confessions
  1. toplam entry 412
  2. takipçi 10
  3. puan 10730

dtcfde feministlerin meydan dayagı

rapunzelkibritsatar
(bkz: (şiddete hayır diyen erkekler görüyorum) elbette ki şiddet hiçbir zaman çözüm değildir. kadın veya erkek kimsenin şiddete maruz kalması desteklenemez. yalnız burada olay değişiyor. tacize uğrayan bir kızımız var. gönül ister ki bu kızımız gitsin suç duyurusunda bulunsun ve adalete bıraksın olayı. ama ne mümkün! birbirimizi kandırmayalım sözlük o kızı kimse ciddiye almazdı. bırakın taciz vakasını, kadın cinayetleri ciddiye alınmıyor bu ülkede. kızlar da kendi başlarının çaresine bakmışlar ve ortaya tepkilerini koymuşlar. yalnız değiliz imajı vermişler. pek güzel. aklıma takılan bir diğer soru şu; eğer ki o çocuğu döven bir erkek olsaydı yine aynı tepkiyi verecek miydiniz? çocuk kıza tacizde bulunsa ve kızın abisi, kardeşi veya erkek arkadaşları gelip saldırıda bulunsa? muhtemelen haberimiz bile olmayacaktı. (bkz: namus bekçiliği) işte böyle dayak atarken bile ayrımcılığa uğruyoruz. kız kardeşlik kazanacak.

işten kovulmak

rapunzelkibritsatar
işten çıkacağımı 15 gün önceden bildirmiştim ve yerime birini bulmuşlardı. 15 ocak net çıkış tarihimdi. ama 30 aralıkta işverenim bana dönüp "sen yarın da gel, sonra dinlen biraz gelme" demişti. işten kovulmadım ama şirketten kovuldum. bende "ehe negzel yılbaşında içerim, arkadaşlar çağırıyordu zaten" diyerek takmadığımı belirttim. yılbaşı gecesi beyaz dobloda, neşet ertaş eşliğinde ağlayarak ucuz şarap içtiğimi hatırlıyorum.

reddedilmek

rapunzelkibritsatar
eski sevgili reddedince sabaha kadar uyumamak. sabah yeni girdiğin ortamda kimseyle konuşmamak. akşam eve gelince düşüp bayılmak. 2 ay sonra özlem dolu bir mesaj atmak, onunda aynı duyguyla cevap vermesi ve yeniden başlamak. bir hafta sonra "bun adam için mi yataklara düştüm, keşke yine reddedseydi" diye düşünmek.

çalışmak isteyip iş aramak istememe sorunsalı

rapunzelkibritsatar
bir kaç aydır içinde bulunduğum durum. kimse derdinizden anlamaz. sizde istersiniz çalışmayı ama bırakın görüşmeye gitmeyi, telefonla randevu almak bile zor gelir. bukowski'nin de dediği gibi; "iş ilanlarına bakmak gelmiyordu içimden bir türlü. bir masaya oturmuş birinin önünde durup iş istediğimi; o işe uygun olduğumu söylemek çok zor geliyordu bana. samimiyetle söylüyorum, yaşam beni dehşete düşürüyordu. yemek, uyumak ve çıplak dolaşmamak için insanın yapmak zorunda olduğu şeyler ürkütücüydü. ben de yatakta kalıp içiyordum. içtiğin zaman dünya yine oradaydı, kaybolmuyordu ama boğazına sarılmıyordu en azından."
21 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol