confessions

shire

- Yazar -

  1. toplam entry 69
  2. takipçi 1
  3. puan 46563

büyüdüğünü anladığın an

shire
okumakta olunan şehirden memlekete, ailenin yanına dönmek için otobüse binilmiştir. arka koltukta annesinin kucağında oturan 4-5 yaşlarındaki sevimli kız çocuğu sürekli sorular sormakta, pencereden görülen ineklere baktıkça o bıcır bıcır ses tonuyla kahkalar atmaktadır. lakin annesi kızın sesinden rahatsız olanların bulunabileceğini düşünerek kızını susması için uyarır. kızın sözünü dinlemediğini gören anne ön koltukta oturan genci(!) göstererek "kızım susmazsan amca kızacak sana" der. "amca" lafı bir anda şamar gibi çarpmıştır surata. önce anneyle göz göze gelinir. çocuğu uyarmasını rica eden bir bakış vardır yüzünde. sonra kız çocuğuyla göz göze gelinir. bir an için seneler öncesi canlanır kafada. olayın failleri artık değişmiştir. evet çünkü hakikaten seneler geçmiştir. bunun idrakiyle kıza sersem sersem bakılır.
annenin ricası reddedilmiştir.
o "amca" kız çocuğuna kızmamıştır
kızamamıştır.

pamuk prenses ve abaza cüceler

shire
prenses elmayı yer ve bayılır.. cüceler aralarında konuşmaya
başlar...

- bence açıp kukusuna bakalım.
- saçmalama oğlum ya. hatun koskoca prenses.
- banane oğlum. kralı gelse tanımam. hatun kaç gün çocuk muamelesi yaptı resmen.
- bence haklı. neydi lan öyle "ay çok sempatiksiniz, ay çok sirinsiniz."
- pamuk sekeri kılıklı kaltak.
- aslında ben de kılım yosmaya. dakka başı sanki bişey ima eder gibi yok efendim "boyu değil işlevi önemli" yok efendim "deve de boy var ama" gibi abuk subuk laflar ediyordu.
- ya hani sen utangaçtın?
- ulan bütün utangaçıiğın kızı tavlamak içindi di mi?
- başlatmayın lan utangaçlığınıza. utangaç olmamız abaza olamayacagimiz anlamına gelmiyor.
- hadi açıp bakalım.
- bilgin sen bu konuda ne diyorsun?
- valla şu an kan başka yerime gidiyor. düşünemiyorum.
- hay koyayım senin bilginliğine.
- ya bari memelerini ellesek, şöyle yumuşacık.
- ya biz ellerken uyanırsa?
- bence uyanmaz. uyanırsa kalp masajı yapıyorduk deriz.
- aslında iyi fikir.
- hazır kalp masajı yapıyorken suni tenefüs de yapalım.
- eline de verelim tam olsun. saçmalamayın ya.
- uykucu... sen mi bulmuştun pamuğu baygın halde.
- ana herife bak. kafasını koymuş hatunun memelerine uyuyo ayağı yapıyor.
- uyuduğu falan yok bu pezevenkin.
- kalk lan kalk.. yemezler.
- ne geldik mi?
- iki dakka daha o pozisyonda yatsaydın gelecektin. uyanık seni.
- dogru konuş lan.
- kavga etmeyin beyler. bi kız için değmez.
- bi kız mı? pamuk be resmen, pamuk. süt gibi masallah.
- ya süt dedin de aklıma geldi. memelerini ellemeyecek miyiz?
- hay ben memeleri icad edenin..
- ya oğlum hemen öfkelenme.
- bana ne kardeşim. benim misyonum bu. öfkelenirim ben.
- buldum. nefis bir fikrim var.
- neymiş?
- bir hafta kaç gün ediyor.
- yedi.
- tamam işte. her gün birimiz elleyelim.
- fena fikir değil aslında.
- öyleyse fikri ben bulduğuma göre ilk ben elleyerek başlıyorum.
- ohh paşam. başka bir arzun var mı? biz sizi yalnız bırakalım istersen.
- nerden bileyim sıra bana gelince uyanmayacağını.
- bence tembel haklı. aynı anda elleyelim. ya hep ya hiç.
- kendini üç silahşörlerin bir üyesi sandı salak. alooooo! yedi kişiyiz yedi!
- nolmus... bir ki üç diye sayarız, aynı anda elleriz.
- nerden biliyim ben senin daha fazla mıncıklamayacağını.
- saçma saçma konuşmayın ya. mundar edeceksiniz pamuğu.
- anaaa! bilginin beynine kan gitti. sabahtan beri ilk defa akıllıca bir laf ettin.
- amanın. içine don giymemiş.
- ne? kim açtı lan pamuğumun eteğini?
- ooo beyim... ne zaman senin pamuğun oldu?.
- demogoji yapmayın kardeşim. kim açtı eteğini?
- kimse açmadı be. eteğinde hiç don izi yok da, ordan şeyettim.
- gerizekalı herif. tanga diye bi şey duymadın herhalde.
- anaaa... hiç aklıma gelmedi.
- aklın şeyinde olursa gelmez tabi.
- ya bari kibrit çöpü çekelim. kısa çöpü çeken önce ellesin.
- niye bana öyle manalı manalı kısa çöp dedin?
- yuh be! osuruktan nem kapıyorsunuz valla.
- benim aklıma bişey takıldı. pamuk da osuruyor mudur hiç?
- benim de aklıma bişey takıldı. böyle salak soruları sormaya ilk ne zaman başladın?
- abi osuruk demişken, pamuğun kase de fena değil hani.
- geçen benim de dikkatimi çekmişti.
- benim de.
- benim de.
- benim de.
- benim de.
- benim de.
- yuh be! bi saat öncesine kadar hepiniz hatunun yanında birer şirinlik muskasıydınız.
- karıştırma orasını.
- sen de oranı karıştırma hayvan. aile var.
- başlıycam ama. öfkelisin de bi yere kadar kardeşim.
- konuşurken el hareketi yapma oğlum.
- yaparsam naparsın lan yerden bitme.
- sen kime yerden bitme diyon götten bacaklı.
- hay ben sizin kavganıza??? ana avrat !!!

kenan evren

shire
"milletler hak ettikleri şekilde yönetilirler" sözünden hareketle her şeyden önce "acaba biz ne yaptık da kenan evreni hak ettik?" sorusunu kendimize soracak olursak, kenan evrenin süpriz yumurtadan çıkmadığını görmek kolay olacaktır. kendisi bir sabah uykusundan uyandığında "bugün hava çok güzel darbe yapmalıyım" diyerek ülkenin başına fantezi olsun diye geldiyse ben bilmiyorum, cahilliğimi bağışlayınız. evlere yapılan baskınlarda orduda bile bulunmayan silahların ele geçtiği bir anarşi ortamında acaba nasıl bir irade sergilenmeliydi ki akan kardeş kanı durdurulmalıydı? "ordu müdahele edeceğine şöyle şöyle yapılsaydı bunca acı boşuna yaşanmazdı" şeklinde getirilebilecek hiç bir alternatif çözüm yolu benim aklıma gelmiyor. bu noktada bir fikri olan varsa öğrenmekten de büyük mutluluk duyarım. ben ihtilalin ahlaki meşruiyeti sorununu tamamen bir kenara bırakarak olaya yalnızca paşamızın "olgunlaşmasını beklediği şartlar" açısından bakıyorum. henüz hayatının baharında daha neyin ne olduğunu anlayamadan kendisini elinde silahla bir kavganın içinde bulmuş, binlercesi kim-vurduya gitmiş gençliği pişiren şartlar neydi acaba? bence en büyük sebebi şuydu: cumhuriyet tarihinin en demokratik anayasası olan 61 anayasasının sağladığı özgürlüğü sindirememiştik. demokrasi bize bir beden büyük geliyordu. adam olmak için illa birilerinin gelip kafamıza vurması gerekiyordu. kenan evren ve onun şahsıyla özdeşleşen 12 eylül benim nazarımca devletin bekası için hürriyetin fedasıdır. lakin kenan evren olmasaydı bugün türkiyenin çok daha güzel yerlerde olacağını iddia etmek bana hiç mi hiç gerçekçi gelmemektedir.
ayrıca 3 sene ülkeyi çok katı bir otoriteyle yönetip sonradan 82 anayasasını yürürlüğe koyarak siyasal partilerin tekrar açılmasına izin veren bu şirin tonton dedemizi alman nasyonel sosyalist partisi lideri hitlerle bir tutanlar vardır ki.... aman ben kaçıyım neyse...

laiklik elden gidiyor

shire
cumhuriyet gazetesi: laiklik elden gidiyor!
meali: satışlarımız düşüyor.

chp: laiklik elden gidiyor!
meali: oy kaybediyoruz.

paşa: laiklik elden gidiyor!
meali: opss o yasayı çıkarırken bizden izin aldın mı tayyip efendi?

başka bir paşa: laiklik elden gidiyor!
meali: bu tayyip çok tehlikeli olmaya başladı köşke çıkmasını istemiyoruz.

reis-i cumhur: laiklik elden gidiyor!
meali: evet evet bu adam köşke çıkmamalı.

ross wilson :türkiye’de kakofoni(kuru gürültü) hep var.
meali: biz tayyiple pazarlığı yaptık. köşke çıkmasına izin verdik hiç kasmayın kendinizi...

tek sigaranın 10 kişi tarafından icilmesi

shire
bu aktiviteyi gerçekleştirilen arkadaşaların hayvanlık katsayılarıyla orantılı olarak genellikle 6. veya 7. kişiden sonra sırası gelen adama orospu yapılan sigara yerine sikilip ölmüş sigara kalır.
bir de sigaranın ırzına geçilirken hoca tarafından basılıp, yapılan aramada gruptan 3-4 tane zula paket çıkması olayı vardır ki, hocanın verebileceği en güzel ceza gençleri kendi haline bırakmaktır

kemalizm

shire
hep "teokratik" rejmlerin "despot"luğundan bahsedilir, her fırsatta osmanlıya sövülür ve cumhuriyetin "fikri hür, vicdanı hür nesiller" yetiştirdiği ileri sürülür. gelin görün ki, "teokratik" osmanlı’da kimse müslüman olmaya zorlanmazken, laik kemalist sistemde "ulu önder" e inanmamak suç sayılıyor.

türkçemizin evrimi

shire
yıl: 1956... "karşıma âniden çıkınca ziyâdesiyle şaşakaldım... nasıl bir edâ takınacağıma hükûm veremedim, âdetâ vecde geldim. buna mukâbil az bir müddet sonra kendime gelir gibi oldum, yüzünde beni fevkalâde rahatlatan bir tebessüm vardı. üstümü başımı toparladım, kendinden emin bir sesle ’akşam-ı şerifler hayrolsun’ dedim..."
yıl: 2006... "âbi onu karşımda öyle görünce çüş falan oldum yâni... oğlum bu iş bizi kasar dedim, fenâ göçeriz dedim, enjoy durumları yâni... ama concon muyum ki ben, baktım ki o da bana kesik... sarıl oğlum dedim, bu manita senin... "hav ar yu yavrum?"

2 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol