tüm gta serilerinde olan ama gta vice city ile tam olarak hayatımıza giren karizmatik kişilik. bu süper insanın yerini gta sand andreasda cj adlı lavuk bir kişilik almıştır.
gta san andreasda kontrol ettiğimiz lavugun önde gideni, beş para etmez, ah nerde bizim tommy vercettimiz dedirten denyo.
(bkz: carl johnson)
pc tarihinde yapılmış en kapsamlı oyundur kendisi. yapabileceklerinizin sınırı yoktur. isterseniz şehirde öyle gezebilirsiniz, kavga edebilirsiniz, araba kaçırabilirsiniz, vücut geliştirebilirsiniz, sevişebilirsiniz, kadın pazarlayabilirsiniz, hırsız kovalayabilirsiniz, tekneyle dolaşabilirsiniz, yüzebilirsiniz...
oyunun oynama süresi ise "ohooooo nası anlatyim şimdi" denebilecek seviyededir. oyun mükemmeldir, kendinizi gerçek bir çete elemanı ve baron gibi hissetmenizi sağlar.
fakaaaat, oyunda cj adında lavuk mu lavuk, kız arkadaşına kaltak diyen bir denyoyu kontrol etmekteyiz. oyunun belki de tek eksisi budur.
oyunun oynama süresi ise "ohooooo nası anlatyim şimdi" denebilecek seviyededir. oyun mükemmeldir, kendinizi gerçek bir çete elemanı ve baron gibi hissetmenizi sağlar.
fakaaaat, oyunda cj adında lavuk mu lavuk, kız arkadaşına kaltak diyen bir denyoyu kontrol etmekteyiz. oyunun belki de tek eksisi budur.
(bkz: bunu yapan insan olamaz)
yaklaşık bir haftadır oynayıp hakkında bazı belirlemeler de bulundugum oyundur. şöyle ki;
-ilk olarak oyun yavaşlamıştır pes5’e göre. öyle topu ayağa alıp da harala gürele gitmek yoktur.
-oyuncu fiziklerinin hesaplanması da tekrardan ele geçmiş. oyuncunuz ne kadar hızlı teknik olursa olsun sağlam bir defans oyuncusu omuzu koydugu zaman bise yapacak birşey yok.
-öylesine atılan paslar artık yerini bulmuyor. pas tuşuna basarken kesinlikle atacağınız adamı görmeniz ve ona göre pas atmanız lazım.
-paslar artık öyle tak diye füze gibi değil. olması gerektiği hızda. yavas sakin sakin gidiyor.
-oyuncunuz koşarken şut tuşuna ya allah diyip basarsanız o top dağlara taşlara gidiyor artık. kaleyi tutma gibi bi olasılığı yok hatta en az 3-4 metre farkla çıkıyor. ama eğer şut tuşuna basmadan öcne topun pozisyonu ve oyuncunun durumu iyi ayarlanırsa mükemmel goller oluyor.
-şutlar artık eskisi gibi kalecilerin eline yapışmıyor. topları genellikle sektiriyor kaleciler ve fırsatçı forvetlere gün doğuyor. ilk başlarda hoşa giden bir özellik olsa da bir müddet sonra saç baş yolduruyor.
-pes5’te tam bir karın ağrısı olan taç atma işi biraz daha kolaylaştırılıp savunma oyuncularıyla topu atacağınız oyuncunun arasındaki mesafe uzatılmış.
-hakem oyunda yok gibi birşey. çok zor faul çalınıyo ama çok kolay kart görülüyor. eğer pes5’teki gibi "nasıl olsa kart görmem" mantığıyla topa kayılırsa o maç bitmez.
-kafa vuruşları artık tamamen sizin kontrolünüze geçmiş. havadan gelen bir top için önceden tık tık tık tuşa basmak pek işe yaramıyor artık. top tam gelmeden önce basılan bir tuş çok etkili olabliyor. hava topu için etkili bir diğer etken de oyuncular arasındaki güç farkı. güçlü olan diğerine omuzu koyup o topu alıyor.
-savunma yapmak artık çooook zor olmuş. pas tuşuna basıp savunma artık intihar etmekle eş değer sayılıyor oyunda. bir kere savunmada r2 tuşunun etkisi çok daha hissedilir boyutlara gelmiş. yanyana koşulan adama r2’ye basılıp atılan ufak bir omuz darbesiyle topu çok rahat ele geçirebilyosunuz. ama dikkatli olmak gerekli bunu yaparken zira eğer zamanlamayı tutturamazsanız oyuncunuz direkman oyundan düşüyo.
-pes5’te zorlaştırılan ara paslar bu oyunla artık iyice imkansız bir aşka dönüşmüş. orta sahadan hızlı koşan bi oyuncuya ara pas atıp kaleciyle karşı karşıya kalmak artık çok zor. ancak kısa mesafeli ve çok akıllıca atılan ara paslar ölümcül olabiliyor.
-oyun ilk oynandığında avantaj olayının kalktığı düşünülse de bu olay hala var. avantaj oldugunu artık hakemin kollarını açıp devam işareti yapmasından anlıyoruz.
-oyunda her zamanki gibi en sıkıcı durum lisans problemi. bundesliga artık oyunda yok. ve daha bir çok avrupa klubü. belki de oyunun fifa serisinden tek eksiği bu.
-oyunun grafikleri pek değişmemiş hala aynılar.
-spikerler ise her zamanki gibi odunlar. insanı hiçbir şekilde oyuna motive edemiyolar.
-oyuna eklenen yeni bir oyun modu ise randomize match kısmı. burda istediğiniz dört takımı seçiyorsunuz ve bilgisayar size bu dört takımın oyuncularından karma bir kadro çıkarıyor. çok eğlenceli olduğu söylenebilir.
son olarak oyunu test etmek amacıyla 2.4ghz işlemci, 256mb ram, geforce fx 5500 ekran kartlı eski makinemde denedim ve gayet başarılı bir sonuç aldım. 800x600 çözünürlükte ve medium detayda gayet iyi bir performans verdi oyun.
efendim alın oynayın, oynatın sınavlarınızı yakın.
(bkz: copy paste değil alınteri)
-ilk olarak oyun yavaşlamıştır pes5’e göre. öyle topu ayağa alıp da harala gürele gitmek yoktur.
-oyuncu fiziklerinin hesaplanması da tekrardan ele geçmiş. oyuncunuz ne kadar hızlı teknik olursa olsun sağlam bir defans oyuncusu omuzu koydugu zaman bise yapacak birşey yok.
-öylesine atılan paslar artık yerini bulmuyor. pas tuşuna basarken kesinlikle atacağınız adamı görmeniz ve ona göre pas atmanız lazım.
-paslar artık öyle tak diye füze gibi değil. olması gerektiği hızda. yavas sakin sakin gidiyor.
-oyuncunuz koşarken şut tuşuna ya allah diyip basarsanız o top dağlara taşlara gidiyor artık. kaleyi tutma gibi bi olasılığı yok hatta en az 3-4 metre farkla çıkıyor. ama eğer şut tuşuna basmadan öcne topun pozisyonu ve oyuncunun durumu iyi ayarlanırsa mükemmel goller oluyor.
-şutlar artık eskisi gibi kalecilerin eline yapışmıyor. topları genellikle sektiriyor kaleciler ve fırsatçı forvetlere gün doğuyor. ilk başlarda hoşa giden bir özellik olsa da bir müddet sonra saç baş yolduruyor.
-pes5’te tam bir karın ağrısı olan taç atma işi biraz daha kolaylaştırılıp savunma oyuncularıyla topu atacağınız oyuncunun arasındaki mesafe uzatılmış.
-hakem oyunda yok gibi birşey. çok zor faul çalınıyo ama çok kolay kart görülüyor. eğer pes5’teki gibi "nasıl olsa kart görmem" mantığıyla topa kayılırsa o maç bitmez.
-kafa vuruşları artık tamamen sizin kontrolünüze geçmiş. havadan gelen bir top için önceden tık tık tık tuşa basmak pek işe yaramıyor artık. top tam gelmeden önce basılan bir tuş çok etkili olabliyor. hava topu için etkili bir diğer etken de oyuncular arasındaki güç farkı. güçlü olan diğerine omuzu koyup o topu alıyor.
-savunma yapmak artık çooook zor olmuş. pas tuşuna basıp savunma artık intihar etmekle eş değer sayılıyor oyunda. bir kere savunmada r2 tuşunun etkisi çok daha hissedilir boyutlara gelmiş. yanyana koşulan adama r2’ye basılıp atılan ufak bir omuz darbesiyle topu çok rahat ele geçirebilyosunuz. ama dikkatli olmak gerekli bunu yaparken zira eğer zamanlamayı tutturamazsanız oyuncunuz direkman oyundan düşüyo.
-pes5’te zorlaştırılan ara paslar bu oyunla artık iyice imkansız bir aşka dönüşmüş. orta sahadan hızlı koşan bi oyuncuya ara pas atıp kaleciyle karşı karşıya kalmak artık çok zor. ancak kısa mesafeli ve çok akıllıca atılan ara paslar ölümcül olabiliyor.
-oyun ilk oynandığında avantaj olayının kalktığı düşünülse de bu olay hala var. avantaj oldugunu artık hakemin kollarını açıp devam işareti yapmasından anlıyoruz.
-oyunda her zamanki gibi en sıkıcı durum lisans problemi. bundesliga artık oyunda yok. ve daha bir çok avrupa klubü. belki de oyunun fifa serisinden tek eksiği bu.
-oyunun grafikleri pek değişmemiş hala aynılar.
-spikerler ise her zamanki gibi odunlar. insanı hiçbir şekilde oyuna motive edemiyolar.
-oyuna eklenen yeni bir oyun modu ise randomize match kısmı. burda istediğiniz dört takımı seçiyorsunuz ve bilgisayar size bu dört takımın oyuncularından karma bir kadro çıkarıyor. çok eğlenceli olduğu söylenebilir.
son olarak oyunu test etmek amacıyla 2.4ghz işlemci, 256mb ram, geforce fx 5500 ekran kartlı eski makinemde denedim ve gayet başarılı bir sonuç aldım. 800x600 çözünürlükte ve medium detayda gayet iyi bir performans verdi oyun.
efendim alın oynayın, oynatın sınavlarınızı yakın.
(bkz: copy paste değil alınteri)
bir şehir efsanesine göre vehbi koçun isim haklarını satın alma isteğine "biz sizinkini alalım" gibi bir cevap veren patrona sahip özgüvenli şirket.
yabancılara göre kullandığımız taşıma aracı.
bir insan evladının en son tercih etmesi gereken hayvan gibi pahalı ve mükemmel(!) elemanlara sahip teknoloji marketi.
en güzel örnekleri karadeniz taraflarında yapılan, tadına doyulmayan, öyle pastanelerde firinlarda değil ev yapımı en makbulu olan hamur işi.
şimdi nedir bu grup; 80lerde peşpeşe çıkardıkları bütün albümlerle metal müziğin yaygınlaşmasında en önemli etkendir. sonra ne olmuştur? 90da black albümüyle sözler kısalmıştır, abartı sololar azalmıştır. ama yine de mükemmel bi albüm olmuştur. sonra altı yıl ara verdikten load albümü çıkmıştır. metallica müthiş bir kabuk değişimi içine girmiştir. şarkılar hiç metallicadan beklenmicek bir hale girmiştir. hepimiz ilk dinlediğimizde medyadan duyduklarımızdan da gaz alarak "öeh bu ne be" demişizdir. ama albümü tekrar tekrar dinledikten sonra içinde nasıl cevherler yattığını görmüşüzdür. çok sevmişizdir bu albümü, metallica bizim için hala en iyidir. onun peşine, aslında loadla piyasaya sürülmesi düşünülen fakat bazı sorunlar nedeniyle araya bir yıl giren reload albümü çıkmıştır. bu albüm belki metallicanın en çok eleştirilen albümüdür. evet çok yumuşaktır yer yer ama müzikal açıdan yine çok başarılı bir albüm olmuştur. metallicayı gerçekten müzik yaptıkları için dinleyen, kafa sallamaya meraklı olmayan insanalar iin yine başucu albümü olmuştur bir süre. 98 yılında garage inc piyasaya sürülmüştür. metallicaya bok atmak için elinden geleni yapan insanlar yine bir sebep bulup bu sefer de "öeh yaratıcılıkları gitmiş, bu ne böyle hep cover" diye bok atma çabası içine girmişlerdir fakat metallicanın bu şarkıları coverlarken nasıl başarılı ve yaratıcılıklarını ön plana çıkardıklarını görmemişlerdir. sonuç gönlümüzde metallica yine en iyidir. s&m albümü ise artık yaşlandık kendimizi sanata verdik albümüdür. daha doğrusu bir konser kaydıdır. metallicanın en bomba şarkıları bu konserde san francisco senfoni orkestrası ile seslendirmiştir. metallica yine gönlümüzü fethetmiştir. st anger ise metallicanın tamamen kabuk değiştirdiği eski metallicadan eser kalmayan bir albümdür. ama yaptıkları o garip tarzda yine en iyidir.
şimdi! gelelim bunları kötüleyen, bok atmak için elinden geleni ardına koymayan velet tayfaya. bunları anlatmak için sadece bir cümle kurucam.
metallicaya bok atarak slipknot, linkin park, korn gibi yeni yetme grupları dinleyerek metallica gibi bir efsaneye bok atma şansını asla yakalayamazsınız. buna kimse izin vermez.
şimdi! gelelim bunları kötüleyen, bok atmak için elinden geleni ardına koymayan velet tayfaya. bunları anlatmak için sadece bir cümle kurucam.
metallicaya bok atarak slipknot, linkin park, korn gibi yeni yetme grupları dinleyerek metallica gibi bir efsaneye bok atma şansını asla yakalayamazsınız. buna kimse izin vermez.
metallicaya bok atmak için elinden geleni ardına koymayan tayfa için müthiş bir albümdür. eski metallicadan, uzun lyriclerden, bitmez tükenmez sololardan eser yoktur. ama unutulmaması gerekir ki metallica bu albümün öyle bi albüm olmasını isteseydi öyle yapardı. metallica bu albümde yine yaptıkları tarzda en iyilerden biridir. metallica metallicadır.
yazarların gerekli sartların kendilerine saglanmaması sonucu giyecekleri önlüklerdeki muhtemel yazi.
alm. fare
(bkz: sepulturk)
büyük kayanın altında büyük balık yatar cümlesiyle bir anda övünç kaynağına dönüşebilecek hede.
(bkz: ankete alternatif bahaneler)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?