confessions

sitivreyvaugin

- Yazar -

  1. toplam entry 267
  2. takipçi 1
  3. puan 10425

tuvaletin dolu olduğunu anlatma taktikleri

sitivreyvaugin
eskişehirde yaşanmış bir olaydır
tuvalet kabinlerinden birinde işemekte olan bi arkadaş kapıyı kapatmış ama kitlememiş 35 -40 yaşlarında bi abimiz kabinleri yoklamaya başlar

-tık tık tık
: ııı ıhh breoo
-pardon
-tık tık tık
:şııırrrr şırrrııiiii
işeme sesini duymayan abimiz kabin kapısını açmaya çalışır zannedersem işeyen arkadaş kıçıyla ayağıyla kapıyı kapatmaya çalışmaktadır ve 10 saniye sonra kapıyı açar kapıyı zorlayan abiye aynen şunu söler

-abi görmüyonmu dolu
:tamam anladım dolu afedersin
-eee ne o zaman zorluyon azımızamı sıçcan töbe töbe yaaı
........

bilgi sözlük

sitivreyvaugin
şifremi kaybettiğim ve kendi öküzlüğümden mi yoksa teknolojik yetersizliklerden mi? şifremi bir türlü öğrenemediğim için yıllarca yazar olarak giremediğim, iki üç gün önce gelen bir maile cevap yazarak aslında şifremi öğrenme yeteneğimin olduğunu anlayarak tekrar giriş yaptığım ve şaşırdığım sözlük. bu da 2 yıl aradan sonra ilk entari olsun diyerek tükürür kaçarım sevgili dostlar.

not: ey bunu okuyan şifresini kaybetmiş ne yapacağını bilemeyen sevgili aciz insan, gördüğün ve okuduğun üzere ben bu satırları yazabiliyorum yani şifreyi öğrenememem benim öküzlüğümmüş, teknolojik anlamda bir yetersizlik yok yani... şimdi gerekeni yap e mailini at şifreni al.

iyi geceler efendim.

16 eylül 2007 galatasaray konyaspor maçı

sitivreyvaugin
hakemin sabini atma sebebi gayet açıktır birincisi hakeme itiraz etme bilindiği üzere fifa denen kurumun çıkardığı gereksiz kurallar gereği bu hareketin cezası sarı kart oluyor ikincisi hakemi alkışlama yani protesto etme anlamayan arkadaş(lar) için açıklamalı yazıyorum bu hareket de fifa tarafından ufak bir cezaya layık görülmüş olup karşılığıda sarı kart olmaktadır şimdi senesini hatırlamadığım bir fenerbahçe galatasaray maçında galatasaraylı bir oyuncu önce sarı kart görmüştür sonra hakemi alkışlayıp ikinci sarı kartla atılmıştır yani anlamayacak ne var ben anlamadım açıkcası onun dışında galatarsaray ın 6 tane gol atıp kazandığı maçtır bu.

edit:passive fb-gs maçında hakemi alkışladığı için atılan oyuncunun bülent korkmaz olduğunu hatırlatmıştır iyi etmiştir.allah ne muradın varsa versin diyorum.

bilgi sözlük nostalji albümü

sitivreyvaugin
içinde ben sizin babanızım gibi bir barbaros hayrettin klasiği kendimi kontrol edemiyorum gibi gençkan şerkısı ki rancid bu gençkan şarkısının 2000li yıllarda ingilizce kavırınıda yapmıştır (bkz: out of control) kendimi kontrol edemiyorum’un dübü dübü dübü dübü dübü basları ile coşup ayşa ayşa duy sesimi ile hüzünlendim gözlerim dolu dolu oldu gecenin köründe tabi zilleri takıp çiki çiki yapınca hepsi geçti.

ve qe

sitivreyvaugin
bu ukteyi ben vermiştim yıllar önce.
arkadaşım bant markasıdır bu bildiğimiz bir bant markası.
ama kalitelidir, iz bırakmaz ne biliyim çin malları gibi yapışmamazlık etmez, çin malıda olabilir bilmiyorum bak şimdi yanlış bilgi olmasın ama laptopumun alt kapağını, bazı tuşlarını bu markaya emanet ettim, hafta da bir yenileyin çok temiz iş, ne biliyim ananıza, babanıza, ev arkadaşınıza not bırakcaksanız post it yoksa kullanın, ne biliyim işte tv kumandasını streç filmle kaplayın arkadan hop bir parça kullanın, poster mi asçaksın kullanın.

iyi günler.

nihat doğan

sitivreyvaugin
bugun kuzenden öğrendiğim kadarı ile sabah sporunu denizde, suyun içinde, çeşitli uzak doğu hareketleri ile yapıyormuş.
ayrıca tulum peyniri özleminden dert yanıyormuş.

sırf bu gibi nedenlerden dolayı show tvnin yayın akışını indirdim, 3 alarm kurdum ayrı ayrı odalara, artık nihat doğanı daha yakından tanımam gerektiğini düşünüyorum, herkese tavsiye ederim, nihat doğan ile ilgili tavsiyelere kapım açık.

her yönüyle sürrealist.

sakal gibisin saygılar abi.

12 eylül

sitivreyvaugin
27 yıl öncesi... türkiyenin karanlık yüzü... hala aydınlanmamış adı konulamamış ama gereği düşünülmüş sonuca dökülmüş eylemler...

650.000 kişi göz altına alındı
1 milyon 683 bin kişi fişlendi.
açılan 210 bin davada 230 bin kişi yargılandı.
7 bin kişi için idam cezası istendi.
517 kişiye idam cezası verildi.
haklarında idam cezası verilenlerden 50’si asıldı (26 siyasi suçlu, 23 adli suçlu, 1’i asala militanı).
idamları istenen 259 kişinin dosyası meclis’e gönderildi.
71 bin kişi tck’nin 141, 142 ve 163. maddelerinden yargılandı.
98 bin 404 kişi örgüt üyesi olmak suçundan yargılandı.
388 bin kişiye pasaport verilmedi.
30 bin kişi sakıncalı olduğu için işten atıldı.
14 bin kişi yurttaşlıktan çıkarıldı.
30 bin kişi siyasi mülteci olarak yurtdışına gitti.
300 kişi kuşkulu bir şekilde öldü.
171 kişinin işkenceden öldüğü belgelendi.
937 film sakıncalı bulunduğu için yasaklandı.
23 bin 677 derneğin faaliyeti durduruldu.
3 bin 854 öğretmen, üniversitede görevli 120 öğretim üyesi ve 47 hâkimin işine son verildi.
400 gazeteci için toplam 4 bin yıl hapis cezası istendi.
gazetecilere 3 bin 315 yıl 6 ay hapis cezası verildi.
31 gazeteci cezaevine girdi.
300 gazeteci saldırıya uğradı.
3 gazeteci silahla öldürüldü.
gazeteler 300 gün yayın yapamadı.
13 büyük gazete için 303 dava açıldı.
39 ton gazete ve dergi imha edildi.
cezaevlerinde toplam 299 kişi yaşamını yitirdi.
144 kişi kuşkulu bir şekilde öldü.
14 kişi açlık grevinde öldü.
16 kişi kaçarken vuruldu.
95 kişi çatışmada öldü.
73 kişiye doğal ölüm raporu verildi.
43 kişinin intihar ettiği bildirildi.


ayrıca bunlar yapılırken komşu ülkeler abd ve bütün avrupa ülkeleri türkiyeye haklı olarak ambargo uyguladı.türkiye hala 27 yıl önce vurulmuş darbenin izlerini taşırken hala bu insanlık dışı eylemi haklı görenler var onları gözlerinden öpüyorum.

bilgiçlerin şiirleri

sitivreyvaugin
bir akmaya görsün zaman
su gibi duru
gökyüzü gibi ferah
ve uzanıp gider sonsuzluğa
insanın hep özlemini duyduğu sonsuzluğa
kazır tırnaklarıyla yeryüzünü
çözmek için sırrı ve gizemi
yada tırmanır gökyüzüne
ulaşmak ister yıldızlara
hatta ve hatta tanrı katına
bir akmaya görsün zaman
kaybolur bütün izler
teker teker
ama işte o an
bir durmaya görsün zaman
herşey dingin
herşey durağan
gece kadar karanlık
ölüm gibi sessiz
sonrası zaten esrarengiz

anne oğul diyalogları

sitivreyvaugin
kuzenim teyzemle dizilerin dandikliğinden kalitesizliğinden dert yanarak bunları izleyeceğine zıvıdıdbıvıdılar var gel onları izle aradaki farkı gör tarzı bir konuşmayı sürdürürken teyzem canım teyzem sakin sakin olaya son noktayı koydu.

teyze: niye öyle diyosunuz oğlum bak show tvdeki karadağlılar dizisi dostoyevskinin kromozom kardeşlerinden uyarlanmış mesela en azından senaryosu oradan sdvsvsdv.......
kuzen: nasıl ne efendim ne kardeş?
ben: evet aytuğ abi kromozom dedi teyzem.
kuzen: mavi ekran

her ne kadar kendi annem olmasa da teyze bu ana yarısıdır.

sanctum

sitivreyvaugin
dalış malış hikaye.

-----------------------------spoiler----------------------------

.....hele o sarışın eleman babasının ona hediye ettiği boynuzlu lambamsı ilen kurtuldu ya ne olum o?

cidden, sırf işte bakın ne güzel efektler yapabiliyoruz mantığı ile yapılmış, bir iki yerinde görsellik konusunda azcık yerimden kıpırdatmış, kıpırdatmış dediğimde boynum acıdı doğruldum az o yani, neyse senaryoyu bizim karşı komşunun 9 yaşındaki oğlu yazar yeminle, hani mağara dalışı olmaz alışveriş merkezinde kaybolan çocukla babasının hikayesi olur ama olur yani.

malum ortamlardan haberim olmadan bilgisayarıma biri gelmiş kurmuş yoksa ben uyanıkken tenezzül etmem böyle filmlere.

birde yönetmen yok meşhurmuş, yok avatarmış, ne yönetmeni lan fotoşopçu emin bu.
-----------------------------spoiler----------------------------

iyi günler, esen kalın.

iyi bir yazar olabilmek için gerekenler

sitivreyvaugin
sözlük vs. için;

klavye!! tercihen q yoksa f de aynı işi görür sadece tuş yerleşimi farklıdır.

kağıt ve papirüs benzerleri için;

bu işte çok teferruatlı bir konu, ama tercihen dolma kalem - (hani birde flar ile hem karizmatik hem marur duruş sergilersin, kahvende bir yudum içiyosun falan, keyif verici madde olarak ise pipo ama yok ben azcıkta maço olucam diyosan puro olabilir) - ama şimdi dolma kalem yoksa efendim tükenmez kalem, artık ben ne olsa yazarım dersen kurşun kalem yeterli birde kalemtraş.

antik çağdan duvar yazıları ve mağara yazıları daha doğrusu resimleri için ; çakmak taşı, eğer alet kullanmayı öğrendiysen ve ateşte bulunduysa herhangi bir metali sivriltip av resimlerini mağara duvarına çiziktirebilirsin efendim.

geri kalanlar zekana kalmış....hayır sevgili primat sana demedim bunu bu üst iki paragraftaki kullanıcıları ilgilendiriyor.


iyi günler efendim.

türkiye'de kadın cinayetleri

sitivreyvaugin
türkiyede kadınlar niçin öldürülüyor?

- töre : çeşitli doğu bölgelerinde kadın nüfüsu üzerinde kanserden daha öldürücü nitelik taşıdığı herkes tarafından biliniyor
- kıskançlık : kadın erkek ilişkilerinde çoğu zaman erkeğin eşini, sevgilisini öldüresi ile vuku olan olayları türkiye belirli periyodik aralıklarla 3. sayfa haberlerinden öğreniyor
- taciz, tecavüz : bu yine kadın erkek ilişkilerinin, sağlıksız ve dengesiz olduğu ülkelerde rahatça yapılabilen bir eylem ki canım ülkemizde tamamen pozitif düşünceler ile yola çıkmış bir kadın tecavüz edildikten sonra öldürülebiliyor, yani bir kadının canının değeri ile ilgili değer yargıları burada ortaya çıkıyor
- şiddet : aile içi şiddet ya da aslen kadına şiddet. bu tarz eylemler yine kadın erkek arasında yapılıyor medeni ülkemizde ama eylemin uygulayıcısı yine erkekler, yani burada da erkeğin kadına bakış açısı yada ortaya çıkıyor
- cinnet : sanırım üst üste gelen ekonomik krizler tarafından istatistiksel anlamda sayıları artan cinayetler bu tür cinayetler ama türkiyede yine genel anlamda erkeklerin bu konuda kadınlara oranla üstünlüğü görülebiliyor.


şimdi genel anlamda bir özet geçersek ve açık konuşursak; töre cinayetleri, kıskançlık krizleri, taciz ve tecavüz vakaları gibi durumlarda altta yatan bir cinsellik kavramı var ve türkiye gibi cinselliğin tabu olduğu, namusun öldürücü yeteneklerinin sergilendiği, kıskançlık krizi sonucu eşini hatta partnerini öldürme cesaretini gösteren insanların olduğu bir ülkede genç kız cinayetleri yoktur, kadın cinayetleri vardır dersek çokta yanılmayız.

şiddet ve cinnet ise bu durumlardan farklı sebeplerden ortaya çıkan olaylar olabilmekte.

yani kadınların öldürülme sebepleri arasında "erkeğini" hiçe saymak olabiliyor, tecavüze uğramaları olabiliyor, "erkeğini" aldatmak olabiliyor ve neredeyse bunların hepsini kapsayan :"töre" olabiliyor.

kadınlar türkiye’de, korunmaya muhtaç, erkeğinin dediğini yapan, bazı bölgelerde eğitim hakkı elinden alınan ve erkeği istediği zaman öldürülebilen bir kavram/nesne haline geliyor ve bu azalarak biteceğe benzemiyor.

sözlük te 3 seneden eski tüm entrylerin silinmesi

sitivreyvaugin
edit: evet edit başta ama o önemli değil insan nasıl gaza gelir aşağıda örneği mevcut, ama gaza gelen ben şu entryi okumadan geldim ders olsun eski yeni bilgiçlere boynu bükük eşlerede merhaba.

o entry şudur #1008377

-----------------------------mavi ekran----------------------------
insanlar silineceklerini bilerek neden gelip yazsınlar sorusunu sormayan kişilere anlamsız gelse de, yazanlar oraya sadece yazı yazmakla kalmıyor sayın okuyan, en önemlisi insanlar bu yazıları yazarken vakitlerini harcıyorlar, yani karşılığını isteseniz de veremeyeceğiniz bir şeylerini buraya karşılık beklemeden sunuyorlar da denebilir.

şimdi bu yazanlar 3 yıl 5 yıl önemli değil, yazdıklarının silinmesine sessiz kalabilir mi, ya da bu hareket yapılırsa ne kadar etik bir davranıştır?

insanlar zamanla değişir hatta belki gelişir bile, eskiden yazdıkları yazıları, fikirleri, yeni fikirleri ile karşılaştırma imkanını elinden almak, o insanın kendi gelişim sürecini ve değişim sürecini kendi gözüyle görmesini engellemekten başka o insana bir zarar vermez.

söz uçar yazı kalır demişler, boşuna dememişler bu sözü.

bu fikir eyleme dönüşürse kaybeden sadece bilgi sözlük olacaktır çok net.

kimse 3 yıl sonra silineceğini bilerek gelip buraya eskisi gibi yazmak istemeyecektir.

hatta 3 yıl öncesinin bilgilerinin, yazılarının, ülke gündeminin olmadığı bir sözlük platformu, siteye giren insana ne bilgisini vermeyi vaadedebilir ki?

eğer yapılırsa, ntvmsnbc okuyucu yorumlarından farkının kalmadığı bir yer olur burası, bakın o durumuna sözlük falan demedim çünkü öyle sözlük olmaz.

-----------------------------mavi ekran----------------------------



edit2: olum ne biçim tufaya geldim lan.


rüya taciri

sitivreyvaugin
rüya satıcısı gibi bişey olmalı, bilinçaltı paket ise alfa dalgalarıda beyin tacirleri bence, ama tabi satıcı/tacir nasıl bir ürün istediğinizi sormaz, dükkana girdiyseniz birşeyi alıp gitmek durumundasınız sanırım, birde bunlar ticaretle uğraşsalar da vergi ödemezler.

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol