en boş gün.
japoncada "çıplak elin yolu" anlamına gelir. geçmişinde köklü ve ağır bir spordur. şimdiyse okinawa ve japonyanın belli noktaları dışında hiçbir yerde aslını duyup, göremez, hissedemezsiniz. ticari kaygılarla insanlara sunulan hafifletilmiş bir spor salonudur, jimnastikten öte değildir.
bir karateci sokakta rahatça pataklanabilecek insan modundadır. bir de gerçekten karate falan yaptığını sanar zavallı, bu nedenle yazık ki (kapitalizmin bir getirisidir aslında bu da) yüksek bir özgüvenle aptal bir duruş ve aptal yumruklarla pata küte karşısındakine saldırır ve poposu üzerine oturur.
bir karateci sokakta rahatça pataklanabilecek insan modundadır. bir de gerçekten karate falan yaptığını sanar zavallı, bu nedenle yazık ki (kapitalizmin bir getirisidir aslında bu da) yüksek bir özgüvenle aptal bir duruş ve aptal yumruklarla pata küte karşısındakine saldırır ve poposu üzerine oturur.
(bkz: tae kwon do)
savaş sanatı değildir, hatta sanat da değildir. spor hiç değildir, ama ancak spor salonlarında birebir uygulanabildikleri için dövüş sporu demek uygundur.
ülkemizde aslında temelinde sağlam ve köklü olan bazı sporlar da bu gruba dahildir. ülkemiz için bunlar tekvando, karate do, judo, sayokandır. hepsi birer spor salonudur ve ticari amaçlar güdülerek öğretildikleri için öğretilmezler. daha doğru düzgün yüksek seviye tekme kaldıramayan, sırtına vursanız ağlayacak göbekli insanlar ülkemizde kahve rengi, siyah kuşak karateci olarak gezebilmektedir. bu kadar rezildir durum yani.
bu yönden de sanat değildir, yine spor da değildir. bu yönden yalandır o.
ülkemizde aslında temelinde sağlam ve köklü olan bazı sporlar da bu gruba dahildir. ülkemiz için bunlar tekvando, karate do, judo, sayokandır. hepsi birer spor salonudur ve ticari amaçlar güdülerek öğretildikleri için öğretilmezler. daha doğru düzgün yüksek seviye tekme kaldıramayan, sırtına vursanız ağlayacak göbekli insanlar ülkemizde kahve rengi, siyah kuşak karateci olarak gezebilmektedir. bu kadar rezildir durum yani.
bu yönden de sanat değildir, yine spor da değildir. bu yönden yalandır o.
(bkz: bekle geliyorum)
tikky cenneti falan da değildir. cennet de değildir. öyle, normal, bildiğiniz türkiye. yalnızca burjuvazi baskınlığının ve baskısının etkisi ile bu hafif etkinin yüksek tepkisi değiştirir okulu.
kütüphanecilerine çeşitli kitap ve yazarlar hakkında birçok kereler şahsi ve genel yorum ile önemli detay içeren bilgi vermişliğimin olduğu okul. hayır, üzülünecek bir şey olabilir. ama sevinelim de, en azından bilgi almak istiyorlar, bu gerçekten bir şey.
rezil bir internet sitesine sahip okul.
(bkz: bir tanem)
aynen bu durum geçerlidir: #550590
hoş bir sevgi sözcüğü.
tek sorun, her önüne gelenin birbirine hitap etmede kullanması. entelektüelim diye geçinen insanlar tarafından neredeyse herkese karşı kullanılır. rezil ederler bu sözü de.
o tatlı, bu tatlı... herkes tatlı, tadın bir farklılığı mı kaldı?
tek sorun, her önüne gelenin birbirine hitap etmede kullanması. entelektüelim diye geçinen insanlar tarafından neredeyse herkese karşı kullanılır. rezil ederler bu sözü de.
o tatlı, bu tatlı... herkes tatlı, tadın bir farklılığı mı kaldı?
(bkz: tatlım)
yalnızca belli kişilere yöneltilen temennimsi. pek severim. söylenmesi de, işitilmesi de ayrı bir keyif ve mutluluk verir insana. tatlı rüya görülmese bile tatlı vardır karşınızda, hatta belki de bu tatlı bir rüyadır başlı başına.
(bkz: tatlı)
(bkz: tatlı)
madımak katliamını son dönemde en başarılı şekilde vermiş belgesel program. izlerken, dinlerken, düşünürken yeni, çeşitli küfürler edilmesini sağlamıştır belgeselin kalitesi. hissettirmiştir madımakın kara ateşini.
en gerçek filmlerdir. hayat da ağlatır zaten. ağlayın. yaşayın.
yaşa.
ağla.
ağlıyorsan yaşıyorsun, gülümseyebilirsin. en azından yaşıyorsun.
ağlamıyorsan gülümseme hakkın da yok. yaşamıyorsun bile, gülme iznini kimse vermedi sana. gülme. önce ağlamayı öğren. sonra, ancak sonra gülebilirsin.
ağlatan yaşatır bize. yaşamak ağlamaksa zaten, ağlatan filmler de yaşatan filmlerdir kısaca.
yaşa.
ağla.
ağlıyorsan yaşıyorsun, gülümseyebilirsin. en azından yaşıyorsun.
ağlamıyorsan gülümseme hakkın da yok. yaşamıyorsun bile, gülme iznini kimse vermedi sana. gülme. önce ağlamayı öğren. sonra, ancak sonra gülebilirsin.
ağlatan yaşatır bize. yaşamak ağlamaksa zaten, ağlatan filmler de yaşatan filmlerdir kısaca.
(bkz: ağlatan filmler)
gerçekten ağlatır. hayır, izlemek değil hatırlamak bile yeterli. başlığının altına yazılan entryleri okumak bile insanın tüylerini ürpertebiliyor, gözlerden aptal yaşlar süzülüyor.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?