seeyouindisneyland

2006 yapımı hatchet, korkuseverler tarafından ilgiyle karşılanan ama aslında biraz abartılan bir yapım. sulandırılmış bir gore filmi olarak tanımlayabileceğimiz ve figüran olarak robert englund (freddy krueger) ve tony todd (candyman) gibi isimleri kullanan hatchet, maalesef 80’li yıllardaki türevlerinin çok gerisinde kalıyor. vahşet dolu gore sahnelerinin teknolojisi 10-20 yıl öncesinin filmlerini andırırken, filmin her tarafına serpiştirilmiş espriler ise komik olmaktan çok uzak. hatchet filmi aslında geçtiği mekanlar, karakterler ve katiliyle scooby doo’yu hatırlatıyor, tek farkı, eğlenceli olmaması...

hatchet, bataklıklarda timsah avlayan iki adamın vahşice katledilmesiyle başlıyor. alkol, kızlar ve eğlence dolu bir tatil geçirmek isteyen ben ve marcus, daha sonra ünlü “hayaletli bataklık turu”na katılmaya karar verirler. bir timsah avcısının uyarılarına aldırmayan tur ekibi, bataklıktaki tekneyle yola çıkarlar. acemi bir rehber olan shawn ise çok geçmeden tekneyi victor crowley’nin evinin yakınlarında karaya oturtur. bataklık ve ormanın acımasız katili victor crowley ise davetsiz misafirlerden hiç hoşlanmayacaktır.

yönetmen:adam green

oyuncular:joel moore “ben”, tamara feldman “marybeth”, deon richmond “marcus”, kane hodder “victor crowley”, richard riehle “bay permatteo”

kaynak:http://www.korku.org

düseldorf vampiri peter kurten hakkında çekilen filmin adı.

the hamiltons katıldığı birçok festivalden ödülle dönen muhteşem bir bağımsız korku filmi. “her ailenin kendi sırları vardır” cümlesiyle kendini ifade eden film, başlangıçta konu itibarıyle hostel tipi bir işkence filmi izlenimini uyandırıyor. ancak muhteşem bir sonla seyirciyi ters köşeye yatıran film, konuyu ne kadar özgün ve profesyonelce ele aldığını kanıtlıyor. her ne kadar düşük bütçeli bir film olsa da ayrı ayrı her biri çok gerçekçi ve özenle yaratılmış karakterleri, aynı zamanda tedirgin edici atmosferi film boyunca koruyan atmosferi ile the hamiltons, korkuseverlerin ve bağımsız filmlerden hoşlananların kaçırmaması gereken bir yapım.

hamiltonlar, ebeveynlerini kaybetmiş ancak bir aile olarak kalmaya çalışan bir grup kardeştir. büyük ağabey david ailenin babası rolünü üstlenmiş ve sorumluluğunu üzerine almıştır. ikizler wendell ve darlene daha kendi başlarına buyruk hareket ederlerken, içine kapanık küçük kardeş francis’in ailesiyle ilgili rahatsızlıkları vardır. sürekli evlerini değiştiren hamiltonlar her ne kadar dışarıdan yalnız aynı evde yaşamaya çalışan bir grup kardeş gibi gözükseler de, aslında çok büyük sırlar

yönetmen:mitchell altieri, phil flores

oyuncular:cory knauf “francis hamilton”, samuel child “david hamilton”, joseph mckelheer “wendell hamilton”, mackenzie firgens “darlene hamilton”

kaynak :http://www.korku.org

amusement birçok farklı filme konu olabilecek kesitleri aynı filme sığdırmaya çalışan, ancak bir bütünlük oluştumayı başaramayan bir korku filmi. tansiyonu arttıran ses efektleri ve müzikler, korku filmine uygun dekorasyon ve mekanlar ve profesyonelce kotarılmış ışık kullanımı filmin başarılı sayılabilecek unsurları... ancak filmin adı gibi “gülünç” oyunculuklar (başta katil olmak üzere), bir bütünlük oluşturamayan sahneler ve konu akışı amusement’in vasatı aşmasını engelliyor. kurbanların hikayeleri arasındaki amatörce geçişler ise adeta birbirinden bağımsız kısa filmlerin seyredildiği hissini uyandırıyor.

şehirlerarası yolda gece arabayla yolculuk eden iki sevgili, yoldaki diğer bir araba ve bir tırla uzunca bir süre konvoy halinde yol alırlar. benzin istasyonunda kestirme bir yol bildiğinden bahseden tr şoförünü takip etmeye karar veren gençler, tırın arka camından bir kızın yardım istemesi ve ardından kendini yola atmasıyla otomobili durdurup kıza yardım etmeye karar verirler. gitgide bir tuzak görünümünü alan yaşananlar, kurbanların geçmişlerindeki bir
ortak noktada birleşecek cinayetler silsilesinin ilk halkası olacaktır...

yönetmen:john simpson

oyuncular:keir o’donnell “the laugh”, katheryn winnick “tabitha”, laura breckenridge “shelby”, jessica lucas “lisa”

http://www.korku.org

cradle of filth ve mirkelam fanatiklerinin konser öncesi toplanma mekanı.

ahmet yesevi’nin dünyaya islamiyeti yaymakla görevlendirdiği kişilere verdiği isim.

videoyu sonuna kadar izledim ve aklıma öldürdükleri insanları parça parça doğrayıp yiyen ya da cinayet mahalline dağıtan ed gein,richard ramirez,albert fish ve john wayne gacy geldi.
seri katillik zor zanaat.

seyredilebilecek 4-5 türk filminden biri.

yılanların öcü filmindeki muhtar tiplemesi oyunculuğunun doruk noktasıdır.

hoşgeldiniz efeem.

muhtemelen şu anda 1978’de kahramanmaraşta yaptıklarını seyrediyordur.

hoşgelmiştir efeem.

seyrettikten sonra hakkaten ne bildiğinizi ya da bilmediğinizi sorguladığınız belgesel.
izlenmelidir.
kısaca şöyle denebilir ;
sevginin gücü , gücün sevgisini yendiği zaman , dünya barışı tanıyacaktır.

parti programlarına org.tr uzantılı internet adreslerinden giren,lcd tv’lerden politika programlarını seyreden,ellerdeki rakı kadehleriyle barlarda çav bella söyleyen ve hakkaten bu ülke için ne istediğini bilmeyen umutsuz,yılgın,bitik sadece kendi g.tünü kurtarmaya çalışan 21.yy demokratları....

yoksa cesaret ve bağlılık kelimeleri size sevgili için bar çıkışında kavga etmeyi mi çağrıştırıyor ?

bir ülkenin başkentinin belediye başkanı tarafından alenen tehdit edilen , bilumum mafya tarafından gözlem altında tutulup boş anı beklenen,çalıştığı medya grubunun haricindeki tüm medya tarafından nefret edilen,işi içine ailesi karıştırılırken bu devletin savcısı tarafından karısına sahip çıkmamakla suçlanan,atatürkçü ve laik olduğunu her fırsatta söyleyerek balçık beyinli şeriatçıları karşısına alan,susurluk ve bilumum faili meçhul cinayetlerle ilgili çok önemli tanıkları stüdyosuna konuk eden bu adamın dün gece ki insani isyanını hala oyun ya da senaryo olarak gören ; sözüm ona kendince komplo teorileri üreterek ilgi çekmeye çalışan insanların düşünce yapılarını merak ediyor ve karanlık günlerin yarından da yakın olduğunu üzülerek gözlemliyorum.
ve merak ediyorum.
nereye kadar ?

hayvanlar gibi riff yazan bu adam , in flames’in kalbidir.aynı zamanda 2 çocuklu bir babadır.

yandaki arkadaş size bir ti ti ti ti re re re şiiii şşşiiiim şiimmm gö gö gön gön de derr derrr di di diiiiiii.

öbür dünyada karşıma çıkmasını istediğim tek kişidir kendisi.

burası su altı gezegeni, sessizliklerin dünyası. calypso gemisinin 12 dalgıcı ve tüplü dalışın mucidi kaptan cousteau, bu dünyanın en deneyimli rehberleri. hepsi de denizle başa çıkmak için bilinmesi gereken teknikler üzerine uzman. calypso’nun öncülüğünde sünger avcılarının nefes kesen dalışlarına eşlik edecek, batık gemileri keşfedecek, balina, yunus ve köpekbalıklarıyla yüzecek, kızıl deniz’in rengarenk balıklarını hayranlıkla seyredeceksiniz.

sualtı dünyasına adanmış ilk uzun metrajlı film sessiz dünya; kaptan cousteau ve ekibinin, gemileri calypso’yla akdeniz’den hint okyanusu’na uzanan iki yıllık muhteşem yolculuklarını anlatıyor. altın palmiye’nin yanı sıra en iyi dokümanter oscar’ını da kazanan film, sinema tarihinde olduğu kadar sualtı araştırmalarında da bir kilometre taşı olma niteliğini taşıyor. sessiz dünya, insanoğlunun doğaya yaklaşımının yarım yüzyıl içinde ne kadar değiştiğini gözlemlemek açısından da önemli bir film.


senaryo: jacques-yves cousteau
müzik: yves baudrier
kurgu: georges alepee
görüntü: edmond sechan, louis malle, jacques-yves cousteau, philippe agostini


kaynak:http://www.vesaire.com