaklari,
optum ayak parmaklarini, optum, optum.
putunu cezalandiriyor kir delisi;
oglan iki ev otede, londradan gelmis;
yazsinlar felaketlerin hep cift geldigini,
garson acimasi tutmus ickievini.
ortaoyunumuzun dekoru bir kagit mendil
keske yalniz bunun icin sevseydim seni.
ictim o bin yillanmis testiden, ictim, ictim,
ortuler arasinda yeryuzu begenisiyle
ayisigini paylasirdi bacaklari,
optum ayak parmaklarini, optum, optum.
putunu cezalandiriyor kir delisi;
oglan iki ev otede, londradan gelmis;
yazsinlar felaketlerin hep cift geldigini,
garson acimasi tutmus ickievini.
ortaoyunumuzun dekoru bir kagit mendil
keske yalniz bunun icin sevseydim seni.
hicbir semtte
hicbir semtte berberin olmadi,
1954-1980 yillari arasinda,
26 yilda 28 ev degistirdin;
leke kusagi nasil bilmez seni!
arabesk nedir diye dusunmustunuz:
sebboy sesli bir cumbus, eza icinde;
esitlik midir komedya, ictenlik mi,
erdem diye benimsenmesi mi firsatsizligin?
yurutuyoruz butunlemeye kalmis bir sesizlikte
keske yalniz bunun icin sevseydim seni.
hicbir semtte berberin olmadi,
1954-1980 yillari arasinda,
26 yilda 28 ev degistirdin;
leke kusagi nasil bilmez seni!
arabesk nedir diye dusunmustunuz:
sebboy sesli bir cumbus, eza icinde;
esitlik midir komedya, ictenlik mi,
erdem diye benimsenmesi mi firsatsizligin?
yurutuyoruz butunlemeye kalmis bir sesizlikte
keske yalniz bunun icin sevseydim seni.
gece bitkilerinden
gece bitkilerinden korkuyorum,
hayir, geceleri bitkilerden!
gizlenirken vurulmus ulaklara agittir
bana actigin her telefon.
iki kalp arasinda en kisa yol:
birbirine uzanmis ve zaman zaman
ancak parmak uclariyla degebilen
iki kol.
an ki fiskiyesi sonsuzlugun
keske yalniz bunun icin sevseydim seni.
gece bitkilerinden korkuyorum,
hayir, geceleri bitkilerden!
gizlenirken vurulmus ulaklara agittir
bana actigin her telefon.
iki kalp arasinda en kisa yol:
birbirine uzanmis ve zaman zaman
ancak parmak uclariyla degebilen
iki kol.
an ki fiskiyesi sonsuzlugun
keske yalniz bunun icin sevseydim seni.
esdegeriyle yan
esdegeriyle yan yana yururken
cehennem sokaginda birey olmak,
ve en inceldikten sonra
ilkel sozcuklerle konusmak seninle.
saat bes nalburlari pencerelerden
madeni paralar gosteriyorlar,
yalnizligi soruyorlar, yalnizlik,
bir ovanin duz olusu gibi bir sey.
hic bir seyim yok akip giden sokaktan baska
keske yalniz bunun icin sevseydim seni.
esdegeriyle yan yana yururken
cehennem sokaginda birey olmak,
ve en inceldikten sonra
ilkel sozcuklerle konusmak seninle.
saat bes nalburlari pencerelerden
madeni paralar gosteriyorlar,
yalnizligi soruyorlar, yalnizlik,
bir ovanin duz olusu gibi bir sey.
hic bir seyim yok akip giden sokaktan baska
keske yalniz bunun icin sevseydim seni.
daha ben
daha ben ilk kazmayi vurmadan
elime gelen karabitkili testi,
nefertitinin mutfagi sayilan yerde
koyu sir yeni hicret yollarini kesti.
terimler esekarilari sozcuklerin,
acimasizdirlar, adsiz ve sueldirler,
onlerine katarak insan ve hayvan listelerini
sabah aksam kapinizin onunden gecirirler.
fazil husnu diyor ki, ne diyor fazil husnu?..
keske yalniz bunun icin sevseydim seni.
daha ben ilk kazmayi vurmadan
elime gelen karabitkili testi,
nefertitinin mutfagi sayilan yerde
koyu sir yeni hicret yollarini kesti.
terimler esekarilari sozcuklerin,
acimasizdirlar, adsiz ve sueldirler,
onlerine katarak insan ve hayvan listelerini
sabah aksam kapinizin onunden gecirirler.
fazil husnu diyor ki, ne diyor fazil husnu?..
keske yalniz bunun icin sevseydim seni.
cekirge bulutu
cekirge bulutu icinde
koynuma soktugun ekin;
calgilar ikidurur surgun ilinde,
bir gozu mavidir bir gozu bleu.
golgede boy atmis top feslegen,
bir ilkokul bahcesinde gormustum seni,
marienbad ilkokulu, nisantasta;
bir cocuk yesil ortuyu cekiverdi.
hizla gecen otobuslerin ardinda benzesmek..
keske yalniz bunun icin sevseydim seni.
cekirge bulutu icinde
koynuma soktugun ekin;
calgilar ikidurur surgun ilinde,
bir gozu mavidir bir gozu bleu.
golgede boy atmis top feslegen,
bir ilkokul bahcesinde gormustum seni,
marienbad ilkokulu, nisantasta;
bir cocuk yesil ortuyu cekiverdi.
hizla gecen otobuslerin ardinda benzesmek..
keske yalniz bunun icin sevseydim seni.
bir kis
bir kis gogu gibi o saat alcalir olum,
yalniz isitme duyusu kalir ortada.
asya kentleri yurur dururlar,
hoyukler burnumda hizma.
uzakta dev bir damla:piril piril pencap!
tabanlarindan kayip duran sutunlar
yitmis bir gelecegin isaret parmaklari:
horasan uykusuna havlayan kopekler, buhara.
uzaklara bir bakisin vardi kafeteryada
keske yalniz bunun icin sevseydim seni.
bir kis gogu gibi o saat alcalir olum,
yalniz isitme duyusu kalir ortada.
asya kentleri yurur dururlar,
hoyukler burnumda hizma.
uzakta dev bir damla:piril piril pencap!
tabanlarindan kayip duran sutunlar
yitmis bir gelecegin isaret parmaklari:
horasan uykusuna havlayan kopekler, buhara.
uzaklara bir bakisin vardi kafeteryada
keske yalniz bunun icin sevseydim seni.
bir mineli
bir mineli altin saat,
bir altin kostek ve madalyon
bir roza masallah,
on iki miskal inci.
madalyonunu ve boncugunu
ittim iceri,
gozlerimizin dibi karisti
dagyollarinin uzak dumani gibi.
ve konsolun ustunde noksan bir gumus kutu
keske yalniz bunun icin sevseydim seni.
bir mineli altin saat,
bir altin kostek ve madalyon
bir roza masallah,
on iki miskal inci.
madalyonunu ve boncugunu
ittim iceri,
gozlerimizin dibi karisti
dagyollarinin uzak dumani gibi.
ve konsolun ustunde noksan bir gumus kutu
keske yalniz bunun icin sevseydim seni.
bir cicek
bir cicek duruyordu, orda, bir yerde,
bir yalnisi duzeltircesine acmis;
gelmis ta agzimin kenarinda
konusur durur.
bir gemi bembeyaz teniyle aciklarda,
guverteleri uctan uca orman;
aldim cicegimi surama bastim,
bastim ki yalnizligimmis.
bir basina arsinliyor bir adam mavi treni
keske yalniz bunun icin sevseydim seni.
bir cicek duruyordu, orda, bir yerde,
bir yalnisi duzeltircesine acmis;
gelmis ta agzimin kenarinda
konusur durur.
bir gemi bembeyaz teniyle aciklarda,
guverteleri uctan uca orman;
aldim cicegimi surama bastim,
bastim ki yalnizligimmis.
bir basina arsinliyor bir adam mavi treni
keske yalniz bunun icin sevseydim seni.
bilgisayar olarak
bilgisayar olarak kullanmis bir golu
selcukluya pragmalar tasiyan gazali
bir ilk aptalligi dugum sayarak
yadsimis dort yani hep yukari bakmis.
bu yuzden onundeki ayna kirilir kirilmaz
intihar etti sayilmis tasavvuf ehli,
yine bu yuzden dogdugu an
kaymaya baslamis osmanli yildizi,
baktim yeri toparliyor ayak izleri
keske yalniz bunun icin sevseydim seni.
bilgisayar olarak kullanmis bir golu
selcukluya pragmalar tasiyan gazali
bir ilk aptalligi dugum sayarak
yadsimis dort yani hep yukari bakmis.
bu yuzden onundeki ayna kirilir kirilmaz
intihar etti sayilmis tasavvuf ehli,
yine bu yuzden dogdugu an
kaymaya baslamis osmanli yildizi,
baktim yeri toparliyor ayak izleri
keske yalniz bunun icin sevseydim seni.
atilar deltalara
atilar deltalara gomulen atilar,
sacilar fiyortlari open sacilar,
kutular, haliclerden susmus kutular,
takilar eski asklari imler takilar.
bol dokumlu gomleginin icinde
sirtini ve karnini dolanan
ve sonunda sincap olan
o kus.
seni o kadar yakindan gorunce,
keske yalniz bunun icin sevseydim seni.
atilar deltalara gomulen atilar,
sacilar fiyortlari open sacilar,
kutular, haliclerden susmus kutular,
takilar eski asklari imler takilar.
bol dokumlu gomleginin icinde
sirtini ve karnini dolanan
ve sonunda sincap olan
o kus.
seni o kadar yakindan gorunce,
keske yalniz bunun icin sevseydim seni.
afyon garindaki
afyon garindaki kucuk kizi animsa, hani,
trene binerken pabuclarini cikarmisti;
varto depremini dusun, yardim olarak batidan
gonderilmis bir kutu suttozunu ve sutyeni.
adam suttozuyla evinin duvarlarini badana etmisti,
karisiysa saklamisti ne oldugunu bilmedigi sutyeni,
kulaklik olarak kullanmayi dusunuyordu onu kisin;
tanrim gercekten cocukluk gunlerinizde mi?..
esiklere oturmus bir dolu insan
keske yalniz bunun icin sevseydim seni.
afyon garindaki kucuk kizi animsa, hani,
trene binerken pabuclarini cikarmisti;
varto depremini dusun, yardim olarak batidan
gonderilmis bir kutu suttozunu ve sutyeni.
adam suttozuyla evinin duvarlarini badana etmisti,
karisiysa saklamisti ne oldugunu bilmedigi sutyeni,
kulaklik olarak kullanmayi dusunuyordu onu kisin;
tanrim gercekten cocukluk gunlerinizde mi?..
esiklere oturmus bir dolu insan
keske yalniz bunun icin sevseydim seni.
cemal sureyanin bazi siirlerinde kullandigi misra..
18 aralik
18 aralik 1985te o salonda
kisi nasil kestirebilirdi ileriyi?
siz, kazibilimler, alinyazisibilimler,
gecsin yillar gecsin, seneler gibi.
olur mu animsamamak onaltinci louisyi
14 temmuz 1789 aksami, louis,
soyle yazmamis miydi defterine:
bugun kayda deger bir sey yok..
kehanet adli kisacik bir siir buldum
keske yalniz bunun icin sevseydim seni.
18 aralik
18 aralik 1985te o salonda
kisi nasil kestirebilirdi ileriyi?
siz, kazibilimler, alinyazisibilimler,
gecsin yillar gecsin, seneler gibi.
olur mu animsamamak onaltinci louisyi
14 temmuz 1789 aksami, louis,
soyle yazmamis miydi defterine:
bugun kayda deger bir sey yok..
kehanet adli kisacik bir siir buldum
keske yalniz bunun icin sevseydim seni.
the new amsterdamsin dinlenesi sarkisi..
there was honor among the thieves,
the only truth i could believe
but,when the lies applied to me
and mine its better left unsaid.
we could write the hit parade outside
the masquerade.
the headache comes in tidal waves,
the spoils of the spoiled..
the lines of history became the scenery.
its strictly an accessory, an image to uphold.
but, its all in fun and sin until someone calls it in.
the cycle comes around again.
but, im older now,
and dont you know,
ive figured out the antidote.
it overwhelms, engulfed in smoke.
its all we can to cope.
goddamn these idle hands as hindsight can.
our hopes and plans are unfulfilled.
its overwhelming.
theres a proper place and time though
the bags under your eyes, they dont lie...
there was honor among the thieves,
the only truth i could believe
but,when the lies applied to me
and mine its better left unsaid.
we could write the hit parade outside
the masquerade.
the headache comes in tidal waves,
the spoils of the spoiled..
the lines of history became the scenery.
its strictly an accessory, an image to uphold.
but, its all in fun and sin until someone calls it in.
the cycle comes around again.
but, im older now,
and dont you know,
ive figured out the antidote.
it overwhelms, engulfed in smoke.
its all we can to cope.
goddamn these idle hands as hindsight can.
our hopes and plans are unfulfilled.
its overwhelming.
theres a proper place and time though
the bags under your eyes, they dont lie...
m.o. ucuncu yuzyilda yasayan ve yunan matematikcisidir.yasam sureci ve oykusu hakkinda fazla bir bilgi yoktur.bilinen tek sey, bir matematik okulu kurup burada kendi yazdigi "temel ogeler" veya "elemanlar" adli kitabini okuttugudur.kendinden once gelenlerin eserleriyle kendi oz yapitlarini da derleyerek, bugun oklid geometrisi adiyla bilinen geometriyi,aksiyomlarina dayandirarak gelistirmistir.
herhangi bir dik ucgende hipotenusun karesi dik kenarlarin kareleri toplamina esitligidir.
uzerinde calisilan konuyla ilgili olan tum elemanlari iceren kume.
mavi veya mor renkli cicekler acan,aromatik kokulu,cok yillik, otsu veya calimsi bitkiler.
hapsirik,burun akintisi,kasintili ve sulanan gozlerin belirtisi oldugu,genelde ilkbahar ve yaz aylarinda gorulen hastalik.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?