schenardi

yüzyüze iletişim kurma alışkanlıklarından kopamaması sonucunda böyle bir görüntü oluşturan enteresan kişidir. kendisinin karşı tarafa anlatmaya çalıştığı şeylerin yarısını telefonun diğer ucundaki kişiye değil anlatımın tamamlayıcısı olan o kendine has anlamlar içeren jest ve mimikleri onunla aynı ortamda (aynı odada ya da otobüste vs.) bulunan insanlara göstermek suretiyle kendisiyle aynı ortamda bulunanlara anlatmıştır. bu yüzden hem telefonda konuştuğu kişi, bu insanı tam olarak anlayamayacak hem de bununla aynı ortamı paylaşan diğer kişiler bu insanın akıl sağlığı hakkında olumlu düşüncelere sahip olamayacaklardır. bu davranış biçiminin bilinçaltında bu insana konuşurken söylenen söz kadar gerek ses tonunun gerekse vücut dilinin de önem taşıdığı öğretilmiş olmasının bulunması kuvvetle muhtemeldir. yüz yüze konuşmanın harareti sebebiyle bu hareketleri sergileyen bu modelin bir gelişmişi olaraksa msn’de biriyle online biçimde yazışarak iletişim halindeyken görüntülü konuşmada bulunmasalar dahi kolunu-bacağını oynatan tipler gösterilebilir.

fritolay’ın cips pazarına soktuğu yeni ürünü. cips, mısır ya da patates’ten olur yargısını kırma ve pazarı genişletmeye yönelik bir hamle gibi durmakta. bugday gevreği olarak piyasaya sürülmüş. alaturca’yı doritos’tan bağımsız bir marka haline getirerek türkiye için özel bir üretim stratejisi izlediğini ortaya koyan fritolay, iki farklı aromada buğday gevreğini cips piyasasına sürmüş bulunmakta. test edip onaylamış bir yiyici yani tüketici olarak tavsiye edebilirim. üstelik buğday olmasının etkisiyle olsa gerek genel cipslerin aksine yiyende bir müddet sonra tokluk hissi uyandırması da bana göre bir artı teşkil etmekte.

milli maçlarda en uzun süre gol yememe ve dünya kupası’nı kazanan en yaşlı oyuncu olma gibi rekorlara sahip efsane italyan kaleci. futbolu bıraktıktan sonra çeşitli klüp takımlarında ve italyan milli takımında teknik direktörlük de yapmıştır. milli takımın başındayken euro 2000’de italya ile finale çıkmış ancak finalde uzatmalarda fransa’ya kaybetmiştir.

şu anda werder bremen’e karşı takımı ss lazio’nun kalesini korumakta olan dede. tanımın bu şekilde girilmesinin sebebi adamın her oynadığı maçta yeni bir rekor kırmasından ileri gelmektedir; zira bu halen lazio’nun kalesini korumakta olan kalecinin doğum tarihi 3 nisan 1964’tür. yani dedemiz 43,5 yaşında halen şampiyonlar liginde ve serie a’da kalecilik yapmaktadır. dolayısıyla her iki organizasyonda da sahaya çıkan en yaşlı oyuncu rekorları bu dedenin elindedir ve her maça çıkışında bu rekorunu geliştirmektedir. tam 25 yıldır profesyonel olarak kalecilik yapabilmesinin sırrı ise bilinmemektedir. atletiklik açısından fit durumda olsa da yüz ifadesi ve ağarmış saçlarıyla 50+ göstermektedir. ballotta’dan önce serie a’da oynayan en yaşlı futbolcu rekoru ise dino zoff’a aitti ve bu rekor ancak 20 yıl sonra ballotta tarafından kırılabilmiş durumdadır.

jay z’nin elinin altında beyonce olmasa kendisine eş olarak alacağı hatun gibi gözükmektedir. 18 yaşında 30küsür yaşında gibi göstermesi ise anlaşılamamaktadır. sadece yüzüne bakarak güzel demek mümkün değildir; ancak gayet hoş bir fiziğe ama ondan çok daha önemlisi o fiziği erkek milletini etkileyici biçimde kullanma içgüdüsü ve bilgisine sahip görünmektedir. gülümsemesinden omuz silkmesine yürürken salınımına kadar etkileyicilik konusunda bir üstünlüğe sahip olduğu kesin. eh sesi de fena sayılmayacak nitelikte olduğuna göre en azından birkaç sene pop piyasasındaki yerini koruyacaktır.

dream tv ile nasıl bir anlaşması varsa günlerdir en fazla bir saat aralıkla klibi yayınlanmakta. yaptığı müzik türünün adı olsa olsa laylaylom müzik olur ki bu da ne kadar müziktir tartışılır. asıl meselesi hitap ettiği kitlenin belirsizliği gibi geldi bana. teenager dişilere bir model olma misyonu üstlenmekte sanki bilemedim.

football manager serilerinde farkedilmemesi imkansız derecede iyi bir oyuncu olarak gözüken; gerçek hayatta da bu özellikleri hakettiğini gösteren bir genç oyuncu sinyallerini yakmakta olan oyuncu. 17 yaşında fluminense’de boy göstermeye başlayan oyuncu bu sezon kiralık olarak portekiz’in sc braga takımına gönderilmiştir. bu transferin amacı muhtemelen oyuncunun avrupa pazarında da görülmesini sağlayıp pazarlayabilmektir; bir yıldız olarak ortaya çıkıp çıkmayacağını bu dönem belirleyecektir. ancak nedense şu ana kadar kendisine bu takımda şans bulamadığı gözlemlenmektedir. oyuncunun tam adı için (bkz: lenny fernandes coelho) bu da görüntüsü:http://www.scbraga.pt/plantel.php?id_jogador=103

kredi kartlarını advantage card’a dönüştürerek bireysel bankacılık piyasasından pay kapma niyetini ortaya koymuş banka.
http://www.dunyagazetesi.com.tr/news_display.asp?upsale_id=313403
acaba hsbc’den advantage kart alamayan bir kişi bu bankaya başvurduğunda başvurusundan sonuç alabilecek mi aksi halde advantage müşterisi olmak niyetindeki bir kişi hsbc yerine gidip kredi kartını bu bankadan hangi amaçla alacaktır bilinmemektedir. kurumsal bankacılık açısından ise banka sektöründe hatırı sayılır ve istikrarlı bir banka niteliğindedir. birçok özel bankanın açılıp kapandığı bir süreçte 21 senedir faaliyetini sürdürmekte olan bir bankadır. bankanın su anki en büyük hissedarı, bankanın ismine uygun düşecek şekilde bankanın %75’lik hissesine sahip olan 1992 yılında 96 tekstil kuruluşunun bir araya gelmesiyle kurulmuş olan gsd holding’tir.

tekstilbank kredi kartlarını da bünyesine katarak bankalar arası bir kredi kartı niteliği kazanan kart.

moduna koduğumun modu diycem de tanımam etmem bi şey de diemiorum. şöyle benim de tanışıklığımın olduğu birinin nickaltı piç edilsin de ben de atraksiyondan geri kalmayayım yahu.

başından sonuna dek yer alan katılımcılardan birisi olduğum zirve olmuştur. benim gibi öyle her şeyi beğenmeyen, her ortamda mutlu olamayan, sorunlar gözüne batan bir kişinin bile başından sonuna eğlenmeyi başardığı bir organizasyon olmuştur efendim. bana bu hazzı yaşatan kişilere tekrar tekrar teşekkür ederim. bu tadı da her daim konuşucak bir şeyler ve birilerini bulabilmeme borçluyum -ki benim eğlence anlayışım da budur, böyle bir şeydir işte. bu zirvede mevcut havayı ilerleyen zamanlarda başka organizasyonlarda tekrar tekrar solumak niyetiyle...

ihtiyar delikanlı diye bir tabir vardır mübarek tam karşılığı. vakt-i zamanında yeni yetme bir fırlama sanırdım ben bunu; yeniyetme falan değilmiş ama fırlamalık konusunda yanılmamışım en azından. sanal ve reel fırlamalık performanslarının devamını bekliyoruz. eh insan böyle bir fırlama olunca yanında korumayla gezmesi de gayet normal elbette bunu da belirtmeden geçemeyeceğim...

i see the tabele
gerçi yaran unsur burda grubun kendisi değil grubun açılmasına vesile olmuş konuşma ve o konuşmada geçen sözlerin sahibi hocamız fakat olsun...

http://www.facebook.com/group.php?gid=5638852833

zirve’ye çömez gelip yazar dönen bünye ya da çömez yuyup yazar uyanan da diyebiliriz sanırım; işte öyle... ama böyle olunca da hoşgeldin dentry’si de yazılamıyor ki yeni yazara; bu karşılama merasimi atlatılalı çok oluyor netekim. maksat nickaltı dolu gözüksün.

-----------------------------spoiler----------------------------:20 ekim 2007 cumartesi gunu ata demirer tarafindan sunulacak olan ve okan bayulgen’in makina ekibi tarafindan hazirlanan haciyatmaz isimli programin ilk bolumune -----------------------------spoiler----------------------------

şu açıklamadan da anlaşılacağı üzere sözlüğün kendisinden bihaber üçüncü şahıslarca ilgisini çekebilmek adına yapılabilecek en güzel icraattir. uzun süredir tv’de program yapmayan bir ata demirer, okan bayülgen sonrası televizyonda yeni arayışlar hevesinde olan genç ve internetle haşır neşir bir izleyici kitlesi ve en önemlisi başlangıç programına açık çek alınabilecek kadar iyi sosyal ilişkiler. gerçekten takdire şayan... çekinceler ise oradaki temsilci kitlenin onları izleyenlerin ne kadar ilgisini çekebilecekleri ve ordan ilgisi çekilip de sözlüğe bodoslama katılanların buraya katkısının olup olmayacağı. umarım bu çekinceler de gerçeğe dönüşmez de kısa zamanda bilgi sözlük dendiğinde "o ne lan" tepkisi veren insan sayısı iyiden iyiye azalmış olur.

arka fona seçilen arkadaşım eşşek şarkısı çok isabetli olmuş; zira kendimi ne zaman çekildiğinden bihaber olduğum resim karelerinde görünce epeyce bir eşşekleşmiş durumdayım. öyle ya da böyle bilgi sözlük’ü geçmişten geleceğe taşıyan böylesi bir unsurun içerisinde yer almak epey güzel. bir duygusal öküz olarak kendimce hayıflanmama hatta derinden iç çekmeme neden olmuş görüntülerdir bunlar orası ayrı.

yaratıcı ve sempatik bir nick olarak gözükmekte. hoşgelmiş. ancak yaratıcı dedim de bu nicki başka bir yerlerde de gördüm ben sanki; acaba aynı kişi midir yoksa aynı nick farklı zamanlarda habersizce birden fazla kişinin aklına mı gelmiştir bilinememektedir...

üye istatistiklerine bakıldığında aktif 1000 civarı üye gösteren, fakat benim kaya çatlayıp o kayadan oluşan diğer taşlarda çatlasa dahi 50’den fazla üyeyi aynı anda online görmeyi bir türlü beceremediğim sözlük. özellikle de dahil olduğum kategoride "2. nesil bilgic : 629" yazmakta ve ben şu anda bu kategoriye giren ıkınsam belki 29 isim sayabilirim. bütün tuhaflık benden kaynaklanıyor olsa gerek...

aman atılmayalım şu an itibariyle ayrıcalıklı kişileriz bir daha dönüşümüz olmayabilir dedirten hadise. o değil de zamanla bir şeyler değişmiş olmalı ben yakın zamanda bu alım kapatma kararını alan kişiyle yüzyüze görüştüğünde başka sözlük oluşumlarının neye dayanarak neye güvenerek yazar alımı kapattığını sorgulamakta ve yazar alımı kapatma yaklaşımının hatalı olduğunu belirtmekteydi... ne demiş bir türk büyüğü: dün dündür bugün bügündür

kişinin bir söze kendi istediği gibi bir anlam yüklemesi durumu. ancak bu söz, klasik bir yorum farkını tanımlamaktan ziyade anlayıcı kimsenin işgüzarlık veya önyargı sebebiyle sözsahibinin sözünü bilinçli bir şekilde çarpıtması durumunu ifade eder.