kafasi karmakarisik bir kisinin karsisindaki kisiye meselesini anlatip dinleyici konumundaki kisinin de kafasini da allak bullak ederek beyni bulandirdiktan sonra akil danisilan kisinin soz bitiminden sonra bos ver kalbinin sesini dinle demesi diyerek kisiyi uzaklastirmak istemesi.aslinda bu cumleyi kuran kisinin kalbi olmadigi ve sesini duyabilecegi bir sey olmadigi icin rahatlila kurabilecegi cumle.kalp krizi gecirenlerin kalbinin ne dedigini duymayi cok istedigim replik.
bir televizyon show programinda;programin sunucusunun katilan kisinin mahiyetine ovguler yagdirmasi.klibiniz cok iyi.albumunuz cok iyi.sacin iyi.dizin iyi sen iyisin.herkez kotu.ne diyorum ben lan dur kafam karisti.ben de iyiyim.dur bir sarkida ben soyleyeyim.ibrahim tatlises bu isin ehlilerindendir.
dalkavukluk sadece gunumuzde varolan bir terim degil kokeni ta tanzimat donemine dayanir.tanzimattan once dalkavukluk bugunku anlamiyla mevcut olmakla beraber isleri, zenginleri konaklarinda eglendirmek olan bir dalkavuk esnafi oldugu anlatiliyor. topkapi sarayi muzesinde bulunan i. mahmut doneminde yazilan ancak kime yazildigi belli olmayan dilekceye gore dalkavuklar esnaf olarak hizmet vermis. dalkavuk kullari imzasiyla kaleme alinan tarihi vesikada dalkavuklar mesleklerinin kurallara baglanmasini istiyor ve arzulari yerine getiriliyor. dalkavukluk kullarina gore, dalkavuklar kibar ve rical huzurlarina girdiklerinde etek oper, hane sahibi zatin mizacina uygun konusur, igrenc tabirlerden sakinir, hane sahibi ne soylerse fevkâlade yardakcilikla tasdik eder ve verilen paranin cokluguyla meslektaslari arasinda ovunmez. dalkavuklarin resmi ucret tarifelerinden bazilariysa soyle belirlenmis: dalkavugun basina kabak vurma, bir seferine 30 para. yuzune murekkep veya komur surme 37 para. merdivenden asagi yuvarlama 180 para. kuyrugu disarida kalmak kaydiyla bir findik sicaninin agzinin icine kapatma 400 para. bostan dolabina baglanarak su icinde bir muddet durdurulmak sarti ile bostan kuyusu icine bir devrine 600 para. eger latife esnasinda dalkavuk bogulup olurse cenazesinin masrafi latifeyi yapana ait olur. osmanli doneminde bir meslek sayilan dalkavukluk cumhuruyetle beraber herhangi bir tarifesi ve duzenlemesi olmayan ve hizmet kolu olarak gorulmese de gunumuze kadar varligini surduruyor. ozellikle cok partili sisteme gecildikten sonra iktidar sahipleri ile olasi iktidar sahipleri (ana muhalefet liderleri) ekseninde bu isi gonullu(!) yapacak haleler olusuyor. herhangi bir orgutlenmeye dolayisiyla bir tarifeye sahip olmayan bu kitle, bu hizmetinin karsiligini dolayli olarak almaya calisiyor. osmanlida yeni padisahlarin cevresinde oldugu gibi etkin iktidar sahiplerinin de cevresini sarmalayan bu tipler milyar dolarlik banka hortumlari, ucuza kapatilan devlet arazileri ve benzeri kazanimlarla dalkavuklugun altin cagini hazirlayicisi olarak goruluyor.
japon kulturu icinde bir doneme damgasini vuran ve 1800lu yillarin sonlarina kadar varligini surduren samurayligin, baslangicinin ortacaga kadar dayaniyor. ortacagin ortalarinda imparatorun koruyuculari olan askerler icin kullanilan samuray sozu (ki sozcuk, japoncada hizmet etmek anlamina gelen samuraudan kaynaklaniyor), zamanla feodal krallar icin hizmet eden tum savasci gruplari kapsayacak sekilde kullanilmaya baslamis. kendilerine ozgu bir yasam tarzlari olan samuraylar guclendikce, imparatorun gucu azalip, sogun adi verilen yerel askeri/feodal beyler bulunduklari yorelerin mutlak hâkimi durumuna gelmisler. kendi aralarinda da buyuk bir hiyerarsi icinde olan samuraylarin, bushido adini verdikleri kurallar toplami icinde hareket edip, yasamlarini buna gore duzenlediklerine de mutlaka deginmek gerek.
samurayin el kitabi adiyla turkceye cevrilen yazarinin yamamoto tsunetomo oldugu samuraylik efsanesi hakkinda bilgi edinmemizi saglayan bir kitap.bir samuray olarak, kendisini efendisinin hizmetine adayan yamamotonun yaptigi konusmalarin, onu yedi yil boyunca ziyaret eden bir genc samuray tarafindan not edilmesi ve kitap hâline getirilmesiyle ortaya cikan hagakure, yapraklarca gizlenmis, gizli yapraklar anlamina geliyor.esas olarak on uc bini asan parcadan meydana gelen hagakurenin, amerikali william scott wilson tarafindan secilmis uc yuz parcasindan olusan kitap, on iki bolume ayrilmis. bolumlerin kendi iclerinde odaklandiklari bir konu oldugunu soylemek cok mumkun olmasa da yine de temel izlekleri oldugu soyleneyebilir. kitap boyunca yamamotonun donemin feodal beyliklerinde yasananlarla ilgili olarak anlattiklarinin yani sira, agirlikli olarak iyi bir samuray olmak icin yapilmasi gerekenlere de yer veriliyor.
yamamotonun ogutlerinin ozunde, samuray olmanin altin kurali olarak, zaman/mekân duzleminden kopmanin gerekliligi ve daha dogarken oldugunu kabul etmenin geldigi goruluyor: "insan her gun bedeni ve ruhu huzur icindeyken, oklar, tufekler, mizraklar ve kiliclar tarafindan parcalara ayrilmak; kabaran dalgalarca uzaklara goturulmek; buyuk bir yanginin ortasina firlatilmak; yildirim dusmesiyle carpilmak; buyuk bir depremde olesiye sallanmak; metrelerce derin bir ucuruma yuvarlanmak; hastaliktan olmek ya da insanin efendisinin olumunden sonra seppuku (harakiri) yapmasi hakkinda meditasyon yapmalidir. ve kisi kendisini her gun istisnasiz olu kabul etmelidir". ayrica bir samuray olarak zor olani secmenin gerekliligi de surekli vurgulaniyor: "bir firtinaya tutuldugunda sacaklarin altinda yurusen de yolun ortasindan gitsen de islanirsin, samurayin yolundaysan ortadan gitmeyi tercih edersin". ne var ki, efendisinin olumunun ardindan bir budist rahibi olan ve inzivaya cekilen yamamotonun felsefeyle dogrudan bir ilgisi bulunmadigindan -wilsonun sozleriyle-, hagakurenin "gerek iyi kurgulanmis bir akil yurutme ya da mantiksal arguman tasima anlaminda, gerek konu anlaminda, iyi dusunulmus bir felsefe olmadigi"; "bilakis, aydin karsiti ya da antiskolastik bir meyille ilerledigi" soylenebilir.
kitap dogu mistizmiyle ilgilenen ve samuraylikla ilgili inceleme yapanlar icin onerilebilir.
yamamotonun ogutlerinin ozunde, samuray olmanin altin kurali olarak, zaman/mekân duzleminden kopmanin gerekliligi ve daha dogarken oldugunu kabul etmenin geldigi goruluyor: "insan her gun bedeni ve ruhu huzur icindeyken, oklar, tufekler, mizraklar ve kiliclar tarafindan parcalara ayrilmak; kabaran dalgalarca uzaklara goturulmek; buyuk bir yanginin ortasina firlatilmak; yildirim dusmesiyle carpilmak; buyuk bir depremde olesiye sallanmak; metrelerce derin bir ucuruma yuvarlanmak; hastaliktan olmek ya da insanin efendisinin olumunden sonra seppuku (harakiri) yapmasi hakkinda meditasyon yapmalidir. ve kisi kendisini her gun istisnasiz olu kabul etmelidir". ayrica bir samuray olarak zor olani secmenin gerekliligi de surekli vurgulaniyor: "bir firtinaya tutuldugunda sacaklarin altinda yurusen de yolun ortasindan gitsen de islanirsin, samurayin yolundaysan ortadan gitmeyi tercih edersin". ne var ki, efendisinin olumunun ardindan bir budist rahibi olan ve inzivaya cekilen yamamotonun felsefeyle dogrudan bir ilgisi bulunmadigindan -wilsonun sozleriyle-, hagakurenin "gerek iyi kurgulanmis bir akil yurutme ya da mantiksal arguman tasima anlaminda, gerek konu anlaminda, iyi dusunulmus bir felsefe olmadigi"; "bilakis, aydin karsiti ya da antiskolastik bir meyille ilerledigi" soylenebilir.
kitap dogu mistizmiyle ilgilenen ve samuraylikla ilgili inceleme yapanlar icin onerilebilir.
"guc kazanan herkes onu kaybetmekten korkar!"
"sithin intikami" filminden...
"sithin intikami" filminden...
"baslangici olan her seyin bir sonu vardir. sonun yaklastigini, karanligin yayildigini ve olumu goruyorum. ve onun yolundaki tek engel sensin neo. eger bu gece onu durduramazsan, korkarim hicbirimiz yarini goremeyecegiz."
kahin ("matrix revolutions" filminden)
kahin ("matrix revolutions" filminden)
o-ren ishii: o kadar kolay olacagini sanmamistin, degil mi? gelin: bilirsin, bir an icin... o kadar kolay olacagini dusunmustum.(kill bill bolum-1 filminden)
peter parker: senin icin yapabilecegim bir sey var mi?
may hala: zaten cok sey yapiyorsun evladim. koleje gidiyorsun, calisiyorsun, hep benim yanimdasin... supermen degilsin, biliyorsun!"(orumcek adam filminden)
may hala: zaten cok sey yapiyorsun evladim. koleje gidiyorsun, calisiyorsun, hep benim yanimdasin... supermen degilsin, biliyorsun!"(orumcek adam filminden)
gulersen dunya da guler, aglarsan tek basina aglarsin." ("ihtiyar delikanli" filminden...)
butun ayraclari kaldirdin ama unuttugun
bir sey vardi yine de, cicekleri sulamadin
gokyuzu sarardi o zaman bulutlar kirlendi
ve ne kadar az konusur olduk gunboyu
birden ayrimsadik ki ayrilik orda basliyor
tam da sususlarin birbirine eklendigi yerde
ezberlenecek hicbir sey yok bu dunyada
kirletilmemis bir bulut bile yok artik
boyle diyorsun her yolculuga cikisimda
yasadigin kent de sana benziyor gitgide
ne zaman donmeyi dusunsem yangin cikiyor
ya da erteletiyorum biletimi son anda
uzun bir sessizlik oluyorsun daglara baksam
karsiliksiz mektuplar kadar burkuluyor kalbin
yazdigim siirler de canimi sikiyor artik
fotograflarimi yirtip atiyorum tek tek
ve ben butun yapraklarimi dokuyorken simdi
eylul diyorsun, tam da orda basliyor ayrilik
usuyunce agliyorsun yalnizim dememek icin
ucaklar gemiler trenler ciziyorsun duvarlara
kendine bir deniz bul artik bir de ruzgâr
parcalanacagin bir ucurum bul bu dunyada
tek tutkun o kenti birakip gelmek olmali
ve gelirken havaya ucurmak bindigin otobusu
birden ayrimsadik ki ayrilik orda basliyor
tam da ciceklerin sulanmadigi yerde
konusacak bir seyler bulamiyorsak gunboyu
derim ki ayrilik gundemdedir ne yapilsa
ve sen butun ayraclari kaldirdigini sanmistin
ama unutmussun yine de ayrilik ayracini
ahmet telli
bir sey vardi yine de, cicekleri sulamadin
gokyuzu sarardi o zaman bulutlar kirlendi
ve ne kadar az konusur olduk gunboyu
birden ayrimsadik ki ayrilik orda basliyor
tam da sususlarin birbirine eklendigi yerde
ezberlenecek hicbir sey yok bu dunyada
kirletilmemis bir bulut bile yok artik
boyle diyorsun her yolculuga cikisimda
yasadigin kent de sana benziyor gitgide
ne zaman donmeyi dusunsem yangin cikiyor
ya da erteletiyorum biletimi son anda
uzun bir sessizlik oluyorsun daglara baksam
karsiliksiz mektuplar kadar burkuluyor kalbin
yazdigim siirler de canimi sikiyor artik
fotograflarimi yirtip atiyorum tek tek
ve ben butun yapraklarimi dokuyorken simdi
eylul diyorsun, tam da orda basliyor ayrilik
usuyunce agliyorsun yalnizim dememek icin
ucaklar gemiler trenler ciziyorsun duvarlara
kendine bir deniz bul artik bir de ruzgâr
parcalanacagin bir ucurum bul bu dunyada
tek tutkun o kenti birakip gelmek olmali
ve gelirken havaya ucurmak bindigin otobusu
birden ayrimsadik ki ayrilik orda basliyor
tam da ciceklerin sulanmadigi yerde
konusacak bir seyler bulamiyorsak gunboyu
derim ki ayrilik gundemdedir ne yapilsa
ve sen butun ayraclari kaldirdigini sanmistin
ama unutmussun yine de ayrilik ayracini
ahmet telli
burada yagmur yagiyor
araliksiz yagiyor gunlerdir
ama sen yine de semsiyeni
almadan gel ilk otobusle
bugulanan camlara usulca
yuzunu ciziyorum ki yuzun
bir yagmur damlasi olup
dusuyor yapraklarina gulun
guller de bozamiyor bu uzun
karanlik sessizligini kentin
anilarini yitiriyor sokaklar
bezirgânlasiyor bulvar isiklari
tarih de kekemelesiyor bazan
ki o zaman asktir tek bilici
asksa yurumek gibi bir sey
duyabilmek kuslarin gelisini
anisi bizsek eger bu kentin
unuttugu turkuler bizsek
aciyi rehin birakip bir gule
animsatmaliyiz bunlari bir bir
sonra yurumeliyiz seninle
sokaklara caddelere cikmaliyiz
belki bir asktir bu kentin
bellegini geri getirecek olan
burada yagmur yagiyor ama sen
semsiyeni almadan gel yine de
ozletiyor bu cilgin saganak seni
sirilsiklam ozletiyor biliyor musun
ahmet telli
araliksiz yagiyor gunlerdir
ama sen yine de semsiyeni
almadan gel ilk otobusle
bugulanan camlara usulca
yuzunu ciziyorum ki yuzun
bir yagmur damlasi olup
dusuyor yapraklarina gulun
guller de bozamiyor bu uzun
karanlik sessizligini kentin
anilarini yitiriyor sokaklar
bezirgânlasiyor bulvar isiklari
tarih de kekemelesiyor bazan
ki o zaman asktir tek bilici
asksa yurumek gibi bir sey
duyabilmek kuslarin gelisini
anisi bizsek eger bu kentin
unuttugu turkuler bizsek
aciyi rehin birakip bir gule
animsatmaliyiz bunlari bir bir
sonra yurumeliyiz seninle
sokaklara caddelere cikmaliyiz
belki bir asktir bu kentin
bellegini geri getirecek olan
burada yagmur yagiyor ama sen
semsiyeni almadan gel yine de
ozletiyor bu cilgin saganak seni
sirilsiklam ozletiyor biliyor musun
ahmet telli
hic kimse bir aski
onarmaya kalkmasin
kaybedilmeye deger
en guzel aninda bitirilmisse eger
ahmet telli.asklar mi 3
onarmaya kalkmasin
kaybedilmeye deger
en guzel aninda bitirilmisse eger
ahmet telli.asklar mi 3
gun biter gulusun kalir bende
anilar gibi suruklenir bulutlar
omrumuz ayriliklar toplamidir
yarim kalan bir siir belki de
aykiri anlamlar arayip durma
guz biter sular kopurur de
kapanmaz gulusunun actigi yara
ucurum olur cellat olur her gece
her gece yeniden bir talan baslar
aci ses olur, ses deli bir yagmur
eski bir eylule gireriz boylece
sigindigim her yer adinla anilir
ben girerim, sokagi devriyeler basar
bir de gulusun eklenir kimligime
ahmet telli
anilar gibi suruklenir bulutlar
omrumuz ayriliklar toplamidir
yarim kalan bir siir belki de
aykiri anlamlar arayip durma
guz biter sular kopurur de
kapanmaz gulusunun actigi yara
ucurum olur cellat olur her gece
her gece yeniden bir talan baslar
aci ses olur, ses deli bir yagmur
eski bir eylule gireriz boylece
sigindigim her yer adinla anilir
ben girerim, sokagi devriyeler basar
bir de gulusun eklenir kimligime
ahmet telli
suya dusen bir karanfilse yuregin
birak kendini irmagin turkusune gulum
vursun seni o tastan bu tasa
o caglayandan bu caglayana diyen sair...
birak kendini irmagin turkusune gulum
vursun seni o tastan bu tasa
o caglayandan bu caglayana diyen sair...
anisi biz olalim bu sokaklarin
opusmedigimiz tek sacak alti
hicbir otobus duragi kalmasin
biz yuruyelim kent guzellessin
gurultusuz sozcukler bulalim
yeni sevinclere benzeyen
biz gelince bir yagmur baslar
yuzun cizilir bugulanan camlara
bir uzun karatma biter
akasyalar kopurur birdenbire
ve her avluda adinla anilan
cicekler sulanir aksamustleri
bir arkadas evinde ugrariz yolustu
bir fincan kahve iceriz, isitir bizi
basini sessizce omzuma koyarsin
gulureyhan olur solugun
biz kaliriz kuslar donup gelir
her balkonda bir menekse sesi
belki yeniden guzellestiririz
adlari degistirilen parklari
perdeleri hic acilmayan evlerde
isiklar yanar cocuk sesleri duyulur
tanidik sevinclerle dolar yeniden
kendi sesini kemiren alanlar
anisi biz olalim bu sokaklarin
ve hic durmadan yagmur yagsin
biz gurultusuz sozcukler bulalim
sarmasiklar fisildassin yine
gidersek birlikte gideriz
yeni sevincler buluruz huzne benzeyen
siir:ahmet telli
opusmedigimiz tek sacak alti
hicbir otobus duragi kalmasin
biz yuruyelim kent guzellessin
gurultusuz sozcukler bulalim
yeni sevinclere benzeyen
biz gelince bir yagmur baslar
yuzun cizilir bugulanan camlara
bir uzun karatma biter
akasyalar kopurur birdenbire
ve her avluda adinla anilan
cicekler sulanir aksamustleri
bir arkadas evinde ugrariz yolustu
bir fincan kahve iceriz, isitir bizi
basini sessizce omzuma koyarsin
gulureyhan olur solugun
biz kaliriz kuslar donup gelir
her balkonda bir menekse sesi
belki yeniden guzellestiririz
adlari degistirilen parklari
perdeleri hic acilmayan evlerde
isiklar yanar cocuk sesleri duyulur
tanidik sevinclerle dolar yeniden
kendi sesini kemiren alanlar
anisi biz olalim bu sokaklarin
ve hic durmadan yagmur yagsin
biz gurultusuz sozcukler bulalim
sarmasiklar fisildassin yine
gidersek birlikte gideriz
yeni sevincler buluruz huzne benzeyen
siir:ahmet telli
acsin,icini kavuran seyleri kusamazsin artik cok gec; mum isiginda aydinlattigin odanda karanliga teget gecersin surekli bir oyun gibi.kapin calinmalidir diye kac kez dilek tutarsin her yildiz kaydiginda.durmadan icersin,sigaran da yanar senin gibi.aklindan cikaramadigin bir seyin dakikalar sonra seni rahatlatici haberi geldiginde karanligi siyirdigin zamandir,geceden.
insanlarin yasadiklari sosyal,kulturel,politik vb cevrelerinde yasadiklari olumsuz seyler psikolojik rahatsizliklara bununla beraber bedensel hastaliklara neden olur.sehirlesmenin de getirdigi olumsuz psikolojik sorunlarin beraberinde getirdigi bedensel belirtileri ki bunlar;stres,algi bozukluklari,bas agirisi,mide rahatsizliklari,avuc terlemeleri,halsizlik,siklikla idrar yapma ihtiyaci,tende cikan sivilciler,alerjik lekeler,karin agrilari,asiri kaygilanma,terleme,travma sonrasi tikler ve dahasidir.psikomatik rahatsizliklar kadinlarda genellikle aile kokeninden,erkeklerde ise mesleki hayatlarinda yasadiklari sorunlardan kaynaklanir.psikomatik rahatsizliklarin tedavisinde hem psikiyatrist hem de bilissel yollardan faydalanilir.rahatsizlik sonrasi meydane gelen fiziksel sorunlarin giderilmesi oncelik alinir.sonrasinda rahatlama ve gevsemeyle birlikte rahatsizliga neden olan psikolojik sebepler arastirilarak iyilestirmeler yapilir.
kimileri icin her yeri kapsayan kimileri icin ise ozel yerlerin oldugu mesela kadinlar genelde tenha yerleri tercih eder;erkeklerse cogu zaman iste ben yapiyorum heyt diye herkezin gorebilecegi yerleri secer.esasen bilimsel olarak net bir cevabi olmasada cagrafik olarak tanimlarsak bizim evin adresini verebilecegim yerdir,en romantik opusme mekani.
tanrinin yonetmesinden iyidir dedigim baslik.acan razi olsun yeter...
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?