müziğe önem veren, sesini ve enstrümanını çok iyi konuşturan... hak edene hak ettiği kadar değer veren, lafını esirgemeyen.. sesi kadar kendini de sevdiğim iyi bir solist, iyi bir arkadaş..
an itibariyle, kahraman tazeoğlu ve gökhan türkmenin muhteşem bir program sunumuyla karşımıza geldiği yayın istasyonu...
işığın bittiği yerde, karanlık hüküm sürer…
neşe kaybolduğu anda, hüzün başlar…
…ve karanlık hüzünlendiği zaman, etrafı bir mavilik sarar…
neşe kaybolduğu anda, hüzün başlar…
…ve karanlık hüzünlendiği zaman, etrafı bir mavilik sarar…
(bkz: here with you)
ruh bilimi bilinç dışı bir sürecin aracılığıyla, kişinin ruhsal veya fizyolojik alanıyla ilgili bir düşüncenin gerçekleştirilmesi...
yıkık, harap
hemen hemen herkesin cebinde taşımış olduğu anahtarlarını kapı önlerine geldiklerinde taktıkları nesnenin ismidir.. kilidin içinde kilidi hareketlendiren, kapıları kilitlememize yarayan alettir.. ortasında bir vida geçme yeri vardır ve bu vida barelin sabit durmasına neden olur.. bazı bilinçsizler vardır ki kapı kilidim bozuldu diye kilidi komple değiştirmeye kalkarlar ki aslında çözüm bareldedir..
barel kilitleme açma işlemine yarayan ve halk arsında göbek diye adlandırılan mekanizmadır.
barel kilitleme açma işlemine yarayan ve halk arsında göbek diye adlandırılan mekanizmadır.
zekilik ve sempati...
2008’in kasım ayında çıkacağını duyduğum ve oynamak için sabırsızlandığım oyun...
günümüzde anlamını yitirmiş, basite indirgenmiş iki kelime...
kimsesiz bir intihar mektubu kadar soğuktu
saçları yağmurlu kız
dilinde pasaklı küfürlerle
buruşturulmuş bir mevsimin
öksüz limanlarını arıyordu
ayakları korkulu yorgun geceye takıldı
yollarda yolsuz
uykulara uykusuzdu
dudaklarına hüzzam şarkıları serilmişti
beni söylemiyor vurun bu şarkıları dedi
biliyordu bu sonbahardı
şimdi hangi çekmecedeydi o yaralı şiirler
resimlere yıkılmış o duruş
gözleri tutkulu acemi çocuk neredeydi
yasaklara çizilmiş ufalanmış güneşlere
yitik adreslere nereden gidilirdi
bir gece
usulca kayan mutsuz bir yıldıza aldandı
zaman sözünü tutmadı
olmadı
güncemdeki eksik adın şimdi yüreğime dipnot
saçları yağmurlu kız
kahraman tazeoğlu
saçları yağmurlu kız
dilinde pasaklı küfürlerle
buruşturulmuş bir mevsimin
öksüz limanlarını arıyordu
ayakları korkulu yorgun geceye takıldı
yollarda yolsuz
uykulara uykusuzdu
dudaklarına hüzzam şarkıları serilmişti
beni söylemiyor vurun bu şarkıları dedi
biliyordu bu sonbahardı
şimdi hangi çekmecedeydi o yaralı şiirler
resimlere yıkılmış o duruş
gözleri tutkulu acemi çocuk neredeydi
yasaklara çizilmiş ufalanmış güneşlere
yitik adreslere nereden gidilirdi
bir gece
usulca kayan mutsuz bir yıldıza aldandı
zaman sözünü tutmadı
olmadı
güncemdeki eksik adın şimdi yüreğime dipnot
saçları yağmurlu kız
kahraman tazeoğlu
(bkz: erica cinerea)
cezmi ersözün yazdığı leman samın seslendirdiği muhteşem bir eser...
gözlerini eksik yaşanmış bir bahar gibi kullan
gülüşünü as intihar koğuşlarına
çelimsiz ruhlarda erken yağmurlar biriktir
nasılsa taşra hep hazırdır aşka
üzülme, sakın dönme kendine
tesellisi ol cehennemin
cehennemin son meleği ol
gözlerini eksik yaşanmış bir bahar gibi kullan
gülüşünü as intihar koğuşlarına
çelimsiz ruhlarda erken yağmurlar biriktir
nasılsa taşra hep hazırdır aşka...
gözlerini eksik yaşanmış bir bahar gibi kullan
gülüşünü as intihar koğuşlarına
çelimsiz ruhlarda erken yağmurlar biriktir
nasılsa taşra hep hazırdır aşka
üzülme, sakın dönme kendine
tesellisi ol cehennemin
cehennemin son meleği ol
gözlerini eksik yaşanmış bir bahar gibi kullan
gülüşünü as intihar koğuşlarına
çelimsiz ruhlarda erken yağmurlar biriktir
nasılsa taşra hep hazırdır aşka...
kahraman tazeoğlunun çok sevdiğim eserlerinden biri...
bu gemi nereye gidiyor usta?
içim bos gemiler boş!
bu gemi nereye gidiyor usta?
bir kız vardı! saçlarini ruzgara satan kız
bir nehir kiyisindaydi bir gece karşıya gecmek istedi
göz kapaklarındaki kan çanaklarındaki sunulmuştu hayat
hayat ağır geliyordu göz kapaklarına
çekik gözlerinde yüklü sevdalar yaşıyordu
nehrin karşısına geçmekti sadece niyeti
birşeyler geri çekiyordu
önce sustu! dinledi..
nehri rüzgarı..
yüzünü keşişlemeye döndü ve sattı saçlarını!
kısınca gözlerini hayat akar giderdi kenarlarından
karşısındaki nehir içinden geçerdi
ve o hiç içinden nehir geçen şarkıları bilmezdi
susardı! dinlerdi sesleri..
bir adam vardı karşıda susan bir adam!
konuşsa bilecekti gitse, gelicekti.
konuşmadı, gitmedi..
öylece durdu!
nehir saçlarını rüzgara satan kızın içinden geçiyordu!
gerisi yokluk, gerisi hiçlikti!
bu gemi nereye gidiyor usta dedi!
biliyordu! köprü az ötedeydi..
içinden nehirler geçen şarkılar duydu!
keşişleme bir rüzgar vardı!
ve hala saçlarını rüzgara satıyordu
bitip yitip başlamanın hüzünlü bekleyişindeydi
ne kalabiliyordu ne gidebiliyordu
şimdi öyle bir yerdeyim ki diyordu
aşağı dökülsem aşk
yukarı aksam ben
bir su olduğunu anladı
sen istediğin kadar yarımla beni ben seni tamamlarım!
adam nehrin karşısında bekliyordu..
gözlerinde yılların birikimi çizgiler
ellerinde şiir kokulu bir akşam!
şiirler okununca unutulmalı dedi!
hasret dokununca uyutulmalı..
adam sakindi.. adam suskun!
saçlarını rüzgara satan kız bir şiirdi ellerinde hiç bitmeyen!
beni tut! içine ser..
çekilmemiş fotoğrafların banyosuna sakladım gözlerimi
beni gör!sesime gel..
öyle inandır ki beni!
güneşi arkama alayım..
ve kulağına içinden nehirler geçen şarkılar söyleyeyim..
şarkıların bittiği yerde!
gözlerinde öleyim..
oraya yatır beni! gözlerine, aşka!
bu gemi nereye gidiyor usta?!
içim boş gemiler boş..
bu gemi nereye gidiyor usta!
elimi uzatmaya kaç sebebim var..
ve tutmamaya kaç bahanem..
elini uzatsan nehirlerden de geçer misin?
köprü olur mu onlar? sana ve bana..
ve rüzgar saçlarınla oynaşan keşişlemeler..
zamanı uzatsam? içinde ölebileceğimsin..
sana dokunmaya öyle birikmişim ki
parmak uçlarım kanıyor..
senelerdir su yüzü görmemiş topraklar gibisin!
sana aktıkça yutuyorsun beni..
aktıkça içine çekiyorsun..
bitmem ki çağlıyorum! çoğalıyorum..
çünkü kaçmadım! kalmayı seçtim..
bir uçuruma yuvarlanıyorum bilerek ve isteyerek..
al sesimi susumu us’umu..
ama sen’ime dokunma!
saçlarını yüzgara sat!
beni kendine kaç..
otoğanı kır yüreğime..
gecenin kırmızısında kaybol..
az ötende köprüler.. az kaldı!
geç.. senden başka sevmeye beni..
öleceksen! benden başla ölmeye..
bu gemi nereye gidiyor usta!
biz aynı yöne gidildikçe aynı yere gelinir yazalım mı denizlere?
gözlerin kalsın!
nehirler ve şarkılar kurusun! önemi yok..
sadece gözlerin..
bu adam dokunmadan gitmeyecek..
gömüleceği yer orası!
gidersen! sözün ayaklarına geçerse..
geri de bıraktıklarını düşün!
gidemezsen belli sebebi..
bazen kalmaktır,zor olan..
gitmek ile kaçmak aynı şeydir bazen..
ve o uçurumdan beraber yuvarlanır insan!
bilerek ve isteyerek..
gözlerindeki kan çanaklarına sunuyorum, kendimi..
burada kimim var ki?
içimde benden başka,içimde bir dışım var!
içimde yer yok başka.. dışında kimin var senin..
içindeki yoktan başka? biliyorum.. dışında bir yerdeyim
içimde heryer aşkın.. orada kimin var ki? içinde senden başka..
içimde bin yerin var! dışında herkes başka..
ve sen şimdi yatağında o nehir, kulaklarında..
bu gemi nereye gidiyor usta?!
kahraman tazeoğlu
bu gemi nereye gidiyor usta?
içim bos gemiler boş!
bu gemi nereye gidiyor usta?
bir kız vardı! saçlarini ruzgara satan kız
bir nehir kiyisindaydi bir gece karşıya gecmek istedi
göz kapaklarındaki kan çanaklarındaki sunulmuştu hayat
hayat ağır geliyordu göz kapaklarına
çekik gözlerinde yüklü sevdalar yaşıyordu
nehrin karşısına geçmekti sadece niyeti
birşeyler geri çekiyordu
önce sustu! dinledi..
nehri rüzgarı..
yüzünü keşişlemeye döndü ve sattı saçlarını!
kısınca gözlerini hayat akar giderdi kenarlarından
karşısındaki nehir içinden geçerdi
ve o hiç içinden nehir geçen şarkıları bilmezdi
susardı! dinlerdi sesleri..
bir adam vardı karşıda susan bir adam!
konuşsa bilecekti gitse, gelicekti.
konuşmadı, gitmedi..
öylece durdu!
nehir saçlarını rüzgara satan kızın içinden geçiyordu!
gerisi yokluk, gerisi hiçlikti!
bu gemi nereye gidiyor usta dedi!
biliyordu! köprü az ötedeydi..
içinden nehirler geçen şarkılar duydu!
keşişleme bir rüzgar vardı!
ve hala saçlarını rüzgara satıyordu
bitip yitip başlamanın hüzünlü bekleyişindeydi
ne kalabiliyordu ne gidebiliyordu
şimdi öyle bir yerdeyim ki diyordu
aşağı dökülsem aşk
yukarı aksam ben
bir su olduğunu anladı
sen istediğin kadar yarımla beni ben seni tamamlarım!
adam nehrin karşısında bekliyordu..
gözlerinde yılların birikimi çizgiler
ellerinde şiir kokulu bir akşam!
şiirler okununca unutulmalı dedi!
hasret dokununca uyutulmalı..
adam sakindi.. adam suskun!
saçlarını rüzgara satan kız bir şiirdi ellerinde hiç bitmeyen!
beni tut! içine ser..
çekilmemiş fotoğrafların banyosuna sakladım gözlerimi
beni gör!sesime gel..
öyle inandır ki beni!
güneşi arkama alayım..
ve kulağına içinden nehirler geçen şarkılar söyleyeyim..
şarkıların bittiği yerde!
gözlerinde öleyim..
oraya yatır beni! gözlerine, aşka!
bu gemi nereye gidiyor usta?!
içim boş gemiler boş..
bu gemi nereye gidiyor usta!
elimi uzatmaya kaç sebebim var..
ve tutmamaya kaç bahanem..
elini uzatsan nehirlerden de geçer misin?
köprü olur mu onlar? sana ve bana..
ve rüzgar saçlarınla oynaşan keşişlemeler..
zamanı uzatsam? içinde ölebileceğimsin..
sana dokunmaya öyle birikmişim ki
parmak uçlarım kanıyor..
senelerdir su yüzü görmemiş topraklar gibisin!
sana aktıkça yutuyorsun beni..
aktıkça içine çekiyorsun..
bitmem ki çağlıyorum! çoğalıyorum..
çünkü kaçmadım! kalmayı seçtim..
bir uçuruma yuvarlanıyorum bilerek ve isteyerek..
al sesimi susumu us’umu..
ama sen’ime dokunma!
saçlarını yüzgara sat!
beni kendine kaç..
otoğanı kır yüreğime..
gecenin kırmızısında kaybol..
az ötende köprüler.. az kaldı!
geç.. senden başka sevmeye beni..
öleceksen! benden başla ölmeye..
bu gemi nereye gidiyor usta!
biz aynı yöne gidildikçe aynı yere gelinir yazalım mı denizlere?
gözlerin kalsın!
nehirler ve şarkılar kurusun! önemi yok..
sadece gözlerin..
bu adam dokunmadan gitmeyecek..
gömüleceği yer orası!
gidersen! sözün ayaklarına geçerse..
geri de bıraktıklarını düşün!
gidemezsen belli sebebi..
bazen kalmaktır,zor olan..
gitmek ile kaçmak aynı şeydir bazen..
ve o uçurumdan beraber yuvarlanır insan!
bilerek ve isteyerek..
gözlerindeki kan çanaklarına sunuyorum, kendimi..
burada kimim var ki?
içimde benden başka,içimde bir dışım var!
içimde yer yok başka.. dışında kimin var senin..
içindeki yoktan başka? biliyorum.. dışında bir yerdeyim
içimde heryer aşkın.. orada kimin var ki? içinde senden başka..
içimde bin yerin var! dışında herkes başka..
ve sen şimdi yatağında o nehir, kulaklarında..
bu gemi nereye gidiyor usta?!
kahraman tazeoğlu
(bkz: compliqué)
(bkz: esrar)
yerel özellikler taşıyan dinî törenler.
seyduna & şahrud efsanesinin yaratıcısı..
yitik bir öykü....
yitik bir öykü....
keşfe yapılan bir yolculuk...
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?