- fred bana ordan bir şişe süt verir misin?
+ rambo parkta üç çocuğun ataklarını almışlar, hükümet parka operasyon düzenlemeni istiyor.
- tamam fred şimdi sen bana arkadan bi koli getir. bi de aceleyle çıkmışım evden, şu ekmek bıçağını ver.
+ bıçak tamam da rambo, koli niye?
- hazırlık aşaması fred, botumun bağcıklarını şöyle yerden hafif yüksekçe bir yerde bağlamalıyım. damarlar ancak o zaman kabarıyor.
tatatatatatatatatata
anasının rahminden kafasındaki kara kuşağı, komando bıçağı ve botlarıyla fırlayan rambodur bu rambo. sonradan çeşitli rambolar türediyse de en sevimlisi budur. daha, yalancıktan asar keser çünkü.
anne babasının küçük rambo doğduğunda sarfettikleri cümle.
ataerkil.
(bkz: pederşahi).
(bkz: noyan özkan).
ayrıca hoşgelmiş yeni bilgicimiz.
ayrıca hoşgelmiş yeni bilgicimiz.
kenan evren e darbeyi övmekten dolayı dava açan izmir barosu avukatı.
"...ama tenha yerleri tahmin edemezsiniz tabi" diye devam edebilecek yarım kalmış cümle.
(bkz: kanuni sultan süleyman). yalnız "lovmeykır" diye okunmalı efendim. sonra, "lavmeykır" falan dersiniz de semra özal gibi sultan süleyman hakkında alternatif tarih yazarsınız mazallah.
izmir, evka-1 de bulunan suni göl topluluğu,park.
seçimden sonra hamas ı terör örgütü ilan etmiş paşa. hamas resmi olarak devletin başına geçince ne açıklama yapacak merak içindeyim.
selvi boylum al yazmalım da ahmet mekin in canlandırdığı süper ötesi karakterdir.
selvi boylum al yazmalım da kadir inanır ın canlandırdığı karakter.
öncelikle: (bkz: #202804).
çatışmalar çıkmadığı zaman (çatışmadan kasıt iki farklı görüşün çatışmasıdır) diğer kültürlere karşı son derece hoşgörülü olan yazarlarımız, birisi düşünce özgürlüğü kapsamında birkaç söz ettiğinde bir anda faşizan tavır takınıp sözlüğü "ya sev ya terket", kahrol, geber,provokatörlerle donatabilmektedirler. unutmayın ki hoşgörümüzü test eden anlar bu tür olaylardır.evet, bu sözler düşünce özgürlüğü kapsamındadır. zira kimseyi kışkırtma,eyleme kalkıştırma amacı içermemektedir ve hatta ben böyle yapıcam bile dememektedir (kriter "açık ve yakın tehlike"dir, aslında o bile değildir,clear and present danger, yani açık ve "mevcut" tehlike ama yargı kararları ilk söylenileni esas alıyor türkiye de). sadece, örneğin, benim keşke dünya bir olsa, devletler yok olsa diye iç geçirip bunu sözlüğe yazmam gibidir. fakat, buna karşı takınılan tutum direkt bir dayatma niteliği alıyor ve arkasından geliyor "provokatör, ya sev ya terket"ler. iyi de ortaya bir öneri atılmamış ki, neyi eleştirip karşı tez ileri sürüyorsunuz? "bin beşyüz katlı çilekli pastayı çok severim" dediğimde "hayır bin beşyüz katlı pasta olmaz" mı diyeceksiniz. deyin. ama size ne bundan, ben seviyorum. değiştirebilecek misiniz? "zor"la bunu yapmaya çalışırsanız bunun adı da faşizmdir. ve bu tür tepki alan insanların sığınacağı yer de terörizmdir. yani o dağlarda dolaşan teröristler dilini, kültürünü, her şeyini aldığınız ama ellerine sadece birer kafa kağıdı tutuşturduğunuz insanlardır. sözlükten de ya sev ya terket deyip uzaklaştırın, toplumun her kesiminde böyle bir izolasyon olsun, sonra her iki taraftan ölen binlerce insan için gözyaşı dökün. sanırım bu tür sözlere karşı takınılacak tutum, ortamı gerginleştirip düşman yaratma olmamalı. onun yerine empati(eşduyum) yapabiliriz ve zamanında kendi devletini kurmak isteyen, başka milletlerin hükümranlığında hor görülmek istemeyen bizler gibi kendisi için bir yaşam alanı düşleyen ve bunun aracını da kendi milletinin devletinin kurulmasını "arzulayan,hayal eden" insanlara karşı, bunu suç unsuru haline getirmedikçe, hoşgörülü davranabiliriz. arkadaşlar, siz muhatabınızla böyle kötü bir iletişim kurunca onun bir anda bütün düşüncelerinden vazgeçeceğini mi düşünüyorsunuz? sakın aksi olmasın?
bir kısırdöngü, içinden çıkılamayan durum görüyorsanız, buyrun şunun üstünde uzunca düşünün: millet.
çatışmalar çıkmadığı zaman (çatışmadan kasıt iki farklı görüşün çatışmasıdır) diğer kültürlere karşı son derece hoşgörülü olan yazarlarımız, birisi düşünce özgürlüğü kapsamında birkaç söz ettiğinde bir anda faşizan tavır takınıp sözlüğü "ya sev ya terket", kahrol, geber,provokatörlerle donatabilmektedirler. unutmayın ki hoşgörümüzü test eden anlar bu tür olaylardır.evet, bu sözler düşünce özgürlüğü kapsamındadır. zira kimseyi kışkırtma,eyleme kalkıştırma amacı içermemektedir ve hatta ben böyle yapıcam bile dememektedir (kriter "açık ve yakın tehlike"dir, aslında o bile değildir,clear and present danger, yani açık ve "mevcut" tehlike ama yargı kararları ilk söylenileni esas alıyor türkiye de). sadece, örneğin, benim keşke dünya bir olsa, devletler yok olsa diye iç geçirip bunu sözlüğe yazmam gibidir. fakat, buna karşı takınılan tutum direkt bir dayatma niteliği alıyor ve arkasından geliyor "provokatör, ya sev ya terket"ler. iyi de ortaya bir öneri atılmamış ki, neyi eleştirip karşı tez ileri sürüyorsunuz? "bin beşyüz katlı çilekli pastayı çok severim" dediğimde "hayır bin beşyüz katlı pasta olmaz" mı diyeceksiniz. deyin. ama size ne bundan, ben seviyorum. değiştirebilecek misiniz? "zor"la bunu yapmaya çalışırsanız bunun adı da faşizmdir. ve bu tür tepki alan insanların sığınacağı yer de terörizmdir. yani o dağlarda dolaşan teröristler dilini, kültürünü, her şeyini aldığınız ama ellerine sadece birer kafa kağıdı tutuşturduğunuz insanlardır. sözlükten de ya sev ya terket deyip uzaklaştırın, toplumun her kesiminde böyle bir izolasyon olsun, sonra her iki taraftan ölen binlerce insan için gözyaşı dökün. sanırım bu tür sözlere karşı takınılacak tutum, ortamı gerginleştirip düşman yaratma olmamalı. onun yerine empati(eşduyum) yapabiliriz ve zamanında kendi devletini kurmak isteyen, başka milletlerin hükümranlığında hor görülmek istemeyen bizler gibi kendisi için bir yaşam alanı düşleyen ve bunun aracını da kendi milletinin devletinin kurulmasını "arzulayan,hayal eden" insanlara karşı, bunu suç unsuru haline getirmedikçe, hoşgörülü davranabiliriz. arkadaşlar, siz muhatabınızla böyle kötü bir iletişim kurunca onun bir anda bütün düşüncelerinden vazgeçeceğini mi düşünüyorsunuz? sakın aksi olmasın?
bir kısırdöngü, içinden çıkılamayan durum görüyorsanız, buyrun şunun üstünde uzunca düşünün: millet.
ilk ve orta öğrenim boyunca, öğrencilerin, öğretmenin insafına göre oldukları bir çeşit bilgi ölçme testi.
birsürü bir şeyler olur; yıldırım düşer, yangın yanar, su sulanır, sel alır gider, yumruk yenir ama ayağa kalkılır ve devam edilir, bırakılan yerden, hiçbir şey olmamış gibi.
independence nin imitasyonu.
serçe parmağını büzdüğü dudaklarına götürüp gülmesi ise çok komiktir.
dünyayı ele geçirmeye çalışırken austin powers a takılan kötü insan, kel doktor.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?