confessions

shevek

- Yazar -

  1. toplam entry 2359
  2. takipçi 1
  3. puan 31015

popüler kültür

shevek
kültürel faktörler
her bireyin, her sınıfın, her toplumun, her ulusun eğlence anlayışları farklıdır. bu anlayışların şekillenmesinde etkili olan birçok değişken vardır. bu değişkenler de, etkili oldukları alan içinde tanımlı olacak şekilde, gerek o toplumun tarihi, gerekse çevresel, siyasal, kültürel, ekonomik, coğrafi, dinsel faktörler tarafından belirlenmektedir.

bir yaşam tarzı
bireylerin bilincini belirleyen onların üretim ve yaşam tarzıdır. bugün yaşanan gericilik, yozlaşma, bencillik, yabancılaşma, en temel insani değerler de dahil birçok şeyin maddeleşmesinin toplumsal yaşamda adı popüler kültürdür. popüler kültür topluma dayatılan ve yaratılan yaşam biçiminin doğrudan bir ifadesidir, kısaca günümüz yaşayış biçimidir. kısacası popüler kültür, müziği gürültüye, edebiyatı tiraja, demokrasiyi demagojiye, sinemayı hâsılata, ideolojiyi imaja indirgeyen ve parayı da her şeyin anahtarı haline getiren çağın vebasıdır.

bir yok etme politikası
popüler kültür, iç ya da dış düşmanlar tarafından bir topluma kendi kültürünü, benliğini ve ulusallığını yok etme çalışmasıdır. bu çalışma gerek iktidarlar, gerek halkın içindeki muhalifler, gerek başka devletler tarafından günümüzde başarıyla uygulanan bir politikadır. bu politika, bize bizliğimizi yani bir ulusa gerçek anlamda kültürünü unutturma, o kültürü ve dolayısıyla o kültürün sahibi olan ulusu yozlaştırma ve bütün bunlar vasıtasıyla sonunda o ulusu yok etme çabasıdır.

20.yüzyıl ve popüler kültür
popüler kültür, toplumun az sayıdaki eğitimli kesimi tarafından anlaşılıp, estetik değeri takdir edilen klasik müzik, klasik edebiyat, opera, bale, heykel, resim gibi sanatsal içerikli yüksek kültürün tam karşıtıdır. ingilizcede “halka dair” anlamına gelen “popüler” sözcüğü “çoğunluğun veya halkın beğendiği” manasını içerir. yani güncel karşılığı ve gerçek anlamı “yaygın” olandır. 20. yüzyıl öncesinde hiçbir kültür yaygın olduğu için bir dünya kültürü haline gelemezken, 20. yüzyıl ve getirdikleri beraberliğinde küreselleşen dünyada yaygın olmayan birilerinin ‘yaygın’ olmasını istediği yaşayış biçimleri insanoğlunun hayatına sokulmakta ve insanı bu yönde yaşamaya itmektedir.

popüler kültür ve tv
işte bu yönde insanı yaşamaya itmekte çağımızdaki en etkili silah televizyondur. televizyonun icadıyla kitlelerin yaşama biçiminde çok büyük değişiklikler meydana gelmiştir. bu görüntülü aygıt, insanların kendi aralarındaki iletişim bağlarını çözmüş ve herkesi kendisine bağlamıştır, insanların aynı kafaları taşımasına sebep olmuştur. tv’ler öylesine bir egemenlik kurmuştur ki toplumda, hemen herkes böyle bir aygıta sahip olmadan yapamaz hale gelmiştir.

tüketiciliğin artışı ve beyinlerin yıkanışı
tv’ler toplumsal hayatın ayrılmaz bir parçası haline gelirken, popüler kültür adı verilen yok etme amaçlı politika her eve doğrudan ulaşmanın yolunu açmıştır. böylece popüler kültür bir ya da birden fazla ulusa kolayca zerk edilerek insanlar zehirlenmiştir. günümüzün en ölümcül silahı olan popüler kültür, insanları tv’lerinin başında kıskıvrak yakalayarak onları bilinç ve ideolojik olarak fethetmekle kalmamış, reklam filmlerini kullanarak tüketimin sınırlarını genişletmeyi de başarmıştır. bu bir ulusun ekonomik, sosyal ve siyasi ilerlemesine atılacak en büyük çelmedir; o kadar büyüktür ki o ulusun yozlaşmasına ve gelecekte ilerlemeye tekrar devam etmeye çalıştığında çaresiz topallamasına yol açacaktır.

popüler kültür ve propaganda
televizyon, tarihi boyunca çeşitli ve birbirinden farklı ideolojilerin propaganda aracı olmaktan kendini kurtaramamıştır; popüler kültürün temel aracı olan televizyon aslında direk popüler kültürü yansıtmaktadır. ülkemizde televizyon gerçek anlamda ulusumuzu ilerlemeden alıkoyan bir popüler kültür aracıdır, sembolüdür.

popüler kültür ve ülkemiz
ülkemiz, popüler kültürün gelişmeyi nasıl etkilediğinin canlı bir ispatıdır. ülkemizde popüler kültür gelişmeye hiçbir katkı sağlayamamıştır, aksine gerileme görülmüştür. çok partili dönem ile türkiye’de harekete geçen popüler kültür, 1980’den sonra halkın yaşayış tarzı olmuştur. eğer kıyaslamak gerekirse, 1940’da sıfır dış borç sahibi türkiye, 2006’da yüzlerce milyar dolarlık dış borç sahibi bir ülke olmuştur. türkiye cumhuriyeti, kurucusu mustafa kemal’in gençliğe hitabesinde belirttiği gibi içte ve dışta düşmanlara sahiptir, geçmişte de sahip olmuştur ve olacaktır. bu düşmanlar bu gün popüler kültür yoluyla muhaliflerini bile kendi kontrolleri altına almayı başarabilmişlerdir.

medeni silah
kısacası, popüler kültür bir toplumun gelişiminde etkili olamaz; aksine bir toplumun mevcut bağışıklığına göre yerinde saymasına ya da gerilemesine neden olur ve geçmişte de bunun ispatları çoktur. popüler kültür yoluyla yabancılaşan bir toplum, en sonunda benliğini kaybetmiş bir halk olarak tarihteki süresini doldurur, tarih kitaplarındaki yerini alır. popüler kültür türeyiş amacı olarak bir silahtır. artık savaşların topla, tüfekle değil; uluslararası propagandalar ve benzeri yollarla yapıldığını düşünürsek, popüler kültür de ‘medeniyet dediğimiz tek dişi kalmış canavarın’ zararsız gözüken en medeni silahıdır.

kisaca...
kısaca popüler kültür kapitalizmin en büyük silahıdır. bilgiçlerin diliyle saklanası, yok edilesi sapkınlıktır. insanların insanlıklarıyla oynamaktadır.

popüler kültür formları

1. arabesk müzik
2. popstar, bbg vs…
3. tüketici toplum (reklamlar)
4. basit beyinler
5. türkilizce (türkçe – ingilizce)
6. popülist düşünce yapısı
7. kültürel yozlaşma
8. kitle imha silahı
9. gelip geçici salak değerler

alıntılar:

--- "popüler kültür" denilen o canavar, üç beş holdingin elinde tüm toplumu pençesine alıyor, eğip büküyor, istediği gibi (tabii holding çıkarlarına uygun olarak) yoğuruyor.

--- türkiye’de medya o derece yozlaştı ve özellikle televizyonlardan yayılan düzeysiz "popüler kültürün" etkisine girdi ki, genç gazeteci arkadaşlar artık haberleri yazarken bile bu kültürün kodlarını kullanır oldular.

prof. dr. emre kongar

--- tüm estetik ifade alanı yüksek kültür (sanat) ve popüler kültür olarak ikiye ayrılır.

--- popüler kültür ile kültür endüstrisi özdeş kavramlardır. standartlaşma, normlaşma, kitlesel üretim, tüketmek adına tüketmek gibi kavramlar popüler kültürde geçerlidir.

theodor ludwig wiesengrund adorno

not: şimdi yazmadım. daha önce kendi kendime popüler kültürü inceleme gereği duymuş ve çeşitli, farklı kaynakların da yardımıyla böyle bir şey yazmış, popüler kültürü analiz etmiştim. sadece bir kaç şey ekleyerek sözlüğe gönderme ve insanları popüler kültür illeti konusunda uyarmaya kendimi zorunlu gördüm. böyle işte.

güneşi icenlerin türküsü

shevek
bu bir türkü:-
toprak çanaklarda
güneşi içenlerin türküsü!
bu bir örgü:-
alev bir saç örgüsü!
kıvranıyor;
kanlı; kızıl bir meş’ale gibi yanıyor
esmer alınlarında
bakır ayakları çıplak kahramanların!
ben de gördüm o kahramanları,
ben de sardım o örgüyü,
ben de onlarla
güneşe giden
köprüden
geçtim!
ben de içtim toprak çanaklarda güneşi.
ben de söyledim o türküyü!

yüreğimiz topraktan aldı hızını;
altın yeleli aslanların ağzını
yırtarak
gerindik!
sıçradık;
şimşekli rüzgâra bindik!.
kayalardan
kayalarla kopan kartallar
çırpıyor ışıkta yaldızlanan kanatlarını.
alev bilekli süvariler kamçılıyor
şaha kalkan atlarını!


akın var
güneşe akın!
güneşi zaptedeceğiz
güneşin zaptı yakın!


düşmesin bizimle yola:
evinde ağlayanların
göz yaşlarını
boynunda ağır bir
zincir
gibi taşıyanlar!
bıraksın peşimizi
kendi yüreğinin kabuğunda yaşayanlar!

işte:
şu güneşten
düşen
ateşte
milyonlarla kırmızı yürek yanıyor!

sen de çıkar
göğsünün kafesinden yüreğini;
şu güneşten
düşen
ateşe fırlat;
yüreğini yüreklerimizin yanına at!


akın var
güneşe akın!
güneşi zaaptedeceğiz
güneşin zaptı yakın!


biz topraktan, ateşten, sudan, demirden doğduk!
güneşi emziriyor çocuklarımıza karımız,
toprak kokuyor bakır sakallarımız!
neş’emiz sıcak!
kan kadar sıcak,
delikanlıların rüyalarında yanan
o «an»
kadar sıcak!
merdivenlerimizin çengelini yıldızlara asarak,
ölülerimizin başlarına basarak
yükseliyoruz
güneşe doğru!

ölenler
döğüşerek öldüler;
güneşe gömüldüler.
vaktimiz yok onların matemini tutmaya!


akın var
güneşe akın!
güneşi zaaaptedeceğiz
güneşin zaptı yakın!


üzümleri kan damlalı kırmızı bağlar tütüyor!
kalın tuğla bacalar
kıvranarak
ötüyor!
haykırdı en önde giden,
emreden!
bu ses!
bu sesin kuvveti,
bu kuvvet
yaralı aç kurtların gözlerine perde
vuran,
onları oldukları yerde
durduran
kuvvet!
emret ki ölelim
emret!
güneşi içiyoruz sesinde!
coşuyoruz,
coşuyor!..
yangınlı ufukların dumanlı perdesinde
mızrakları göğü yırtan atlılar koşuyor!


akın var
güneşe akın!
güneşi zaaaaptedeceğiz
güneşin zaptı yakın!



toprak bakır
gök bakır.
haykır güneşi içenlerin türküsünü,
hay-kır
haykıralım!

nazım hikmet ran

o duvar

shevek
bir nazım hikmet şiiri.

o duvarın bir ucu:
tahta sapanlı sarı çin’de
öbür ucu:
çelikleri elektrikli newyork’un içinde
her bankada hisse senetleri var
onun.
o duvar
lordlar kamarasından lord gürzon’un
noktaları imparator armalı bir nutku gibi geçiyor.
eyfel’in tepesinden avlarını seçiyor,
dayanarak hindenburg’un altın çivili heykeline
topluyor berlin sokaklarını eline.
o duvarın taşlarına sürterek dilini
kara gömlekli mussolini
bekliyor nöbet.
italya’nın çizmesi
yüzüyor kanda.
o duvar
ikinci bir balkan gibi yükseliyor balkan’da.

nazım hikmet ran

duvar

shevek
muhteşem bir nazım hikmet şiiri.

o duvar
o duvarınız
viz gelir bize vız!.
bizim kudretimizdeki hız,
ne bir din adamının dumanlı vaadinden,
ne de bir hülyanın gönlü yakışındandır.
o yalnız
tarihin o durulmaz akışındandır.
bize karşı koyanlar,
karşı koymuş demektir:
maddede hareketin,
yürüyen cemiyetin
ezelî kanunlarına.
sükûn yok, hareket var
bugün yarına çıkar,
yarın bugünü yıkar
ve durmadan akar
akar
akar.

biz bugünün kahramanı,
yarının
münadisiyiz.
bu durmadan akan,
yıkıp yapan
akışın
çizgilenmiş sesiyiz.

biz,
adımlarını tarihin akışına uyduran
temelleri çöken emperyalizme vuran,
yarını kuran
larız.

o duvar
o duvarınız
vız gelir bize vız!.

not: ayrıca yine nazım’ın o duvar adlı şiirine de bakınız.

gerilla

shevek
türkçe’de tam karşılığı çeteciliktir. ispanyolca savaş anlamına gelen guerra kelimesinden türetilmiştir.

gerilla savaşı, türk kurtuluş savaşı sırasında çetelerin yaptığı gibi işgal ordularına karşı olabileceği gibi, küba devriminde görüldüğü gibi ülkedeki baskıcı yönetime karşı da olabilir.

nazi ordularının işgal ettiği balkan ve sovyet ülkelerinde yürütülen partizan savaşları da bir tür gerilla savaşıdır.

13 mayıs izmir mitingi

shevek
zülfü livaneli’nin belki de üç saat güneş altında kalmaktan dolayı olacak bir teknik arızaya gereksiz sinirlendiği ve bu arızaya komplo teorileri üreterek "beni susturmaya çalışıyorlar" dediği miting. konu tatlıya bağlanmış olsa da garip bir durumdur, böyle dediğine göre gerçekliği de vardır tabi azcık da olsa ama bilinmez nedir ne değildir.

livaneli ayrıca deniz baykal ve zeki sezer’e de çaktırmadan mesaj vermiştir. ayrıca özgürlük uçurup götürmüş, hepimizi bitirmiştir, mutlu olmuşuzdur.

sonuçta iyi olmuştur kendisinin de bir cumhuriyet mitinginde görünüp bir kaç şarkısını söylemesi.
111 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol