ilk defa olarak "ehueheuheeheuee" şeklinde mesaj gönderdiğim bilgiçtir.
(bkz: elchi akıllı olsun)
"gayenin tabanca sahibi olması"
ben:
büşra
ben:
bişey sorabilirmiyim
dünüm yok..yarınım sır..nasıl inanırım sana,bu yürek ağır bana!!!:
tabiki
ben:
canın mı sıkkın yoksa msnde efkarlı nickler daha mı dadlı olur
dünüm yok..yarınım sır..nasıl inanırım sana,bu yürek ağır bana!!!:
ama ii diiillm pek..
dünüm yok..yarınım sır..nasıl inanırım sana,bu yürek ağır bana!!!:
oü yüsden
ben:
hmm peki
büşra
ben:
bişey sorabilirmiyim
dünüm yok..yarınım sır..nasıl inanırım sana,bu yürek ağır bana!!!:
tabiki
ben:
canın mı sıkkın yoksa msnde efkarlı nickler daha mı dadlı olur
dünüm yok..yarınım sır..nasıl inanırım sana,bu yürek ağır bana!!!:
ama ii diiillm pek..
dünüm yok..yarınım sır..nasıl inanırım sana,bu yürek ağır bana!!!:
oü yüsden
ben:
hmm peki
-diyemezsin
(bkz: erdener abi)
(bkz: erdener abi)
diceylen başbaşayızdır. gelmezseniz kötü şeyler olabilir
ünsal oskay kitabı
zor iş, aklını kaçırmamak, ya da taraf tutmamak oldukça ince bir düşünce gerektirebilir. ama bir yandan tahtayı çevirip, bir yandan düşünenler görülmemiş değildir. hatta onları izlerken hep aklımdan tahtayı çevirmek yerine kalkıp karşıya oturmaları geçmiştir. yapmamışlardır fakat..
bir zamanlar çokça görülen kola markası
tam olarak hatırlamadığım bir toplantıda, tüzük tartışmaları yapılmakta imiş. can baba söz ister, diğerleri tedirgin bir halde söz vermek zorunda kalır, kürsüye çıkar ve şu efsanevi sözleri söyler;
-arkadaşlar, türkiyede devrim tüzük işi değil büzük işidir
-arkadaşlar, türkiyede devrim tüzük işi değil büzük işidir
eski siplidir. birikimli olduğu kadar iddialı bir aydındır. türkiye üzerine tezlerin başında şöyle yazar;
"bu kitapta sunduğum kaynaklar, deliller yalanlanmadığı sürece, türkiye tarihi üzerine bundan daha iyi bir eser yoktur"(kelimeleri yanlış hatırlıyor olabilirim). sadece sabetayistlere ilgili çalışmalarına bakıp değerlendirmek de çok sağlıklı olmayacaktır kanımca.
"bu kitapta sunduğum kaynaklar, deliller yalanlanmadığı sürece, türkiye tarihi üzerine bundan daha iyi bir eser yoktur"(kelimeleri yanlış hatırlıyor olabilirim). sadece sabetayistlere ilgili çalışmalarına bakıp değerlendirmek de çok sağlıklı olmayacaktır kanımca.
niyeyse(!) seçim sonrası sol arayışına girmiş yazarları bolca bünyesinde barındıran gazetedir. oral çalışlar gibi bir çok kalem sahibi, chpnin sol boşluğu değerlendirmesinin mümkün olmadığını yeni farketmiş olacak, ancak hala anlayamadıkları, sosyal demokrasi dedikleri şeyin neo-liberal politikalarla mücadele etmesinin imkansızlığı.
troçkistlerin, batı marksistlerinin anlamak istemediği ise, dünya devrimi uzakken bile sosyalist devrimin zorunluluğu ve güncelliği, aynı zamanda tek ülkede sosyalizmi korumanın zorluğudur. iki büyük paylaşım savaşından, iç savaştan büyük yıkımlar yaşamış, sadece 2. savaşta 20 milyon insanını kaybetmiş sovyetlere biraz daha insaflı yaklaşabilmek için solcu olmaya dahi gerek yoktur. ayrıca, kemal okuyanın efsanevi tabiriyle;
"utanılacak olan yaşanmış sosyalizm deneyleri değildir, utanılacak olan kapitalizmin kendisidir"
"utanılacak olan yaşanmış sosyalizm deneyleri değildir, utanılacak olan kapitalizmin kendisidir"
edebiyat eleştirmenlerinin dostoyevskinin ahlak kuramına en çok eğildiği kitap olarak bahsettiği eser.
düz mantıkla haklılığı su götürmez gibi görünen bir söz. ancak şu da söylenebilir ki, fikir-kaygı sahibi olunmadan edinilen bilgi de genel kültürün ötesine geçmeyecektir.
bir solukta okunan kitapların arasında önemli bir yeri vardır. aynı şekilde kitapların filme çekilmesinden muzdarip okurların sayısı da az değildir
karşı devrim,devrim sırasında veya sonrasında düzen savunucusu güçlerin devrime karşı yaptıklarıdır.sovyetlerde çarlık savunucuları hatta sosyalist devrim perspektifinden(ya da leninist bir yaklaşımla) bakılırsa demokratik devrim savunucuları buna örnek gösterilebilir.türkiye devriminin bugünkü anlamıyla kemalist bir devrim olduğu,feodal yapıyı yıkıp kapitalist dünya sistemine entegre olmayı amaçladığı düşünülürse muhafazakar odaklar(ya da dinci gericiler) karşı devrimciler olarak düşünülebilir.iranda bu olay biraz daha değişik bir biçimde gelişmiştir.kadınların bile ellerine silah alıp özgürlükçü,yenilikçi bir devrim için sokaklara dökülmesinden sonra,devrim önderleri karşı devrimci bir modele bürünüp,en az eskisi kadar gerici ve kısıtlayıcı bir yönetim biçimi benimsemişlerdir.sovyetlerin belki de en çok eleştirildiği konu,özellikle stalinin karşı devrimcilere karşı acımasız tavırlarıdır.ancak eleştirilirken,her devrimin öncesini silmek ve varlığını garantiye almak için öncelikle karşı devrimcilerle acımasız bir mücadeleye girme zorunluluğu da düşünülmelidir.türkiyede kurulan istiklal mahkemeleri bunun en önemli örneğidir.
kıyaslamamalı!
asmayalım da besleyelim mi dedikleri devrimciler, komünistlerdir
ne salt karşı çıkış ya da nefrettir bunun açıklaması, ne de öcalan ile kıyaslamaktır mantıklı tarafı. devrimciler, emekçi sınıfın iktidarı için mücadele verenler, bu mücadelede hayatlarını kaybettiler
istiklalde conversele komünist gazete satanlar ne kadan komik di mi lan zihniyetiyle değerlendirilemeyecek kadar kutsal bir mücadele için gittiler dar ağacına gencecik
"yaşasın marksizm leninizm" diyerek verdiler son nefeslerini
cumhuriyet mitinglerinde nazım şiirleri okuyan natocu generallere, ulusalcı şovenlere rağmen yapılıyor bugün sınıf mücadelesi
aklımızı korumalıyız
asmayalım da besleyelim mi dedikleri devrimciler, komünistlerdir
ne salt karşı çıkış ya da nefrettir bunun açıklaması, ne de öcalan ile kıyaslamaktır mantıklı tarafı. devrimciler, emekçi sınıfın iktidarı için mücadele verenler, bu mücadelede hayatlarını kaybettiler
istiklalde conversele komünist gazete satanlar ne kadan komik di mi lan zihniyetiyle değerlendirilemeyecek kadar kutsal bir mücadele için gittiler dar ağacına gencecik
"yaşasın marksizm leninizm" diyerek verdiler son nefeslerini
cumhuriyet mitinglerinde nazım şiirleri okuyan natocu generallere, ulusalcı şovenlere rağmen yapılıyor bugün sınıf mücadelesi
aklımızı korumalıyız
sağlamına entry kasan, üreten bilgiçlerden
başına the konularak tanrı anlamında da kullanılır, hatta yeri geldiğinde tek başına bile o anlamı verebilir. mesela;
"lord knows i was right cuz you just crossed the line"
"lord knows i was right cuz you just crossed the line"
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?