ohcaptainmycaptain

Kınadığını yaşamadan ölmezsin :)))
Edit: entry ironi içerir, ama bencebunu söylemem ayıp değil. :))))

bu katar, bize ne katar???...??????????

youtube.com/watch?v=ngVHtE-iZSQ

sonunda da ''düştüm mahpus damlarına,'' diyen çıraktır..

Tsutomu Yamaguchi (d. 16 Mart 1916; Nagasaki, Japonya - ö. 4 Ocak 2010, Nagasaki, Japonya),

II. Dünya Savaşı sırasında hem Hiroşima'da hem de Nagasaki'de atom bombasının etkisini yaşamasına karşın hayatta kalabilen Japon mühendis.
Her iki bölgede de bulunan Yamaguchi, Japonya hükûmeti tarafından iki atom bombası patlamasından da kurtulan tek adam olarak resmî kayıtlara geçmiştir.
Yamaguchi 16 Mart 1916 tarihinde Nagasaki şehrinde doğdu. Ortaöğretim olkulundan mezun olduktan sonra Nagasaki Mitsubishi Tersanesi'ne girdi ve firmanın donanım tasarım bölümünde tasarımcı olarak çalıştı.

Mayıs 1945'te iş gereği Hiroşima'daki tersaneye gidip çalıştı. 6 Ağustos 1945 sabahı iş yerine giderken, atom bombasının patladığı nokta olan ground zero'ya 3 kilometre mesafedeydi. Sol kulak zarı yırtıldı ve bel üstünün sol tarafından yanarak ağır yaralandı. 7 Ağustos 1945'te trenle Nagasaki'ye döndü. 9 Ağustos 1945'te Nagasaki Mitsubishi Tersanesi'nde Hiroşima'nın durumunu rapor ederken atom bombası patladı.

Savaş bittikten sonra Nagasaki Mitsubishi Tersanesi'nde ayrıldı ve Nagasaki'de konuşlandırılan ABD Deniz Piyade Kolordusu 5. Taburu için bir tercüman olarak çalıştı. Daha sonra 7 yıldır İngilizce öğretmenliğini yaptıktan sonra tekrar Nagasaki Mitsubishi Tersanesi'ne döndü ve tanker tasarımcısı olarak çalıştı.

Yaşlandıkça atom silahlarının kullanımı hakkında görüşleri değişmeye başlayan Yamaguchi, 1980'li yıllarda kendisi ve deneyimleri hakkında bir kitap yazdı.

Yamaguchi, nükleer silahsızlanmanın savunucularından biri oldu.

2006 yılında mide kanseri olduğunu öğrendi ve 2009 yılının Mart ayında bunu açıkladı. 22 Aralık 2009 tarihinde atom bombası hakkında bir film çekmeyi planlayan James Cameron tarafından ziyaret edildi ve kendisine Görevim hemen hemen bitti. Geri kalanları size emanet ediyorum. diye konuştu. 4 Ocak 2010 tarihinde 93 yaşında öldü.

hayır ulasmadım ama yenileri var şimdii, üstelik kullanılmamış....

alttaki komşum, en az pişman olduğun şey nedir?

en güzel görüntü sıralarında uslu uslu oturan öğrencilerin, ''bu bile başbakan olduysa, pühüüüü'' bakışı idi.

yukarıdaki entry sahibi yuce den özür dileyerek kendi entrymi girmek isterim. eğer vicdanlı, duyarlı, onurlu ve adil olmak gibi meziyetleriniz var ise muhtemelen çok mutsuzsunuzdur. Bütün çevrenizdeki haksızlıklar, üçkağıtlar, zulüm, kaypaklık ve ahlaksızlıklar sizi çok mutsuz edecek. Yatağa girip iç huzuruyla uyuyacaksınız ama çok da kazık yıyeceksiniz...
Hani bir şarkı var ya mutlu aşk yoktur. bu da öyle bir şey..

hiçbir çocuğa daha emeğiniz gecmediği içindir.. onlarin yüreklerinin ne kadar büyük olduğunu gördüğünüzde, siz de seviyorsunuz zaten.. yüreğinizi daraltmayin..

Ey Âdemoğulları, namaz kılacağınız her vakit, elbisenizi giyin, süslenin ve yiyin, için, israf etmeyin, şüphe yok ki o, müsrifleri sevmez.( Araf suresi, 31. ayet)

şimdi, bu arkadaşlar dindarlar değil mi her fırsatta kendilerine benzemeyen herkesı zındıklıkla suçluyorlar, dövüyorlar, vs. peki bu allahiın sevgili kulları ayet bu kadar açıkken, üstelik muhtemeldir ki devlet parasıyla, böyle gösterişli sofralarda birbirlerini ağırlıyorlamayi marifet mi saniyorlar?.ıslam peygamberi nin böyle gösterişli sofralarda ve israfla iftar ettiğini mi zannediyorlar acaba?

öleceğini bilerek yasayan tek canlı insandir.. ve bunu bilerek, delirmeden her sabah yatağindan kalkar ve hayatına devam eder. iste bu sakinlik icindeki, delilik hali yasamdir...

mercimek corbasi gibidir. sorsan herkes baska turlu tarif eder. icine ne koysan kaldirir.. kimi cok sever, kimi sevmez.

o kadar zavalli oluyorlar ki, o kadar uzgun.. cok uzuluyorum sozluk, ailece kedi manyagiyiz, ama artik evde kedi bakmiyoruz, hicbirimiz.. sokak hayvanlari daha muhtac..cok az seyle mutlu oluyorlar zaten..

Dogru veya yanlis degildir.. evliligin kismet isi olduguna inaniyorum..siz planlayin istediginiz kadar, ya da oyle gorunun cevrenize.. hic farketmez.ozelikle evlilik konusunda, kimsenin dogrusu, kimsenin yanlisi degildir,,,, bence...

baslik hangi konuda, pek bilemedim..
Flamingo, bir kus turu, pembe renklidir ve 6 degisik turu vardir. anadolu'da ise, Alli turna olarak bilinir. (kaynak: wikipedia)
flamenko ise; Endulus halk muzigi ve bu muzikle yapilan bir dans cesididir. Flamenko, sadece muzik, dans veya gitar degil, tam bir kultur yapisidir.(kayanak: wikipedia)

benim icin butun entry'ler ayni, baslik onemli.. gorusum varsa ve yazmaya deger bulursam yazarim.. ama cok uzun entry'leri atlaya ziplaya okurum. kim begenmis ya da sevmemis pek dikkat etmem.. eksi vermeyi dogru bulmuyorum, icinde baska bir goruse giydirmemisse.. herkes herseyi yazmali sonucta..bunun icin buraya gelmedik mi?

selpak mendilin katlarina yazmak.. ve o mendili asla elden birakmamak.. siraya yazmak... kitap acmak... kalemkutusunun icine onemli notlari kucucuk yazarak atmak, silgi dusurup, siranin altindan artik allah ne verdiyse... evet cok kopye cektim, ilkokul 5. siniftan basladim.. orda kopyanin ilk sartini ogrendim.. asla hocanin kuskulandigi tip olmayacaksiniz.. yani hem cok inek gorunurdum, hemde super kopya cekerdim..bence bu egitim sisteminde kopya ekmeyen de yoktur zaten

icimdeki sizi'dir..

cok zor bir durum.. kucuk bebek umarim, sagligina kavusabilir. Ailesi de umarim hak arayislarinda basarili olur.. bir ozur dilemek, ve hatayi kabullenmek bu kadar mi zor? zavalli aileyi acidan aciya surukluyorlar..