schenardi

sayıca 12-16 arası erkeğin bir araya toplanıp da yapabileceği en güzel belki de tek güzel organizasyon ve eylem.. hatta o kadar tatlı bir eylemdir ki bu sırf bunun için yukarda sayısı belirtilmiş miktarda erkeği bir araya getirmek için özel çaba sarfedersiniz... (ha bu sayıda erkeğin toplanmış hali olur da sadece bir tarafa bir kaleci eksik olduğunda bana hbr verilmesi eksiğin giderilip bahsi geçen eylemin verdiği hazzı almak adına yeterli olacaktır..)

her sevişme sahnesinde mutlaka bir de anal birleşme içine girmesi sebebiyle artık ön ve arka deliklerinin yarıçapının aynı uzunluğa ulaşmış olduğunu gördüğüm porno kadını.. bu kadın güzeldir hoştur pornodan değil de sokaktan tanınmış olsa peşinden koşturur fakat filmlerinde o kadar yapay bir havadadır ki bu yapaylığı nedeniyle en azından benim için etkileyiciliğini çoktan kaybetmiştir. hani insan bir jenna yı bir chasey i gerek performans gerekse vücut olarak tanıdıktan sonra sylvia saint anca düşünceleri açığa vurmak için kullanılan bir entry olabilmektedir schenardi namı taşıyan gariban yazar kişilik için...

oynadığı filmlerde seviştiği hatunlardan daha fazla ses çıkaran ve oynadığı sahnelerdeki yapay davranışlarıyla (bunun kadın versiyonu için )filmi izleyenler porno olsun da çamurdan olsun diye izlemediği sürece bu yapaylığı nedeniyle hevesini kıran kendimi geçtim babamın çocukluğundan beri porno filmlerde oynayan kişi...

pornoda oynayan erkeklerin ordaki varlık sebebinin yalnızca aynı sahneyi paylaştiği kadının vajinasına kendi penisini sokup çıkarmak olmadığını envai çeşit sevişme tekniğiyle yani filmlerinde yaptıklarıyla göstermiş olan, kaç filmini izlemiş olursanız olun daha önce izlemiş olduğunuz bir sahneyi tekrar izlemediğiniz sürece size yeni seyirlik öğeler sunacak olan ulu penis.. rocco için hem boyu hem işlevi demek uygun olur sanırım ve de rolünün hakkını vermesi bakımından derim ki hollywood da al pacino neyse porno sektöründe de rocco siffredi odur!

... loves rocco bir film serisinin adıdır ... kısımları bir dişi pornocunun ismiyle doldurulur ((bkz: chasey loves rocco), (bkz: nikki loves rocco)) yaklaşık birbuçuk saatlik filmin sadece 15 dakikalık bir kısmında bu iki porno starı aynı kareyi paylaşır ancak bu 15 dakikanın söyle bir özelliği vardır: kendi cinsleri arasında son dönemin en popülerleri olan bu iki performans üstadının beraber çevirdikleri tek sahne budur(en azından benim bildiğim tek bu var başka bilen varsa haber versin göreyim bulayım onu..) ve iki stara yakışır bir sevişme ortamı yaratılmıştır böylelikle de porno sektörünün varabileceği zirve noktası da bir bakıma bu filmin bahsi geçen sahnesinde gizlidir pornoya dair en ufak bir ilgisi olan bir kişinin henüz bu bahsigeçen sahneyi görmediyse diğer tüm elindeki malzemeyi bir kenara koyup derhal bu sanat eserini edinmesi gerekmektedir

çubuklu şeker gibi "yalanan" ve çiklet gibi "ağızda patlatılan" ürünler üretilmesi sebebiyle marka sahibinin özel olarak seçip bulduğunu düşündüğüm ve bu sebeple rocco siffredi nin rocco lolipop diye bir ürünün varlığını öğrenmesi halinde telif hakkı istemiyle dava açması halinde o davanın akıbetinin ne olacağını merak etmeme neden olan ürün ayrıca bu ürünün reklamını taşıyan bazı ikarus otobüsler de vardır ki onlarla mecbur kalmadıkça seyahat etmemeye özen gösteririm cünkü bu otobüslerden birine bindiğimde nedense bi tuhaf hissetmekteyim...

fatih urek gibi sapına kadar erkek olduğunu iddia edecek biçimde seviyesizlemiş tam tersine feminen davranışlar göstermemesine rağmen cinsel tercihinin homoseksüellik olduğunu "delikanlı gibi" ilan etmiş olan adam bu şekilde açıksözlü olamayan ibnelere de söyle denebilir: "ya kardeşim ibnelik yapma da açık açık söyle işte ibne olduğunu!"

bir kimya denklemindeki unsur: denklem söyledir kadın sabiti = zeka*güzellik*erişilebilirlik dolayısıyla bu 3 unsur aynı anda aynı kadında olamaz bu durumda zeki kadın ya çirkin kadındır ya da erişilemez dolayısıyla zeki kadından kolay kolay bir erkeğe hayır gelmeyecektir...

benim burda bulunma müsebbibim...ve ayrıca kampüs hayatımdaki ilk sıkı arkadaşım (zaten kaç tane var ya bu cinsten neyse..)kendisiyle her türlü muhabbete girilir fakat iddiaya girilmez çünkü iddiaya girerkenki cesaretini iddiayı kaybettikten sonra edimini ifa ederken göstermez kumar borcu eksik borçtur deyip borcunun üstüne yatar ha sözlük ortamında girilecek şey iddia değil de muhabbet olduğundan kendisi her entry ye lazım bir bilgiç olarak görülebilir pekala...

hakkı bulutun milyon tane şarkısından bildiğim tek dize ki yetiyor da artıyor bana hakkı bulut hakkında bir kanıya varmama...ve ayrıca gökhan semiz in hayat hikayesini sözlüğe taşıması sebebiyle varlığından haberdar olduğum sözlük yazarı bu entry si benim açımdan o kadar hoştu ki diğer entry lerini okumaksızın kendisine selam çakma ihtiyacı hissettim...

bu sabah yine her sabahki gibi sıkıldım istanbuldan moralim bozuk cereyen kesik bir de sen yoksun ya çok yazık... bu dizeler normalde laylaylom ipimle kuşaım skimle tashaım felsefesinde yaşıyormuş gibi görünen o 3 insanın bu eğlence dilini en iyi eleştiri aracı olması sebebiyle kullandığını ve bu şarkının bestesi de bu adamların aslında gayet müzisyen insanlar olduğunu gösterir yalnız bir entry de "gokhana ozel bir sarki yapmislardi" demektedir fakat tam tersine bu şarkıyı gökhan vitaminden bağımsız yapmıştır çünkü gökhan semiz ölmeden az önce solo albüm çıkartmayı müzisyen kimliğini ortaya koymayı düşünmeye başlamıştır fakat bunları görtermeye bir trafik kazası engel olmuştur. geri kalan üyeler de gökhansız çıkarttıkları ilk albümde aslında gökhanın tek başına seslendirdiği bu parçayı yeniden seslendirmiştir geri kalanların çıkardığı albüm cep telefonu gibi kötü kelimesinin açıklamakta kifayetsiz kalacağı bir albüm olduğu içinse bu albüm yok sayılarak şarkının önceki varlığı da grup vitamin fanı syaılabilecek kişiler haricinde bilinmediği için bu şarkı gökhan semize bir saygı duruşu olarak yapılmış bir izlenim kalmıştır kamuoyunda..geri kalanların gökhan semizsiz devam edememelerinin temel nedeni de geri kalan kişiler sempatik ve hatta komik insanlar olmalarına rağmen vitaminin şarkılarındaki mizahı üreten kişinin gökhan semiz olmasından ve bu yüzde de geri kalanların gökhan olmadna üretim yapamamasından başkaca bir şey değildir..

emre altuğ tarafından coverlanan o cover sebebiyle zamanında emre altuğ un soft rock tarzı çok kaliteli bir vokal olacağını sanmama ve sonrasında emre altuğ un ne olduğunu görmem neticesinde "lan bu zibidi de erkin koray coverladı ya hay ben böyle işin..." dememe neden olan alaturka ensturmanlarla dahi rock havası yakalanabileceğini gösteren aşık olma denen hadisenin içine düşüldükten sonra defalarca dinlense de bu dinlemelerin artık beyhude olduğu şarkı...

hayata en küskün olduğum dönemde mfö nün kendi kendilerine ulan bi değişiklik yapıp gerçek anlamıyla bir rock albümü çıkartalım demeleri üzerine çıkardıkları albümün () giriş parçasının adı... bu şarkı benim "ewt işte bu ya dünyaya haykırmak istediğim sözler bunlar benim hakkaten halim ne kötü ne şahane nedir bu böyle hep aynı hikaye" dediğim ve bu hallerin yalnızca bana özgü olmadığını görerekten beni hayata bir anlamda döndüren parçadır. ha ben hayatla barıştım da noldu hayatım şahane mi oldu ya da aynı hikayelerden kurtulup hayatımı renklendirmeyi mi başardım hayır ama en azından bu durumun aslında gayet doğal olduğunu kabullenmemi sağlamıştır üstelik asabiyetim tavan yaptığında haykıracak bir söz grubu da hazır olmuştur ha bi de ben bu şarkının melodisini sabah uyandırma alarmı yapmışımdır ki alarmı duymama rağmen yataktan dışarı çıkmamamın bahanesini de peşinen her sabah kendime karşı hazırlamış da olurum böylece..

iett nin bi hattı demek aslında pek doğru değildir çünkü bazı hatlarda olduğu gibi ((bkz: 559c) (bkz: 500)) özel halk otobüslerine özgülenmiştir ve bu sebeple yılların mavi akbilcisi olarak bana bir kere bile olsun binmek nasip olamamıştır aslında binecek dahi olsam benim bulunduğum duraklara gelinceye kadar bu hattın taşımacılığını yapmak üzere yola çıkmış ö.h.o’da araca binmelik yer kalmamıştır ha benim o otobüse binmeye gerçekten niyetim olsa paragöz muavinler bir şekilde beni de içeri sokar otobüsten o ayrı mesele...

bu ismi taşıyanların esmer olanları içlerinde doğal bir fedailik taşırlar ve bunların kalabalık olduğu bir yerde biri çıkıp kara murat hanginiz diye sorarsa hepsi sırayla kara murat benim diyecektir ancak kara murat olabilecek kitlenin türk toplumunda kalabalık bir yer edinmesi sebebiyle geriye kalan azınlık da topluluk psikolojisi içinde kendini kara murat ilan edecektir ki bunların arasında kadınlar dahi olabilecektir

asik degilken bile insana ask acisi cektiren parca hele bi de platonik asiksaniz hele bi de asik oldugunuz kisiyi her gordugunuzde eriyip bitiyor ve fakat bunu ona ifade etmekten bile acizseniz (en azindna kendinizi oyle hissediosaniz) ve bu sarkiyi ezberinizin en guzel koselerinden birine evvelce yerlestirmisseniz o kisiyle yuzyuze geldikten hemen sonra o kisinin ardindan "yeter ki islak islak bakma oyle" diye haykirirsiniz ve fakat o bunu duymaz duyamaz...bu haykirmanin bir hafif dozda olanini da fikret kizilok yazmis ve demistir ki " yeter ki sen sev beni yeter ki inan bana..." isin ilginci bu sarki ask sarkisi olsun diye de yazilmamistir ancak hayattaki belki de en buyuk sevgili olunacak kisinin olumu uzerine yani annesinin ardindan o hissiyatla cem karaca yazip bestelemistir bu eseri bu yuzden olsa gerek cem karaca haricinde kimden duyulursa duyulsun bu sozler o hissiyat sarkinin o ruhu soylerken dinleyiciye verilemeyeceginden cem karacanin o delici/yakici etkisini dinleyene verememektedir ve de veremeyecektir..

al pacinoyla robert de niro nun karsilikli olarak sahne aldigi yegane film (godfather 2 de ayni filmde oyamislardir fakat senaryo sebebiyle asla ayni kare icinde yer almamislardir) film gerek aksiyon sahnelerini alabildigine gercekci yansitimiyla gerek asil hirsiz ve asil polis etrafindaki olayi kurgulamasiyla gerekse ozellikle bu asil hirsizla asil polisin karakterlerinin tum ayrintisiyla kusursz bicimde seyirciye yansitilmasiyla gercek bir saheserdir al pacino nun zirve yaptigi noktaysa filmin ortasinda bir yerde karisini evde ralf diye bir lawukla bastiginda ralf e karsi verdigi tepkilerdir derim ben ama sadece ben derim baskasi tutar al pacino nun asil hirsizin bas yardimcisinin oldugu yeri ispiyonlamak zorunda kaldigi icin o adamin karisiyla nicin yattigini kendi kendine sordugunda verdigi o cevabi soyler bir baskasi mimikcidir robert de niroyla al pacinonun karsilikli kahve icerkenki yuz ifadelerinde bulur filmin zirvesini bir baskasi robert de niro nun van zant denen serefsize haddini bildirmek adina caldigi paradan ve hatta canindna feragat ederkenki ifadelerinde...

say hello to my little friend... bu film basindan baslayip sirf su sozun duyulup yine su sozun soylendigi kisim gorulmesi icin bile izlenmelidirbu filme mafya filmi deyip gecenlere de kurtlar vadisi irak tavsiye edilmelidir bir de ikinci grup vardir onlar da abi kv super dizi/film derler ordan etkilenip kahramanlik turkuleri cigirirlar onlara bir sey de tavsiye edilmemelidir cunku onlarin zihni tavsiye alabilecek kadar dahi algidan yoksundur onlar dogrudan havale edilmelidir. elbette tony montana kimsenin idolu olmamalidir kaldi ki fim zaten bir idol cizmez scarface epik bir filmdir cunku zaten kosullarin ve ozellikle de insanin (pirellinin kontrolsuz guc guc degildir sloganinda ozellikle vurgulandigi uzere)hirsina yenik dustugunde en tepeye ulastigini zannettigi anda bile ne derece sefillige dusebilecegini gosterir o bm sekreterini bombalama olayinda da cocuklarin varligi aslinda tony montana nin kendi hirsina yenik dusmenin sonucunda vardigi sefilligi farkettigi noktadir ve iste soze girerken bahsettigim montanaya ait filmdeki son cumlenin gerceklestigi sahne de oyle bir sefillikte yasayacagima olurum ve olurken sizleri de beraberimde gotururum u sahneler...

italya da once hukuk eigitimi almis benim mezun oldugum hukuk fakultesinde bu kisiye ucundan kiyisindna bile benzeyen birinin bulunamayacagi ustun insan ve hatta tanrica...kendisi hukuktan sikilarak modellik sinema gibi keyifli sektorlere gecis yapmis hukuk sektorunuyse icinin gecmisligi yuzune yansimis kendini disi olarak isimlendiren ve fakat disilik denen olgudan yoksun karsi cinslerime ve benim gibi bahtina bahtiyla birlikte de hayata kusen hemcinslerime birakmistir... ayrica bu ustun insan matrix denen seride de kisa kisa da olsa arz-i endam etmistir ki o kisa sureler keanu reeves denen dallamaya olan devil’s advocate dan baslayan hincimin gonlumdeki yerinin iyide iyiye kuvvetlenip sabitlesmesine neden olmustur..

aynasi istir kisinin... bu kisinin de yaptigi ise bakilmalidir. yaptigi is de bir sarkicinin oncelikle piyasaya sundugu albumlerdir ve kabul edilmelidir ki bu adam kimsenin tutturamadigi bir muzik dengesini albumlerinde tutturmustur. insanlar 2 tane sarkiyi besteleyip sonra geri kalan 8 sarkiyi 18 dakkada hazirlayip albumu "doldururken" bu adam ozellikle ilk albumlerinde bir albumde 7-8 kaliteli sarki birden surebilmistir. somut konusmak gerekirse evet bu adam evvelden beri cover yapar fakat ait oldugu albumun 9. sarkisi olan alli turnam turkusunun basla davulla yogrulmus hali olaganustu guzelliktedir. ha son donemde kendinden sikildigini dusunmekteyim bu kisinin bu sadece yaptigi tuhaf islere degil cikarttigi bazi sarkilarina da yansimis arabeskvari sarkilar da yapmayi denemistir. ha ama bu haluk levent in yaptiklarinin yadsinmasina neden olmamalidir. netice de metallica bile kendini tuketmis en sonunda tutup da st. anger diye bir album cikartmistir populer kulture hayir derken simdi mtv ikonu haline gelmistir de... metallica nin dunyadaki etkisi neyse haluk levent e lokal bazda yani turkiye sinirlari cercevesinde o etki bakimindan bakmak gerekir...