retribution

işi gücü bırakıp, oturup sol frame’e saatlerce bakarak küçücük bir ilham pırıltısı yakalamaya çalışmak ve sonra bu başlıkları
başlıkları alt alta okumak başlığının şu an itibarı ile 160 sayfa olan haznesine eklemek amacı gütmek.
(bkz: basliklari alt alta getirmeye çalışmayı abartmak)

hatirla sevgili
mercan abi

eve donus
ayfer donmez

geceyi duse ceviren turk mucizesi burda
yeni raki

cuma namazini kim kilsin
ahmet umit

battle net
satilik degil

murat tasdemir
bence
karall

çocuğun adı benan. bir askeri hizmet yerinde bişey için ismi yazılacak, yazan da bir er.
a:isim?
b:benan.
a:ne?
b:benaan.
a:nasıl yani?
b:be-nan. kenan’ın b’lisi.
a:keban??


a’ya not:cidden, hadi diyelim duymuyosun da o kadar da mı çağrışım yapmadı?? karşındaki baraj değil adam!

olmaz ki öyle bişey... salaklıktır demiyorum, hayalciliktir. alay edilecek, hatta kopulacak ve kahkalara boğulunacak bir davranıştır. mantık dışıdır.
ayrıca karşıdaki kişide alınganlık yaratması gerekir, çünkü ciddiyetsizlik olarak görülebilir. bu teklifi alıp da cevabı için 3 saniyelik şok süresinden daha fazla bekleyenin iqsundan şüphe edilmelidir.

lisenin en belalı matematik konularından, integral’le biten silsileden sonra ikincisi. kusra bakmasınlar integral hesapları daha karmaşıktır ama zaten içinde yeterince karmaşık sayı vardır. sonuç olarak çok karmaşık sayılar, karmaşık sayılar konusu için daha iyi bir başlık olurdu.

duyduğumuz anda "hani?? ne zaman!!" dediğimiz, dünyanın en iyi derbisi olma özelliğini gösteren ve türkiyeinin sosyo-psikolojik yapısına olan etkisi bakımından da bir g.w.bush ziyaretinin yaklaşık 10 ila 50 katı arasında etki gösterme potansiyeline sahip derbi. en sevdiğim futbol maçı, daha ne diyim...

ajdar’a seçtirelim.

daha iyisi: ajdar’ı sahneye çıkaralım, en uzun süre karşısında dayanabilen olsun.

son zamanlarda hafiften hafiften sol sütunda parça parça görmeye başladığım, lakin sırf başlık açmış olmak için mi açıldığını da merak etmeden geçemediğim nadide söz parçaları. kötü emellere alet edilmek için fazla masum bir yol olan müziği yine de saygı gösterenlerin kendi çaplarında en değerli entrylerde yücelttiklerini bilmek ise bir nebze yatıştırıyor bu noktada beni (gereksiz cümle, naparsın)

deniz baykal a bakıp, partiye acıyıp, bir zamanlar desteklenen bu adamın bu hale nasıl geldiğini kısa bir süre anımsadıktan sonra, yine de bilinçli bir türkiye cumhuriyeti vatandaşı olmanın verdiği sorumlulukla desteğine devam etmektir.

gun gectikce giderek nufus olarak artan, ulkenin siyasi yapisindaki su anki yerini bilemesem de etkili olmasi gereken ve bir umut ileride kim bilir, almanya nın referandum la türkiye ye bağlanmasını sağlayabileceğine inanmak istediğim topluluk. harbiden ama bölünerek çoğalmışlar gibi geliyor, bayağı arttılar nüfusta, kim bilir %kaç olduk!!
(bkz: almanyayı türkleştirme hareketleri)
(bkz: belki bir gun)

bazı doğaüstü bilgiçler güçler tarafından girildiği sanılan, ama daha çok fabrikasyon ürünü gibi duran ve büyük şirketlerin kullanımı için özel olarak üretilmiş görüntüsü veren entrylerdir. cümle yapısının uzun ve eklentili oluşu ve özellikle imla hatalarına dikkat edilmişliği ile dikkat çeker.

sevgiliye müdahale çok zor da...
(bkz: eski sevgiliye kafa göz girmek)

bir sabah kalkıp da o gece rüyamda gelen ilhamın aslında çoook uzaklardan, ingiltereden geldiğini farkedince türk misafirperverliğini göstermek maksadı ile yapmaya koyulduğum eylem.
savunma: kendimden biliyorum, bu tür davranışlar toplumun bazı kesimlerinden özellikle aşırı görür. nitekim bu davranışın sahibi genelde kötü niyetli değildir, sadece inigilizcesi iyidir ve ingilizce düşünebiliyodur. aklına dugularını ifade eden kelimeler o anda ingilizce gelmiş olabilir pekala. yani burda asıl maksat aldığım eleştirilerin genelinin aksine şiiri ingilizce yazmak değil, sevilene şiir yazmaktır.

rte nin kendini her seferinde biraz daha aştığına beni inansıran halka seslenişlerinden sonuncusu. ne yazık ki bu seslenişleri dinleyip de sırf kendi kendilerine anladıklarını savunabilmek için buna körü körüne inanan insanlar o kadar çok ki ülkemizde...

hakkında yapılan yorumlar hiç bir zaman yeterl olamaycak, günlerce sürecek seminerlere kaynak olabilecek kadar kirli çamaşırı, yolsuzluğu, arsızlığı, irticai görüşleri, bölücü fikirleri ve daha neler neleri olan, bu milletin hala nasıl seçtiğine inanmadığım başbakan. sabıkalı bir kişinin başbakan yapılması yanı sıra bu zamana kadar bu yolsuzluk geçmişi ile nasıl bu hayran kitlesini toplayabildiğini de çözebilmiş değilim. laiklik dine karışmamak derken dinlerinin elden gittiğini düşünen cahil kesim tarafından bu derece sevilmesi bile aslında bölücü bir eylem sayılabilir. rte bölücü değildir, bölücülüktür: halkı ikiye bölerek birbirlerinden nefret etmelerini sağlamıştır. şahsen ben düşünmeyen insanı sevmem, ki koyun türüdür, körü körüne inanan insanı sevmem, bilip bilmeden atlayan insanı, yani cahil insanı da sevmem, sonuç olarak rteye bu denli bağlı insan da bu insandır.

çoğu insan evladının kapalı bir ayakkabıyı bir iş günü boyunca giymesi sonucu kolayca, kupon kesmeden, bayiye gitmeden sahip olabileceği, nitekim yıkayıp özelliğini kaybettirmekten başka hiç bir işlerine yaramaycak eşya.

cehennemde zebaniyle muhabbet olsun diye yakıt parasını sormaktan iyidir. en azından elindeki imkanlarla kaderine müdahale etmeye çalışmaktır çünkü.

toplumun çoğunluğuna sesini duyuramaması nedeniyle içinde bir ukde kalmış insandır. bu açlığını gidermek için kendini msnin onune attığı zaman kişisel olarak o hastalıklı ruhun ürettiği çarpık fikirleri listesinde online gördüğü kurbanlarına teker teker aşılamaya başlamdan önce varlığını ve de günün menüsünü ortama duyurmak için işe nikcini değiştirmekle başlar. işlenebilecek temaların sınırları tamamen o popüler kültürün etkisiyle çürümekte olan kokuşmuş sinir yığınının o sıralarda algılamakta olduğu konu başlıklarının çeşitliliğine bağlıdır. parmak kaslarının anlık yorulmasından başka bir görünür kayıp getirmediği için bu davranış kafanın içindeki örümcekler meclisine pek de zararlı görünmemektedir fakat toplum üzerindeki sosyo-psikolojik etkileri ve yaygınlığının doğurabileceği korkunç sonuçlar tabii ki bu yargıya varılırken dikkate alınmamaktadır. bu açıdan bakınca bu model insanlaron beyinsiz zombiler olarak da tanımlanabileceği aklıma gelmektedir. öte yandan kendi beynine örümcekler meclisi ve kendine beyinsiz zombi diyebilen bir insanın yazacağı msn nicki dışında kalan tüm toplumsal mesajlar da aynı zehirli özellikleri taşıyor olabilirler pekala.

(bkz: asla)

tabi şu da var:
(bkz: asla asla deme)

sonuçtaki yorum:
korkutucu!!

önüne acilen geçilmesi için fii tarihinden beri çağrılarda bulunulan durum. bazı çözüm önerileri dikkate alınsa, mesela denildigi gibi bi hareket, aksiyon yaratılsa, ya da egoları şişirilerek birinci nesiller yazmaya daha çok teşvik edilse hayat ne güzel olurdu. birinci nesillerin soyu tükenmez, mutlu mesut sonsuza kadar yaşarlardı